Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
uzakta
"uzakta"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
uzakta
distant
s.
2
Yaygın Kullanım
uzakta
away
zf.
General
3
Genel
uzakta
far-off
s.
4
Genel
uzakta
out of way
s.
5
Genel
uzakta
distant
s.
6
Genel
uzakta
back
s.
7
Genel
uzakta
awa' [scottish]
s.
8
Genel
uzakta
jerkwater
s.
9
Genel
uzakta
out of one's way
s.
10
Genel
uzakta
by
s.
11
Genel
uzakta
out-of-the-way
s.
12
Genel
uzakta
odd
s.
13
Genel
uzakta
at a distance
zf.
14
Genel
uzakta
aloof
zf.
15
Genel
uzakta
clear
zf.
16
Genel
uzakta
out
zf.
17
Genel
uzakta
apart
zf.
18
Genel
uzakta
off
zf.
19
Genel
uzakta
far
zf.
20
Genel
uzakta
afar
zf.
21
Genel
uzakta
in the distance
zf.
22
Genel
uzakta
far away
zf.
23
Genel
uzakta
at a distant
zf.
24
Genel
uzakta
far afield
zf.
25
Genel
uzakta
away
zf.
26
Genel
uzakta
aff
zf.
27
Genel
uzakta
avaunt [obsolete]
zf.
28
Genel
uzakta
awa [scottish]
zf.
29
Genel
uzakta
at bay
zf.
30
Genel
uzakta
hence [obsolete]
zf.
31
Genel
uzakta
clean
zf.
32
Genel
uzakta
distantly
zf.
33
Genel
uzakta
fer
zf.
34
Genel
uzakta
roomer [obsolete]
zf.
35
Genel
uzakta
aloof [obsolete]
ed.
Phrases
36
İfadeler
uzakta
far afield
expr.
37
İfadeler
uzakta
farther afield
expr.
38
İfadeler
uzakta
further afield
expr.
39
İfadeler
uzakta
in the distance
expr.
Technical
40
Teknik
uzakta
long-distance
s.
41
Teknik
uzakta
away
zf.
Computer
42
Bilgisayar
uzakta
remote
s.
"uzakta"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 258 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
kiraya verdiği gayrimenkulden uzakta yaşayıp onunla pek ilgilenmeme
absenteeism
i.
2
Genel
şehrin dışında diğer evlerden uzakta olan mesken
private house
i.
3
Genel
çok uzakta
ultima thule
i.
4
Genel
kiraya verdiği gayrimenkulden uzakta yaşayıp onunla pek ilgilenmeyen mülk sahibi
absentee landlord
i.
5
Genel
uzakta olma
awayness
i.
6
Genel
uzakta olma durumu
awayness
i.
7
Genel
birbirinden uzakta ilişki yaşama
long distance relationship
i.
8
Genel
medeniyetten uzakta yaşayan insanlar
uncontacted people
i.
9
Genel
medeniyetten uzakta yaşayan insanlar
isolated people
i.
10
Genel
uzakta olan şey
remote
i.
11
Genel
uzakta olma
ulteriority
i.
12
Genel
bir süre uzakta yaşadıktan sonra memleketine veya çocukluk evine dönen kimse
homebird
i.
13
Genel
uzakta beliren gölge
loom
i.
14
Genel
uzakta beliren yansıma
loom
i.
15
Genel
medeniyetten uzakta yaşayan kimse
bushranger [us]
i.
16
Genel
uzakta köşe
by-corner
i.
17
Genel
yoldan uzakta yer
byplace
i.
18
Genel
yoldan uzakta yer
by-place
i.
19
Genel
kıyıdan uzakta olan yer
offing
i.
20
Genel
kıyıdan uzakta olan yol
offing
i.
21
Genel
uzakta bir yerlerde olma
bay
i.
22
Genel
evden uzakta bulunan yer
outground
i.
23
Genel
evden uzakta bulunan zemin
outground
i.
24
Genel
görev yerinden uzakta kalan kimse
outlier
i.
25
Genel
gövdeden uzakta bulunan şey
outlier
i.
26
Genel
şehir merkezinden uzakta olan bir sokak
outstreet
i.
27
Genel
vatandan uzakta görev yapan askerin bakmakla yükümlü olduğu kişilere düzenli olarak ödenen para
separation allowance
i.
28
Genel
(elektrik/su şebekesinden) uzakta yaşayan kimse
offgridder
i.
29
Genel
(elektrik/su şebekesinden) uzakta yaşayan kimse
off-gridder
i.
30
Genel
evinden uzakta olup aile evini ziyaret eden kimse
stranger
i.
31
Genel
uzakta olduğu için işitememek
be out of earshot
f.
32
Genel
karadan çok uzakta bulunmak
give the land a wide berth
f.
33
Genel
uzakta kurutmak (bir giysiyi güneş vb'den)
dry away
f.
34
Genel
uzakta belirmek
loom
f.
35
Genel
uzakta tutmak
distance
f.
36
Genel
uzakta tutmak
hold off
f.
37
Genel
uzakta kalmak
stay distant
f.
38
Genel
ulaşılmayacak kadar uzakta olmak
get out of reach
f.
39
Genel
dünyadan milyonlarca ışık yılı uzakta olmak
be millions of light years away from earth
f.
40
Genel
rotadan binlerce mil uzakta olmak
be thousand miles off course
f.
41
Genel
belirsiz ve uzakta olanı dikkatlice gözlemlemek
descry
f.
42
Genel
uzakta yaşayan akrabaları ziyaret etmek
cousin [dialect]
f.
43
Genel
uzakta durmak
stand by
f.
44
Genel
kilometrelerce uzakta olmak
be miles away
f.
45
Genel
uzakta bulunan
outlying
s.
46
Genel
sahilden biraz uzakta
off shore
s.
47
Genel
daha uzakta
further
s.
48
Genel
kıyıdan uzakta
deep-sea
s.
49
Genel
merkezden uzakta bulunan
off-centered
s.
50
Genel
uzakta olan
out
s.
51
Genel
daha uzakta olan
thither
s.
52
Genel
en uzakta
ultimate
s.
53
Genel
tehlikeden uzakta
out of one's way
s.
54
Genel
gözden uzakta tutulan
behind-the-scenes
s.
55
Genel
gözden uzakta yapılan
behind-the-scenes
s.
56
Genel
kıyıdan uzakta
dipsey
s.
57
Genel
kıyıdan uzakta
dipsie
s.
58
Genel
kıyıdan uzakta
dipsy
s.
59
Genel
uzakta yer alan
long-distance
s.
60
Genel
belirli bir faaliyet sahasından uzakta yapılan
offsite
s.
61
Genel
belirli bir faaliyet sahasından uzakta bulunan
offsite
s.
62
Genel
sahnenin seyircinin görebileceği alanından uzakta bulunan
offstage
s.
63
Genel
gözden uzakta yapılan
inside
s.
64
Genel
medeniyetten uzakta olan
outlandish
s.
65
Genel
uzakta bulunan
outsetting
s.
66
Genel
merkez noktasından uzakta
outward-developing
s.
67
Genel
eksenden uzakta
outward-developing
s.
68
Genel
epey uzakta
a good distance off
zf.
69
Genel
çok uzakta
afar off
zf.
70
Genel
epeyce uzakta
a good distance off
zf.
71
Genel
kıyıdan uzakta
offshore
zf.
72
Genel
en uzakta
farthest
zf.
73
Genel
denizden uzakta
inland
zf.
74
Genel
daha uzakta
farther
zf.
75
Genel
çok uzakta
a long way off
zf.
76
Genel
biraz uzakta
a little way off
zf.
77
Genel
çok uzakta
far away
zf.
78
Genel
buradan çok uzakta
a long way from here
zf.
79
Genel
millerce uzakta
miles apart
zf.
80
Genel
evden uzakta
far from home
zf.
81
Genel
evden uzakta
away from home
zf.
82
Genel
evden uzakta
not at home
zf.
83
Genel
uzakta buluanacak şekilde
distally
zf.
84
Genel
uzakta bulunacak şekilde
distally
zf.
85
Genel
çılgın kalabalıktan uzakta
far from the madding crowd
zf.
86
Genel
gözdenlerden uzakta
backstage
zf.
87
Genel
...olmaktan çok uzakta
far from being
zf.
88
Genel
(şüpheden/sorundan) uzak/uzakta
above
zf.
89
Genel
(birinden/bir şeyden) uzakta
away (from someone or something)
zf.
90
Genel
kaynaktan uzakta
high
zf.
91
Genel
işten uzakta olacak şekilde
off
zf.
92
Genel
sahnenin seyircinin görebileceği alanından uzakta
offstage
zf.
93
Genel
normal iş yerinden uzakta
off-the-job
zf.
94
Genel
eğitim kurumundan uzakta
down [uk]
zf.
95
Genel
evden uzakta
outland [dialect]
zf.
96
Genel
iki adım uzakta
a stone's throw away from
ed.
97
Genel
(başka bir şeyden) daha uzakta olmayan
within
ed.
98
Genel
kıyıdan uzakta
offshore
ed.
99
Genel
uzakta anlamı veren ön ek
per-
ök.
Phrasals
100
Öbek Fiiller
evden uzakta köle gibi yaşamak
live out
f.
101
Öbek Fiiller
-den ayrı/uzakta durmak
stand off from
f.
102
Öbek Fiiller
(birinden veya bir şeyden) uzakta durmak
get away
f.
103
Öbek Fiiller
(birinden veya bir şeyden) uzakta tutmak
get away
f.
104
Öbek Fiiller
uzakta durmak
hold away [scottish]
f.
105
Öbek Fiiller
rüzgara uzakta yelken açmak
keep away
f.
106
Öbek Fiiller
yelkenlinin rüzgara uzakta ilerlemesine neden olmak
keep away
f.
107
Öbek Fiiller
uzakta yaşamak/oturmak
live out
f.
108
Öbek Fiiller
işinden, okulundan uzakta yaşamak/oturmak
live out
f.
109
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden) uzakta durmak
stand off from (someone or something)
f.
110
Öbek Fiiller
evden uzakta uyumak
sleep out
f.
111
Öbek Fiiller
evden uzakta kalmak
sleep out
f.
Phrases
112
İfadeler
bir tık uzakta!
just a click away!
expr.
113
İfadeler
buradan uzakta
far from here
expr.
114
İfadeler
bir klik uzakta!
just a click away!
expr.
115
İfadeler
bir tıklama uzakta!
just a click away!
expr.
116
İfadeler
duyulamayacak kadar uzakta
out of hearing
expr.
117
İfadeler
çok uzakta
out of hearing
expr.
118
İfadeler
evden uzakta
far afield
expr.
119
İfadeler
evden uzakta
farther afield
expr.
120
İfadeler
evden uzakta
farther afield
expr.
121
İfadeler
evden uzakta
further afield
expr.
122
İfadeler
evden uzakta
further afield
expr.
123
İfadeler
uzakta/uzaktan
at/from a distance
expr.
Proverb
124
Atasözü
günde bir elma doktoru uzakta tutar
an apple a day keeps the doctor away
Colloquial
125
Konuşma Dili
polemiklerden uzakta durmak
go high
f.
126
Konuşma Dili
bir adım uzakta/uzağında (yakın manasında)
a step away from
expr.
127
Konuşma Dili
yolundan uzakta
out of your way
expr.
128
Konuşma Dili
aşırı uzak/uzakta
miles from anywhere
expr.
129
Konuşma Dili
her yere uzakta
miles from nowhere
expr.
130
Konuşma Dili
her yerden uzakta
miles from nowhere
expr.
131
Konuşma Dili
aşırı uzakta
miles from nowhere
expr.
132
Konuşma Dili
medeniyetten uzakta
at the end of nowhere
expr.
133
Konuşma Dili
her şeyden uzakta
away from it all
expr.
Idioms
134
Deyim
(gemi) tahmin edilen yerden daha uzakta olmak
be out of her reckoning
f.
135
Deyim
birbirlerinden çok uzakta olmak
be miles apart
f.
136
Deyim
beklenilenden çok uzakta olmak/kalmak
be wide of the mark
f.
137
Deyim
beklenilenden çok uzakta olmak/kalmak
fall wide of the mark
f.
138
Deyim
duyamayacak kadar uzakta olmak
be out of earshot
f.
139
Deyim
hedeften/amaçtan çok uzakta olmak
be wide of the mark
f.
140
Deyim
eski şaşaalı/heybetli/parlak günlerinden uzakta olmak
past someone's prime
f.
141
Deyim
hedeften/amaçtan çok uzakta olmak
fall wide of the mark
f.
142
Deyim
eve bir tabut içinde dönmek (ülkesinden uzakta ölenler için kullanılır)
go home in a box
f.
143
Deyim
işitilemeyecek kadar uzakta olmak
be out of earshot of
f.
144
Deyim
medeniyetten/insanlardan uzakta yaşamak
live off the grid
f.
145
Deyim
uzakta tutmak
keep at bay
f.
146
Deyim
devlet gözetiminden uzakta yaşamak
live off the grid
f.
147
Deyim
şüpheden uzakta olmak
be beyond suspicion
f.
148
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
work in an ivory tower
f.
149
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
work in one's ivory tower
f.
150
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
live in an ivory tower
f.
151
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
live in one's ivory tower
f.
152
Deyim
uzakta olmak
be out of the way
f.
153
Deyim
çok uzakta olmak
be over the hills and far away
f.
154
Deyim
(sporda) savunmadan uzakta pas almaya müsait olmak
be wide open
f.
155
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
dwell in an ivory tower
f.
156
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
dwell in one's ivory tower
f.
157
Deyim
medeniyetten uzakta olmak
be at the end of nowhere
f.
158
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
dwell in an ivory tower
f.
159
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
dwell in one's ivory tower
f.
160
Deyim
(birini) uzakta tutmak
keep (one) at arm's length
f.
161
Deyim
(birini/bir şeyi/kendini) ayrı/uzakta tutmak
keep (someone or something, or oneself) at a distance
f.
162
Deyim
sıkıntıdan/sorundan uzakta
close as a clam
s.
163
Deyim
sıkıntıdan/sorundan uzakta
close as a clam
s.
164
Deyim
medeniyetten/insanlardan uzakta
off the grid
s.
165
Deyim
devlet gözetiminden uzakta
off the grid
s.
166
Deyim
gözlerden uzakta
off the grid
s.
167
Deyim
eski şaşaalı/heybetli/parlak günlerinden uzakta
past (someone's or something's) prime
s.
168
Deyim
eski şaşaalı/heybetli/parlak günlerinden uzakta
past prime
s.
169
Deyim
uzakta ancak görülebilen
in the offing
s.
170
Deyim
çok uzakta
back o' bourke [australia]
zf.
171
Deyim
medeniyetten uzakta
back of the black stump
zf.
172
Deyim
benden uzakta
far be it from me
expr.
173
Deyim
çok uzakta değil
around the bend
expr.
174
Deyim
çok uzakta değil
round the bend
expr.
175
Deyim
çok uzakta değil
around the corner
expr.
176
Deyim
çok uzakta değil
round the corner
expr.
177
Deyim
epey uzakta
quite a ways
expr.
178
Deyim
oldukça uzakta
quite a ways
expr.
179
Deyim
çok da uzakta olmayan
not a hundred/thousand/million miles away/from here
expr.
180
Deyim
çok uzakta/uzağa
over the hills and far away
expr.
181
Deyim
iki adım uzakta
a stone's throw away
expr.
182
Deyim
medeniyetten uzakta
beyond the black stump
expr.
183
Deyim
(birinin/bir şeyin) duyamayacağı kadar uzakta
out of earshot (of somebody/something)
expr.
184
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta
in an ivory tower
expr.
185
Deyim
gerçeklerden uzak/uzakta
in one's ivory tower
expr.
186
Deyim
duyulmayacak kadar uzakta
out of earshot
expr.
187
Deyim
gün batımından çok sonra ve şafaktan çok uzakta
so long after sunset and so far from dawn
expr.
Speaking
188
Konuşma
buradan yüz kilometre uzakta
it's a hundred kilometers from here
expr.
189
Konuşma
ne kadar kaldı/uzakta?
how much further?
expr.
190
Konuşma
okuldan ne kadar uzakta oturuyorsun?
how far do you live from school?
expr.
191
Konuşma
ne kadar uzakta?
how far?
expr.
192
Konuşma
sadece bir telefon kadar uzakta
just a phone call away
expr.
Trade/Economic
193
Ticaret/Ekonomi
gümrük idaresinden uzakta bulunan liman
out port
i.
Tourism
194
Turizm
şehirden uzakta kafa dinlemeye uygun yer
villeggiatura
i.
Technical
195
Teknik
kondensör birimi dolaptan uzakta olduğunda dolapların ısı yayma hızının ölçülmesi
measurement of the heat extraction rate of the cabinets when the condensing unit is remote from the cabinet
i.
196
Teknik
en uzakta bulunan
utmost
s.
Computer
197
Bilgisayar
ağ izleme uzakta ağ çıkartma katmanı
network monitoring remote network abstraction layer
i.
198
Bilgisayar
uzakta işleme
remote processing
i.
199
Bilgisayar
ekrandan 18 inç uzakta oturan kimse
code 18
i.
200
Bilgisayar
iş ile ilgili uzakta
away on business
expr.
201
Bilgisayar
iş için uzakta
away on business
expr.
202
Bilgisayar
uzakta sakla
remote store
expr.
Informatics
203
Bilişim
uzakta işleme
remote processing
i.
Telecom
204
Telekom
uzakta işleme
remote processing
i.
Mechanic
205
Mekanik
özellikle telsiz ile uzakta bulunan bir cihazı çalıştırma üzerine çalışmalar yürüten bilim dalı
telemechanics
i.
Railway
206
Demiryolu
çalışanların evden uzakta kalmasını içeren vardiya
lodging turn
i.
Marine
207
Denizcilik
pusula ile geminin karadan ne kadar uzakta olduğuna bakmak
set the land
f.
208
Denizcilik
kıyıdan uzakta olan
off
s.
Medical
209
Medikal
bir organın merkezden uzakta olan kısmı
distal
i.
210
Medikal
merkezden uzakta
lateral
s.
Anatomy
211
Anatomi
gangliyondan uzakta bulunan
postganglionic
s.
212
Anatomi
sinir düğümünden uzakta bulunan
postganglionic
s.
Pathology
213
Patoloji
nesnelerin gerçekte olduklarından daha uzakta gözükmelerine sebep olan görme bozukluğu
teleopsy
i.
Astronomy
214
Gökbilim
çok uzakta bulunan galaksi
red-shifted galaxy
i.
215
Gökbilim
kütleçekimsel merceklenme sayesinde keşfedilmiş 14 milyar ışık yılı uzakta bulunan yıldız
icarus
i.
216
Gökbilim
kütleçekimsel merceklenme sayesinde keşfedilmiş 28 milyar ışık yılı uzakta bulunan yıldız
earendel
i.
217
Gökbilim
3900 ışık yılı uzakta bulunan bir kırmızı üstündev yıldız
vy canis majoris
i.
218
Gökbilim
30 milyon ışık yılı uzakta bulunan sarmal galaksi
sombrero galaxy
i.
219
Gökbilim
30 ila 50 milyon ışık yılı uzakta bulunan sarmal galaksi
needle galaxy
i.
220
Gökbilim
26 bin ışık yılı uzakta bulunan mavi üstündev yıldız
pistol star
i.
221
Gökbilim
ışık yılları uzakta
light years away
zf.
Astrology
222
Astroloji
dünyaya kıyasla iki gezegenin birbirinden 135 derece uzakta olacak şekilde açısı
trioctile
i.
Zoology
223
Zooloji
(radyal simetri gösteren organizmalarda) ağızdan veya ağzından uzakta yer alan
abactinal
i.
224
Zooloji
(radyal simetri gösteren organizmalarda) ağızdan veya ağzından uzakta yer alan
aboral
i.
225
Zooloji
ağızdan uzakta yerleşmiş
abactinal
s.
226
Zooloji
ağızdan uzakta yerleşmiş
aboral
s.
227
Zooloji
ambulakral bölgeden uzakta
antambulacral
s.
228
Zooloji
ağızdan uzakta
abactinally
zf.
Botanic
229
Botanik
sapsız organizmanın sudan uzakta büyümesi
hydrotropism
i.
230
Botanik
bir organizmanın ekseninden uzakta olan, eksenin dışında kalan
abaxial
s.
231
Botanik
eksenden uzakta olan
dosel
s.
Social Sciences
232
Sosyal Bilimler
uzakta ikamet edip toplumla bir araya gelmek üzere davet edilmiş kimse
corresponding member of a society
i.
Education
233
Eğitim
kampüsten uzakta
off-campus
zf.
Linguistics
234
Dilbilim
'-den uzakta
ap-
ök.
235
Dilbilim
-den uzakta
apo-
ök.
Geography
236
Coğrafya
güneşin ekvatordan en uzakta bulunduğu yılın iki zamanı
solstice
i.
Geology
237
Jeoloji
rasathaneden uzakta meydana gelen deprem
teleseism
i.
238
Jeoloji
kaynaktan oldukça uzakta bulanan çökelme alanı ile ilgili
distal
s.
Military
239
Askeri
ana komutanlıktan uzakta bulunan ve bir yerden diğerine hızlıca hareket edebilen gemi filosu
flying squadron
i.
Sport
240
Spor
şehir merkezinden uzakta, tenis topuyla oynanan bir golf çeşidi
urban golf
i.
Basketball
241
Basketbol
potadan uzakta
upcourt
zf.
Football
242
Futbol
orta sahada hücum hattından en uzakta bulunan defans oyuncusu
free safety
i.
Wagering
243
Bahisçilik
yarış pistinden uzakta yapılan (bahis)
offtrack
s.
244
Bahisçilik
yarış pistinden uzakta olacak şekilde
offtrack
zf.
245
Bahisçilik
yarış pistinden uzakta yapılan bahislerle ilgili olarak
offtrack
zf.
246
Bahisçilik
yarış pistinden uzakta olacak şekilde
off-track
zf.
247
Bahisçilik
yarış pistinden uzakta yapılan bahislerle ilgili olarak
off-track
zf.
Archaic
248
Eski Kullanım
…dan uzakta
thence
zf.
249
Eski Kullanım
zihnen veya duygusal olarak uzakta olan
yonderly
zf.
Engineering
250
Engineering
uzakta bulunan bir su tankı veya deposundaki su seviyesini gösteren cihaz
telehydrobarometer
i.
Reptiles
251
Sürüngenler
doğu asya ve pasifik adalarındaki nehir ağızlarında bulunmakla beraber karadan çok uzakta da karşılaşılabilen büyük bir timsah
estuarine crocodile (crocodylus porosus)
i.
Slang
252
Argo
(eşi/sevgilisi uzakta iken) kadının birlikte olduğu tip
sport's coat
i.
253
Argo
(eşi/sevgilisi uzakta iken) kadının birlikte olduğu tip
sport coat
i.
254
Argo
yerleşim yerlerinden uzakta, ıssız ve vahşi bölge
bundu
i.
255
Argo
yerleşim yerlerinden uzakta, ıssız ve vahşi olan (bölge)
bundu
s.
256
Argo
çok uzakta
back of bourke
expr.
257
Argo
çok uzakta
bumfuck nowhere
expr.
Star Wars
258
Star Wars
uzakta-sınıfı gözcü gemisi
faraway-class scout ship
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of uzakta
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy