tumble - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tumble

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"tumble" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 48 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
tumble i. takla
General
tumble i. yuvarlanma
tumble i. dönme
tumble i. düşme
tumble i. düşüş
tumble i. perende
tumble i. taklak
tumble i. kargaşa
tumble i. karışıklık
tumble i. yıkılma
tumble i. akıl karışıklığı
tumble i. (bir şeyi) atma
tumble i. yazı tura atma
tumble i. öbek
tumble i. rastgele yığın
tumble i. kazara düşme
tumble i. ilgilenme belirtisi
tumble i. sevgi gösterisi
tumble f. altüst etmek
tumble f. örselemek
tumble f. takla atmak
tumble f. tepetaklak olmak
tumble f. perende atmak
tumble f. yuvarlanmak
tumble f. devirmek
tumble f. dağıtmak
tumble f. karıştırmak
tumble f. dönmek
tumble f. düşürmek
tumble f. yıkılmak
tumble f. devrilmek
tumble f. yuvarlamak
tumble f. düşmek
tumble f. idrak etmek
tumble f. bir konuyu kavramak
tumble f. anlamak
tumble f. yere yuvarlanmak
tumble f. denk gelmek
tumble f. tesadüfen olmak
tumble f. fırıl fırıl döndürerek saçmak
Technical
tumble i. cilalama tamburu
tumble i. perdah silindiri
tumble f. cilalama tamburunda (mücevherleri) parlatmak
tumble f. yıkmak
Marine
tumble f. (gemi) su hattı üzerinde yükseldikçe gövdesi daralmak
tumble f. (bordalar) içeriye çökmek
Sport
tumble i. parende
Archaic
tumble f. sağa sola saçarak dağıtmak

"tumble" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 132 sonuç

İngilizce Türkçe
General
tumble dryer i. çamaşır kurutma makinesi
tumble cart i. kağnı
tumble cart i. yük arabası
tumble car i. kağnı
tumble car i. yük arabası
tumble cart i. dingil akslı ve iki koltuklu araba
tumble car i. dingil akslı ve iki koltuklu araba
tumble down f. yuvarlanmak
tumble down f. devrilmek
tumble about f. yuvarlanmak
tumble out of bed f. yataktan fırlamak
tumble down over f. takla atmak
tumble down f. düşmek
tumble down f. düşürmek
tumble down f. yıkılmak
give somebody a tumble f. şaşırtmak
tumble-down f. devrilmek
tumble-down f. yuvarlanmak
tumble down f. yere yuvarlanmak
tumble off f. yere yuvarlanmak
tumble down the cliff f. uçurumdan aşağı yuvarlanmak
tumble into bed f. yatağa dalmak
tumble into bed f. kendini yatağa atmak
tumble down f. yere yığılmak
rough-and-tumble s. boğuşma
rough-and-tumble s. alt alta üst üste
tumble-down s. yıkık dökük
rough-and-tumble s. itişip kakışma
rough-and-tumble s. arbede
rough-and-tumble s. itiş kakış
rough-and-tumble s. eğreti
rough-and-tumble s. gelişigüzel
rough-and-tumble s. üstünkörü
Phrasals
tumble up f. güvertede hızlı bir şekilde gitmek
tumble up [dialect] f. samanı demetler haline getirmek
tumble on f. kazara fark etmek
tumble over f. yuvarlanıp düşmek
tumble out of f. yuvarlanıp düşmek
tumble from (something) f. tepetaklak düşmek
tumble from (something) f. aşağı yuvarlanmak
tumble from (something) f. tepetaklak olmak
tumble from (something) f. yüksek bir pozisyondan ani düşüş yaşamak
tumble from (something) f. güçte, statüde, zenginlikte düşüş yaşamak
tumble from something f. bir şeyden/yerden düşmek
tumble into (someone or something) f. yanlışlıkla (birine/bir şeye) çarpmak
tumble into (someone or something) f. sendeleyip (birine/bir şeye) çarpmak
tumble into (someone or something) f. hızla giderken (birine/bir şeye) çarpmak
tumble into (someone or something) f. bir anda 8birine/bir şeye) çarpmak
tumble into someone or something f. birinin/bir şeyin üstüne düşmek
tumble into someone or something f. birinin/bir şeyin üstüne yuvarlanmak
tumble across (something) f. tek ayak üstünde (bir şeyden) geçmek
tumble across (something) f. kazara ya da şans eseri (bir şey) bulmak
tumble across (something) f. (bir şeye) denk gelmek
tumble across (something) f. şans eseri (bir şeyi) keşfetmek
tumble on (something) f. (bir şeye) ayağı takılmak
tumble on (something) f. (bir şeye) takılıp düşmek
tumble on (something) f. (bir şeyi) şans eseri bulmak
tumble on (something) f. (bir şeyi) şans eseri keşfetmek
tumble on (something) f. (bir şeye) tesadüfen rastlamak
tumble on (something) f. (bir şeyle) tesadüfen karşılaşmak
tumble along f. yuvarlanıp gitmek
tumble along f. zıplayarak gitmek
tumble to [uk] f. ayak uydurmak
tumble to [uk] f. uyuşmak
tumble into f. -e yanlışlıkla çarpmak
tumble into f. sendeleyip (bir şeye) çarpmak
tumble into f. hızla giderken (bir şeye) çarpmak
tumble out (of something or some place) f. (bir şeyden/bir yerden) dışarı düşmek
tumble out (of something or some place) f. (bir şeyden/bir yerden) dışarı dökülmek
tumble out (of something or some place) f. (bir şeyden/bir yerden) dışarı doğru yıkılmak/yuvarlanmak
tumble out (of something or some place) f. (bir şeyden/bir yerden) dışarı fırlamak
tumble out (of something or some place) f. (bir şeyden/bir yerden) hızla dışarı çıkmak
tumble out (of something or some place) f. (bir şeyden/bir yerden) dağılmak
tumble to (something) f. (bir şeye/bir yere) düşmek
tumble to (something) f. (bir şeye/bir yere) devrilmek
tumble to (something) f. (bir şeye/bir yere) yıkılmak/yığılmak
tumble to (something) f. (bir şeye/bir yere) yuvarlanmak
tumble to (something) [obsolete] f. (bir şeyi) anlamak
tumble to (something) [obsolete] f. (bir şeyin) farkına varmak
tumble to (something) [obsolete] f. (bir sonuca) varmak
tumble upon (something) f. (bir şeye) takılmak
tumble upon (something) f. (bir şeye) takılıp düşmek
tumble upon (something) f. (bir şeye) rastlamak
tumble upon (something) f. (bir şeye) denk gelmek
tumble upon (something) f. (bir şey) bulmak
tumble upon (something) f. (bir şey) keşfetmek
tumble upon (something) f. (bir şeye) tesadüf etmek
tumble upon (something) f. (bir şeyle) karşılaşmak
tumble upon (something) f. (bir şeye) rast gelmek
tumble upon (something) f. (bir şeye) rastlamak
Colloquial
tumble to f. farkına varmak
rough and tumble s. kaba saba
rough and tumble s. zorba
rough and tumble s. gürültülü
all in a tumble expr. altüst
all in a tumble expr. karmakarışık
Idioms
rough-and-tumble i. itiş kakış
rough-and-tumble i. itişip kakışma
the rough and tumble of politics i. siyasetteki çekişme/kavga
take a tumble f. tepetaklak gitmek
the rough and tumble of something expr. bir şeyin hırgürü
Trade/Economic
energy labelling of household electric tumble driers i. ev tipi çamaşır kurutma makinelerinin enerji etiketlemesi
tumble in prices i. fiyatlarda düşme
Technical
tumble dryer i. çamaşır kurutucusu
tumble-drier i. çamaşır kurutucusu
tumble drier i. çamaşır kurutma makinesi
gas-fired tumble dryer i. gaz yakan tamburlu kurutucu
household electric tumble-dryer i. ev tipi tamburlu kurutucu
domestic direct gas-fired tumble dryer i. ev ve benzeri yerlerde kullanılan doğrudan gaz ateşlemeli tamburlu kurutucu
domestic direct gas-fired tumble dryer i. ev tipi doğrudan gaz yakan tamburlu kurutucu
domestic direct gas-fired tumble dryer i. ev tipi doğrudan gaz ateşlemeli tamburlu kurutucu
energy labelling of household electric tumble driers i. ev tipi çamaşır kurutma makinelerinin enerji etiketlemesi
tumble dryer i. tamburlu kurutucu
tumble drier i. tamburlu kurutucu
Textile
tumble dry i. tambur kurutma
tumble dry i. tamburlu kurutma
tumble-dry f. kıyafetleri tamburlu kurutucu ile kurutmak
Automotive
variable tumble control system i. değişken takla kontrol düzeni
tumble flap i. takla klapesi
tumble type air flow i. taklalı hava akımı
Marine
tumble home i. bordaların içeriye çökmesi
tumble-home i. içe voltalı
tumble home f. içe doğru eğilmek
tumble home f. (bordalar) içeriye çökmek
Botanic
tumble grass i. ekili arazide yetişen, ince salkımları olan bir kuzey amerika otu
tumble grass (panicum capillare) i. kuzey amerika'da genellikle ekili arazide yetişen ince bir ot
tumble mustard (sisymbrium altissimum) i. uzun meyveli bülbül otu
tumble mustard (sisymbrium altissimum) i. avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
tumble knapweed i. kara kantaron
tumble knapweed i. zerdali dikeni
Agriculture
tumble [dialect] i. küçük saman yığını
Sport
tumble run f. yarım takla ile dönüş yapmak