| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | secrecy i. | gizlilik | ||
|
However, traditional secrecy strikes again in the case of public security, defence and military matters. Ancak kamu güvenliği, savunma ve askeri konular söz konusu olduğunda geleneksel gizlilik yine karşımıza çıkmaktadır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | secrecy i. | gizlilik | ||
|
It would be perverse for Britain to go from a position of transparency to one of relative secrecy. İngiltere'nin şeffaflık konumundan göreceli bir gizlilik konumuna geçmesi sapkınlık olur. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | secrecy | gizlilik | ||
|
Such a committee on security affairs thus only serves to protect secrecy. Güvenlik işleriyle ilgili böyle bir komite sadece gizliliğin korunmasına hizmet eder. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | secrecy | gizlilik | ||
|
Such a committee on security affairs thus only serves to protect secrecy. Dolayısıyla güvenlik işleriyle ilgili böyle bir komite sadece gizliliğin korunmasına hizmet eder. More Sentences |
||||
| Military | ||||
| Askeri | secrecy | gizlilik | ||
|
This objective of secrecy has even survived the introduction of universal suffrage. Bu gizlilik hedefi, genel oy hakkının getirilmesinden sonra bile varlığını sürdürmüştür. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | secrecy i. | ağız sıkılığı | ||
| Genel | secrecy i. | esrarengizlik | ||
| Genel | secrecy i. | ketumluk | ||
| Genel | secrecy i. | ketumiyet | ||
| Genel | secrecy i. | sır saklama | ||
| Genel | secrecy i. | sır tutma | ||
| Law | ||||
| Hukuk | secrecy | mahremiyet | ||
| Archaic | ||||
| Eski Kullanım | secrecy i. | gizlenen şey | ||
| Eski Kullanım | secrecy i. | gizemli olan şey | ||
| Eski Kullanım | secrecy i. | esrarengiz durum | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | lift the veil of secrecy f. | sır perdesini kaldırmak |
| Phrases | ||
| İfadeler | under the seal of secrecy expr. | gizli tutmak kaydıyla |
| İfadeler | under the seal of secrecy expr. | gizli kalmak şartı ile |
| Politics | ||
| Siyasal | under the seal of secrecy expr. | gizli tutmak şartıyla |
