Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
vermek (para)
"vermek (para)"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
vermek (para)
place
f.
"vermek (para)"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 84 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
(para) geri vermek
repay
f.
General
2
Genel
para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet
money changer
i.
3
Genel
para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet
moneychanger
i.
4
Genel
para vermek
ante
f.
5
Genel
para vermek
give money
f.
6
Genel
para cezası vermek
fine
f.
7
Genel
az para vermek
underpay
f.
8
Genel
para vermek
chip in
f.
9
Genel
hak ettiğinden az para vermek
underpay
f.
10
Genel
para vermek
cough up
f.
11
Genel
para vermek
pay
f.
12
Genel
ödemek üzere para vermek
tender
f.
13
Genel
para cezası vermek
mulct
f.
14
Genel
vermek (sahte para, karşılıksız çek)
pass
f.
15
Genel
özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek
loan
f.
16
Genel
vermek (zamanını, para vb'ni)
spare
f.
17
Genel
para vermek (bir işi finanse etmek için)
put up
f.
18
Genel
bağışlamaya söz vermek (belirli bir miktar para)
pledge
f.
19
Genel
para cezası vermek
assess
f.
20
Genel
istemeye istemeye vermek (para)
pony up
f.
21
Genel
para vermek
pony up
f.
22
Genel
artırma ile satılan bir şey için önce bir miktar para vermek ya da önermek
submit a bid
f.
23
Genel
-e para vermek
put into
f.
24
Genel
eksik para üzeri vermek
short-change
f.
25
Genel
eksik para üstü vermek
short-change
f.
26
Genel
para vermek
subsidize
f.
27
Genel
para vermek
subsidise
f.
28
Genel
beş dolar para üstü vermek
give 5 dollars back in change
f.
29
Genel
para üstü olarak beş dolar vermek
give 5 dollars back in change
f.
30
Genel
para cezası vermek
check
f.
31
Genel
yeniden ödünç para vermek
reloan
f.
32
Genel
para vermek
emburse
f.
33
Genel
para cezası vermek
unlaw
f.
34
Genel
para cezası vermek
wite
f.
35
Genel
para cezası vermek
merce [obsolete]
f.
36
Genel
(bir şeye) para değeri vermek
monetize
f.
37
Genel
(bir şeye) para değeri vermek
monetise
f.
38
Genel
para vermek
money
f.
39
Genel
para vermek
gild
f.
40
Genel
para vermek
spring
f.
Phrasals
41
Öbek Fiiller
para vermek
put down
f.
42
Öbek Fiiller
para vermek
fork out
f.
43
Öbek Fiiller
(bir şeyi yapmak için) para vermek
pay to (do something)
f.
44
Öbek Fiiller
(birine) para vermek
stake (one) to (something)
f.
45
Öbek Fiiller
birine borç para vermek
stake someone to something
f.
46
Öbek Fiiller
birine bir şey alması için para vermek
stake someone to something
f.
47
Öbek Fiiller
(bir şeye) kaynak, para, zaman ayırmak/vermek/akıtmak
channel (something) in (something)
f.
48
Öbek Fiiller
(bir şeye) kaynak, para, zaman ayırmak/vermek/akıtmak
channel (something) into (something)
f.
49
Öbek Fiiller
para vermek
chip something in something (for someone)
f.
50
Öbek Fiiller
para vermek
chip something on something (for someone)
f.
51
Öbek Fiiller
(birine) para vermek/ödemek
fork something over (to someone)
f.
52
Öbek Fiiller
'-e para vermek
stake to
f.
Colloquial
53
Konuşma Dili
(birine bir miktar para) ödünç vermek
spot (one) (some amount of money)
f.
54
Konuşma Dili
(birine bir miktar para) vermek
spot (one) (some amount of money)
f.
55
Konuşma Dili
para vermek/ödemek
fork something over
f.
56
Konuşma Dili
yapmak için para vermek
pay to do
f.
Idioms
57
Deyim
eksik para üstü vermek
short-change
f.
58
Deyim
(birinin gösterdiği emek/sergilediği çaba için) bahşiş/para vermek
make it worth someone's while
f.
59
Deyim
çok para ödemek/vermek/bayılmak
pay top dollar
f.
60
Deyim
çok para vermek
cost/pay/charge the earth [uk]
f.
61
Deyim
(birine) para vermek/ödeme yapmak
cross (one's) palm
f.
62
Deyim
(birine) para vermek/ödeme yapmak
cross (one's) palm with silver
f.
63
Deyim
para vermek/ödeme yapmak
cross palm
f.
64
Deyim
para vermek/ödeme yapmak
cross palm with silver
f.
65
Deyim
para vermek/harcamak
put your hand in your pocket [uk]
f.
66
Deyim
para vermek/harcamak
put your hand into your pocket [uk]
f.
Trade/Economic
67
Ticaret/Ekonomi
ceza vermek (para cezası)
impose a fine
f.
68
Ticaret/Ekonomi
iane olarak para vermek
subsidize
f.
69
Ticaret/Ekonomi
iane olarak para vermek
subsidise
f.
70
Ticaret/Ekonomi
para cezası vermek
impose a fine
f.
71
Ticaret/Ekonomi
faizle çok borç para vermek
overlend
f.
Law
72
Hukuk
borç karşılığı mal/para vermek
tender
f.
73
Hukuk
para cezası vermek
fine
f.
Politics
74
Siyasal
rüşvet vermek için toplanan para
slush fund
i.
75
Siyasal
rüşvet olarak vermek üzere toplanan para
slush fund
i.
History
76
Tarih
(birine) gümüş para vermek
testern
f.
Military
77
Askeri
para cezası vermek
forfeit
f.
Slang
78
Argo
büyük para vermek
pay big
f.
79
Argo
iyi para vermek
pay big
f.
80
Argo
kendinden taviz vererek para karşılığı hizmet vermek
whore out
f.
81
Argo
para için prensiplerinden taviz vermek
whore out
f.
82
Argo
para için kendinden taviz vermek
whore out
f.
83
Argo
(para) vermek
cough something up
f.
84
Argo
(para) vermek
heel
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of vermek (para)
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy