Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
wheel
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"wheel"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 75 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
wheel
i.
çark
2
Yaygın Kullanım
wheel
i.
tekerlek
General
3
Genel
wheel
i.
dönme
4
Genel
wheel
i.
dolap
5
Genel
wheel
i.
direksiyon
6
Genel
wheel
i.
çarkıfelek
7
Genel
wheel
i.
araba
8
Genel
wheel
i.
deveran
9
Genel
wheel
i.
direksiyon simidi
10
Genel
wheel
i.
bisiklet
11
Genel
wheel
i.
direksiyon volanı
12
Genel
wheel
i.
dümen
13
Genel
wheel
i.
işkence çarkı
14
Genel
wheel
i.
dişli
15
Genel
wheel
i.
tekerlek
16
Genel
wheel
f.
sürmek
17
Genel
wheel
f.
daireler çizerek dönmek
18
Genel
wheel
f.
döndürmek
19
Genel
wheel
f.
sürmek (tekerlekli bir aracı)
20
Genel
wheel
f.
yuvarlanmak
21
Genel
wheel
f.
araba ile götürmek
22
Genel
wheel
f.
gitmek (tekerlekli bir araçla)
23
Genel
wheel
f.
dönmek
24
Genel
wheel
f.
gitmek (tekerlekli bir araç)
25
Genel
wheel
f.
el arabasıyla götürmek
26
Genel
wheel
f.
çark ettirmek
27
Genel
wheel
f.
sürülmek
28
Genel
wheel
f.
ilerlemek
29
Genel
wheel
f.
tekerlekli bir şeyi itmek
30
Genel
wheel
f.
tekerlekler üstünde yürütmek
31
Genel
wheel
f.
tekerlekli bir araçla götürmek
32
Genel
wheel
f.
tekerlek takmak
33
Genel
wheel
f.
tekerleğin dış kaplamasını temizlemek
Technical
34
Teknik
wheel
i.
dönme dolap
35
Teknik
wheel
i.
disk
36
Teknik
wheel
i.
hareket aksamı
37
Teknik
wheel
i.
tekerlek
38
Teknik
wheel
i.
tekerlekler üzerinde hareket etmek dişli çark
39
Teknik
wheel
i.
teker
40
Teknik
wheel
i.
pervane
41
Teknik
wheel
i.
su çarkı
42
Teknik
wheel
i.
çıkrık
43
Teknik
wheel
i.
tekne pervanesi
44
Teknik
wheel
i.
tekne uskuru
45
Teknik
wheel
i.
şekli veya hareketi tekerleği andıran şey
46
Teknik
wheel
i.
fırıldak
47
Teknik
wheel
i.
çarkıfelek
48
Teknik
wheel
f.
çark etmek
49
Teknik
wheel
f.
eksen etrafında dönmek
50
Teknik
wheel
f.
kavisli veya dairesel bir rotada uçmak
51
Teknik
wheel
f.
girintili çıkıntılı bir tekerlekle (ayakkabı topuğunun üst kenarını) işlemek
Electric
52
Elektrik
wheel
f.
(elektrik enerjisini) enerji iletim hatları aracılığıyla veya üzerinden iletmek veya aktarmak
Automotive
53
Otomotiv
wheel
i.
direksiyon simidi
54
Otomotiv
wheel
i.
jant
55
Otomotiv
wheel
i.
tekerlek
56
Otomotiv
wheel
i.
motorlu araç
57
Otomotiv
wheel
i.
motorlu araca erişim
58
Otomotiv
wheel
i.
tekerlek jantı
59
Otomotiv
wheel
i.
jant çemberi
Marine
60
Denizcilik
wheel
i.
dümen köşkü
61
Denizcilik
wheel
i.
dümen kamarası
62
Denizcilik
wheel
i.
dümen dolabı
63
Denizcilik
wheel
i.
vapur çarkı
Gastronomy
64
Mutfak
wheel
i.
peynir tekeri
65
Mutfak
wheel
i.
büyük yuvarlak peynir bloğu
Physics
66
Fizik
wheel
i.
ateşlendiğinde havada dönen bir tür havai fişek
Literature
67
Edebiyat
wheel
i.
(şiirde) bir kıtanın son kısmını oluşturan kısa kafiyeli dizeler
History
68
Tarih
wheel
i.
ortaçağ avrupası'nda işkence için kullanılan çark
Archaeology
69
Arkeoloji
wheel
i.
antik çağ sanatında tekerleği andıran yarıçaplara sahip sembolik dairesel tasarım
Military
70
Askeri
wheel
i.
birliklerin, gemilerin dönme hareketi
Sport
71
Spor
wheel
i.
spor ligi
Music
72
Müzik
wheel
i.
nakarat
Slang
73
Argo
wheel
i.
nüfuzlu kişi
74
Argo
wheel
i.
çok fazla güce veya etkiye sahip kimse
75
Argo
wheel
i.
(pokerde) en düşük el
"wheel"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
steering wheel
i.
direksiyon
2
Yaygın Kullanım
wheel of fortune
i.
çarkıfelek
General
3
Genel
bull wheel
i.
sondaj çarkı
4
Genel
winding wheel
i.
çıkrık
5
Genel
wagon wheel
i.
vagon tekeri
6
Genel
a big wheel
i.
nüfuzlu kimse
7
Genel
hour wheel
i.
saat çarkı
8
Genel
gear wheel
i.
çark
9
Genel
gear wheel
i.
dişli çark
10
Genel
locking wheel
i.
kilit çarkı
11
Genel
emery wheel
i.
zımpara çarkı
12
Genel
water wheel
i.
dolap
13
Genel
wheel lock
i.
emniyet kilidi
14
Genel
potter's wheel
i.
çömlekçi çarkı
15
Genel
roulette wheel
i.
rulet tekerleği
16
Genel
grinding wheel
i.
döner bileğitaşı
17
Genel
disc wheel
i.
diskli tekerlek
18
Genel
mill wheel
i.
değirmen çarkı
19
Genel
rim wheel
i.
çemberli kasnak
20
Genel
catherine wheel firework
i.
çarkıfelek
21
Genel
water wheel
i.
su çarkı
22
Genel
grinding wheel
i.
zımpara taşı
23
Genel
wheel chain
i.
dümen zinciri
24
Genel
nose wheel
i.
burun tekerleği
25
Genel
rim of a wheel
i.
jant
26
Genel
wheel balance
i.
balans ayarı
27
Genel
paddle wheel
i.
vapur çarkı
28
Genel
wheel alignment
i.
motorlu taşıta ait tekerleklerin ayarlanması
29
Genel
ratchet wheel
i.
cırcırlı makara
30
Genel
ratchet wheel
i.
mandallı çark
31
Genel
cart wheel
i.
araba tekerleği
32
Genel
leading wheel
i.
ön tekerlek
33
Genel
wheel horse
i.
araba atı
34
Genel
wheel jack
i.
tekerlek krikosu
35
Genel
control wheel
i.
levye
36
Genel
wheel chair
i.
tekerlekli sandalye
37
Genel
castering wheel
i.
hareketli tekerlek
38
Genel
road trailer wheel
i.
karayolu tekeri
39
Genel
front housing wheel
i.
ön yardımcı tekerlek
40
Genel
all-wheel bulldozer
i.
lastik tekerlekli dozer
41
Genel
front-wheel drive
i.
önden çekişli
42
Genel
gear for four-wheel drive
i.
arazi vitesi
43
Genel
rear-wheel drive
i.
arkadan çekişli
44
Genel
water-wheel
i.
dolap
45
Genel
prayer wheel
i.
dua çarkı
46
Genel
rubber wheel
i.
lastik tekerlek
47
Genel
hamster wheel
i.
hamster tekerleği
48
Genel
hamster wheel
i.
hamsterlerin kafes içerisinde üzerilerinde döndükleri tekerlek
49
Genel
dish wheel
i.
tabak çarkı
50
Genel
wheel of life
i.
yaşam çarkı
51
Genel
hind wheel
i.
arka tekerlek
52
Genel
wheel path
i.
tekerlek yolu
53
Genel
use of the wheel
i.
tekerleğin kullanılması
54
Genel
ferris wheel
i.
dönme dolap
55
Genel
big wheel
i.
dönme dolap
56
Genel
observation wheel
i.
dönme dolap
57
Genel
car steering wheel
i.
araba direksiyonu
58
Genel
wheel-spinning
i.
patinaj
59
Genel
invention of the wheel
i.
tekerleğin icadı
60
Genel
wooden water wheel
i.
ahşap su çarkı
61
Genel
suitcase wheel
i.
bavul tekeri
62
Genel
luggage wheel
i.
bavul tekeri
63
Genel
medicine wheel
i.
şifa çemberi
64
Genel
catharine wheel
i.
şişleri kenardan dışarı çıkan tekerlek
65
Genel
catharine wheel
i.
spiral tüp biçiminde hazırlanmış bir tür havai fişek
66
Genel
catherine wheel
i.
spiral tüp biçiminde hazırlanmış bir tür havai fişek
67
Genel
wheel arch
i.
çamurluk davlumbazı
68
Genel
word wheel
i.
kelime çarkı
69
Genel
word wheel
i.
sözcük çarkı
70
Genel
wheel of fortune
i.
feleğin çarkı
71
Genel
wheel horse
i.
(siyasi kuruluşta) çalışkan ve güvenilir işçi
72
Genel
wheel horse [us/canada]
i.
istikrarlı veya çok çalışan kimse
73
Genel
wheel horse
i.
güçlü ve çalışmaya rıza gösteren at
74
Genel
medicine-wheel
i.
şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt
75
Genel
heart wheel
i.
sabit rotatif hareketi sabit karşılıklı harekete çevirmek için kullanılan kalp şeklindeki kam
76
Genel
current wheel
i.
akıntı çarkı
77
Genel
ferris wheel
i.
bir lunapark aleti
78
Genel
pendulum wheel
i.
saat balansı
79
Genel
pot wheel
i.
su çarkı
80
Genel
fifth wheel
i.
fazladan kişi
81
Genel
fifth wheel
i.
fazla şey
82
Genel
fire wheel
i.
çarkıfelek havai fişek
83
Genel
fire-wheel
i.
çarkıfelek havai fişek
84
Genel
snail wheel
i.
(saatlerde) spiral biçimli bir kam çeşidi
85
Genel
wheel of time
i.
zamanın çarkı
86
Genel
wheel of time
i.
zaman çarkı
87
Genel
stream wheel
i.
su çarkı
88
Genel
stream wheel
i.
suyun akış hızını ölçen çark
89
Genel
wheel around
f.
birdenbire dönmek
90
Genel
wheel around
f.
dönmek
91
Genel
wheel about
f.
dönmek
92
Genel
put one's shoulder to the wheel
f.
gayretle çalışmaya başlamak
93
Genel
invent the wheel
f.
tekerleği bulmak
94
Genel
wheel round
f.
dönüvermek
95
Genel
put a spoke in somebody's wheel
f.
engel olmak
96
Genel
turn the wheel hard
f.
direksiyonu kırmak
97
Genel
invent the wheel
f.
tekerleği icat etmek
98
Genel
wheel about
f.
dönüvermek
99
Genel
wheel in
f.
çark etmek
100
Genel
wheel around
f.
dönüvermek
101
Genel
wheel about
f.
birdenbire dönmek
102
Genel
wheel around
f.
etrafında döndürmek
103
Genel
wheel round
f.
birdenbire dönmek
104
Genel
wheel out
f.
ileri sürmek
105
Genel
wheel out
f.
dışarı çıkarmak
106
Genel
wheel out
f.
ortaya çıkarmak
107
Genel
wheel out
f.
daha önceden yapılan birşeyi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek
108
Genel
fall asleep at the wheel
f.
direksiyonda uyumak
109
Genel
fall asleep at the wheel
f.
direksiyonda uyuyakalmak
110
Genel
fall asleep at the wheel
f.
direksiyon başında uyuyakalmak
111
Genel
get behind the wheel
f.
direksiyona geçmek
112
Genel
take the wheel
f.
direksiyon başına geçmek
113
Genel
get behind the wheel
f.
direksiyon başına geçmek
114
Genel
fall asleep at the wheel
f.
direksiyon başında uyumak
115
Genel
take the wheel
f.
direksiyonun başına geçmek
116
Genel
get behind the wheel
f.
direksiyonun başına geçmek
117
Genel
take the wheel
f.
direksiyona geçmek
118
Genel
go behind the steering wheel
f.
direksiyon sallamak
119
Genel
spin the wheel
f.
çarkı döndürmek
120
Genel
break upon a wheel
f.
tekerleğe bağlayıp çekerek idam etmek
121
Genel
break upon a wheel
f.
tekerleğe bağlayıp çekerek işkence etmek
122
Genel
heart wheel
s.
kalp şeklinde kam
123
Genel
wheel-like
s.
tekerlek gibi yuvarlak olan
124
Genel
wheel-shaped
s.
şekli tekerleğe benzeyen
125
Genel
wheel-worn
s.
tekerlek sürtünmesi ile aşınan
126
Genel
at the wheel
zf.
direksiyonda
127
Genel
at the wheel
zf.
idare etmekte
128
Genel
at the wheel
zf.
yönetimde
129
Genel
at the wheel
zf.
dümende
Phrasals
130
Öbek Fiiller
wheel someone or something away
f.
birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla götürmek
131
Öbek Fiiller
wheel someone or something away
f.
birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla taşımak
132
Öbek Fiiller
wheel someone or something away
f.
birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla alıp götürmek
133
Öbek Fiiller
wheel around
f.
birini tekerlekli bir şeyle itmek
134
Öbek Fiiller
wheel around
f.
birini tekerlekli bir araçla iterek taşımak/götürmek
135
Öbek Fiiller
wheel around
f.
tekerlekli bir aracı bir yerde iterek yürütmek
136
Öbek Fiiller
wheel around
f.
tekerlekli bir aracı bir yerde iterek gezdirmek
137
Öbek Fiiller
wheel around
f.
hızlı hızlı dönmek
138
Öbek Fiiller
wheel around
f.
daireler çizmek
139
Öbek Fiiller
wheel around
f.
fırıl fırıl dönmek
140
Öbek Fiiller
wheel around
f.
dönüp durmak
141
Öbek Fiiller
wheel around
f.
hemen geriye dönmek
142
Öbek Fiiller
wheel around
f.
aniden arkasını dönmek
143
Öbek Fiiller
wheel around
f.
hemen geriye döndürmek
144
Öbek Fiiller
wheel around
f.
hızlıca ters yöne döndürmek
145
Öbek Fiiller
wheel out
f.
tekerlekli bir araçla ayrılmak
146
Öbek Fiiller
wheel out
f.
tekerlekli bir araçla taşınmak
147
Öbek Fiiller
wheel out
f.
tekerlekli bir araçla terk etmek/gitmek
148
Öbek Fiiller
wheel out
f.
tekerlekli sandalyeyle çıkarmak
149
Öbek Fiiller
wheel out
f.
tekerlekli bir şey üzerinde getirmek
150
Öbek Fiiller
wheel out
f.
tekerlekli bir araçla dışarı çıkarmak
151
Öbek Fiiller
wheel out
f.
tekerlekli bir araçla iterek bir yerin dışına çıkarmak
152
Öbek Fiiller
wheel into (something or some place)
f.
(bir şeye/yere) tekerlekli bir araçla gitmek
153
Öbek Fiiller
wheel into (something or some place)
f.
(bir yere/şeye) bir aracı sürerek gitmek
154
Öbek Fiiller
wheel into (something or some place)
f.
tekerlekli bir aracı (bir yere/şeye) sürmek
155
Öbek Fiiller
wheel into (something or some place)
f.
araçla (bir şeye/yere) götürmek
156
Öbek Fiiller
wheel into (something or some place)
f.
tekerlekli bir araçla (bir şeye/yere) taşımak
157
Öbek Fiiller
wheel into (something or some place)
f.
tekerlekli bir araçla (bir şeye/yere) nakletmek
158
Öbek Fiiller
wheel someone or something into something
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeye/yere getirmek
159
Öbek Fiiller
wheel someone or something into something
f.
birini/bir şeyi (tekerlekli bir araçla) bir şeye/yere sürmek
160
Öbek Fiiller
wheel someone or something in
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeye/yere getirmek
161
Öbek Fiiller
wheel someone or something in
f.
birini/bir şeyi (tekerlekli bir araçla) bir şeye/yere sürmek
162
Öbek Fiiller
wheel out of (something or some place)
f.
tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) ayrılmak
163
Öbek Fiiller
wheel out of (something or some place)
f.
tekerlekli bir araçla (bir şeyi/yeri) terk etmek
164
Öbek Fiiller
wheel out of (something or some place)
f.
tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) taşınmak
165
Öbek Fiiller
wheel out of (something or some place)
f.
tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) çıkarmak
166
Öbek Fiiller
wheel out of (something or some place)
f.
tekerlekli bir şeyin üzerinde (bir şeyden/yerden) çıkarmak
167
Öbek Fiiller
wheel out of (something or some place)
f.
tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) dışarı çıkarmak
168
Öbek Fiiller
wheel out of (something or some place)
f.
tekerlekli bir araçla iterek (bir şeyin/yerin) dışına çıkarmak
169
Öbek Fiiller
wheel out of (something or some place)
f.
tekerlekli sandalyeyle (bir şeyden/yerden) çıkarmak
170
Öbek Fiiller
wheel someone or something out of something
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden çıkarmak
171
Öbek Fiiller
wheel someone or something out of something
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir şeyin üzerinde bir şeyden çıkarmak
172
Öbek Fiiller
wheel someone or something out of something
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden dışarı çıkarmak
173
Öbek Fiiller
wheel someone or something out of something
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
174
Öbek Fiiller
wheel someone or something out of something
f.
birini/bir şeyi tekerlekli sandalyeyle bir şeyden çıkarmak
175
Öbek Fiiller
wheel someone or something out
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden çıkarmak
176
Öbek Fiiller
wheel someone or something out
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir şeyin üzerinde bir şeyden çıkarmak
177
Öbek Fiiller
wheel someone or something out
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden dışarı çıkarmak
178
Öbek Fiiller
wheel someone or something out
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
179
Öbek Fiiller
wheel someone or something out
f.
birini/bir şeyi tekerlekli sandalyeyle bir şeyden çıkarmak
180
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araçla yola çıkmak
181
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araçla yolculuğa çıkmak
182
Öbek Fiiller
wheel off
f.
kara yoluyla yola çıkmak
183
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araçla basıp gitmek
184
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araçla gazlamak
185
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir aracı sürmek
186
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir aracı itmek
187
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir aracı ilerletmek
188
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araçla taşımak
189
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araçla nakletmek
190
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araçla götürmek
191
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araç bir yerden aşağı yuvarlanmak/yürümek
192
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araç ilerleyip bir yerden aşağı düşmek
193
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir araç ilerleyip bir şeyin dışına çıkmak
194
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir aracı bir yerin dışına sürmek
195
Öbek Fiiller
wheel off
f.
tekerlekli bir aracı bir şeyin dışına itmek
196
Öbek Fiiller
wheel someone or something off
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla itmek
197
Öbek Fiiller
wheel someone or something off
f.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla götürmek
198
Öbek Fiiller
wheel away
f.
tekerlekli bir araçla gitmek
199
Öbek Fiiller
wheel away
f.
tekerlekli bir araçla uzaklaşmak
200
Öbek Fiiller
wheel away
f.
(tekerlekli bir araç) gitmek/uzaklaşmak
201
Öbek Fiiller
wheel away
f.
tekerlekli bir aracı sürmek
202
Öbek Fiiller
wheel away
f.
tekerlekli bir aracı sürerek uzaklaştırmak
203
Öbek Fiiller
wheel away
f.
tekerlekli bir araçla götürmek
204
Öbek Fiiller
wheel away
f.
tekerlekli bir araçla taşımak
205
Öbek Fiiller
wheel away
f.
döne döne gitmek/uzaklaşmak
Phrases
206
İfadeler
who breaks a butterfly upon a wheel?
expr.
pire için/pireye kızıp yorgan yakılır mı hiç
207
İfadeler
wheel weaves as the wheel wills
expr.
çark dilediği gibi dokur
Proverb
208
Atasözü
squeaking wheel gets the oil
ağlamayan çocuğa meme vermezler
209
Atasözü
squeaky wheel gets the oil
ağlamayan bebeğe meme vermezler
210
Atasözü
squeaky wheel gets the oil
ağlamayana meme yok
211
Atasözü
squeaky wheel gets the oil
ağlamayan çocuğa meme vermezler
212
Atasözü
squeaking wheel gets the oil
ağlamayan bebeğe meme vermezler
213
Atasözü
squeaking wheel gets the oil
ağlamayana meme yok
214
Atasözü
the squeaky wheel gets the grease
ağlamayana meme yok
215
Atasözü
the squeaky wheel gets the grease
ağlamayana meme vermezler
216
Atasözü
the squeaky wheel gets the grease
hakkını aramayı bilmeyen kişinin işi görülmez
217
Atasözü
squeaky wheel gets the grease
ağlamayana meme yok
218
Atasözü
squeaky wheel gets the grease
ağlamayana meme vermezler
219
Atasözü
squeaky wheel gets the grease
hakkını aramayı bilmeyen kişinin işi görülmez
Colloquial
220
Konuşma Dili
wheel estate
i.
mobil gayrimenkul
221
Konuşma Dili
wheel estate
i.
tekerlekli ev
222
Konuşma Dili
wheel estate
i.
taşınabilir mülk/ev
223
Konuşma Dili
wheel estate
i.
mobil yaşam alanı
224
Konuşma Dili
wheel estate
i.
seyyar ev
225
Konuşma Dili
wheel estate
i.
karavan
226
Konuşma Dili
wheel estate
i.
kamp aracı
227
Konuşma Dili
wheel estate
i.
mobil ev
228
Konuşma Dili
wheel estate
i.
karavan
229
Konuşma Dili
wheel estate
i.
tekerlekli mülk
230
Konuşma Dili
wheel man
i.
bir suç planında/soygunda kaçmak için kullanılan arabayı kullanan kişi
231
Konuşma Dili
wheel man
i.
suç/soygun planında kaçış arabasının sürücüsü
232
Konuşma Dili
wheel man
i.
suçluları araçla kaçıran şoför
233
Konuşma Dili
wheel man
i.
suç planının şoförü
234
Konuşma Dili
wheel man
i.
suç planında şoför olan kişi
235
Konuşma Dili
wheel man
i.
suçluları araçla kaçıran şoför
236
Konuşma Dili
wheel man
i.
suç planının şoförü
237
Konuşma Dili
wheel man
i.
suç planında şoför olan kişi
238
Konuşma Dili
keep your hands on the wheel
expr.
ellerin direksiyonda olsun
239
Konuşma Dili
keep your hands on the wheel
expr.
ellerini direksiyondan ayırma
Idioms
240
Deyim
wheel and deal
i.
alavere dalavere
241
Deyim
the squeaking wheel gets the grease
i.
ağlamayan çocuğa meme vermezler
242
Deyim
a cog in the wheel
i.
çarkın dişlisi
243
Deyim
a cog in the wheel
i.
çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
244
Deyim
a wheel within a wheel
i.
çözümü zor şey
245
Deyim
a fifth/third wheel
i.
dış kapının mandalı
246
Deyim
a fifth/third wheel
i.
fazlalık
247
Deyim
asleep at the wheel
i.
görevi başında uyuyan
248
Deyim
a fifth/third wheel
i.
gereksiz kimse
249
Deyim
a big wheel
i.
güçlü ve etkin insan
250
Deyim
a fifth/third wheel
i.
hiçbir işe yaramayan
251
Deyim
a fifth/third wheel
i.
hiçbir boka yaramayan
252
Deyim
a wheel within a wheel
i.
içinden çıkması güç olan durum
253
Deyim
a big wheel
i.
kişilikli insan
254
Deyim
big wheel
i.
kodaman
255
Deyim
a fifth/third wheel
i.
lüzumsuz kimse
256
Deyim
a wheel within a wheel
i.
oyun içinde oyun
257
Deyim
big wheel
i.
önemli kimse
258
Deyim
a fifth/third wheel
i.
zurnanın son deliği
259
Deyim
a cog in the machine/wheel
i.
büyük bir organizasyonun/sistemin küçük bir parçası olan kimse
260
Deyim
a cog in the machine/wheel
i.
çarkın dişlisi
261
Deyim
a fifth wheel [us]
i.
dış kapının mandalı
262
Deyim
a fifth wheel [us]
i.
fazlalık
263
Deyim
a fifth wheel [us]
i.
gereksiz kimse
264
Deyim
a fifth wheel [us]
i.
lüzumsuz kimse
265
Deyim
a fifth wheel [us]
i.
zurnanın son deliği
266
Deyim
a fifth wheel [us]
i.
yancı
267
Deyim
a third wheel [us]
i.
dış kapının mandalı
268
Deyim
a third wheel [us]
i.
fazlalık
269
Deyim
a third wheel [us]
i.
gereksiz kimse
270
Deyim
a third wheel [us]
i.
lüzumsuz kimse
271
Deyim
a third wheel [us]
i.
zurnanın son deliği
272
Deyim
a third wheel [us]
i.
yancı
273
Deyim
a fly on the wheel
i.
kendini olduğundan daha güçlü/önemli gören kimse
274
Deyim
a fly on the wheel
i.
her şeyin kendi sayesinde olduğunu düşünen kimse
275
Deyim
a fly on the wheel
i.
kendini olmazsa olmaz/vazgeçilmez gören kimse
276
Deyim
a fly on the wheel
i.
kendini olduğundan daha değerli gören kimse
277
Deyim
cog in the wheel
i.
çarkın dişlisi
278
Deyim
cog in the wheel
i.
çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
279
Deyim
cog in the wheel
i.
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça
280
Deyim
put a spoke in one's wheel
f.
tekerine çomak sokmak
281
Deyim
put a spoke in one's wheel
f.
birinin işini zora sokmak
282
Deyim
reinvent the wheel
f.
amerika'yı yeniden keşfetmek
283
Deyim
put a spoke in someone's wheel
f.
birinin işini zora sokmak
284
Deyim
get behind the wheel
f.
direksiyona geçmek
285
Deyim
be behind the wheel
f.
direksiyonda olmak
286
Deyim
die behind the wheel
f.
direksiyonda ölmek
287
Deyim
die behind the wheel
f.
direksiyon başında ölmek
288
Deyim
keep one's shoulder to the wheel
f.
dur durak bilmeden çalışmak
289
Deyim
asleep at the wheel
f.
doğru zamanda görevini yapamamak
290
Deyim
put a spoke in someone's wheel
f.
çanına ot tıkamak
291
Deyim
be at the wheel
f.
direksiyonda olmak
292
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
canını dişine takmak
293
Deyim
keep one's shoulder to the wheel
f.
durmadan çalışmak
294
Deyim
keep one's shoulder to the wheel
f.
gece gündüz demeden çalışmak
295
Deyim
break a butterfly on a wheel
f.
ezmek
296
Deyim
break a butterfly on a wheel
f.
gereğinden daha sert davranmak
297
Deyim
keep one's shoulder to the wheel
f.
gözünü kırpmadan çalışmak
298
Deyim
pit one's shoulder to the wheel
f.
işine sıkı sıkı sarılmak
299
Deyim
put shoulder to the wheel
f.
işe sıkı sıkı sarılmak
300
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
işe sıkı sıkı sarılmak
301
Deyim
put shoulder to the wheel
f.
işe dört elle sarılmak
302
Deyim
keep one's shoulder to the wheel
f.
işine sıkı sıkı sarılmak
303
Deyim
have one's shoulder to the wheel
f.
işine sıkı sıkı sarılmak
304
Deyim
keep one's shoulder to the wheel
f.
işine dört elle sarılmak
305
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
işe dört elle sarılmak
306
Deyim
pit one's shoulder to the wheel
f.
işine dört elle sarılmak
307
Deyim
have one's shoulder to the wheel
f.
işine dört elle sarılmak
308
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
kendini işe vermek
309
Deyim
pit one's shoulder to the wheel
f.
kendini işe vermek
310
Deyim
put a spoke in somebody's wheel
f.
köstek olmak
311
Deyim
turn the wheel
f.
kaba tahminde bulunmak
312
Deyim
pit one's shoulder to the wheel
f.
kendini işine vermek
313
Deyim
have one's shoulder to the wheel
f.
kendini işine vermek
314
Deyim
keep one's shoulder to the wheel
f.
kendini işine vermek
315
Deyim
have one's shoulder to the wheel
f.
kendini işe vermek
316
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
kendini işine vermek
317
Deyim
turn the wheel
f.
kafadan sallamak
318
Deyim
keep one's shoulder to the wheel
f.
kendini işe vermek
319
Deyim
put shoulder to the wheel
f.
kendini işe vermek
320
Deyim
put shoulder to the wheel
f.
kendini işine vermek
321
Deyim
die behind the wheel
f.
şoför mahallinde ölmek
322
Deyim
break a butterfly on a wheel
f.
sert önlemler almak
323
Deyim
put a spoke in someone's wheel
f.
tekerine çomak sokmak
324
Deyim
reinvent the wheel
f.
tekerleği yeniden icat etmek
325
Deyim
reinvent the wheel
f.
var olan bir şeyi yeniden bulmak için zaman kaybetmek
326
Deyim
spell someone at the wheel
f.
(birine) nefes aldırmak/ara verdirmek
327
Deyim
set (one's) shoulder to the wheel
f.
gayretle çalışmak
328
Deyim
set (one's) shoulder to the wheel
f.
canını dişine takmak
329
Deyim
set (one's) shoulder to the wheel
f.
işe dört elle sarılmak
330
Deyim
set (one's) shoulder to the wheel
f.
çok çalışmak
331
Deyim
set (one's) shoulder to the wheel
f.
sıkı çalışmak
332
Deyim
set (one's) shoulder to the wheel
f.
özenle çalışmak
333
Deyim
set (one's) shoulder to the wheel
f.
konsantre olarak çalışmak
334
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
gayretle çalışmaya başlamak
335
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
canını dişine takmak
336
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
işe dört elle sarılmak
337
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
işe sıkı sıkı sarılmak
338
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
kendini işine vermek
339
Deyim
put one's shoulder to the wheel
f.
kendini işe vermek
340
Deyim
set one's shoulder to the wheel
f.
gayretle çalışmaya başlamak
341
Deyim
set one's shoulder to the wheel
f.
canını dişine takmak
342
Deyim
set one's shoulder to the wheel
f.
işe dört elle sarılmak
343
Deyim
set one's shoulder to the wheel
f.
işe sıkı sıkı sarılmak
344
Deyim
set one's shoulder to the wheel
f.
kendini işine vermek
345
Deyim
set one's shoulder to the wheel
f.
kendini işe vermek
346
Deyim
be at the wheel
f.
sorumlusu olmak
347
Deyim
be at the wheel
f.
başında olmak
348
Deyim
be at the wheel
f.
lideri olmak
349
Deyim
be at the wheel
f.
yönetiminde olmak
350
Deyim
be sleeping at the wheel
f.
yeterince uyanık olmadığından fırsatı kaçırmak
351
Deyim
be sleeping at the wheel
f.
uyanık olmamak
352
Deyim
be sleeping at the wheel
f.
ayakta uyumak
353
Deyim
be sleeping at the wheel
f.
dikkatsiz davranmak
354
Deyim
be sleeping at the wheel
f.
görevini yerine getirmemek
355
Deyim
be asleep at the wheel
f.
görev başında uyumak
356
Deyim
be asleep at the wheel
f.
doğru zamanda görevini yapamamak
357
Deyim
be asleep at the wheel
f.
sorumluluğunu/görevini yerine getirememek
358
Deyim
be asleep at the wheel
f.
görev esnasında dikkatsiz davranmak
359
Deyim
be breaking a butterfly on a wheel
f.
orantısız güç uygulamak
360
Deyim
be breaking a butterfly on a wheel
f.
gereğinden daha sert davranmak
361
Deyim
be breaking a butterfly on a wheel
f.
ezici güç uygulamak
362
Deyim
break a butterfly on a wheel
f.
orantısız güç kullanmak/uygulamak
363
Deyim
have shoulder to the wheel
f.
işe sıkı sıkı sarılmak
364
Deyim
have shoulder to the wheel
f.
işe dört elle sarılmak
365
Deyim
put your shoulder to the wheel
f.
gayretle çalışmaya başlamak
366
Deyim
put your shoulder to the wheel
f.
canını dişine takmak
367
Deyim
put your shoulder to the wheel
f.
işe sıkı sıkı sarılmak
368
Deyim
put your shoulder to the wheel
f.
işe dört elle sarılmak
369
Deyim
put your shoulder to the wheel
f.
kendini işe vermek
370
Deyim
put your shoulder to the wheel
f.
kendini işine vermek
371
Deyim
asleep at the wheel
s.
sorumluluğunu/görevini yerine getirmeyen
372
Deyim
asleep at the wheel
s.
görevinin gereğini yapmayan
373
Deyim
a small cog in a large wheel
expr.
büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası
374
Deyim
a small cog in a large wheel
expr.
çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
375
Deyim
a small cog in a large wheel
expr.
sistemin işlemesini sağlayan önemsiz kişi
376
Deyim
a small cog in a large wheel
expr.
büyük makinedeki küçük dişli
377
Deyim
the wheel has come full circle
expr.
dönüp dolaşıp aynı yere gelme
378
Deyim
the wheel has come full circle
expr.
dönüp dolaşıp aynı noktaya varma
379
Deyim
the wheel has turned full circle
expr.
dönüp dolaşıp aynı yere gelme
380
Deyim
the wheel has turned full circle
expr.
dönüp dolaşıp aynı noktaya varma
381
Deyim
as silly as a wheel
expr.
çok salak
382
Deyim
silly as a wheel
expr.
çok salak
383
Deyim
the wheel is gonna turn
expr.
devran dönecek
384
Deyim
asleep at the wheel
expr.
görev esnasında dikkatsiz davranan
385
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) başında
386
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) yönetiminde
387
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) dümeninde
388
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) direksiyonunda
389
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) idaresinde
390
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) başında
391
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) yönetiminde
392
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) dümeninde
393
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) direksiyonunda
394
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) idaresinde
395
Deyim
at/behind the wheel
expr.
başında
396
Deyim
at/behind the wheel
expr.
yönetimde
397
Deyim
at/behind the wheel
expr.
dümende
398
Deyim
at/behind the wheel
expr.
direksiyonda
399
Deyim
at/behind the wheel
expr.
idarede
400
Deyim
behind the wheel
expr.
direksiyonda
401
Deyim
behind the wheel
expr.
direksiyon başında
402
Deyim
behind the wheel
expr.
şoför mahallinde
403
Deyim
behind the wheel
expr.
kontrolde
404
Deyim
behind the wheel
expr.
yönetimde
405
Deyim
behind the wheel
expr.
sorumluluğunda
406
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) direksiyonunda
407
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) direksiyonunun başında
408
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) idaresinde
409
Deyim
at the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) şoför mahallinde
410
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) direksiyonunda
411
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) direksiyonunun başında
412
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) idaresinde
413
Deyim
behind the wheel (of something)
expr.
(bir şeyin) şoför mahallinde
Speaking
414
Konuşma
take the wheel
expr.
direksiyona geç
415
Konuşma
what's he doing behind the wheel?
expr.
direksiyonda ne işi var?
416
Konuşma
get your hands off the wheel
expr.
çek ellerini direksiyondan
Trade/Economic
417
Ticaret/Ekonomi
well-to-wheel analysis
i.
hayat boyu değerlendirme
418
Ticaret/Ekonomi
stands for two-wheel motor vehicles
i.
iki tekerlekli motorlu araçların park ayarları
419
Ticaret/Ekonomi
passenger hand-holds on two-wheel motor vehicles
i.
iki tekerlekli motorlu araçların yolcu el tutamakları
420
Ticaret/Ekonomi
type-approval of two or three-wheel motor vehicles
i.
iki veya üç tekerlekli motorlu araçların hız ölçerleri
421
Ticaret/Ekonomi
wheel guards of motor vehicles
i.
motorlu araçların çamurlukları
422
Ticaret/Ekonomi
wheel of retailing
i.
perakendecilikte gelişme hipotezi
Industry
423
Sanayi
girdle wheel
i.
çıkrık
Technical
424
Teknik
rag wheel
i.
zincir dişlisi
425
Teknik
rag wheel
i.
dişli zincir çarkı
426
Teknik
cam wheel
i.
dişli çark
427
Teknik
tide wheel
i.
su çarkı
428
Teknik
tide wheel
i.
su tekeri
429
Teknik
tub wheel
i.
bir tür yatay su çarkı
430
Teknik
reaction wheel
i.
tepki tekeri
431
Teknik
twisted gear wheel
i.
sonsuz dişli
432
Teknik
screw wheel
i.
sonsuz dişli
433
Teknik
wheel and axle
i.
ağırlık kaldırma makarası
434
Teknik
rear wheel anti-lock
i.
arka abs
435
Teknik
idler wheel
i.
avara kasnağı
436
Teknik
kick wheel
i.
ayaklı çark
437
Teknik
lower fifth wheel plate
i.
alt özek levhası
438
Teknik
wheel axle
i.
aks
439
Teknik
idle wheel
i.
avara kasnağı
440
Teknik
rear housing wheel
i.
arka yardımcı makara
441
Teknik
rear wheel brake
i.
arka tekerlek freni
442
Teknik
intermediate wheel
i.
ara tekerleği
443
Teknik
rear wheel hub
i.
arka tekerlek göbeği
444
Teknik
aluminium alloy wheel
i.
alüminyum jant
445
Teknik
abrasive wheel wear test apparatus
i.
aşındırıcı diskli deney cihazı
446
Teknik
buffing wheel
i.
açkılama çarkı
447
Teknik
buff wheel
i.
açkılama çarkı
448
Teknik
differential wheel
i.
aks dişlisi
449
Teknik
coupled wheel
i.
akuple tekerlek
450
Teknik
aluminium alloy wheel
i.
alüminyum tekerlek
451
Teknik
intermediate wheel
i.
ara dişli
452
Teknik
trailing wheel
i.
arka tekerlek
453
Teknik
rear wheel
i.
arka tekerlek
454
Teknik
back wheel
i.
arka tekerlek
455
Teknik
rear wheel drive
i.
arka tekerleklerden tahrikli
456
Teknik
rotating abrasive rubber wheel method
i.
aşındırıcı lastikten döner tekerlek metodu
457
Teknik
abrasive wheel
i.
aşındırma çarkı
458
Teknik
disk wheel
i.
aşındırma çarkı
459
Teknik
idler wheel
i.
avara çarkı
460
Teknik
balancing wheel
i.
avara kasnak
461
Teknik
balance-wheel
i.
ayar dişlisi
462
Teknik
crown wheel
i.
ayna dişlisi
463
Teknik
wheel with tyre
i.
bandajlı tekerlek
464
Teknik
cup wheel
i.
bardaksı çark
465
Teknik
fifth wheel retainer
i.
beşinci tekerlek tutucusu
466
Teknik
worklamp fifth wheel coupling
i.
basamak aydınlatma
467
Teknik
wheel rim with tyre
i.
bandajlı ispit
468
Teknik
fifth wheel
i.
beşinci tekerlek
469
Teknik
feed wheel
i.
besleme çarkı
470
Teknik
fifth wheel spot lamp
i.
beşinci tekerlek spot lambası
471
Teknik
barlow’s wheel
i.
barlow tekeri
472
Teknik
wheel balancing
i.
balans ayarı
473
Teknik
shrouded wheel
i.
bandajlı çark
474
Teknik
unshrouded wheel
i.
bandajsız çark
475
Teknik
wheel ring
i.
bijon halkası
476
Teknik
crown wheel
i.
büyük mahruti dişli
477
Teknik
low-gear all wheel drive
i.
bütün çeker
478
Teknik
water wheel
i.
bostan dolabı
479
Teknik
all wheel drive front
i.
bütün çeker tekerlekler
480
Teknik
bicycle wheel
i.
bisiklet tekerleği
481
Teknik
grinding wheel tapered on one side
i.
bir tarafı konik taşlama taşı
482
Teknik
ball wheel
i.
bilyeli teker
483
Teknik
nose wheel steering system
i.
burun tekerleği direksiyon sistemi
484
Teknik
all wheel drive
i.
bütün tekerlekleri müteharrik
485
Teknik
nose wheel
i.
burun tekerleği
486
Teknik
wheel nut
i.
bijon somunu
487
Teknik
all wheel drive
i.
bütün çeker tekerlekler
488
Teknik
grinding wheel recessed on one side
i.
bir tarafı faturalı taşlama taşı
489
Teknik
spinning wheel
i.
çıkrık
490
Teknik
rim wheel
i.
çemberli kasnak
491
Teknik
wheel type trencher
i.
çarklı hendek kazar
492
Teknik
paddle wheel
i.
çark
493
Teknik
driving wheel
i.
çalıştırma dişlisi
494
Teknik
wheel plate
i.
çark levhası
495
Teknik
balance wheel
i.
cep saati sarkacı
496
Teknik
wheel-belt continuous casting
i.
çarklı kayışlı sürekli döküm
497
Teknik
multiple wheel grinding machine
i.
çok taşlı taşlama tezgahı
498
Teknik
double-dished wheel disc
i.
çift ondüleli tekerlek gövdesi
499
Teknik
ratchet wheel
i.
cırcırlı makara
500
Teknik
all-wheel drive unit
i.
çeker tekerlekler
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of wheel
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy