white - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

white

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"white" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 124 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
white s. beyaz
white s. temiz
white s. ak
white s. solgun
General
white i. beyaz ırktan olan kimse
white i. göz akı
white i. san
white i. beyazlık
white i. beyaz renk
white i. saflık
white i. beyaz
white i. (ok) hedefin dışındaki halka
white i. hedefin en dışındaki halkayı vuran ok
white i. beyaz satranç taşları
white i. (tavla/satranç) beyaz pullar
white i. aşırı gerici siyasetçi
white i. (kağıtta) yazı olmayan boş yer
white i. beyaz ekmek
white i. beyaz şarap
white i. un, tuz ve şeker
white i. (et, ahşap) beyaz veya açık renkli kısım
white i. beyaz kelimesinden türetilmiş bir soyadı
white f. beyazlatmak
white f. ağartmak
white s. akkor
white s. beyaz ırktan olanlara ait
white s. solgun
white s. beyaz ırktan olan
white s. temiz
white s. soluk
white s. lepiska
white s. renksiz
white s. terbiyeli
white s. zararsız
white s. akçıl
white s. saf
white s. beyazlara ait
white s. masum
white s. ak
white s. karlı (dağ vb.)
white s. kar yağmış
white s. renksiz
white s. saydam
white s. gümüşten
white s. beyazlar içinde
white s. beyazlar giymiş
white s. boş (sayfa)
white s. yazısız (sayfa)
white s. dürüst
white s. namuslu
white s. ahlaklı
white s. sütlü (kahve)
white s. kremalı (kahve)
white s. açık gri
white s. parlak gümüşi
white s. kansız
white s. bembeyaz
white s. beyazlatılmış
white s. beyaz kıyafetler giymiş
white s. kar eşliğinde
white s. karla örtülü
white s. üzeri karla kaplı
white s. oldukça kızgın
white s. oldukça öfkeli
white s. hırslı
white s. ateşli
white s. coşkulu
white zf. adilce ve dürüstçe
white zf. doğru dürüst
Colloquial
white s. onurlu
white s. saygın
white s. saygıdeğer
white s. cömert
white s. gönlü zengin
Politics
white i. muhafazakar veya karşı devrimci grup üyesi
white s. muhafazakar veya karşı devrimci bir gruba ait
white s. muhafazakar veya karşı devrimci bir grupla ilgili
Advertising
white i. (reklamda) boş veya baskısız alan
Technical
white s. beyaz
Textile
white i. beyaz kumaş
white i. beyaz giysiler
white i. beyaz cüppeler
white i. beyaz üniforma
white i. beyaz çamaşır
white i. beyazımsı çamaşır
white i. beyaz pantolon
white i. beyaz kıyafet
Dyeing
white i. beyaz pigment
Physiology
white i. lökore
white i. vajinal akıntı
Food Engineering
white s. açık renkli üzümlerden yapılan (şarap)
white s. kabuğu soyulmuş siyah üzümlerden yapılan (şarap)
Gastronomy
white i. yumurta akı
white s. süt ilaveli
white s. beyaz unla yapılan (ekmek)
Physics
white s. sürekli bir enerji, dalga boyu veya frekans dağılımına sahip
Zoology
white i. beyaz hayvan ırkı
white i. beyaz hayvan
white i. beyaz kürklü çeşitli domuz ırklarından biri
white s. (hayvan ve bitki isimlerinde) açık renkli
white s. (hayvan ve bitki isimlerinde) beyazımsı
white s. (hayvan ve bitki isimlerinde) açık renkli kısımları olan
white s. (hayvan ve bitki isimlerinde) beyazımsı kısımları olan
Botanic
white s. (hayvan ve bitki isimlerinde) açık renkli
white s. (hayvan ve bitki isimlerinde) beyazımsı
white s. (hayvan ve bitki isimlerinde) açık renkli kısımları olan
white s. (hayvan ve bitki isimlerinde) beyazımsı kısımları olan
Geography
white i. new jersey eyaletinde yerleşim yeri
white i. güney dakota eyaletinde şehir
white i. georgia eyaletinde şehir
Military
white i. abd donanması ve sahil güvenliğinin giydiği beyaz üniforma
Hunting
white s. tamamen demir veya çelikten yapılmış (zırh)
Sport
white i. beyaz bilardo topu
Chess
white i. beyaz taşlarla oynayan oyuncu
Music
white s. coşku ve rezonans eksikliği ile karakterize
white s. kontrollü ve monoton tonda
Printery
white f. (basılı ve diğer malzemelerde) beyaz boşluklar oluşturmak
Archaic
white i. beyaz hedef
white s. açık tenli olan
white s. sarışın
white s. olgunlaşırken rengi açılan (tahıl)
white s. beyaz ekinler yetiştirmek için uygun olan (toprak)
Entomology
white i. pierinae alt familyasından olan beyaz kanatlı kelebek
Slang
white i. kokain

"white" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
become white f. beyazlamak
extremely white s. bembeyaz
General
white cake i. beyaz kek
white collar employees i. müstahdemler
white headed saki i. ak başlı maymunu
soft white sweetmeat i. peynirşekeri
white part i. beyaz
white book i. beyaz kitap
cold white beans vinaigrette i. pilaki
white pine i. beyaz çam
white heat i. çok yüksek ısı
white night i. beyaz gece
white tie i. smokin ve beyaz papyondan oluşan son derece resmi erkek akşam kıyafeti
the white of an egg i. yumurta akı
white coat i. gömlek
black and white i. yazı
sweet white grape i. çavuşüzümü
white poplar i. akkavak
white cheese i. beyazpeynir
white supremacy i. beyaz üstünlüğü
white frost i. kırağı
white book i. devlet işleri raporu
white coal i. beyazkömür
white house i. beyaz saray
sweet and white grape i. razakı
white elephant i. gereksiz eşya
white pelican i. ak pelikan
white toothed shrew i. ak kuyruklu soreks
white collar employees i. hizmet işçileri
a white lie i. beyaz yalan
white collar employees i. beyaz yakalılar
white dittany i. geyikotu
white pelican i. beyaz pelikan
white horehound i. köpekayası
white wolf i. beyaz kurt
the white house i. beyaz saray
white poplar i. akçakavak
white heron i. beyazbalıkçıl
white night i. yukarı enlemlerde havanın tam olarak kararmadığı gecelere verilen isim
white alder i. kızılağaç
great white heron i. akbalıkçıl
a white neighborhood i. beyazların oturduğu bir semt
white sugar i. rafine şeker
white clover i. ak üçgül
white elephant i. ıvır zıvır
white spruce i. akçam
white collar employees i. hizmet personeli
white coal i. hidroelektrik
white eunuch i. akağa
white water i. köpüklü su
fine white flour i. galeta unu
white line i. beyaz kenar
white collars i. beyaz yakalar
white mulberry i. dut
horse with white feet i. alabacak
white trash i. beyaz çöp
white whale i. ak balina
white falcon i. sungur
white collar workers i. enformasyon işçileri
white mouse i. beyaz fare
white admiral i. kelebek
white lacquer i. lake beyaz
white heat i. akkor
white collar i. ofiste çalışan
white willow i. aksöğüt
black and white i. siyah beyaz resim
white heat i. zirve
white lie i. zararsız yalan
type of white grape i. yapıncak
white flag i. beyaz bayrak
white elephant i. lüzumsuz şeyler
silver white i. gümüş beyazı
white seal i. beyaz fok
simple white embroidery i. beyaz iş
white and round i. kar topu
white board i. yazı tahtası
small white bean i. horoz fasulyesi
white person i. beyaz insan
white sugar i. beyaz şeker
white collar employees i. enformasyon işçileri
white refined sugar i. rafine şeker
white stork i. leylek
order of white rose of finland i. finlandiya devlet nişanı
white walnut i. beyaz ceviz
white tail i. beyaz kuyruk
great white shark i. büyük beyaz köpekbalığı
great white heron i. ak balıkçıl
white lie i. masum yalan
white mulberry i. beyaz dut
white but dirty i. ak kirpani
white ant i. termit
white mustard i. akhardal
egg white i. yumurta akı
white wagtail i. ak kuyruksallayan kuşu
paint and white wash i. boya badana
white collar workers i. beyaz yakalılar
white lead i. üstübeç
white collar workers i. fikir işçileri
great white egret i. büyük ak balıkçıl
white sheep i. beyaz koyun
growing white i. ağarma
white potato i. beyaz patates
white collar crimes i. güçlülerin suçları
white heat i. en kızışık an
white elephant i. gereksiz şeyler
the white of the eye i. gözakı
snow white i. pamuk prenses
white beet i. şekerpancarı
white russia i. beyaz rusya
white matter i. ak madde
white collar employees i. fikir işçileri
white plague i. verem
white collar crimes i. beyaz yakalı suçları
white matter i. akmadde
white mica i. akmika
white collar workers i. hizmet işçileri
white stork i. ak leylek
white paper i. bir konu hakkındaki resmi rapor
white out i. özellikle tipi nedeniyle havada ve yerde kardan başka hiçbir şey görememe hali
white heat i. en ileri safha (bir olayda)
white elephant i. vaktiyle işe yarayan fakat şimdi dert olan bir şey
white winged lark i. ak kanatlı tarla kuşu
white winged black tern i. ak kanatlı deniz kırlangıcı
a white lie i. zararsız yalan
white onion sauce i. beyaz soğan sosu
white tie i. beyaz kravat
white appliances i. beyaz eşya
white rhinoceros i. ak gergedan
white coffee i. sütlü kahve
white blood cell i. akyuvar
white light i. ak ışık
white man i. beyaz adam
white sale i. beyaz eşya satışı
white sage i. çalı
white substance i. beyaz cevher
white mustard i. beyaz hardal
white satin i. cin
a large white falcon i. şahbaz
white bryony i. şeytanşalgamı
white paper i. beyaz kitap
white slave trade i. beyaz kadın ticareti
white pine i. akçam
white tie i. frak
white elephant i. artık sahibinin işine yaramayan bir şey
white body i. beyaz cisim
white stork i. beyaz leylek
white ant i. akkarınca
white feather i. korkaklık göstergesi
white tie i. frakla birlikte takılan beyaz papyon
white poplar i. gümüşkavak
great white heron i. büyük akbalıkçıl
white eggplant i. yumurtapatlıcanı
white goods i. beyaz eşya
off white i. hafif grimsi beyaz renk
white collar workers i. müstahdemler
white woman i. beyaz kadın
white shark i. beyaz köpekbalığı
white collar workers i. hizmet personeli
white poison i. beyaz zehir
white sale i. çarşaf/örtü vb satışı
white women i. beyaz kadınlar
white collar workers i. beyaz yakalı işçiler
white shoe firm i. köklü şirket
white shoe firm i. köklü firma
white race superiority i. beyaz ırk üstünlüğü
the white of an egg i. yumurtanın beyazı
white house spokesperson i. beyaz saray sözcüsü
white house spokesman/spokeswoman i. beyaz saray sözcüsü
milk white i. süt beyazı
white lie i. pembe yalan
white teeth i. beyaz dişler
white angel i. beyaz melek
broken white i. kirli beyaz
brilliant white i. parlak beyaz
chalk white i. tebeşir beyazı
white elephant i. kimseye yar olmayan şey
black-and-white photography i. siyah-beyaz fotoğrafçılık
a white-winged bud moth i. akkelebek
lesser white-fronted goose i. küçük sakarca
non-white i. beyaz olmayan kimse
off-white i. kirli beyaz
non-white i. avrupa kökenli olmayan kimse
white-collar worker i. fikir işçisi
white-slaver i. beyaz köle tüccarı
white-winged lark i. ak kanatlı toygar
white-collar worker i. kafa işçisi
white-collar workers i. yazıhane çalışanları
white-collar worker i. memur
white-rumped sandpiper i. ak sokumlu kumkuşu
white-winged black tern i. ak kanatlı sumru
white-eyed gull i. kızıldeniz martısı
white-breasted kingfisher i. izmir yalıçapkını
white-water rafting i. köpüklü su raftingi
white-headed duck i. domuzburunlu patka
white-backed woodpecker i. ak sırtlı ağaçkakan
white-tailed plover i. ak kuyruklu kızkuşu
white-headed duck i. dikkuyruk
white-hot technology i. gelişmiş teknoloji
white-tailed eagle i. ak kuyruklu kartal
white-crowned black wheatear i. ak tepeli kuyrukkakan
white-eye i. zosterop türünden bir kuş
lead white i. kurşun beyazı
white person i. beyaz ırka mensup kimse
white slave traffic i. beyaz kadın ticareti
white tie i. beyaz papyon
white tie and tails i. kuyruklu ceket
white tie and tails i. frak
white sugar factory i. beyaz şeker fabrikası
white of egg i. yumurta akı
white horse i. beyaz at
white sugar masscuite i. beyaz şeker lapası
white of the eye i. gözakı
white horse i. köpüklü dalga
white rot i. beyaz çürük
snow white i. kar beyazı
non-white kids i. beyaz olmayan çocuklar
white pearl i. beyaz inci
white rose i. beyaz gül
white butterfly i. beyaz kelebek
white table i. beyaz masa
white leaf i. beyaz yaprak
white feather i. beyaz tüy
old man with white beard i. ak sakallı yaşlı adam
man with white hair i. beyaz saçlı adam
white water i. akarsu
white chickpeas i. beyaz leblebi
white russian i. belaruslu
white russian i. beyaz rusyalı
white roses i. beyaz güller
white girl i. beyaz kız
ice white i. buz beyazı
a white car i. beyaz bir araba
white rose i. ak gül
the white pebbles i. beyaz çakıl taşları
white sunday i. hamsin yortusu
white hair cat i. beyaz tüylü kedi
non-white i. beyaz ırktan olmayan kişi
egg white i. yumurta beyazı
white tent i. beyaz çadır
pearl white teeth i. inci beyazı dişler
white masked man i. beyaz maskeli adam
man with white mask i. beyaz maskeli adam
man in white mask i. beyaz maskeli adam
man wearing white mask i. beyaz maskeli adam
white tea i. beyaz çay
white supremacy i. beyazların diğer ırklardan daha üstün olduğunu ve toplumu yöntenen kesim olması gerektiğini savunan ırkçı düşünce
white supremacist i. beyaz ırkın diğer ırklardan daha üstün olduğuna inanan kimse
white lentil i. beyaz mercimek
whi̇te apron i. beyaz önlük
white-out [us] i. daksil
white dog i. beyaz köpek
white hat i. beyaz şapka
white christmas i. noel'de kar yağması
white christmas i. karlı noel
white elephant i. beyaz fil şeklinde rozet veya amblem
white flag i. zayıflık göstergesi
white flag i. teslimiyet işareti
white hat i. erdemlilik simgesi
white hat i. erdemlilik göstergesi
white heat i. yoğun duygu
white heat i. aşırı heyecan
white knight i. imdada yetişen kimse
white knight i. kurtarıcı
white knight i. bir amaç uğruna savaşan etrafı kuşatılmış şövalye
white lightning i. boş veya saçma konuşmalar, fikirler
white lightning i. saçmalık
white lightning i. anlamsızlık
white lightning i. ay ışığı
white lightning i. mehtap
white list i. etik değerlere veya ahlaka uygun kültürel öğelerin veya eğlence öğelerinin listesi
white list i. işe alınmak istenen gerçek veya olası çalışanların listesi
white magician i. iyi amaçlarla büyü yapan büyücü
white night i. uykusuz gece
white room i. toz ve bakteriden arındırılmış oda
white room i. steril oda
white sheep i. bir grup utanç verici insan arasındaki normal ve iyi huylu kimse
white tie and tails i. erkekler için smokinden oluşan resmi kıyafet
white wedding i. genellikle nikah töreni ve devamındaki kutlamadan oluşan bir düğün şekli
white wedding i. nikah töreninin kilisede gerçekleştiği düğün
white wedding i. gelinin beyaz gelinlik giydiği geleneksel düğün
white-haired boy i. gözde kimse
white-haired boy i. sevgili
white-headed boy i. gözde kimse
white-headed boy i. sevgili
white-head i. bir soyadı
white cap i. beyaz başlık takan kimse
white cap i. beyaz kep takan kimse
white cap i. simge olarak beyaz kep takan bir grubun üyesi
white cap i. kötü kimseleri uzaklaştırmak veya baskı altında tutmak için linç kanunu yöntemlerini kullanan kanun dışı bir teşkilat
white chip i. değersiz bir şey
white chip i. değeri düşük bir şey
white coffee i. bir fincan sütlü kahve
white cutch i. gambir bitkisinden elde edilen sarımsı sakız
great white way i. geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde
white down i. kırık beyaz
white suit i. beyaz takım elbise
pearl white i. inci beyazı madde
white cane i. görme engellilerin kullandığı beyaz baston
white mansion i. beyaz köşk
turn white f. beyazlaşmak
get white f. beyazlamak
turn white f. aklaşmak
grow white f. beyazlaşmak
show the white feather f. gözü korkmak
show the white feather f. korkmak
stand in a white sheet f. itiraf etmek
get white f. beyazlaşmak
(one's hair) turn white f. saçları ağarmak
cover up with white-out f. daksille silmek
white-out f. daksille silmek
visit the white house f. beyaz saray'ı ziyaret etmek
tell a white lie f. beyaz yalan söylemek
wear white f. beyaz giymek
white blood cell count decrease f. akyuvar sayısı düşmek
white-list f. beyaz listeye almak
white [uk] f. kesmek
white [uk] f. bıçakla kesmek
white [uk] f. bıçakla oymak
white haired s. beyaz saçlı
pearly white s. inci gibi beyaz
lily white s. bembeyaz
pure white s. apak
all white s. apak
quite white s. akça
snow white s. kar gibi beyaz
pearl white s. inci beyazı
as white as s. kadar beyaz
snow white s. kar gibi
with white hair and beard s. ak pak
white and clean s. süt gibi
pale white s. fildişi gibi
very white s. kireç gibi
black and white s. aklı karalı
bluish white s. mavimsi beyaz
chalk white s. bembeyaz
lily-white s. bembeyaz
lily-white s. zambak gibi beyaz
snow-white s. kar gibi
snow-white s. bembeyaz
milk-white s. sütbeyaz
white-collar s. büroda çalışan
white-bearded s. ak sakallı
white-collar s. kol gücü yerine kafa gücünü kullanarak çalışan (kimse)
white-collar s. beyaz yakalı
white-haired s. ak saçlı
white-livered s. korkak
white-livered s. ödlek
white-collar s. memur
white-hot s. öfkeli
white-collar s. beyaz yakalılar grubuna ait
white-collar s. beyaz yaka
white-hot s. akkor
white-skinned s. beyaz tenli
off-white s. beyazımsı
off-white s. tam belirgin renkli olmayan
white-collar s. ofiste çalışan
white-rimmed s. beyaz kenarlı/çerçeveli
off-white s. kırık beyaz renkli/renginde
off-white s. kırık beyaz
pinkish-white s. beyaza yakın toz pembe
pinkish-white s. pembemsiz beyaz
milk-white s. süt beyaz
white-ruled s. beyaz insanlar tarafından yönetilen
white-ruled s. beyazlar tarafından yönetilen
white coated s. beyaz kaplı
lily-white s. saf
lily-white s. temiz
black-and-white s. yazılı
black-and-white s. basılı
black-and-white s. beyaz zemin üstünde siyah yazılı
black-and-white s. iyi ve kötü olarak birbirinden net çizgilerle ayrılmış
black-and-white s. net bir şekilde belirlenmiş
white-tie s. erkek konukların resmi kıyafet giymesini gerektiren (etkinlik)
white-water s. köpüklü suya ait
white-water s. köpüklü su ile ilgili
white-water s. köpüklü su için tasarlanmış
white-water s. köpüklü suda gerçekleşen
white-blotched s. beyaz lekeli
white-blotched s. beyaz lekeleri olan
white-edged s. beyaz kenarı olan
white-faced s. soluk yüzlü (kimse)
white-faced s. beti benzi atmış
white-glove s. saygıdeğer
white-glove s. özel
white-glove s. dikkatli ve titiz
white-glove s. zenginlerce kullanılan
white-glove s. pahalı
white-glove s. lüks
white-haired s. yaşlanma belirtileri gösteren
white-haired s. gözde (kimse)
white-haired s. en çok beğenilen (kimse)
white-headed s. kafası beyaz kıllı olan
white-headed s. kafası beyaz kürklü olan
white-headed s. kafası beyaz tüylü olan
white-headed [ireland] s. gözde (kimse)
white-headed [ireland] s. en çok beğenilen (kimse)
white-hot s. hararetli
white-hot s. ateşli
white-hot s. çok popüler
white-hot s. çok tartışmalı
white-hot s. alevli
white-hot s. alevlenmiş
white-hot s. yanan
white-lipped s. (korku veya endişe nedeniyle) dudakları beyazlamış
white-livered s. solgun ve sağlıksız (görünüş)
white-ribbed s. beyaz nervürlü
white-ribbed s. beyaz kaburgalı
white-ribbed s. beyaz yivli
white-streaked s. beyaz çizgili
milky-white s. süt beyazı
milky-white s. krem renginde
milky-white s. beyazımsı
yellow-white s. sarımsı beyaz
yellowish-white s. sarımsı beyaz
off-white s. çeşitli grimsi beyaz tonlarında olan
off-white s. çeşitli sarımsı beyaz tonlarında olan
dull-white s. mat beyaz tonunda
cottony-white s. pamuk gibi beyaz
silver-white s. gümüş beyazı olan
silver-white s. gümüşi beyaz olan
silvery-white s. gümüş beyazı olan
silvery-white s. gümüşi beyaz olan
in black and white zf. yazılı olarak
in black and white zf. sadece grinin tonlarını kullanarak
wh (white) kısalt. beyaz
ww (water-white) kısalt. su beyazı
bw (black and white) kısalt. siyah ve beyaz
Phrasals
white out f. (kar veya sis nedeniyle) görüşü kaybetmek
white out f. (kar veya sis nedeniyle) görüşe sahip olmamak
Colloquial
black and white i. polis
black and white i. siyah beyaz polis arabası
black and white i. siyah beyaz devriye arabası
blue and white i. polis arabası
blue and white i. polis
a white elephant i. beyaz fil
white rabbit i. beyaz tavşan
white cops i. beyaz polisler
white lie i. beyaz yalan
white lie i. geçerli yalan
5 white-knuckled minutes i. gergin geçen beş dakika
white lie i. hoş görülen yalan
white lie i. haklı görülebilecek yalan
white whale i. kafaya takılan konu
5 white-knuckled minutes i. korku dolu beş dakika
white lie i. masum yalan
white whale i. takıntı haline gelen şey
white hope i. ümit veren kimse
white hope i. ümit vadeden kişi
great white hope i. istikbal vadeden kişi
white hope i. umut vadeden kişi
white horse i. eroin
white horse i. kokain
white lady [australia] i. (ayakkabı boyası gibi katkı maddeleriyle karıştırılan) metil alkol içeren içkiler
white lightning i. kaçak içki
white lightning i. yasadışı üretilen içki
white-van man i. beyaz minibüs süren agresif sürücü
a white elephant i. elinde bulundurana sorundan başka bir şey sağlamayan şey
put on a white coat f. beyaz önlük giymek
white out f. beyaza boyamak
white out f. bembeyaz yapmak
white-water s. (mecaz) çalkantılı koşullar
white-hot s. yoğun duygulu
not all black and white expr. ne siyah ne beyaz
not all black and white expr. siyah ve beyaz değil
not all black and white expr. iyi ya da kötü değil
not all black and white expr. akla kara değil
Idioms
big white chief i. büyük beyaz şef
big white chief i. önemli/başarılı/nüfuzlu kimse
big white chief i. ağa/dayı
big white chief i. kodaman
big white chief i. sorumlu kişi (nükteli bir şekilde söylenir)
white hat i. belli bir durumdaki iyi gruba gönderme yapan deyim
big white chief i. büyük beyaz şef
big white chief i. nüfuz sahibi kişi
big white chief i. kodaman
big white chief i. ağırtop
big white chief i. ensesi kalın kişi
a white christmas i. beyaz noel
a white christmas i. karla kaplı noel
a white christmas i. kar yağışının olduğu noel
a white christmas i. beyaz noel
a white christmas i. karlar içinde noel
a white christmas i. beyazlara bürünmüş noel
white and clean i. ak pak
white-bread i. amerikalı sıradan beyazlar
a white knight i. bir şirketi zor durumdan kurtaran
a white knight i. beyaz şövalye
a white knight i. birinin imdadına yetişen
the men in white coats i. deli doktorları
whiter than white i. dürüstlük abidesi
a white knight i. kurtarıcı
little white lie i. küçük masum yalan
little white lie i. küçük beyaz yalan
white hat i. erdemli kimse/karakter
white hat i. dürüst kimse/karakter
white hat i. namuslu kimse/karakter
white hat i. temiz kimse/karakter
white hat i. yüzü ak kimse/karakter
white hat i. ahlaklı kimse/karakter
white hat i. iyi kimse