Geçmiş

wet

"wet" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 41 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	wet f.	ıslatmak
2	Yaygın Kullanım	wet s.	ıslak
3	Yaygın Kullanım	wet s.	yaş
General
4	Genel	wet i.	rutubet
5	Genel	wet i.	yaşlık
6	Genel	wet i.	ıslaklık
7	Genel	wet i.	su
8	Genel	wet i.	yağmur
9	Genel	wet i.	nem
10	Genel	wet i.	içkinin serbest olduğu
11	Genel	wet i.	yağmurlu hava
12	Genel	wet i.	martavalcı
13	Genel	wet i.	içki yasağı karşıtı
14	Genel	wet i.	içki
15	Genel	wet f.	işemek
16	Genel	wet f.	ıslamak
17	Genel	wet f.	ıslanmak
18	Genel	wet f.	-e işemek
19	Genel	wet f.	ıslatmak
20	Genel	wet s.	nemli
21	Genel	wet s.	sulu
22	Genel	wet s.	hatalı
23	Genel	wet s.	içkili
24	Genel	wet s.	yağmurlu
25	Genel	wet s.	isteksiz
26	Genel	wet s.	yağışlı
27	Genel	wet s.	ıslak
28	Genel	wet s.	yaş
29	Genel	wet s.	(boya) kurumamış
Irregular Verb
30	Irregular Verb	wet f.	wet/wetted - wet/wetted
Technical
31	Teknik	wet f.	ıslatmak
32	Teknik	wet s.	ıslak
33	Teknik	wet s.	rutubetli
34	Teknik	wet s.	yaş
Textile
35	Tekstil	wet f.	ıslatmak
36	Tekstil	wet s.	ıslak
Chemistry
37	Kimya	wet s.	sulu
Slang
38	Argo	wet i.	sarhoş
39	Argo	wet s.	azmış (kadın)
40	Argo	wet s.	çakırkeyif
41	Argo	wet s.	kafası dumanlı

"wet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	get wet f.	ıslanmak
General
2	Genel	wet ground i.	ıslak zemin
3	Genel	a wet day i.	yağmurlu bir gün
4	Genel	wet blanket i.	mızıkçı
5	Genel	wet dream i.	uykuda boşalma
6	Genel	the wet i.	yağmur
7	Genel	wet nurse i.	sütanne
8	Genel	wet surface i.	ıslak yüzey
9	Genel	wet floor i.	ıslak zemin
10	Genel	wet brain i.	beyin ödemi
11	Genel	wet surfaces i.	ıslak zeminler
12	Genel	wet clay i.	balçık
13	Genel	intermediate wet i.	ara ıslatımlı
14	Genel	wet fly i.	su sineği
15	Genel	wet nurse i.	sütnine
16	Genel	wet dream i.	erotik rüya
17	Genel	wet dock i.	yüzer havuz
18	Genel	wet fog i.	ıslak sis
19	Genel	wet sponge i.	ıslak sünger
20	Genel	wet cloth i.	nemli bez
21	Genel	wet rag i.	nemli bez
22	Genel	wet napkin i.	ıslak mendil
23	Genel	wet suit i.	dalgıç kıyafeti
24	Genel	wet-nurse i.	sütanne
25	Genel	wet environment i.	ıslak ortam
26	Genel	wet market i.	meyve sebze satılan pazar
27	Genel	wet market i.	pazar
28	Genel	wet food i.	yaş mama
29	Genel	wet place i.	ıslak mekan/yer
30	Genel	wet nap i.	ıslak mendil
31	Genel	wet wipe i.	ıslak mendil
32	Genel	wet towel i.	ıslak mendil
33	Genel	wet weather i.	yağmurlu hava
34	Genel	wet paint i.	ıslak boya
35	Genel	wet-on-wet painting technique i.	ıslak boya üstüne ıslak boya kullanma tekniği
36	Genel	wet vac i.	ıslak elektrik süpürgesi
37	Genel	wet-nurse i.	sütana
38	Genel	wet nurse i.	sütana
39	Genel	wet nurse i.	süt anne
40	Genel	wet-nurse i.	süt anne
41	Genel	wet bell i.	dalma çanı
42	Genel	wet room i.	küvetsiz/duş teknesiz banyo
43	Genel	wet room i.	düz ayak duş
44	Genel	wet-erase pen i.	ıslak silinen kalem
45	Genel	wet sand color i.	ıslak kum rengi
46	Genel	wet cake i.	ıslak kek
47	Genel	wet-look i.	(saç) ıslak görünüm
48	Genel	wet blanket i.	oyunbozan
49	Genel	wet one's whistle f.	içki içmek
50	Genel	wet one's underpants f.	donuna etmek
51	Genel	wet one's bed f.	yatağını ıslatmak
52	Genel	get wet through f.	sucuk gibi ıslanmak
53	Genel	wet one's clothes f.	altını ıslatmak
54	Genel	wet oneself f.	altına işemek
55	Genel	wet nurse f.	süt annelik yapmak
56	Genel	wet one's nappies f.	altını doldurmak
57	Genel	be soaking wet f.	sırılsıklam olmak
58	Genel	get wet through f.	sırsıklam olmak
59	Genel	wet or soil one's clothes f.	altına yapmak
60	Genel	become wet f.	yaşarmak
61	Genel	get wet in the rain f.	yağmur yemek
62	Genel	wet one's underclothes f.	altına işemek
63	Genel	wet one's clothes/bed f.	altını ıslatmak
64	Genel	make wet f.	nemlendirmek
65	Genel	get wet through f.	sucuk gibi olmak
66	Genel	wet through f.	sırılsıklam etmek
67	Genel	be a wet blanket f.	oyunbozanlık etmek
68	Genel	wet one's bed f.	altını ıslatmak
69	Genel	wet one's bed f.	yatağına işemek
70	Genel	wet the bed f.	yatağa işemek
71	Genel	wet the bed f.	yatağını ıslatmak
72	Genel	wet someone's whistle f.	kafayı çekmek
73	Genel	wet-nurse f.	-e özenle bakmak
74	Genel	wet-nurse f.	-e sütninelik etmek
75	Genel	wet-nurse f.	emzirmek
76	Genel	wet oneself f.	altını ıslatmak
77	Genel	wet the bed f.	yatağı ıslatmak
78	Genel	get wet through f.	sırılsıklam olmak
79	Genel	get wet in the rain f.	yağmurda ıslanmak
80	Genel	wet the end of a cigarette f.	sigaranın filtresini ıslatmak
81	Genel	have a wet dream f.	uykuda boşalmak
82	Genel	have a wet dream f.	hamamcı olmak
83	Genel	wet oneself f.	altına yapmak
84	Genel	wet-nurse f.	özenle tedavi etmek
85	Genel	wet-nurse f.	özenle ilgilenmek
86	Genel	be wet f.	ıslatılmak
87	Genel	dripping wet s.	sırılsıklam
88	Genel	soaking wet s.	su gibi
89	Genel	wringing wet s.	sucuk gibi
90	Genel	wet to the skin s.	iliklerine kadar ıslanmış
91	Genel	as wet as s.	kadar ıslak
92	Genel	soaking wet s.	sırsıklam
93	Genel	wringing wet s.	sırılsıklam
94	Genel	sopping wet s.	sırsıklam
95	Genel	dripping wet s.	sırsıklam
96	Genel	wringing wet s.	sırsıklam
97	Genel	wet enough s.	yeterince ıslak
98	Genel	wet through s.	sırılsıklam
99	Genel	sopping wet s.	ıpıslak
100	Genel	soaking wet s.	sırılsıklam
101	Genel	sopping wet s.	sırılsıklam
102	Genel	wringing-wet s.	sırılsıklam
103	Genel	completely wet s.	ıpıslak
104	Genel	wet-shod s.	ıslak ayaklı olan
105	Genel	wet-shod s.	ıslak ayakkabılı olan
Phrasals
106	Öbek Fiiller	wet down f.	suyla/bir sıvıyla yatıştırmak
107	Öbek Fiiller	wet down f.	suyla/bir sıvıyla düzleştirmek
108	Öbek Fiiller	wet down f.	ıslatıp düzeltmek/düzleştirmek
109	Öbek Fiiller	wet someone or something down f.	birini veya bir şeyi ıslatmak
110	Öbek Fiiller	wet someone or something down f.	tepeden aşağı ıslatmak
111	Öbek Fiiller	wet someone or something down f.	yüzeyini tamamen ıslatmak
112	Öbek Fiiller	wet someone or something down f.	suyla/bir sıvıyla yatıştırmak
113	Öbek Fiiller	wet someone or something down f.	suyla/bir sıvıyla düzleştirmek
114	Öbek Fiiller	wet someone or something down f.	ıslatıp düzeltmek/düzleştirmek
115	Öbek Fiiller	wet back f.	ıslatıp düzleştirmek
116	Öbek Fiiller	wet back f.	ıslatarak yapıştırmak
Phrases
117	İfadeler	caution wet floor expr.	dikkat ıslak zemin
118	İfadeler	caution wet floor expr.	dikkat zemin ıslak
Proverb
119	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	başarı yolu taşlıdır/zorludur
120	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir
121	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	ekmek yemek isteyen elini hamura bulaştırır
122	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	başarı yolu taşlıdır/zorludur
123	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir
124	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	ekmek yemek isteyen elini hamura bulaştırır
125	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	aç elini kora sokar
126	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğine ulaşmak için risk almaktan korkmamalısın
127	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğine ulaşmak için sıkıntılara/zorluklara katlanmalısın
128	Atasözü	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğine ulaşmak için elini taşın altına sokmalısın
Colloquial
129	Konuşma Dili	the wet i.	yağmurlu hava
130	Konuşma Dili	the wet i.	yağmur
131	Konuşma Dili	a wet blanket i.	rahatsızlık yaratan tip
132	Konuşma Dili	a wet blanket i.	sıkıntı veren tip
133	Konuşma Dili	a wet blanket i.	tatsız kimse
134	Konuşma Dili	wet dream i.	ıslak rüya
135	Konuşma Dili	wet dream i.	uykuda boşalma
136	Konuşma Dili	wet work i.	kirli işler (cinayet/kan dökme)
137	Konuşma Dili	wet one i.	soğuk bir bira
138	Konuşma Dili	wet (one's) pants f.	altını ıslatmak
139	Konuşma Dili	wet (one's) pants f.	altına işemek
140	Konuşma Dili	wet (one's) pants f.	altına yapmak
141	Konuşma Dili	wet (one's) pants f.	altına kaçırmak
142	Konuşma Dili	wet (one's) pants f.	çişini kaçırmak
143	Konuşma Dili	wet (one's) pants f.	gülmekten altına işemek
144	Konuşma Dili	wet (one's) pants f.	heyecandan altına işemek
145	Konuşma Dili	all wet s.	tamamen ıslak/ıslanmış
146	Konuşma Dili	all wet s.	sırılsıklam
147	Konuşma Dili	all wet s.	tamamen ıslak/ıslanmış
148	Konuşma Dili	all wet s.	sırılsıklam
149	Konuşma Dili	is water wet? expr.	heralde yani
150	Konuşma Dili	is water wet? expr.	bu da soru mu?
151	Konuşma Dili	is water wet? expr.	bir de soruyor musun?
152	Konuşma Dili	is water wet? expr.	tabii ki evet
Idioms
153	Deyim	a wet blanket i.	eğlence bozan kimse
154	Deyim	a wet blanket i.	keyif kaçıran çıkıntı tip
155	Deyim	a wet blanket i.	soğuk nevale
156	Deyim	wet behind the ears i.	toy
157	Deyim	wet dishrag i.	iradesiz kimse
158	Deyim	wet dishrag i.	aciz kimse
159	Deyim	wet dishrag i.	güçsüz kimse
160	Deyim	wet dishrag i.	ödlek/cesaretsiz kimse
161	Deyim	wet dishrag i.	korkak kimse
162	Deyim	wet dishrag i.	kararsız kimse
163	Deyim	wet dishrag i.	manevi güce veya motivasyona sahip olmayan kimse
164	Deyim	wet dishrag i.	yorgun/bitkin kimse
165	Deyim	wet dishrag i.	enerjisi kalmamış kimse
166	Deyim	wet dishrag i.	pestili çıkmış kimse
167	Deyim	wet dishrag i.	pestil gibi olmuş kimse
168	Deyim	wet rag i.	iradesiz kimse
169	Deyim	wet rag i.	aciz kimse
170	Deyim	wet rag i.	güçsüz kimse
171	Deyim	wet rag i.	ödlek/cesaretsiz kimse
172	Deyim	wet rag i.	korkak kimse
173	Deyim	wet rag i.	kararsız kimse
174	Deyim	wet rag i.	manevi güce veya motivasyona sahip olmayan kimse
175	Deyim	wet rag i.	yorgun/bitkin kimse
176	Deyim	wet rag i.	enerjisi kalmamış kimse
177	Deyim	wet rag i.	pestili çıkmış kimse
178	Deyim	wet rag i.	pestil gibi olmuş kimse
179	Deyim	throw a wet blanket over (something) f.	bir şeyi daha az keyifli/başarılı ya da önemli hale getirmek
180	Deyim	throw a wet blanket over (something) f.	tadını tuzunu kaçırmak
181	Deyim	throw a wet blanket over (something) f.	… limon sıkmak
182	Deyim	throw a wet blanket over something f.	bir şeyi daha az keyifli/başarılı ya da önemli hale getirmek
183	Deyim	throw a wet blanket over something f.	tadını tuzunu kaçırmak
184	Deyim	throw a wet blanket over something f.	… limon sıkmak
185	Deyim	wet (one's) beak f.	arpasını/arpalığını almak
186	Deyim	wet (one's) beak f.	haracını almak/yemek
187	Deyim	wet (one's) beak f.	haraca bağlamak/kesmek
188	Deyim	be wet behind the ears f.	acemi olmak
189	Deyim	wet behind the ears f.	ağzı süt kokmak
190	Deyim	be wet behind the ears f.	ağzı süt kokmak
191	Deyim	wet the baby's head f.	alkollü bir içecek eşliğinde bir bebeğin doğum gününü kutlamak
192	Deyim	have a face as long as a wet week (aus) f.	aşırı mutsuz görünmek
193	Deyim	have a face like a wet weekend (brit) f.	aşırı mutsuz görünmek
194	Deyim	be wet with sweat f.	aşırı terlemek
195	Deyim	be dripping wet f.	aşırı terlemek
196	Deyim	be soaking wet f.	aşırı terlemek
197	Deyim	be wringing wet with sweat f.	aşırı terlemek
198	Deyim	be wringing wet f.	aşırı terlemek
199	Deyim	get feet wet f.	bir şeyi ilk defa denemek
200	Deyim	wet one's whistle f.	boğazını ıslatmak
201	Deyim	wet the baby's head f.	bebeğin doğumunu içerek kutlamak
202	Deyim	wet behind the ears f.	dünkü çocuk olmak
203	Deyim	be wringing wet f.	çok terlemek
204	Deyim	be wet with sweat f.	çok terlemek
205	Deyim	be wringing wet with sweat f.	çok terlemek
206	Deyim	be dripping wet f.	çok terlemek
207	Deyim	be soaking wet f.	çok terlemek
208	Deyim	wet one's whistle f.	gırtlağını ıslatmak
209	Deyim	get one's feet wet f.	ilk kez deneyimlemek
210	Deyim	get one's feet wet f.	ilk kez denemek
211	Deyim	wet one's whistle f.	içki içmek
212	Deyim	get wet to the skin f.	iliklerine kadar ıslanmak
213	Deyim	wet one's whistle f.	kafayı çekmek
214	Deyim	be as mad as a wet hen f.	küplere binmek
215	Deyim	be wringing wet with sweat f.	kan ter içinde kalmak
216	Deyim	be soaking wet f.	kan ter içinde kalmak
217	Deyim	be wet with sweat f.	kan ter içinde kalmak
218	Deyim	be dripping wet f.	kan ter içinde kalmak
219	Deyim	be wringing wet f.	kan ter içinde kalmak
220	Deyim	have a face like a wet weekend f.	suratından düşen bin parça olmak
221	Deyim	have a face as long as a wet week f.	suratından düşen bin parça olmak
222	Deyim	feel like a wet rag f.	turşu gibi olmak
223	Deyim	feel like a wet rag f.	turşusu çıkmak
224	Deyim	be wringing wet f.	terden sırılsıklam olmak
225	Deyim	be wet with sweat f.	terden sırılsıklam olmak
226	Deyim	be soaking wet f.	terden sırılsıklam olmak
227	Deyim	be wringing wet with sweat f.	terden sırılsıklam olmak
228	Deyim	be dripping wet f.	terden sırılsıklam olmak
229	Deyim	be all wet f.	tamamen yanlış olmak
230	Deyim	be wet behind the ears f.	toy olmak
231	Deyim	wet behind the ears f.	toy olmak
232	Deyim	have a face like a wet weekend (brit) f.	yüzünden düşen bin parça olmak
233	Deyim	have a face as long as a wet week f.	yüzünden düşen bin parça olmak
234	Deyim	wet the baby's head f.	(içki) ıslatmak
235	Deyim	have a face like a wet weekend f.	yüzünden düşen bin parça olmak
236	Deyim	have a face as long as a wet week (aus) f.	yüzünden düşen bin parça olmak
237	Deyim	be all wet f.	donuna kadar ıslanmak
238	Deyim	be all wet f.	iliklerine kadar ıslanmak
239	Deyim	be all wet f.	sırılsıklam ıslak olmak
240	Deyim	be all wet f.	sıksan su çıkacak olmak
241	Deyim	be all wet f.	baştan aşağı yanlış olmak
242	Deyim	be all wet f.	tamamen yanlış düşünmek
243	Deyim	be all wet f.	tamamen hatalı olmak
244	Deyim	be all wet f.	tümüyle gerçek dışı olmak
245	Deyim	be all wet f.	bambaşka bir konu olmak
246	Deyim	be all wet f.	çok farklı bir durum olmak
247	Deyim	be all wet f.	tamamen ayrı bir mesele olmak
248	Deyim	ride hard and put (something) away wet [us] f.	atı terletene kadar sürüp/koşturup kurutmadan ahıra koymak
249	Deyim	ride hard and put (something) away wet [us] f.	atı terletip soğutmadan ahıra koymak
250	Deyim	ride hard and put (something) away wet [us] f.	(bir şeyi) hor kullanmak
251	Deyim	ride hard and put (something) away wet [us] f.	(bir şeyi) hırpalamak
252	Deyim	ride hard and put (something) away wet [us] f.	(bir şeye) kötü bakmak
253	Deyim	ride hard and put (something) away wet [us] f.	(bir şeyi) bakımsız bırakmak
254	Deyim	ride hard and put (something) away wet [us] f.	(bir şeyi) haşat etmek
255	Deyim	ride hard and put (something) up wet [us] f.	atı terletene kadar sürüp/koşturup kurutmadan ahıra koymak
256	Deyim	ride hard and put (something) up wet [us] f.	atı terletip soğutmadan ahıra koymak
257	Deyim	ride hard and put (something) up wet [us] f.	(bir şeyi) hor kullanmak
258	Deyim	ride hard and put (something) up wet [us] f.	(bir şeyi) hırpalamak
259	Deyim	ride hard and put (something) up wet [us] f.	(bir şeye) kötü bakmak
260	Deyim	ride hard and put (something) up wet [us] f.	(bir şeyi) bakımsız bırakmak
261	Deyim	ride hard and put (something) up wet [us] f.	(bir şeyi) haşat etmek
262	Deyim	be all wet f.	tamamen yanlış olmak
263	Deyim	be all wet f.	baştan aşağı yanlış olmak
264	Deyim	be all wet f.	tamamen hatalı olmak
265	Deyim	be all wet f.	tamamen yanlış olmak
266	Deyim	be all wet f.	baştan aşağı yanlış olmak
267	Deyim	be all wet f.	tamamen hatalı olmak
268	Deyim	throw a wet blanket on (something) f.	(bir şeyi) bozmak
269	Deyim	throw a wet blanket on (something) f.	(bir şeye) gölge düşürmek
270	Deyim	throw a wet blanket on (something) f.	(bir şeyin) keyfini kaçırmak
271	Deyim	throw a wet blanket on (something) f.	(bir şeyin) tadını kaçırmak
272	Deyim	throw a wet blanket on (something) f.	(bir şeye) limon sıkmak
273	Deyim	couldn't act (one's) way out of a wet paper bag f.	kötü oyun çıkarmak
274	Deyim	couldn't act (one's) way out of a wet paper bag f.	kötü oyuncu olmak
275	Deyim	couldn't act (one's) way out of a wet paper bag f.	kötü rol yapmak
276	Deyim	couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag f.	kendine hayrı dokunmamak
277	Deyim	couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag f.	kendine bile hayrı olmamak
278	Deyim	get your feet wet [us] f.	ilk kez denemek
279	Deyim	get your feet wet [us] f.	ilk kez deneyimlemek
280	Deyim	get your feet wet [us] f.	ilk deneyimini kazanmak
281	Deyim	wet yourself f.	altına işemek
282	Deyim	wet yourself f.	altını ıslatmak
283	Deyim	wet yourself f.	altına yapmak
284	Deyim	wet your pants/knickers f.	altına işemek
285	Deyim	wet your pants/knickers f.	altını ıslatmak
286	Deyim	wet your pants/knickers f.	altına yapmak
287	Deyim	wet around the edges s.	gözleri nemlenmiş
288	Deyim	wet around the edges s.	hafif/yarı sarhoş
289	Deyim	wet around the edges s.	gözleri yaşarmış
290	Deyim	wet around the edges s.	çakırkeyif
291	Deyim	wet around the edges s.	gözleri dolmuş
292	Deyim	wet behind the ears s.	acemi çaylak
293	Deyim	wet around the edges s.	gözleri yaşla dolmuş
294	Deyim	wet around the edges s.	gözleri dolu dolu olmuş
295	Deyim	wet around the edges s.	biraz sarhoş
296	Deyim	wet around the edges s.	hafif sarhoş
297	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	(at) terletene kadar sürülüp/koşturulup kurutulmadan ahıra konmuş
298	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	(at) terletilip soğutulmadan ahıra konmuş
299	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	hor kullanılmış
300	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	hırpalanmış
301	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	kötü bakılmış
302	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	bakımsız bırakılmış
303	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	haşat edilmiş
304	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen yorgun
305	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen hırpalanmış
306	Deyim	ridden hard and put away wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş
307	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	(at) terletene kadar sürülüp/koşturulup kurutulmadan ahıra konmuş
308	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	(at) terletilip soğutulmadan ahıra konmuş
309	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	hor kullanılmış
310	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	hırpalanmış
311	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	kötü bakılmış
312	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	bakımsız bırakılmış
313	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	haşat edilmiş
314	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen yorgun
315	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen hırpalanmış
316	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş
317	Deyim	ridden hard and put up wet [us] s.	bitkin
318	Deyim	rode hard and put away wet s.	(at) terletene kadar sürülüp/koşturulup kurutulmadan ahıra konmuş
319	Deyim	rode hard and put away wet s.	(at) terletilip soğutulmadan ahıra konmuş
320	Deyim	rode hard and put away wet s.	hor kullanılmış
321	Deyim	rode hard and put away wet s.	hırpalanmış
322	Deyim	rode hard and put away wet s.	kötü bakılmış
323	Deyim	rode hard and put away wet s.	bakımsız bırakılmış
324	Deyim	rode hard and put away wet s.	haşat edilmiş
325	Deyim	rode hard and put away wet s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen yorgun
326	Deyim	rode hard and put away wet s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen hırpalanmış
327	Deyim	rode hard and put away wet s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş
328	Deyim	rode hard and put away wet s.	bitkin
329	Deyim	rode hard and put away wet s.	gerektiği gibi kullanılmamış
330	Deyim	rode hard and put away wet s.	hatalı kullanılmış
331	Deyim	rode hard and put away wet s.	suistimal edilmiş
332	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	(at) terletene kadar sürülüp/koşturulup kurutulmadan ahıra konmuş
333	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	(at) terletilip soğutulmadan ahıra konmuş
334	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	hor kullanılmış
335	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	hırpalanmış
336	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	kötü bakılmış
337	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	bakımsız bırakılmış
338	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	haşat edilmiş
339	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen yorgun
340	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen hırpalanmış
341	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş
342	Deyim	rode hard and put up wet [us] s.	bitkin
343	Deyim	(as) wet as a drowned rat s.	sırılsıklam
344	Deyim	(as) wet as a drowned rat s.	sıçan gibi ıslanmış
345	Deyim	(as) wet as a drowned rat s.	sucuk gibi ıslanmış
346	Deyim	(as) wet as a drowned rat s.	iliğine kadar ıslanmış
347	Deyim	(still) wet behind the ears s.	ağzı süt kokan
348	Deyim	(still) wet behind the ears s.	dünkü çocuk
349	Deyim	(still) wet behind the ears s.	toy
350	Deyim	(still) wet behind the ears s.	acemi çaylak
351	Deyim	(still) wet behind the ears s.	acemi
352	Deyim	(still) wet behind the ears s.	deneyimsiz
353	Deyim	madder than a wet hen s.	çok sinirli
354	Deyim	madder than a wet hen s.	küplere binmiş
355	Deyim	madder than a wet hen s.	sinirden deliye dönmüş
356	Deyim	madder than a wet hen s.	sinirden çılgına dönmüş
357	Deyim	madder than a wet hen s.	tepesi atmış
358	Deyim	wet behind the ears expr.	acemi
359	Deyim	as mad as a wet hen expr.	çok sinirli
360	Deyim	mad as a wet hen expr.	çok sinirli
361	Deyim	wet behind the ears expr.	deneyimsiz
362	Deyim	as mad as a wet hen expr.	çok sinirlenmiş
363	Deyim	could talk under wet cement expr.	her durumda konuşan
364	Deyim	as mad as a wet hen expr.	küplere binmiş
365	Deyim	could talk under wet cement expr.	söyleyecek lafı hiç bitmez
366	Deyim	as mad as a wet hen expr.	sinirden çılgına dönmüş
367	Deyim	as mad as a wet hen expr.	sinirden deliye dönmüş
368	Deyim	could talk under wet cement expr.	söyleyecek lafı hep vardır
369	Deyim	as mad as a wet hen expr.	tepesi atmış
370	Deyim	(one's) way out of a wet paper bag expr.	(birinin) kendine hayrı yok
371	Deyim	(one's) way out of a wet paper bag expr.	(biri) beyinsiz
372	Deyim	(one's) way out of a wet paper bag expr.	(biri) en basit işi bile beceremez
373	Deyim	(one's) way out of a wet paper bag expr.	(biri) beceriksiz
374	Deyim	sorry for being a wet blanket [cliché] expr.	rahatsızlık verdiğim için üzgünüm
375	Deyim	sorry for being a wet blanket [cliché] expr.	keyfinizi kaçırdığım için üzgünüm
376	Deyim	sorry for being a wet blanket [cliché] expr.	oyunbozanlığım için özür dilerim
377	Deyim	sorry for being a wet blanket [cliché] expr.	eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm
378	Deyim	sorry for being a wet blanket [cliché] expr.	hevesinizi kırdığım için özür dilerim
379	Deyim	sorry to be a wet blanket [cliché] expr.	rahatsızlık verdiğim için üzgünüm
380	Deyim	sorry to be a wet blanket [cliché] expr.	keyfinizi kaçırdığım için üzgünüm
381	Deyim	sorry to be a wet blanket [cliché] expr.	oyunbozanlığım için özür dilerim
382	Deyim	sorry to be a wet blanket [cliché] expr.	eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm
383	Deyim	sorry to be a wet blanket [cliché] expr.	hevesinizi kırdığım için özür dilerim
384	Deyim	can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.	kendine hayrı yok
385	Deyim	can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.	en basit işi bile beceremez
386	Deyim	can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.	kendine bile hayrı yok
387	Deyim	can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.	beceriksiz
388	Deyim	can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.	zayıf
389	Deyim	water is wet expr.	heralde yani
390	Deyim	water is wet expr.	iki kere iki dört eder
391	Deyim	water is wet expr.	zaten biliyoruz
392	Deyim	water is wet expr.	zaten ortada
Speaking
393	Konuşma	wet rag i.	ıslak bez
394	Konuşma	don't stand out there in the wet! expr.	orada yağmurun altında durma!
395	Konuşma	his hair is still wet expr.	saçları hala ıslak
396	Konuşma	his hair is still wet expr.	saçı hala ıslak
397	Konuşma	her hair is still wet expr.	saçı hala ıslak
398	Konuşma	her hair is still wet expr.	saçları hala ıslak
399	Konuşma	his hair's still wet expr.	saçı hala ıslak
400	Konuşma	his hair's still wet expr.	saçları hala ıslak
401	Konuşma	her hair's still wet expr.	saçları hala ıslak
402	Konuşma	her hair's still wet expr.	saçı hala ıslak
Trade/Economic
403	Ticaret/Ekonomi	wet goods i.	akar mallar
404	Ticaret/Ekonomi	wet stamp i.	ıslak kaşe
405	Ticaret/Ekonomi	wet outlet i.	içecek satan iş yeri
406	Ticaret/Ekonomi	wet signature i.	ıslak imza
407	Ticaret/Ekonomi	document with wet signature i.	ıslak imzalı belge
408	Ticaret/Ekonomi	wet dock i.	liman doku
409	Ticaret/Ekonomi	wet goods i.	sıvı mallar
410	Ticaret/Ekonomi	wet goods i.	şişe ve varillerle taşınan mallar
411	Ticaret/Ekonomi	wet stamped s.	ıslak kaşeli
412	Ticaret/Ekonomi	wet stamped s.	ıslak kaşe ile kaşelenmiş
Law
413	Hukuk	wet-ink signature i.	ıslak imza
Institutes
414	Kurum/Kuruluş	water education for teachers project (wet) i.	öğretmenlere su eğitimi projesi
Technical
415	Teknik	wet shrinkage stress i.	büzülme gerilmesi
416	Teknik	wet steam decatizing i.	bitim dekatürü
417	Teknik	wet shrinkage crack i.	büzülme çatlağı
418	Teknik	wet shrinkage value i.	büzülme değeri
419	Teknik	wet storage i.	dolu muhafaza (buhar kazanları için söylenir)
420	Teknik	wet galvanizing i.	elektrikli galvanizleme
421	Teknik	determination of fineness by wet sieving i.	ıslak eleme ile incelik tayini
422	Teknik	wet rotor i.	ıslak rotor
423	Teknik	wet storage i.	ıslak depolama
424	Teknik	wet peel test i.	ıslak sıyırma deneyi
425	Teknik	wet vent i.	ıslak havalık
426	Teknik	wet mechanical analysis i.	ıslak elek analizi
427	Teknik	wet short circuit test i.	ıslak kısa devre deneyi
428	Teknik	wet welding i.	ıslak kaynak
429	Teknik	wet cure i.	ıslak kür
430	Teknik	wet and dry sand i.	ıslak veya kuru kum
431	Teknik	wet process i.	ıslak yöntem
432	Teknik	wet-thermometer i.	ıslak sıcaklıkölçer
433	Teknik	wet fastness value i.	ıslak haslık değeri
434	Teknik	wet process rotary kiln i.	ıslak yöntem döner fırın
435	Teknik	wet-sieve analysis i.	ıslak elek analizi
436	Teknik	wet surface i.	ıslak yüzey
437	Teknik	wet liner i.	ıslak silindir gömleği
438	Teknik	wet-cell battery i.	ıslak hücreli batarya
439	Teknik	wet alarm valve i.	ıslak alarm vanası
440	Teknik	wet mix i.	ıslak karışım
441	Teknik	wet alarm valve i.	ıslak alarm çek vanası
442	Teknik	wet compression molding i.	ıslak basınç kalıplama
443	Teknik	wet period i.	ıslak dönem
444	Teknik	wet compression moulding i.	ıslak basınç kalıplama
445	Teknik	wet construction i.	ıslak yapım
446	Teknik	wet density i.	ıslak yoğunluk
447	Teknik	wet cut i.	ıslak kazı
448	Teknik	wet screening i.	ıslak eleme
449	Teknik	wet cured i.	ıslak bakım
450	Teknik	wet tensile strength i.	ıslak kopma mukavemeti
451	Teknik	wet-bulb thermometer i.	ıslak hazneli sıcaklıkölçer
452	Teknik	wet areas i.	ıslak mekanlar
453	Teknik	wet pressed process i.	ıslak kalıplama yöntemi
454	Teknik	wet and drying i.	ıslatma ve kurutma
455	Teknik	wet sieving i.	ıslak eleme
456	Teknik	wet dusting i.	ıslak tozlama
457	Teknik	wet return i.	ıslak dönüş
458	Teknik	wet steam i.	ıslak buhar
459	Teknik	wet density i.	ıslak birim ağırlık
460	Teknik	wet-and-dry-bulb thermometer i.	ıslak ve kuru hazneli termometre
461	Teknik	wet fastness i.	ıslak haslık
462	Teknik	wet bursting strength i.	ıslak patlama mukavemeti
463	Teknik	wet-dry signal i.	işlenmemiş - işlenmiş sinyal
464	Teknik	wet capacity i.	ıslak kapasite
465	Teknik	wet coating i.	ıslak boyama
466	Teknik	wet preparation i.	ıslak hazırlama
467	Teknik	wet-type electric precipitator i.	ıslak tip elektrostatik filtre
468	Teknik	wet filter pump i.	ıslak filtre pompası
469	Teknik	wet barrel hydrant i.	ıslak varil hidrant (itfaiyecilik)
470	Teknik	wet bulk density i.	ıslak hacim yoğunluğu
471	Teknik	wet cooling tower i.	ıslak tip soğutma kulesi
472	Teknik	wet contact i.	ıslak temas
473	Teknik	wet cooling tower i.	ıslak soğutma kulesi
474	Teknik	wet steam decatizing i.	ıslak buharlı dekatirleme
475	Teknik	wet grinding i.	ıslak taşlama
476	Teknik	wet grinding i.	ıslak silme
477	Teknik	wet alarm valve assembly i.	ıslak tip alarm vana tertibatı
478	Teknik	wet mechanical analysis i.	ıslak elek çözümlemesi
479	Teknik	wet sand blasting i.	ıslak kum püskürtme
480	Teknik	creep factor under wet conditions i.	ıslak şartlar altında sünme faktörü
481	Teknik	wet type dust collector i.	ıslak toz tutucu
482	Teknik	wet bulb temperature i.	ıslak termometre sıcaklığı
483	Teknik	wet drilling i.	ıslak sondaj
484	Teknik	wet analysis i.	ıslak çözümleme
485	Teknik	wet blasting i.	ıslak kumlama
486	Teknik	wet mass i.	ıslak kütle
487	Teknik	wet area i.	ıslak hacim
488	Teknik	wet clay i.	ıslak kil
489	Teknik	wet analysis i.	ıslak analiz
490	Teknik	wet sump system i.	karterli yağlama sistemi
491	Teknik	wet drawing i.	kaplamalı tel çekme
492	Teknik	wet surface i.	kazanın su tarafı
493	Teknik	wet lime i.	kireç kaymağı
494	Teknik	wet lime i.	kaymak kireç
495	Teknik	wet pit i.	lağım çukuru
496	Teknik	wet air i.	nemli hava
497	Teknik	wet arc tracking resistance i.	nemli ark izi direnci
498	Teknik	wet-storage stains i.	nemli depolama lekeleri
499	Teknik	wet room box i.	nemli yer buvatı
500	Teknik	wet-type air cooler i.	nemle çalışan hava soğutucu