wheel - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

wheel

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"wheel" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 75 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
wheel i. çark
wheel i. tekerlek
General
wheel i. dönme
wheel i. dolap
wheel i. direksiyon
wheel i. çarkıfelek
wheel i. araba
wheel i. deveran
wheel i. direksiyon simidi
wheel i. bisiklet
wheel i. direksiyon volanı
wheel i. dümen
wheel i. işkence çarkı
wheel i. dişli
wheel i. tekerlek
wheel f. sürmek
wheel f. daireler çizerek dönmek
wheel f. döndürmek
wheel f. sürmek (tekerlekli bir aracı)
wheel f. yuvarlanmak
wheel f. araba ile götürmek
wheel f. gitmek (tekerlekli bir araçla)
wheel f. dönmek
wheel f. gitmek (tekerlekli bir araç)
wheel f. el arabasıyla götürmek
wheel f. çark ettirmek
wheel f. sürülmek
wheel f. ilerlemek
wheel f. tekerlekli bir şeyi itmek
wheel f. tekerlekler üstünde yürütmek
wheel f. tekerlekli bir araçla götürmek
wheel f. tekerlek takmak
wheel f. tekerleğin dış kaplamasını temizlemek
Technical
wheel i. dönme dolap
wheel i. disk
wheel i. hareket aksamı
wheel i. tekerlek
wheel i. tekerlekler üzerinde hareket etmek dişli çark
wheel i. teker
wheel i. pervane
wheel i. su çarkı
wheel i. çıkrık
wheel i. tekne pervanesi
wheel i. tekne uskuru
wheel i. şekli veya hareketi tekerleği andıran şey
wheel i. fırıldak
wheel i. çarkıfelek
wheel f. çark etmek
wheel f. eksen etrafında dönmek
wheel f. kavisli veya dairesel bir rotada uçmak
wheel f. girintili çıkıntılı bir tekerlekle (ayakkabı topuğunun üst kenarını) işlemek
Electric
wheel f. (elektrik enerjisini) enerji iletim hatları aracılığıyla veya üzerinden iletmek veya aktarmak
Automotive
wheel i. direksiyon simidi
wheel i. jant
wheel i. tekerlek
wheel i. motorlu araç
wheel i. motorlu araca erişim
wheel i. tekerlek jantı
wheel i. jant çemberi
Marine
wheel i. dümen köşkü
wheel i. dümen kamarası
wheel i. dümen dolabı
wheel i. vapur çarkı
Gastronomy
wheel i. peynir tekeri
wheel i. büyük yuvarlak peynir bloğu
Physics
wheel i. ateşlendiğinde havada dönen bir tür havai fişek
Literature
wheel i. (şiirde) bir kıtanın son kısmını oluşturan kısa kafiyeli dizeler
History
wheel i. ortaçağ avrupası'nda işkence için kullanılan çark
Archaeology
wheel i. antik çağ sanatında tekerleği andıran yarıçaplara sahip sembolik dairesel tasarım
Military
wheel i. birliklerin, gemilerin dönme hareketi
Sport
wheel i. spor ligi
Music
wheel i. nakarat
Slang
wheel i. nüfuzlu kişi
wheel i. çok fazla güce veya etkiye sahip kimse
wheel i. (pokerde) en düşük el

"wheel" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
steering wheel i. direksiyon
wheel of fortune i. çarkıfelek
General
bull wheel i. sondaj çarkı
winding wheel i. çıkrık
wagon wheel i. vagon tekeri
a big wheel i. nüfuzlu kimse
hour wheel i. saat çarkı
gear wheel i. çark
gear wheel i. dişli çark
locking wheel i. kilit çarkı
emery wheel i. zımpara çarkı
water wheel i. dolap
wheel lock i. emniyet kilidi
potter's wheel i. çömlekçi çarkı
roulette wheel i. rulet tekerleği
grinding wheel i. döner bileğitaşı
disc wheel i. diskli tekerlek
mill wheel i. değirmen çarkı
rim wheel i. çemberli kasnak
catherine wheel firework i. çarkıfelek
water wheel i. su çarkı
grinding wheel i. zımpara taşı
wheel chain i. dümen zinciri
nose wheel i. burun tekerleği
rim of a wheel i. jant
wheel balance i. balans ayarı
paddle wheel i. vapur çarkı
wheel alignment i. motorlu taşıta ait tekerleklerin ayarlanması
ratchet wheel i. cırcırlı makara
ratchet wheel i. mandallı çark
cart wheel i. araba tekerleği
leading wheel i. ön tekerlek
wheel horse i. araba atı
wheel jack i. tekerlek krikosu
control wheel i. levye
wheel chair i. tekerlekli sandalye
castering wheel i. hareketli tekerlek
road trailer wheel i. karayolu tekeri
front housing wheel i. ön yardımcı tekerlek
all-wheel bulldozer i. lastik tekerlekli dozer
front-wheel drive i. önden çekişli
gear for four-wheel drive i. arazi vitesi
rear-wheel drive i. arkadan çekişli
water-wheel i. dolap
prayer wheel i. dua çarkı
rubber wheel i. lastik tekerlek
hamster wheel i. hamster tekerleği
hamster wheel i. hamsterlerin kafes içerisinde üzerilerinde döndükleri tekerlek
dish wheel i. tabak çarkı
wheel of life i. yaşam çarkı
hind wheel i. arka tekerlek
wheel path i. tekerlek yolu
use of the wheel i. tekerleğin kullanılması
ferris wheel i. dönme dolap
big wheel i. dönme dolap
observation wheel i. dönme dolap
car steering wheel i. araba direksiyonu
wheel-spinning i. patinaj
invention of the wheel i. tekerleğin icadı
wooden water wheel i. ahşap su çarkı
suitcase wheel i. bavul tekeri
luggage wheel i. bavul tekeri
medicine wheel i. şifa çemberi
catharine wheel i. şişleri kenardan dışarı çıkan tekerlek
catharine wheel i. spiral tüp biçiminde hazırlanmış bir tür havai fişek
catherine wheel i. spiral tüp biçiminde hazırlanmış bir tür havai fişek
wheel arch i. çamurluk davlumbazı
word wheel i. kelime çarkı
word wheel i. sözcük çarkı
wheel of fortune i. feleğin çarkı
wheel horse i. (siyasi kuruluşta) çalışkan ve güvenilir işçi
wheel horse [us/canada] i. istikrarlı veya çok çalışan kimse
wheel horse i. güçlü ve çalışmaya rıza gösteren at
medicine-wheel i. şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt
heart wheel i. sabit rotatif hareketi sabit karşılıklı harekete çevirmek için kullanılan kalp şeklindeki kam
current wheel i. akıntı çarkı
ferris wheel i. bir lunapark aleti
pendulum wheel i. saat balansı
pot wheel i. su çarkı
fifth wheel i. fazladan kişi
fifth wheel i. fazla şey
fire wheel i. çarkıfelek havai fişek
fire-wheel i. çarkıfelek havai fişek
snail wheel i. (saatlerde) spiral biçimli bir kam çeşidi
wheel of time i. zamanın çarkı
wheel of time i. zaman çarkı
stream wheel i. su çarkı
stream wheel i. suyun akış hızını ölçen çark
wheel around f. birdenbire dönmek
wheel around f. dönmek
wheel about f. dönmek
put one's shoulder to the wheel f. gayretle çalışmaya başlamak
invent the wheel f. tekerleği bulmak
wheel round f. dönüvermek
put a spoke in somebody's wheel f. engel olmak
turn the wheel hard f. direksiyonu kırmak
invent the wheel f. tekerleği icat etmek
wheel about f. dönüvermek
wheel in f. çark etmek
wheel around f. dönüvermek
wheel about f. birdenbire dönmek
wheel around f. etrafında döndürmek
wheel round f. birdenbire dönmek
wheel out f. ileri sürmek
wheel out f. dışarı çıkarmak
wheel out f. ortaya çıkarmak
wheel out f. daha önceden yapılan birşeyi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek
fall asleep at the wheel f. direksiyonda uyumak
fall asleep at the wheel f. direksiyonda uyuyakalmak
fall asleep at the wheel f. direksiyon başında uyuyakalmak
get behind the wheel f. direksiyona geçmek
take the wheel f. direksiyon başına geçmek
get behind the wheel f. direksiyon başına geçmek
fall asleep at the wheel f. direksiyon başında uyumak
take the wheel f. direksiyonun başına geçmek
get behind the wheel f. direksiyonun başına geçmek
take the wheel f. direksiyona geçmek
go behind the steering wheel f. direksiyon sallamak
spin the wheel f. çarkı döndürmek
break upon a wheel f. tekerleğe bağlayıp çekerek idam etmek
break upon a wheel f. tekerleğe bağlayıp çekerek işkence etmek
heart wheel s. kalp şeklinde kam
wheel-like s. tekerlek gibi yuvarlak olan
wheel-shaped s. şekli tekerleğe benzeyen
wheel-worn s. tekerlek sürtünmesi ile aşınan
at the wheel zf. direksiyonda
at the wheel zf. idare etmekte
at the wheel zf. yönetimde
at the wheel zf. dümende
Phrasals
wheel someone or something away f. birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla götürmek
wheel someone or something away f. birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla taşımak
wheel someone or something away f. birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla alıp götürmek
wheel around f. birini tekerlekli bir şeyle itmek
wheel around f. birini tekerlekli bir araçla iterek taşımak/götürmek
wheel around f. tekerlekli bir aracı bir yerde iterek yürütmek
wheel around f. tekerlekli bir aracı bir yerde iterek gezdirmek
wheel around f. hızlı hızlı dönmek
wheel around f. daireler çizmek
wheel around f. fırıl fırıl dönmek
wheel around f. dönüp durmak
wheel around f. hemen geriye dönmek
wheel around f. aniden arkasını dönmek
wheel around f. hemen geriye döndürmek
wheel around f. hızlıca ters yöne döndürmek
wheel out f. tekerlekli bir araçla ayrılmak
wheel out f. tekerlekli bir araçla taşınmak
wheel out f. tekerlekli bir araçla terk etmek/gitmek
wheel out f. tekerlekli sandalyeyle çıkarmak
wheel out f. tekerlekli bir şey üzerinde getirmek
wheel out f. tekerlekli bir araçla dışarı çıkarmak
wheel out f. tekerlekli bir araçla iterek bir yerin dışına çıkarmak
wheel into (something or some place) f. (bir şeye/yere) tekerlekli bir araçla gitmek
wheel into (something or some place) f. (bir yere/şeye) bir aracı sürerek gitmek
wheel into (something or some place) f. tekerlekli bir aracı (bir yere/şeye) sürmek
wheel into (something or some place) f. araçla (bir şeye/yere) götürmek
wheel into (something or some place) f. tekerlekli bir araçla (bir şeye/yere) taşımak
wheel into (something or some place) f. tekerlekli bir araçla (bir şeye/yere) nakletmek
wheel someone or something into something f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeye/yere getirmek
wheel someone or something into something f. birini/bir şeyi (tekerlekli bir araçla) bir şeye/yere sürmek
wheel someone or something in f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeye/yere getirmek
wheel someone or something in f. birini/bir şeyi (tekerlekli bir araçla) bir şeye/yere sürmek
wheel out of (something or some place) f. tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) ayrılmak
wheel out of (something or some place) f. tekerlekli bir araçla (bir şeyi/yeri) terk etmek
wheel out of (something or some place) f. tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) taşınmak
wheel out of (something or some place) f. tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) çıkarmak
wheel out of (something or some place) f. tekerlekli bir şeyin üzerinde (bir şeyden/yerden) çıkarmak
wheel out of (something or some place) f. tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) dışarı çıkarmak
wheel out of (something or some place) f. tekerlekli bir araçla iterek (bir şeyin/yerin) dışına çıkarmak
wheel out of (something or some place) f. tekerlekli sandalyeyle (bir şeyden/yerden) çıkarmak
wheel someone or something out of something f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out of something f. birini/bir şeyi tekerlekli bir şeyin üzerinde bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out of something f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden dışarı çıkarmak
wheel someone or something out of something f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
wheel someone or something out of something f. birini/bir şeyi tekerlekli sandalyeyle bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out f. birini/bir şeyi tekerlekli bir şeyin üzerinde bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden dışarı çıkarmak
wheel someone or something out f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
wheel someone or something out f. birini/bir şeyi tekerlekli sandalyeyle bir şeyden çıkarmak
wheel off f. tekerlekli bir araçla yola çıkmak
wheel off f. tekerlekli bir araçla yolculuğa çıkmak
wheel off f. kara yoluyla yola çıkmak
wheel off f. tekerlekli bir araçla basıp gitmek
wheel off f. tekerlekli bir araçla gazlamak
wheel off f. tekerlekli bir aracı sürmek
wheel off f. tekerlekli bir aracı itmek
wheel off f. tekerlekli bir aracı ilerletmek
wheel off f. tekerlekli bir araçla taşımak
wheel off f. tekerlekli bir araçla nakletmek
wheel off f. tekerlekli bir araçla götürmek
wheel off f. tekerlekli bir araç bir yerden aşağı yuvarlanmak/yürümek
wheel off f. tekerlekli bir araç ilerleyip bir yerden aşağı düşmek
wheel off f. tekerlekli bir araç ilerleyip bir şeyin dışına çıkmak
wheel off f. tekerlekli bir aracı bir yerin dışına sürmek
wheel off f. tekerlekli bir aracı bir şeyin dışına itmek
wheel someone or something off f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla itmek
wheel someone or something off f. birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla götürmek
wheel away f. tekerlekli bir araçla gitmek
wheel away f. tekerlekli bir araçla uzaklaşmak
wheel away f. (tekerlekli bir araç) gitmek/uzaklaşmak
wheel away f. tekerlekli bir aracı sürmek
wheel away f. tekerlekli bir aracı sürerek uzaklaştırmak
wheel away f. tekerlekli bir araçla götürmek
wheel away f. tekerlekli bir araçla taşımak
wheel away f. döne döne gitmek/uzaklaşmak
Phrases
who breaks a butterfly upon a wheel? expr. pire için/pireye kızıp yorgan yakılır mı hiç
wheel weaves as the wheel wills expr. çark dilediği gibi dokur
Proverb
squeaking wheel gets the oil ağlamayan çocuğa meme vermezler
squeaky wheel gets the oil ağlamayan bebeğe meme vermezler
squeaky wheel gets the oil ağlamayana meme yok
squeaky wheel gets the oil ağlamayan çocuğa meme vermezler
squeaking wheel gets the oil ağlamayan bebeğe meme vermezler
squeaking wheel gets the oil ağlamayana meme yok
the squeaky wheel gets the grease ağlamayana meme yok
the squeaky wheel gets the grease ağlamayana meme vermezler
the squeaky wheel gets the grease hakkını aramayı bilmeyen kişinin işi görülmez
squeaky wheel gets the grease ağlamayana meme yok
squeaky wheel gets the grease ağlamayana meme vermezler
squeaky wheel gets the grease hakkını aramayı bilmeyen kişinin işi görülmez
Colloquial
wheel estate i. mobil gayrimenkul
wheel estate i. tekerlekli ev
wheel estate i. taşınabilir mülk/ev
wheel estate i. mobil yaşam alanı
wheel estate i. seyyar ev
wheel estate i. karavan
wheel estate i. kamp aracı
wheel estate i. mobil ev
wheel estate i. karavan
wheel estate i. tekerlekli mülk
wheel man i. bir suç planında/soygunda kaçmak için kullanılan arabayı kullanan kişi
wheel man i. suç/soygun planında kaçış arabasının sürücüsü
wheel man i. suçluları araçla kaçıran şoför
wheel man i. suç planının şoförü
wheel man i. suç planında şoför olan kişi
wheel man i. suçluları araçla kaçıran şoför
wheel man i. suç planının şoförü
wheel man i. suç planında şoför olan kişi
keep your hands on the wheel expr. ellerin direksiyonda olsun
keep your hands on the wheel expr. ellerini direksiyondan ayırma
Idioms
wheel and deal i. alavere dalavere
the squeaking wheel gets the grease i. ağlamayan çocuğa meme vermezler
a cog in the wheel i. çarkın dişlisi
a cog in the wheel i. çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
a wheel within a wheel i. çözümü zor şey
a fifth/third wheel i. dış kapının mandalı
a fifth/third wheel i. fazlalık
asleep at the wheel i. görevi başında uyuyan
a fifth/third wheel i. gereksiz kimse
a big wheel i. güçlü ve etkin insan
a fifth/third wheel i. hiçbir işe yaramayan
a fifth/third wheel i. hiçbir boka yaramayan
a wheel within a wheel i. içinden çıkması güç olan durum
a big wheel i. kişilikli insan
big wheel i. kodaman
a fifth/third wheel i. lüzumsuz kimse
a wheel within a wheel i. oyun içinde oyun
big wheel i. önemli kimse
a fifth/third wheel i. zurnanın son deliği
a cog in the machine/wheel i. büyük bir organizasyonun/sistemin küçük bir parçası olan kimse
a cog in the machine/wheel i. çarkın dişlisi
a fifth wheel [us] i. dış kapının mandalı
a fifth wheel [us] i. fazlalık
a fifth wheel [us] i. gereksiz kimse
a fifth wheel [us] i. lüzumsuz kimse
a fifth wheel [us] i. zurnanın son deliği
a fifth wheel [us] i. yancı
a third wheel [us] i. dış kapının mandalı
a third wheel [us] i. fazlalık
a third wheel [us] i. gereksiz kimse
a third wheel [us] i. lüzumsuz kimse
a third wheel [us] i. zurnanın son deliği
a third wheel [us] i. yancı
a fly on the wheel i. kendini olduğundan daha güçlü/önemli gören kimse
a fly on the wheel i. her şeyin kendi sayesinde olduğunu düşünen kimse
a fly on the wheel i. kendini olmazsa olmaz/vazgeçilmez gören kimse
a fly on the wheel i. kendini olduğundan daha değerli gören kimse
cog in the wheel i. çarkın dişlisi
cog in the wheel i. çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
cog in the wheel i. sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça
put a spoke in one's wheel f. tekerine çomak sokmak
put a spoke in one's wheel f. birinin işini zora sokmak
reinvent the wheel f. amerika'yı yeniden keşfetmek
put a spoke in someone's wheel f. birinin işini zora sokmak
get behind the wheel f. direksiyona geçmek
be behind the wheel f. direksiyonda olmak
die behind the wheel f. direksiyonda ölmek
die behind the wheel f. direksiyon başında ölmek
keep one's shoulder to the wheel f. dur durak bilmeden çalışmak
asleep at the wheel f. doğru zamanda görevini yapamamak
put a spoke in someone's wheel f. çanına ot tıkamak
be at the wheel f. direksiyonda olmak
put one's shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
keep one's shoulder to the wheel f. durmadan çalışmak
keep one's shoulder to the wheel f. gece gündüz demeden çalışmak
break a butterfly on a wheel f. ezmek
break a butterfly on a wheel f. gereğinden daha sert davranmak
keep one's shoulder to the wheel f. gözünü kırpmadan çalışmak
pit one's shoulder to the wheel f. işine sıkı sıkı sarılmak
put shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
put shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
keep one's shoulder to the wheel f. işine sıkı sıkı sarılmak
have one's shoulder to the wheel f. işine sıkı sıkı sarılmak
keep one's shoulder to the wheel f. işine dört elle sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
pit one's shoulder to the wheel f. işine dört elle sarılmak
have one's shoulder to the wheel f. işine dört elle sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
pit one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
put a spoke in somebody's wheel f. köstek olmak
turn the wheel f. kaba tahminde bulunmak
pit one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
have one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
keep one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
have one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
put one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
turn the wheel f. kafadan sallamak
keep one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
put shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
put shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
die behind the wheel f. şoför mahallinde ölmek
break a butterfly on a wheel f. sert önlemler almak
put a spoke in someone's wheel f. tekerine çomak sokmak
reinvent the wheel f. tekerleği yeniden icat etmek
reinvent the wheel f. var olan bir şeyi yeniden bulmak için zaman kaybetmek
spell someone at the wheel f. (birine) nefes aldırmak/ara verdirmek
set (one's) shoulder to the wheel f. gayretle çalışmak
set (one's) shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
set (one's) shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
set (one's) shoulder to the wheel f. çok çalışmak
set (one's) shoulder to the wheel f. sıkı çalışmak
set (one's) shoulder to the wheel f. özenle çalışmak
set (one's) shoulder to the wheel f. konsantre olarak çalışmak
put one's shoulder to the wheel f. gayretle çalışmaya başlamak
put one's shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
put one's shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
put one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
set one's shoulder to the wheel f. gayretle çalışmaya başlamak
set one's shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
set one's shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
set one's shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
set one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
set one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
be at the wheel f. sorumlusu olmak
be at the wheel f. başında olmak
be at the wheel f. lideri olmak
be at the wheel f. yönetiminde olmak
be sleeping at the wheel f. yeterince uyanık olmadığından fırsatı kaçırmak
be sleeping at the wheel f. uyanık olmamak
be sleeping at the wheel f. ayakta uyumak
be sleeping at the wheel f. dikkatsiz davranmak
be sleeping at the wheel f. görevini yerine getirmemek
be asleep at the wheel f. görev başında uyumak
be asleep at the wheel f. doğru zamanda görevini yapamamak
be asleep at the wheel f. sorumluluğunu/görevini yerine getirememek
be asleep at the wheel f. görev esnasında dikkatsiz davranmak
be breaking a butterfly on a wheel f. orantısız güç uygulamak
be breaking a butterfly on a wheel f. gereğinden daha sert davranmak
be breaking a butterfly on a wheel f. ezici güç uygulamak
break a butterfly on a wheel f. orantısız güç kullanmak/uygulamak
have shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
have shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
put your shoulder to the wheel f. gayretle çalışmaya başlamak
put your shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
put your shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
put your shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
put your shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
put your shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
asleep at the wheel s. sorumluluğunu/görevini yerine getirmeyen
asleep at the wheel s. görevinin gereğini yapmayan
a small cog in a large wheel expr. büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası
a small cog in a large wheel expr. çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
a small cog in a large wheel expr. sistemin işlemesini sağlayan önemsiz kişi
a small cog in a large wheel expr. büyük makinedeki küçük dişli
the wheel has come full circle expr. dönüp dolaşıp aynı yere gelme
the wheel has come full circle expr. dönüp dolaşıp aynı noktaya varma
the wheel has turned full circle expr. dönüp dolaşıp aynı yere gelme
the wheel has turned full circle expr. dönüp dolaşıp aynı noktaya varma
as silly as a wheel expr. çok salak
silly as a wheel expr. çok salak
the wheel is gonna turn expr. devran dönecek
asleep at the wheel expr. görev esnasında dikkatsiz davranan
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) başında
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) yönetiminde
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) dümeninde
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) direksiyonunda
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) idaresinde
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) başında
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) yönetiminde
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) dümeninde
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) direksiyonunda
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) idaresinde
at/behind the wheel expr. başında
at/behind the wheel expr. yönetimde
at/behind the wheel expr. dümende
at/behind the wheel expr. direksiyonda
at/behind the wheel expr. idarede
behind the wheel expr. direksiyonda
behind the wheel expr. direksiyon başında
behind the wheel expr. şoför mahallinde
behind the wheel expr. kontrolde
behind the wheel expr. yönetimde
behind the wheel expr. sorumluluğunda
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) direksiyonunda
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) direksiyonunun başında
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) idaresinde
at the wheel (of something) expr. (bir şeyin) şoför mahallinde
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) direksiyonunda
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) direksiyonunun başında
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) idaresinde
behind the wheel (of something) expr. (bir şeyin) şoför mahallinde
Speaking
take the wheel expr. direksiyona geç
what's he doing behind the wheel? expr. direksiyonda ne işi var?
get your hands off the wheel expr. çek ellerini direksiyondan
Trade/Economic
well-to-wheel analysis i. hayat boyu değerlendirme
stands for two-wheel motor vehicles i. iki tekerlekli motorlu araçların park ayarları
passenger hand-holds on two-wheel motor vehicles i. iki tekerlekli motorlu araçların yolcu el tutamakları
type-approval of two or three-wheel motor vehicles i. iki veya üç tekerlekli motorlu araçların hız ölçerleri
wheel guards of motor vehicles i. motorlu araçların çamurlukları
wheel of retailing i. perakendecilikte gelişme hipotezi
Industry
girdle wheel i. çıkrık
Technical
rag wheel i. zincir dişlisi
rag wheel i. dişli zincir çarkı
cam wheel i. dişli çark
tide wheel i. su çarkı
tide wheel i. su tekeri
tub wheel i. bir tür yatay su çarkı
reaction wheel i. tepki tekeri
twisted gear wheel i. sonsuz dişli
screw wheel i. sonsuz dişli
wheel and axle i. ağırlık kaldırma makarası
rear wheel anti-lock i. arka abs
idler wheel i. avara kasnağı
kick wheel i. ayaklı çark
lower fifth wheel plate i. alt özek levhası
wheel axle i. aks
idle wheel i. avara kasnağı
rear housing wheel i. arka yardımcı makara
rear wheel brake i. arka tekerlek freni
intermediate wheel i. ara tekerleği
rear wheel hub i. arka tekerlek göbeği
aluminium alloy wheel i. alüminyum jant
abrasive wheel wear test apparatus i. aşındırıcı diskli deney cihazı
buffing wheel i. açkılama çarkı
buff wheel i. açkılama çarkı
differential wheel i. aks dişlisi
coupled wheel i. akuple tekerlek
aluminium alloy wheel i. alüminyum tekerlek
intermediate wheel i. ara dişli
trailing wheel i. arka tekerlek
rear wheel i. arka tekerlek
back wheel i. arka tekerlek
rear wheel drive i. arka tekerleklerden tahrikli
rotating abrasive rubber wheel method i. aşındırıcı lastikten döner tekerlek metodu
abrasive wheel i. aşındırma çarkı
disk wheel i. aşındırma çarkı
idler wheel i. avara çarkı
balancing wheel i. avara kasnak
balance-wheel i. ayar dişlisi
crown wheel i. ayna dişlisi
wheel with tyre i. bandajlı tekerlek
cup wheel i. bardaksı çark
fifth wheel retainer i. beşinci tekerlek tutucusu
worklamp fifth wheel coupling i. basamak aydınlatma
wheel rim with tyre i. bandajlı ispit
fifth wheel i. beşinci tekerlek
feed wheel i. besleme çarkı
fifth wheel spot lamp i. beşinci tekerlek spot lambası
barlow’s wheel i. barlow tekeri
wheel balancing i. balans ayarı
shrouded wheel i. bandajlı çark
unshrouded wheel i. bandajsız çark
wheel ring i. bijon halkası
crown wheel i. büyük mahruti dişli
low-gear all wheel drive i. bütün çeker
water wheel i. bostan dolabı
all wheel drive front i. bütün çeker tekerlekler
bicycle wheel i. bisiklet tekerleği
grinding wheel tapered on one side i. bir tarafı konik taşlama taşı
ball wheel i. bilyeli teker
nose wheel steering system i. burun tekerleği direksiyon sistemi
all wheel drive i. bütün tekerlekleri müteharrik
nose wheel i. burun tekerleği
wheel nut i. bijon somunu
all wheel drive i. bütün çeker tekerlekler
grinding wheel recessed on one side i. bir tarafı faturalı taşlama taşı
spinning wheel i. çıkrık
rim wheel i. çemberli kasnak
wheel type trencher i. çarklı hendek kazar
paddle wheel i. çark
driving wheel i. çalıştırma dişlisi
wheel plate i. çark levhası
balance wheel i. cep saati sarkacı
wheel-belt continuous casting i. çarklı kayışlı sürekli döküm
multiple wheel grinding machine i. çok taşlı taşlama tezgahı
double-dished wheel disc i. çift ondüleli tekerlek gövdesi
ratchet wheel i. cırcırlı makara
all-wheel drive unit i. çeker tekerlekler