work out - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

work out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"work out" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 43 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
work out f. işe yaramak
General
work out f. antrenman yapmak
work out f. hesaplamak
work out f. çözmek
work out f. idman yapmak
work out f. başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb)
work out f. karar vermek
work out f. gelişmek
work out f. halletmek
work out f. başarılı olmak
work out f. tasarlamak
work out f. düzenlemek (bir plan vb'ni)
work out f. vücut egzersizi yapmak
work out f. yerinden çıkmak (makine parçası)
work out f. anlamaya çalışmak
work out f. sonuçlanmak
work out f. çözmek (problemi/sorunu)
work out f. hesap etmek
work out f. hazırlamak (bir plan vb'ni)
work out f. çözümlemek
work out f. çözüm üretmek
work out f. (makine parçası) yerinden çıkmak
work out f. istenildiği gibi olmak
work out f. (maden ocağı) işletmek
work out f. vücut çalışmak
work out f. spor yapmak
work out f. vücut geliştirme yapmak
work out f. vücut geliştirmek
work out f. yoluna girmek
Phrasals
work out f. emekle başarmak
work out f. silmek
work out f. temizlemek
work out f. kazımak
work out f. ücretle çalışmak
work out f. (tazminat veya borcu) para yerine çalışarak ödemek
work out f. belirli bir sonuca ulaşmak
work out f. belirli bir sonuç elde etmek
work out f. başarılı olduğunu kanıtlamak
work out f. etkili olduğunu kanıtlamak
work out f. yeterli olduğunu kanıtlamak
work out f. yatıştırmak
work out f. sakinleştirmek
Trade/Economic
work out f. hesap etmek

"work out" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 133 sonuç

İngilizce Türkçe
General
person out of work i. işsiz
work something out of f. bir şeyi bir yerden çıkarmak
work out at f. gelmek (belirli bir miktara)
work out at to f. gelmek (belirli bir miktara)
throw someone out of work f. birinin işsiz kalmasına sebep olmak
be unable to work out f. içinden çıkamamak
be unable to work (something) out f. işin içinden çıkamamak
put somebody out of work f. avare etmek
work out at f. denk gelmek
be out of work f. işsiz olmak
work something out f. hesaplamak
work out the kinks f. bir plan veya sistemdeki ufak tefek pürüzleri düzeltmek
be unable to work something out f. içinden çıkamamak
work something out f. bir şeyi bir yerden çıkarmak
carry out a work or a study f. çalışma yürütmek
carry out a work or a study f. çalışmada bulunmak
work out the cost f. maliyet çıkarmak
work out the cost f. maliyeti çıkarmak
work out the meaning of something f. mana çıkarmak
fall out of work f. işsiz kalmak
work out the bugs f. herhangi bir sürece ya da ürüne etki eden ufak problemleri çözmek
work out of somewhere f. bir yeri merkez alarak çalışmak
try to work a few things out f. birkaç şeyi halletmeye çalışmak
work out the problem f. problemi halletmek
out of work s. bozuk
out of work s. işsiz
out of work s. boşta
out-of-work s. işsiz
well-work-out s. işe yaramış
Phrasals
work (something) out of (something else) f. uğraşıp (bir şeyi bir şeyden) ayıklamak
work (something) out of (something else) f. gayret edip (bir şeyi bir şeyden) gidermek
work (something) out of (something else) f. (bir şeyi bir şeyden) uğraşıp çıkarmak
work (something) out of (something else) f. (bir şeydeki bir şeyi) uğraşarak/üzerinde çalışarak yok etmek
work out of f. -den çıkarmak
work out of f. '-den ayıklamak
work out of f. '-den gidermek
work out of f. '-den uğraşıp çıkarmak
work out of f. uğraşarak/üzerinde çalışarak yok etmek
Phrases
out of work s. işsiz
out of work s. işsiz güçsüz
Colloquial
try to work a few things out f. birkaç şeyi çözmeye çalışmak
work it out f. halletmek
work it out f. üzerinde çalışmak
work your guts out f. canla başla çalışmak
work your guts out f. çok çalışmak
work your guts out f. canını dişine takarak çalışmak
work your guts out f. hayvan gibi çalışmak
work your guts out f. eşek gibi çalışmak
work your guts out f. canı çıkana kadar çalışmak
Idioms
lazy and out of work i. boş gezenin boş kalfası
work (one's) soul case out f. bedenen yoruluncaya kadar çalışmak
work (one's) soul case out f. canı çıkıncaya kadar çalışmak
work (one's) soul case out f. ayakta duramayıncaya kadar iş yapmak
work the soul case out of f. (birini) strese sokmak
work someone out f. birini çözmek
work flat out f. canla başla çalışmak
work one's guts out f. çok çalışmak
work one's guts out f. canını dişine takarak çalışmak
work one's guts out f. canla başla çalışmak
go out to work f. çalışma hayatına başlamak
work one's guts out f. eşek gibi çalışmak
work one's guts out f. hayvan gibi çalışmak
go out to work f. işe başlamak
work out for one's own salvation f. kendini kurtarmak
work itself out f. sorun/problem) kendiliğinden/kendi kendine çözüme ulaşmak
work itself out f. sorun/problem) kendiliğinden/kendi kendine çözülmek
work things out f. sorunları hallederek yoluna koymak
work things out f. problemleri çözerek durumu düzeltmek
have one's work cut out f. yapacak zor bir işi olmak
work out all right f. yolunda gitmek
have one's work cut out f. zor bir görevi olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. (bir şeyi yapmak) zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. (bir şeyi yapmak konusunda) işi zor olmak
have one's work cut out for (one) f. yapacak zor bir işi olmak
have one's work cut out for (one) f. zor bir iş/görev (birini) beklemek
have one's work cut out for (one) f. zor bir görevi olmak
have one's work cut out for (one) f. önünde zor bir iş/görev olmak
have one's work cut out for one f. birinin önünde yapması gereken birçok iş olmak
have one's work cut out for one f. birinin işi başından aşkın olmak
have one's work cut out for one f. birinin işi/görevi zor olmak
have work cut out for f. işi başından aşkın olmak
have work cut out for f. önünde yapması gereken birçok iş olmak
have work cut out for f. işi zor olmak
have your work cut out f. işi zor olmak
have your work cut out f. baş etmesi zor bir işi olmak
have your work cut out f. işi başından aşkın olmak
have your work cut out for you f. işi zor olmak
have your work cut out for you f. baş etmesi zor bir işi olmak
have your work cut out for you f. işi başından aşkın olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. (bir şey yapmak konusunda) işi zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. baş etmesi zor bir işi olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. işi başından aşkın olmak
work out for the best f. her şey düzelmek
work out for the best f. sonuçta her şey güzel olmak
work out for the best f. her şey iyi sonuçlanmak
work out for the best f. her şey yoluna girmek
work out for the best f. iyi şekilde sonuçlanmak
work out for the best f. sonucu iyi olmak
work out for the best f. hayırlısı olmak
things work themselves out expr. her şey kendi kendine düzelir
things work themselves out expr. işler kendiliğinden yoluna girer
one's work is cut out for one expr. yapılması gerekenler belli
one's work is cut out for one expr. birinin önünde yapması gereken birçok iş var
one's work is cut out for one expr. birinin işi başından aşkın
Speaking
things didn't work out expr. bir şeyler yürümedi
we could work something out expr. bir yol bulabiliriz
we could work something out expr. bir çıkış yolu bulabiliriz
we can work this out expr. bunu halledebiliriz
everything will work out all right expr. her şey yoluna girecek
I'm sure we can work this out expr. eminim bunu halledebiliriz
everything will work out for the best expr. her şey yoluna girecek
everything will work out for the best expr. her şey düzelecek
things will work out for the best expr. her şey düzelecek
things will work out expr. her şey düzelecek
everything will work out expr. her şey düzelecek
everything will work out expr. her şey yoluna girecek
everything will work out all right expr. her şey düzelecek
things will work out all right expr. her şey düzelecek
things will work out for the best expr. her şey yoluna girecek
things will work out expr. her şey yoluna girecek
things will work out all right expr. her şey yoluna girecek
in the event that things don't work out expr. işlerin aksaması durumunda
in the event that things don't work out expr. işlerin yolunda gitmemesi durumunda
you'll have your work cut out for you expr. işin zor
I got out of work late expr. işten geç çıktım
you'll have your work cut out for you expr. umudu kessen iyi olur
you'll have your work cut out for you expr. ümidi kessen iyi olur
Trade/Economic
out cycle work i. dış iş hacmi
out cycle work i. dış iş devrimi
work out compound interest i. faize faiz yürütülmesi
out of work s. işsiz
work-out s. kesin ihaleler ve teklifler içermeyen
Sport
coaches out of work i. boştaki teknik direktörler