Geçmiş

wound

"wound" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 18 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	wound i.	yara
2	Yaygın Kullanım	wound f.	yaralamak
General
3	Genel	wound i.	bere
4	Genel	wound i.	yara
5	Genel	wound i.	yaralanma
6	Genel	wound i.	incinme
7	Genel	wound f.	vurmak
8	Genel	wound f.	cerh etmek
9	Genel	wound f.	kalbini kırmak
10	Genel	wound f.	incitmek
11	Genel	wound f.	(bir şeyin) üzerinde yara açmak
12	Genel	wound f.	(bir şeyi) yara gibi yırtmak
13	Genel	wound f.	(bir şeyi) yara gibi yarmak
14	Genel	wound f.	(bir şeyi) yara gibi açmak
Irregular Verb
15	Irregular Verb	wound f.	wind - wound
Technical
16	Teknik	wound s.	sarılı (bobin)
Botanic
17	Botanik	wound i.	bitki dokusundaki yara
18	Botanik	wound i.	bitki dokusundaki hasar

"wound" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 265 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	flesh wound i.	bere
2	Genel	open wound i.	açık yara
3	Genel	flesh wound i.	sıyrık
4	Genel	wound and bruise i.	yara bere
5	Genel	bullet wound i.	kurşun yarası
6	Genel	gunshot wound i.	kurşun yarası
7	Genel	stab wound i.	bıçak yarası
8	Genel	knife wound i.	bıçak yarası
9	Genel	stab wound i.	kesici ve delici alet yarası
10	Genel	a bleeding wound i.	kanayan bir yara
11	Genel	bleeding wound i.	kanayan yara
12	Genel	untreated wound i.	tedavi edilmemiş yara
13	Genel	fatal wound i.	ölümcül/ciddi yara
14	Genel	mortal wound i.	ölümcül/ciddi yara
15	Genel	a little flesh wound i.	ufak bir sıyrık
16	Genel	a little flesh wound i.	küçük bir sıyrık
17	Genel	raw wound i.	açık yara
18	Genel	raw wound i.	kanayan yara
19	Genel	be wound f.	kurulmak (saat)
20	Genel	rub salt in the wound f.	üstüne tuz biber ekmek
21	Genel	make a wound f.	yara açmak
22	Genel	be wound round f.	kuşatılmak
23	Genel	be wound f.	kurulmak
24	Genel	dress a wound f.	pansuman yapmak
25	Genel	bandage a wound f.	yara sarmak
26	Genel	clean a wound f.	yara temizlemek
27	Genel	dress a wound f.	yara sarmak
28	Genel	receive wound f.	yara almak
29	Genel	dress one's wound f.	yarasını sarmak
30	Genel	(wound) to close f.	yara kapanmak
31	Genel	add salt to the wound f.	yaraya tuz basmak
32	Genel	pour salt into wound f.	yaraya tuz basmak
33	Genel	rub salt into wound f.	yaraya tuz basmak
34	Genel	rub salt into the wound f.	yaraya tuz basmak
35	Genel	rub salt in the wound f.	yaraya tuz basmak
36	Genel	be wound up f.	tasfiye edilmek
37	Genel	be wound up f.	tansiyonu yükseltilmek
38	Genel	wound one's feelings f.	yüreği dağlamak
39	Genel	wound deeply f.	derinden yaralamak
40	Genel	injure/hurt/wound one's pride f.	gururunu zedelemek
41	Genel	wound repair f.	yara onarımı
42	Genel	rub salt in somebody's wound f.	yaraya tuz basmak
43	Genel	hand-wound s.	elle kurulan (saat)
44	Genel	wd (wound) kısalt.	yara
Phrases
45	İfadeler	to heal a wound you must stop touching it expr.	bir yarayı iyileştirmek için ona dokunmayı bırakman gerek
Proverb
46	Atasözü	all things great are wound up with all things little	büyük yollar küçük adımlarla kat edilir
Colloquial
47	Konuşma Dili	find something to dress one’s wound with f.	yarasına pansuman yapacak bir şeyler bulmak
48	Konuşma Dili	look for something to dress one’s wound with f.	yarasına pansuman yapacak bir şeyler aramak
Idioms
49	Deyim	open wound i.	kanayan yara
50	Deyim	a social wound i.	sosyal yara
51	Deyim	salt in the wound i.	yaraya/yaralarına tuz basma
52	Deyim	salt in the wound i.	zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma
53	Deyim	salt in one's wound i.	yaraya/yaralarına tuz basma
54	Deyim	salt in one's wound i.	zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma
55	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birini) (küçük) parmağında oynatmak
56	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	parmağının ucuyla/ucunda oynatmak
57	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	kukla gibi oynatmak
58	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birine) her istediğini yaptırmak
59	Deyim	inflict a deep wound f.	derin yara açmak
60	Deyim	be wound up f.	heyecanlı olmak
61	Deyim	be wound up f.	gergin olmak
62	Deyim	rub salt in wound f.	yaraya tuz basmak
63	Deyim	rub salt in someone's wound f.	yarasına tuz basmak
64	Deyim	twist the knife in the wound f.	yarayı deşmek
65	Deyim	turn the knife in the wound f.	yarayı deşmek
66	Deyim	twist the knife in the wound f.	yaraya tuz basmak
67	Deyim	turn the knife in the wound f.	yaraya tuz basmak
68	Deyim	twist the knife in the wound f.	yaraya tuz basmak
69	Deyim	turn the knife in the wound f.	yarayı deşmek
70	Deyim	twist the knife in the wound f.	yarayı deşmek
71	Deyim	turn the knife in the wound f.	yaraya tuz basmak
72	Deyim	rub salt in a wound f.	yaraya tuz basmak
73	Deyim	rub salt into the wound f.	yaraya tuz biber ekmek
74	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birini) parmağında oynatmak
75	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birini) elinde oyuncak etmek
76	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birini) tamamen kontrol altına almak
77	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birini) istediği gibi yönetmek
78	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birine) her istediğini yaptırmak
79	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birini) kukla gibi kullanmak
80	Deyim	have (someone) wound around (one's) (little) finger f.	(birini) etrafında pervane etmek
81	Deyim	pour salt on one's wound f.	(birinin) yarasına tuz basmak
82	Deyim	pour salt on the wound f.	(birinin) yarasına tuz basmak
83	Deyim	dress one's wound f.	birinin yarasını sarmak
84	Deyim	dress one's wound f.	birinin yarasına pansuman yapmak
85	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	(birini) (küçük) parmağında oynatmak
86	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	parmağının ucuyla/ucunda oynatmak
87	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	(birini) kukla gibi oynatmak
88	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	(birine) her istediğini yaptırmak
89	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	(birini) parmağında oynatmak
90	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	(birini) elinde oyuncak etmek
91	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	(birini) tamamen kontrol altına almak
92	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	(birini) istediği gibi yönetmek
93	Deyim	have (someone) wound round (one's) (little) finger f.	(birini) kukla gibi kullanmak
94	Deyim	pour salt into the wound f.	yaraya/yarasına tuz basmak
95	Deyim	pour salt into one's wound f.	yaraya/yarasına tuz basmak
96	Deyim	pour salt in the wound f.	yaraya/yarasına tuz basmak
97	Deyim	pour salt in one's wound f.	yaraya/yarasına tuz basmak
98	Deyim	pour salt onto the wound f.	yaraya/yarasına tuz basmak
99	Deyim	pour salt onto one's wound f.	yaraya/yarasına tuz basmak
100	Deyim	pour salt on the wound f.	yaraya/yarasına tuz basmak
101	Deyim	pour salt on one's wound f.	yaraya/yarasına tuz basmak
102	Deyim	heal one's wound f.	yarasını sarmak
103	Deyim	all wound up s.	çok gergin/stresli
104	Deyim	all wound up s.	çok endişeli/kaygılı/tedirgin
105	Deyim	all wound up s.	çok heyecanlı
Speaking
106	Konuşma	you have a bullet wound expr.	kurşun yaran var
107	Konuşma	his wound is infected expr.	yarası enfeksiyon kapmış
Law
108	Hukuk	bullet wound i.	kurşun yarası
109	Hukuk	wound examination i.	yara muayenesi
Technical
110	Teknik	compound wound generator i.	bileşik jeneratör
111	Teknik	wound-rotor motor i.	bilezikli motor
112	Teknik	cross wound bobbin i.	çapraz bobin
113	Teknik	glass-fibre wound resin i.	cam elyaf sarılı reçine
114	Teknik	cross-wound package i.	çapraz sarımlı bobin
115	Teknik	double wound coil i.	çift sargılı bobin
116	Teknik	lattice wound coil i.	çapraz sargılı bobin
117	Teknik	cross-wound bobbin i.	çapraz bobin
118	Teknik	glass-fibre wound bare copper wire i.	cam elyaf sarılmış çıplak bakır tel
119	Teknik	general-purpose model-wire-wound application i.	genel amaçlı tel sarımlı model uygulaması
120	Teknik	compound wound i.	karma sargılı
121	Teknik	concentric wound coil i.	merkezlenerek sarılmış bobin
122	Teknik	concentric-wound coil i.	merkezlenerek sarılmış bobin
123	Teknik	shunt-wound generator i.	paralel sargılı jeneratör
124	Teknik	shunt-wound motor i.	paralel sargılı motor
125	Teknik	fixed low power wire wound surface mounting resistor i.	sabit düşük güçlü tel sargı yüzey montaj direnci
126	Teknik	wound coil i.	sarılı bobin
127	Teknik	fixed low power non-wire wound surface mounting resistors i.	sabit düşük güçlü tel sargısız yüzeye monteli dirençler
128	Teknik	fixed low power non-wire wound resistor i.	sabit düşük güçlü tel sargısız direnç
129	Teknik	fixed low power non-wire wound resistors i.	sabit düşük güçlü tel sargısız dirençler
130	Teknik	fixed low-power non wire-wound surface-mounted resistor i.	sabit düşük güçlü sargısız yüzeye monteli direnç
131	Teknik	wound core i.	sarılmış çekirdek
132	Teknik	wound inductor i.	sarımlı bobin
133	Teknik	series-wound generator i.	seri sarılmış jeneratör
134	Teknik	series-wound motor i.	seri sarılmış motor
135	Teknik	series-wound generator i.	seri jeneratör
136	Teknik	shunt-wound motor i.	şönt motor
137	Teknik	shunt-wound generator i.	şönt jeneratör
138	Teknik	spiral wound gaskets i.	spiral sargı contalar
139	Teknik	form-wound stator coil i.	şekillendirilmiş stator bobin
140	Teknik	tape-wound core i.	şerit sargılı çekirdek
141	Teknik	strip-wound metal hose i.	şerit şeklinde sarılmış metal hortum
142	Teknik	spiral wound duct i.	spiral sarımlı kanal
143	Teknik	wire-wound electrical insulation systems i.	tele-sarılan elektriksel yalıtım sistemleri
144	Teknik	wire-wound resistor i.	telli direnç
145	Teknik	wire-wound winding i.	tel sarımlı sargı
146	Teknik	wire-wound winding i.	tel sargılı sarım
147	Teknik	wire-wound electrical insulation systems i.	tele sarılan elektriksel yalıtım sistemleri
148	Teknik	wire-wound potentiometer i.	tel sarılı potansiyometre
149	Teknik	compound-wound motor i.	yalıtılmış bakır tellerden yapılmış doğru akım elektrik motoru
150	Teknik	compound wound s.	bileşik sargılı
151	Teknik	glass-fibre wound s.	cam elyaf sarılı
152	Teknik	glass-fibre wound s.	cam lifi sarılı
153	Teknik	glass-fiber-wound s.	cam elyaf sarılı
154	Teknik	compound-wound s.	iki sargılı
155	Teknik	spirally wound s.	spiral sarımlı
156	Teknik	shunt-wound s.	paralel sargılı
157	Teknik	shunt-wound s.	şönt sargılı
158	Teknik	parallel-wound s.	paralel sarılı
159	Teknik	non-wire wound s.	tel sargısız
Informatics
160	Bilişim	shunt-wound s.	şönt bobinli
Electric
161	Elektrik	double wound coil i.	çift sargılı bobin
162	Elektrik	lattice wound coil i.	çapraz sargılı bobin
163	Elektrik	compound wound s.	bileşik sargılı
164	Elektrik	compound wound s.	karma sargılı
165	Elektrik	series-wound s.	(komütatör motor) seri sargılı
Textile
166	Tekstil	multiple-wound yarns i.	çok bükümlü iplikler
167	Tekstil	cross wound i.	çapraz sarım
168	Tekstil	cross wound i.	çapraz sarma
Automotive
169	Otomotiv	mechanically wound clock i.	mekanik kurmalı saat
170	Otomotiv	spiral-wound steel cable i.	spiral sarımlı çelik tel
Medical
171	Medikal	incisional oral mucosal wound healing i.	ağız mukoza kesi yara iyileşmesi
172	Medikal	open wound i.	açık yara
173	Medikal	primary wound dressings i.	birincil yara örtüleri
174	Medikal	puncture wound i.	çivi gibi keskin ve sivri bir şey yüzünden oluşan derin yara
175	Medikal	surgical wound dress i.	cerrahi yara örtüsü
176	Medikal	surgical wound infection i.	cerrahi yara enfeksiyonu
177	Medikal	exit wound i.	çıkış yarası
178	Medikal	cigger wound i.	cigger sokması
179	Medikal	surgical wound infection i.	cerrahi yara enfeksiyonu
180	Medikal	delayed wound closure i.	geç dönem yara kapanması
181	Medikal	fetal wound healing i.	fetal yara iyileşmesi
182	Medikal	wearable handmade wound dressing i.	giyilebilir el yapımı yara pansumanı
183	Medikal	bite wound i.	ısırık yarası
184	Medikal	non-healing wound i.	iyileşmeyen yara
185	Medikal	traditional wound care methods i.	klasik yara bakım yöntemleri
186	Medikal	gunshot wound i.	kurşun yarası
187	Medikal	chronic soft tissue wound i.	kronik yumuşak doku yarası
188	Medikal	fungating wound i.	mantarlaşan yara
189	Medikal	necrotic wound i.	nekrotik yara
190	Medikal	negative-pressure wound treatment i.	negatif basınçlı yara tedavisi
191	Medikal	negative-pressure wound treatment i.	negatif basınç yara tedavisi
192	Medikal	postoperative wound infection i.	postoperatif yara enfeksiyonu
193	Medikal	periodontal wound healing i.	periodontal yara iyileşmesi
194	Medikal	wound care i.	paraj
195	Medikal	wound dressing i.	sargı beziyle yarayı sarma
196	Medikal	secondary wound healing i.	sekonder yara iyileşmesi
197	Medikal	subatmospheric pressure wound dressing i.	subatmosferik basınçlı yara pansumanı
198	Medikal	traumatic wound i.	travmatik yara
199	Medikal	venous ulcer wound i.	venöz ülser yarası
200	Medikal	wound healing i.	yara iyileşmesi
201	Medikal	delay in wound healing i.	yara iyileşmesinde gecikme
202	Medikal	wound dehiscence i.	yaranın açılması
203	Medikal	adhesive wound dressing i.	yapışkanlı pansuman/yara örtüsü
204	Medikal	wound care and treatment i.	yara bakımı ve tedavisi
205	Medikal	wound ointment i.	yara merhemi
206	Medikal	wound closure i.	yara kapama
207	Medikal	wound contamination i.	yara kontaminasyonu
208	Medikal	wound dressings i.	yara kapama malzemeleri
209	Medikal	wound discharge i.	yara akıntısı
210	Medikal	wound botulism i.	yara botulizmi
211	Medikal	wound care products i.	yara bakım ürünleri
212	Medikal	wound site infection i.	yara yeri enfeksiyonu
213	Medikal	wound stick i.	yara çubuğu
214	Medikal	wound infection i.	yara enfeksiyonu
215	Medikal	wound healing i.	yara iyileştirme
216	Medikal	wound dressing i.	yara örtü malzemesi
217	Medikal	puncture wound i.	yabancı cisim yarası
218	Medikal	puncture wound i.	yabancı cisim batması
219	Medikal	wound dressings i.	yara pansuman malzemeleri
220	Medikal	wound bed i.	yara yatağı
221	Medikal	wound dressing i.	yara pansuman malzemesi
222	Medikal	wound dressing products i.	yara bakım ürünleri
223	Medikal	superficial wound infection i.	yüzeysel yara enfeksiyonu
224	Medikal	dissection wound i.	diseksiyon yarası
225	Medikal	dissection wound i.	(otopsi diseksiyonu sırasında oluşan) kontamine yara
226	Medikal	wound dehiscence i.	yara yeri ayrılması
227	Medikal	contused wound i.	morarmış yara
228	Medikal	flesh wound i.	yumuşak doku yaralanması
229	Medikal	flesh wound i.	cilt yaralanması
230	Medikal	stab wound i.	bıçak kesiği
231	Medikal	stab wound i.	bıçak ile yapılan küçük cerrahi kesi
232	Medikal	minimize potential factors leading to a wound infection f.	potansiyel yara enfeksiyonu oluşturacak faktörleri en aza indirmek
233	Medikal	suture a wound f.	yaraya sütür atmak
234	Medikal	stitch a wound f.	yaraya sütür atmak
235	Medikal	stitch a wound f.	yaraya dikiş atmak
Pathology
236	Patoloji	haematoma of obstetric wound i.	obstetrik yara hematomu
237	Patoloji	infection of obstetric surgical wound i.	obstetrik cerrahi yaranın enfeksiyonu
238	Patoloji	disruption of perineal obstetric wound i.	perineal obstetrik yaranın açılması
239	Patoloji	open wound of penis i.	penis açık yarası
240	Patoloji	disruption of caesarean section wound i.	sezaryen kesisi yarasının açılması
241	Patoloji	open wound of scrotum and testes i.	skrotum ve testis açık yarası
242	Patoloji	open wound involving thyroid gland i.	tiroid bezi açık yarası
243	Patoloji	open wound of vagina and vulva i.	vajina ve vulva açık yarası
244	Patoloji	wound myiasis i.	yara miyazı
245	Patoloji	wound tumor virus (wtv) i.	yaprak pirelerinin neden olduğu bir bitki virüsü
246	Patoloji	wound tumor virus i.	yaprak piresinden bulaşıp urlara neden olan bir virüs
247	Patoloji	wtv (wound tumor virus) kısalt.	yaprak piresinden bulaşıp urlara neden olan bir virüs
Agriculture
248	Tarım	wound paint i.	mantar sporlarının enfekte etmesini önlemek için budama alanlarına uygulanan kimyasal bir ilaç
Literature
249	Edebiyat	what wound did ever heal but by degrees i.	hangi yara vardır ki yavaş yavaş iyileşmesin
Environment
250	Çevre	wound decontamination i.	yara arındırması
Military
251	Askeri	wound chevron i.	yara şeridi
252	Askeri	blighty wound i.	(ülke dışında görev yapan askerler için) askerlerin ingiltere'ye gönderilmesine neden olan yaralanma
Hunting
253	Silah/Atıcılık	wire-wound gun i.	iç namlusu sağlamlık ve dayanıklılık için telle sarılmış tabanca
Sport
254	Spor	dress a wound f.	pansuman yapmak
Entomology
255	Böcek Bilimi	wound gall i.	üzüm asmalarındaki küçük kahverengi bir yaprak bitinin neden olduğu şişkin veya yumrulu ur
Slang
256	Argo	tightly wound s.	daima gergin
British Slang
257	İngiliz Argosu	hairy axe wound i.	am
258	İngiliz Argosu	gaping axe wound i.	am
259	İngiliz Argosu	axe wound i.	am
260	İngiliz Argosu	gaping axe wound i.	kuku
261	İngiliz Argosu	axe wound i.	kuku
262	İngiliz Argosu	hairy axe wound i.	kuku
263	İngiliz Argosu	axe wound i.	vajina
264	İngiliz Argosu	gaping axe wound i.	vajina
265	İngiliz Argosu	hairy axe wound i.	vajina