Geçmiş

waiting

"waiting" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 10 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	waiting i.	bekleyiş
2	Yaygın Kullanım	waiting i.	bekleme
General
3	Genel	waiting i.	refakat
4	Genel	waiting i.	eşlik
5	Genel	waiting i.	hizmet
6	Genel	waiting s.	temkinli
7	Genel	waiting s.	ihtiyatlı
Computer
8	Bilgisayar	waiting i.	bekleme
9	Bilgisayar	waiting expr.	bekliyor
10	Bilgisayar	waiting expr.	bekleniyor

"waiting" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 282 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	waiting room i.	bekleme odası
General
2	Genel	waiting girl i.	hizmetçi
3	Genel	waiting list i.	bekleyenler listesi
4	Genel	waiting period i.	bekleme süresi
5	Genel	waiting list i.	yedek liste
6	Genel	waiting maid i.	hizmetçi
7	Genel	lady in waiting i.	kraliçe nedimesi
8	Genel	waiting point i.	bekleme yeri
9	Genel	waiting spot i.	bekleme yeri
10	Genel	nervous waiting i.	heyecanlı bekleyiş
11	Genel	lady-in-waiting i.	nedime
12	Genel	lord-in-waiting i.	maiyet lordu
13	Genel	waiting man i.	uşak
14	Genel	waiting room i.	bekleme salonu
15	Genel	waiting maid i.	hizmetçi kız
16	Genel	waiting man i.	hizmetçi
17	Genel	waiting-period i.	bekleme süresi
18	Genel	waiting maid i.	besleme
19	Genel	waiting area i.	bekleme odası
20	Genel	waiting area i.	bekleme salonu
21	Genel	people waiting to be rescued i.	kurtarılmayı bekleyen vatandaşlar
22	Genel	people waiting to be rescued i.	kurtarılmayı bekleyen insanlar
23	Genel	people waiting for rescue i.	kurtarılmayı bekleyen vatandaşlar
24	Genel	people waiting for rescue i.	kurtarılmayı bekleyen insanlar
25	Genel	waiting-woman i.	hizmetçi
26	Genel	waiting staff i.	restoran çalışanları
27	Genel	waiting tables i.	garsonluk
28	Genel	maid in waiting i.	kraliçe veya prensese eşlik eden evlenmemiş kadın
29	Genel	maid in waiting i.	kraliçe nedimesi
30	Genel	maid-in-waiting i.	kraliçe veya prensese eşlik eden evlenmemiş kadın
31	Genel	maid-in-waiting i.	kraliçe nedimesi
32	Genel	keep waiting f.	bekletmek
33	Genel	keep someone waiting f.	birini bekletmek
34	Genel	keep somebody waiting f.	bekletmek
35	Genel	kick one's heels waiting for somebody f.	ayaklarına kara su inmek
36	Genel	keep somebody waiting f.	birini bekletmek
37	Genel	have been waiting for a long time f.	gözü yollarda kalmak
38	Genel	keep someone waiting f.	beklemeye almak
39	Genel	be frantic while waiting for something f.	dokuz doğurmak
40	Genel	be waiting f.	beklemek
41	Genel	be sick of waiting f.	beklemekten sıkılmak
42	Genel	die while waiting for an ambulance f.	ambulans beklerken hayatını kaybetmek
43	Genel	die while waiting for an ambulance f.	ambulans beklerken ölmek
44	Genel	die waiting for an ambulance f.	ambulans beklerken ölmek
45	Genel	die waiting for an ambulance f.	ambulans beklerken hayatını kaybetmek
46	Genel	die while waiting for an ambulance f.	ambulans beklerken yaşamını yitirmek
47	Genel	die waiting for an ambulance f.	ambulans beklerken yaşamını yitirmek
48	Genel	be anxiously/impatiently waiting (for/to) f.	iple çekmek
49	Genel	keep the bus waiting f.	otobüsü bekletmek
50	Genel	be waiting to be washed f.	yıkanmayı beklemek
51	Genel	be kept waiting f.	bekletilmek
52	Genel	be kept waiting f.	bekletilmek
53	Genel	in waiting s.	eşlik eden
54	Genel	worth-waiting for s.	beklemeye değer
Phrases
55	İfadeler	waiting for someone to come expr.	gözü yolda
56	İfadeler	ready and waiting expr.	hazır ve nazır
57	İfadeler	waiting for somebody to come expr.	gözü yolda
58	İfadeler	we are kindly waiting for your confirmation expr.	teyidinizi rica ederiz
59	İfadeler	I'm waiting for your reply expr.	dönüşlerinizi bekliyorum
60	İfadeler	I'm waiting for your feedback expr.	dönüşlerinizi bekliyorum
61	İfadeler	I am waiting for your answer expr.	dönüşlerinizi bekliyorum
Proverb
62	Atasözü	it's ill waiting for dead men's shoes	ölmeden mezara koymak
63	Atasözü	it's ill waiting for dead men's shoes	birinin malında gözü olmak
64	Atasözü	it's ill waiting for dead men's shoes	ölmeden mezara sokmak
65	Atasözü	it's ill waiting for dead men's shoes	mirasa konmak için ölmesini beklemek
Colloquial
66	Konuşma Dili	waiting to be rescued i.	kurtarılmayı bekleme
67	Konuşma Dili	a woman is waiting for you there i.	orada sizi bekleyen bir kadın var
68	Konuşma Dili	have been waiting for a long time f.	uzun zamandır bekliyor olmak
69	Konuşma Dili	worth waiting for s.	beklemeye değer
70	Konuşma Dili	whom are you waiting for? expr.	kimi bekliyorsunuz?
71	Konuşma Dili	I've been waiting for ages expr.	beklemekten ağaç oldum
72	Konuşma Dili	what are we waiting for? expr.	neyi bekliyoruz?
73	Konuşma Dili	what are we waiting for? expr.	neden bekliyoruz?
74	Konuşma Dili	what are we waiting for? expr.	ne bekliyoruz?
75	Konuşma Dili	what are we waiting for? expr.	daha ne bekliyoruz?
76	Konuşma Dili	what is (one) waiting for? expr.	(biri) daha ne bekliyor?
77	Konuşma Dili	what is (one) waiting for? expr.	(biri) neden/neyi bekliyor?
78	Konuşma Dili	what is (one) waiting for? expr.	(biri) ne bekliyor?
79	Konuşma Dili	what is (one) waiting for? expr.	(biri) ne duruyor?
Idioms
80	Deyim	a disaster waiting to happen i.	geliyorum diyen kaza/felaket
81	Deyim	a disaster waiting to happen i.	bir kazaya/bir felakete sebebiyet verecek şey
82	Deyim	an accident waiting to happen i.	geliyorum diyen kaza/felaket
83	Deyim	an accident waiting to happen i.	bir kazaya/bir felakete sebebiyet verecek şey
84	Deyim	waiting game i.	en iyi sonucu elde etmek için uygulanan bekleme taktiği
85	Deyim	an accident waiting to happen i.	geliyorum diyen kaza
86	Deyim	waiting in the wings i.	gerektiği zaman ortaya çıkmaya hazır şekilde geri planda bekleme
87	Deyim	waiting in the wings i.	hazır bekleme
88	Deyim	an accident waiting to happen i.	kazaya meydan verecek durum
89	Deyim	waiting in the wings i.	tetikte bekleme
90	Deyim	an accident waiting to happen i.	geliyorum diyen kaza
91	Deyim	an accident waiting to happen i.	göz göre göre yaklaşan kaza
92	Deyim	an accident waiting to happen i.	beklenen kaza
93	Deyim	an accident waiting to happen i.	saatli bomba gibi bekleyen kaza
94	Deyim	an accident waiting to happen i.	baştan belli olan kaza
95	Deyim	a disaster waiting to happen i.	geliyorum diyen felaket
96	Deyim	a disaster waiting to happen i.	göz göre göre yaklaşan felaket
97	Deyim	a disaster waiting to happen i.	beklenen felaket
98	Deyim	a disaster waiting to happen i.	saatli bomba gibi bekleyen felaket
99	Deyim	a disaster waiting to happen i.	baştan belli olan felaket
100	Deyim	a waiting game i.	beklemede olma
101	Deyim	a waiting game i.	beklemede kalma
102	Deyim	a waiting game i.	bekleyip görme
103	Deyim	a waiting game i.	işin sırasını bekleme
104	Deyim	a waiting game i.	bekle gör politikası
105	Deyim	a waiting game i.	bekleme taktiği
106	Deyim	a waiting game i.	en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği
107	Deyim	the waiting game i.	beklemede olma
108	Deyim	the waiting game i.	beklemede kalma
109	Deyim	the waiting game i.	bekleyip görme
110	Deyim	the waiting game i.	işin sırasını bekleme
111	Deyim	the waiting game i.	bekle gör politikası
112	Deyim	the waiting game i.	bekleme taktiği
113	Deyim	the waiting game i.	en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği
114	Deyim	an accident waiting to happen i.	geliyorum diyen kaza/felaket
115	Deyim	an accident waiting to happen i.	bir kazaya/felakete sebebiyet verecek şey
116	Deyim	an accident waiting to happen i.	kazaya davetiye çıkaran durum
117	Deyim	an accident waiting to happen i.	kazaya meydan verecek durum
118	Deyim	an accident waiting to happen i.	göz göre göre yaklaşan kaza
119	Deyim	an accident waiting to happen i.	beklenen kaza
120	Deyim	an accident waiting to happen i.	baştan belli olan kaza
121	Deyim	an accident waiting to happen i.	saatli bomba gibi bekleyen kaza
122	Deyim	an accident waiting to happen i.	geliyorum diyen kaza
123	Deyim	an accident waiting to happen i.	bir kazaya sebebiyet verecek şey/kimse
124	Deyim	an accident waiting to happen i.	göz göre göre yaklaşan kaza
125	Deyim	an accident waiting to happen i.	beklenen kaza
126	Deyim	an accident waiting to happen i.	baştan belli olan kaza
127	Deyim	an accident waiting to happen i.	kazaya davetiye çıkaran durum/kimse
128	Deyim	a disaster waiting to happen i.	geliyorum diyen felaket
129	Deyim	a disaster waiting to happen i.	bir felakete sebebiyet verecek şey/kimse
130	Deyim	a disaster waiting to happen i.	göz göre göre yaklaşan felaket
131	Deyim	a disaster waiting to happen i.	beklenen felaket
132	Deyim	a disaster waiting to happen i.	baştan belli olan felaket
133	Deyim	a disaster waiting to happen i.	felakete davetiye çıkaran durum/kimse
134	Deyim	an accident waiting to happen i.	geliyorum diyen kaza
135	Deyim	an accident waiting to happen i.	bir kazaya sebebiyet verecek şey/kimse
136	Deyim	an accident waiting to happen i.	göz göre göre yaklaşan kaza
137	Deyim	an accident waiting to happen i.	beklenen kaza
138	Deyim	an accident waiting to happen i.	baştan belli olan kaza
139	Deyim	an accident waiting to happen i.	kazaya davetiye çıkaran durum/kimse
140	Deyim	a disaster waiting to happen i.	geliyorum diyen felaket
141	Deyim	a disaster waiting to happen i.	bir felakete sebebiyet verecek şey/kimse
142	Deyim	a disaster waiting to happen i.	göz göre göre yaklaşan felaket
143	Deyim	a disaster waiting to happen i.	beklenen felaket
144	Deyim	a disaster waiting to happen i.	baştan belli olan felaket
145	Deyim	a disaster waiting to happen i.	felakete davetiye çıkaran durum/kimse
146	Deyim	the moment (one) has been waiting for i.	(birinin) beklediği an
147	Deyim	play a waiting game f.	beklemede kalmak
148	Deyim	play the waiting game f.	bekleyip görmek
149	Deyim	play the waiting game f.	beklemede kalmak
150	Deyim	play a waiting game f.	bekleyip görmek
151	Deyim	feel like a penny waiting for change f.	kendini değersiz hissetmek
152	Deyim	feel like a penny waiting for change f.	kendini beşpara etmez hissetmek
153	Deyim	sit around waiting to die f.	oturup ölmeyi beklemek
154	Deyim	feel like a penny waiting for change f.	kendini işe yaramaz hissetmek
155	Deyim	play a waiting game f.	işin sırasını beklemek
156	Deyim	play a waiting game f.	bekle gör politikası uygulamak
157	Deyim	be waiting for the other shoe to drop f.	kötü bir şeyin olmasını beklemek
158	Deyim	be waiting for the other shoe to drop f.	kaçışı olmayan bir şeyin olmasını beklemek
159	Deyim	be waiting for the other shoe to drop f.	kaderine razı olmak
160	Deyim	be waiting for the other shoe to drop f.	başına geleceklere razı olmak
161	Deyim	be waiting for the other shoe to drop f.	kurbanlık koyun gibi beklemek
162	Deyim	be waiting in the wings f.	hazırda beklemek
163	Deyim	be waiting in the wings f.	yardıma hazır beklemek
164	Deyim	be waiting in the wings f.	tetikte beklemek
165	Deyim	be waiting in the wings f.	gerektiğinde birinin yerini almak/doldurmak için hazır beklemek
166	Deyim	be waiting in the wings f.	gerektiği zaman ortaya çıkmaya hazır şekilde geri planda beklemek
167	Deyim	be waiting in the wings f.	fırsat kollamak
168	Deyim	be waiting in the wings f.	harekete geçmeye hazır beklemek
169	Deyim	be waiting in the wings f.	aportta beklemek
170	Deyim	keep (one) waiting f.	(birini) bekletmek
171	Deyim	keep (one) waiting f.	(birini) beklemeye almak
172	Deyim	on the waiting list expr.	bekleyenler listesinde
173	Deyim	on a waiting list expr.	bekleyenler listesinde/listesine
174	Deyim	on the waiting list expr.	bekleyenler listesinde/listesine
Speaking
175	Konuşma	moment everyone has been waiting for i.	herkesin beklediği an
176	Konuşma	the moment everyone has been waiting for i.	herkesin beklediği an
177	Konuşma	I am done waiting expr.	artık beklemeyeceğim
178	Konuşma	we are waiting for your quick reply expr.	acele cevabınızı bekliyoruz
179	Konuşma	we are waiting for your prompt reply expr.	acele cevabınızı bekliyoruz
180	Konuşma	I'll be waiting right here for you expr.	ben seni burada bekliyor olacağım
181	Konuşma	I've been waiting to do this a long time expr.	bunu yapmak için çok bekledim
182	Konuşma	i'm sorry to keep you waiting expr.	beklettiğim için özür dilerim
183	Konuşma	I've been waiting a week expr.	bir haftadır bekliyorum
184	Konuşma	they're waiting for us expr.	bizi bekliyorlar
185	Konuşma	I'm tired of waiting expr.	beklemekten yoruldum
186	Konuşma	are you waiting for somebody? expr.	birini mi bekliyorsun?
187	Konuşma	no use in waiting expr.	beklemenin yararı yok
188	Konuşma	I am waiting expr.	bekliyorum
189	Konuşma	we'll see if it was worth waiting for expr.	bakalım beklediğimize değecek mi
190	Konuşma	sorry to have kept you waiting expr.	beklettiğim için özür dilerim
191	Konuşma	we are waiting for someone to come expr.	birilerinin gelmesini bekliyoruz
192	Konuşma	I'm waiting expr.	ben bekliyorum
193	Konuşma	I'm sick and tired of waiting expr.	beklemekten bıktım usandım
194	Konuşma	I'm waiting for your reply expr.	cevabını bekliyorum
195	Konuşma	what are you still waiting for? expr.	daha ne bekliyorsun?
196	Konuşma	I am waiting for your answer expr.	cevabını bekliyorum
197	Konuşma	I'm waiting for your reply expr.	cevabınızı bekliyorum
198	Konuşma	I hate waiting bus at the stop expr.	durakta otobüs beklemekten nefret ediyorum
199	Konuşma	did I keep you waiting too long? expr.	çok beklettim mi?
200	Konuşma	I will be waiting for your reply expr.	cevabınızı bekliyorum
201	Konuşma	what are you waiting for? expr.	daha ne bekliyorsun?
202	Konuşma	we're all still waiting expr.	hala bekliyoruz
203	Konuşma	I'm still waiting expr.	halen daha bekliyorum
204	Konuşma	I'm still waiting to hear from you expr.	hala senden haber bekliyorum
205	Konuşma	we are waiting for her/him expr.	onu bekliyoruz
206	Konuşma	I felt like a penny waiting for change expr.	kendimi değersiz/beş para etmez hissettim
207	Konuşma	what are you waiting for? expr.	ne bekliyorsun?
208	Konuşma	what are you waiting for? expr.	ne duruyorsun?
209	Konuşma	how long have you been waiting? expr.	ne kadardır bekliyorsun?
210	Konuşma	how long have you been waiting? expr.	ne kadar süredir bekliyorsun?
211	Konuşma	who are you waiting for? expr.	kimi bekliyorsun?
212	Konuşma	what are you waiting for? expr.	ne bekliyorsunuz?
213	Konuşma	what are you waiting for? expr.	neyi bekliyorsun?
214	Konuşma	I'm waiting for your reply expr.	senden cevap bekliyorum
215	Konuşma	I'm sorry to keep you waiting expr.	sizi beklettiğim için özür dilerim
216	Konuşma	I'm waiting for you expr.	seni bekliyorum
217	Konuşma	I was waiting for you expr.	seni bekliyordum
218	Konuşma	we are waiting for you expr.	sizi bekliyoruz
219	Konuşma	I am waiting impatiently (for) expr.	sabırsızlıkla bekliyorum
220	Konuşma	we are waiting for you expr.	seni bekliyoruz
221	Konuşma	I'm sorry to keep you waiting expr.	seni beklettiğim için özür dilerim
222	Konuşma	I've been waiting for you expr.	seni bekliyordum
223	Konuşma	I was just passing the time waiting on you expr.	seni beklerken zaman öldürüyordum
224	Konuşma	I am waiting for you expr.	seni bekliyorum
225	Konuşma	after waiting three days expr.	üç gün bekledikten sonra
226	Konuşma	I am waiting for your answer expr.	yanıtını bekliyorum
227	Konuşma	I'm waiting for your help expr.	yardımınızı bekliyorum
Trade/Economic
228	Ticaret/Ekonomi	time of waiting i.	bekleme süresi
229	Ticaret/Ekonomi	waiting period i.	bekleme süresi
230	Ticaret/Ekonomi	waiting time i.	bekleme süresi
Law
231	Hukuk	waiting period to remarry after divorce i.	iddet müddeti
232	Hukuk	waiting year i.	kısırlık yılı
233	Hukuk	waiting-time i.	kısırlık süresi
Politics
234	Siyasal	gentleman-in-waiting i.	kendisi de soylu olup kraliyete bağlı olan erkek
235	Siyasal	keep waiting on a cold surface f.	soğuk zeminde bekletmek
Insurance
236	Sigortacılık	waiting period i.	bekleme süresi
Technical
237	Teknik	waiting time i.	bekleme süresi
238	Teknik	waiting list i.	bekleme listesi
239	Teknik	waiting list i.	bekleme dizelgesi
240	Teknik	waiting time i.	bekleme duruşu
241	Teknik	waiting by i.	cep
242	Teknik	waiting for automatic adjustment i.	otomatik ayar bekleniyor
Computer
243	Bilgisayar	waiting list i.	bekleme dizelgesi
244	Bilgisayar	waiting list i.	bekleme listesi
245	Bilgisayar	tasks waiting i.	bekleyen görevler
246	Bilgisayar	waiting time i.	bekleme zamanı
247	Bilgisayar	stop waiting expr.	beklemeyi durdur
248	Bilgisayar	add to waiting list expr.	bekleyenler listesine ekle
249	Bilgisayar	mount waiting expr.	takma bekleniyor
250	Bilgisayar	timed out waiting for response expr.	yanıt beklerken süre doldu
Telecom
251	Telekom	message waiting notification i.	bildirim bekleyen mesaj
252	Telekom	cancel message waiting notification i.	bildirim bekleyen iptal mesajı
253	Telekom	call waiting tone i.	çağrıyı bekletme tonu
254	Telekom	call waiting i.	çağrı bekletme
255	Telekom	message waiting indication supplementary services i.	mesaj bekletme göstergesine ait destekleyici servisler
256	Telekom	message waiting indication i.	mesaj bekleme gösterimi
257	Telekom	cancel call waiting expr.	bekleyen aramayı iptal etme
Automotive
258	Otomotiv	no waiting expr.	beklemek yasaktır
Railway
259	Demiryolu	passenger waiting room i.	yolcu bekleme salonu
260	Demiryolu	passenger waiting room i.	yolcu salonu
Aeronautic
261	Havacılık	airport waiting room i.	havaalanı bekleme salonu
Marine
262	Denizcilik	waiting at anchor i.	demirde bekleme
263	Denizcilik	at anchor waiting s.	demirde bekleyen
Mining
264	Maden	wow (waiting on weather) kısalt.	(petrol endüstrisinde) hava koşullarının uygun olmasını bekleme
Medical
265	Medikal	watchful waiting i.	aktif izlem
266	Medikal	waiting time i.	bekleme süresi
267	Medikal	patient waiting time i.	hasta bekleme süresi
268	Medikal	watchful waiting i.	yakın izlem
269	Medikal	watchful waiting expr.	bekle-gör
Statistics
270	İstatistik	waiting time i.	bekleme süresi
271	İstatistik	waiting line i.	bekleme kuyruğu
272	İstatistik	binomial waiting time distribution i.	binom bekleme süresi dağılımı
273	İstatistik	virtual waiting time process i.	fiili bekleme süresi süreci
274	İstatistik	hypergeometric waiting time distribution i.	hipergeometrik bekleme süresi dağılımı
275	İstatistik	spent waiting time i.	harcanan bekleme süresi
276	İstatistik	residual waiting time i.	kalan bekleme süresi
Literature
277	Edebiyat	waiting for godot i.	godot'yu beklerken
Military
278	Askeri	waiting position i.	bekleme mevzi
Sport
279	Spor	waiting line i.	bekleme çizgisi
Volleyball
280	Voleybol	waiting positions i.	bekleme pozisyonları
281	Voleybol	middle waiting attitude i.	orta bekleme duruşu
Theatre
282	Tiyatro	waiting-maid abigail i.	subret