|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
yakın arkadaşlık |
intimacy i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
çok yakın (ilişki/kimse) |
intimate s.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
cana yakın |
friendly s.
|
|
4 |
Yaygın Kullanım |
yakın (ilişki) |
intimate s.
|
|
General |
|
5 |
Genel |
yakın plan çekim |
close shot i.
|
|
6 |
Genel |
çok yakın dost |
alter ego i.
|
|
7 |
Genel |
yakın olma |
proximity i.
|
|
8 |
Genel |
yakın arkadaş |
boon companion i.
|
|
9 |
Genel |
yakın doğu |
near east i.
|
|
10 |
Genel |
yakın gelecekte |
foreseeable future i.
|
|
11 |
Genel |
yakın koruma |
personal bodyguard i.
|
|
12 |
Genel |
yakın dövüş |
infighting i.
|
|
13 |
Genel |
yakın zamanda olma |
recency i.
|
|
14 |
Genel |
yakın arkadaş |
chum i.
|
|
15 |
Genel |
yakın tarih |
recent history i.
|
|
16 |
Genel |
yakın arkadaş |
fella i.
|
|
17 |
Genel |
zuhur ve vukuu yakın olma |
imminence i.
|
|
18 |
Genel |
liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge |
waterfront i.
|
|
19 |
Genel |
merkeze yakın bölge |
zone of interior i.
|
|
20 |
Genel |
yakın arkadaş |
bosom friend i.
|
|
21 |
Genel |
yakın çevre |
immediate surroundings i.
|
|
22 |
Genel |
en yakın aile bireyleri |
immediate family i.
|
|
23 |
Genel |
yakın yer |
vicinity i.
|
|
24 |
Genel |
en yakın akraba |
next of kin i.
|
|
25 |
Genel |
kıtaya yakın büyüklükte bir yer |
subcontinent i.
|
|
26 |
Genel |
yakın arkadaş |
close friend i.
|
|
27 |
Genel |
yakın kız arkadaş |
girlfriend in training i.
|
|
28 |
Genel |
en yakın olma |
proximateness i.
|
|
29 |
Genel |
yakın ilişki |
affiliation i.
|
|
30 |
Genel |
yakın arkadaş |
intimate i.
|
|
31 |
Genel |
denize yakın arsa |
waterfront i.
|
|
32 |
Genel |
yakın benzerlik |
close resemblance i.
|
|
33 |
Genel |
yakın arkadaş |
crony i.
|
|
34 |
Genel |
yakın koruma (memuru) |
close protection officer i.
|
|
35 |
Genel |
yakın arkadaş |
fellow i.
|
|
36 |
Genel |
dijital yakın tonlamalı prova |
digital contone proofing i.
|
|
37 |
Genel |
yakın akrabalar arasında evlenme |
intermarriage i.
|
|
38 |
Genel |
yakın arkadaş |
alter ego i.
|
|
39 |
Genel |
kutuplara yakın yerler |
high latitudes i.
|
|
40 |
Genel |
yakın tarih |
late history i.
|
|
41 |
Genel |
yakın dost |
familiar i.
|
|
42 |
Genel |
yakın okuma |
close reading i.
|
|
43 |
Genel |
kıyıya yakın |
seaboard i.
|
|
44 |
Genel |
yakın dövüş |
clinch i.
|
|
45 |
Genel |
yakın akraba |
close relative i.
|
|
46 |
Genel |
ringe veya sirk sahnesine yakın (yer) |
ringside i.
|
|
47 |
Genel |
çiftliğe yakın tarla |
infield i.
|
|
48 |
Genel |
yakın koruma |
bodyguard i.
|
|
49 |
Genel |
şişede ağza yakın dar bölüm |
strait i.
|
|
50 |
Genel |
yakın arkadaşlık |
mateship i.
|
|
51 |
Genel |
yakın taraf |
the on side i.
|
|
52 |
Genel |
yakın akraba ile cinsel ilişki kurma |
incest i.
|
|
53 |
Genel |
yakın dost |
compadre i.
|
|
54 |
Genel |
yakın doğu |
the near east i.
|
|
55 |
Genel |
iskelenin gemiye yakın tarafı |
shipside i.
|
|
56 |
Genel |
dayı ile yeğenin yakın ilişkisi |
avunculate i.
|
|
57 |
Genel |
birbirine yakın koyma |
juxtaposition i.
|
|
58 |
Genel |
birbirine yakın bulunma |
juxtaposition i.
|
|
59 |
Genel |
birbirine yakın bulundurma |
juxtaposition i.
|
|
60 |
Genel |
yakın görüş |
close up i.
|
|
61 |
Genel |
yakın dost |
intimate friend i.
|
|
62 |
Genel |
yakın yerden alınan numune |
topotype i.
|
|
63 |
Genel |
altın rengine yakın kahverengi |
titian i.
|
|
64 |
Genel |
akraba ve yakın arkadaşlarını kayıran |
nepotist i.
|
|
65 |
Genel |
akrabalara ve yakın arkadaşlara yapılan iltimas |
nepotism i.
|
|
66 |
Genel |
yakın gelecek |
near future i.
|
|
67 |
Genel |
en yakın çıkış |
the nearest exit i.
|
|
68 |
Genel |
yakın ilişki |
affiliation i.
|
|
69 |
Genel |
birbirine yakın olan gözler |
closely set eyes i.
|
|
70 |
Genel |
yakın çağ |
modern age i.
|
|
71 |
Genel |
yakın zamanlar tarihi |
recent history i.
|
|
72 |
Genel |
yakın akraba |
near of kin i.
|
|
73 |
Genel |
yakın münasebet |
close relation i.
|
|
74 |
Genel |
yakın temas |
close contact i.
|
|
75 |
Genel |
en yakın zaman |
soonest time i.
|
|
76 |
Genel |
yakın arkadaşlar |
fast friends i.
|
|
77 |
Genel |
yakın takipçi |
close follower i.
|
|
78 |
Genel |
yakın çekim |
big close-up i.
|
|
79 |
Genel |
birbirine yakın olan gözler |
close set eyes i.
|
|
80 |
Genel |
birbirine yakın olan gözler |
narrow-set eyes i.
|
|
81 |
Genel |
yakın hizmet |
service-friendliness i.
|
|
82 |
Genel |
yakın ilişki (iki hayvan arasında) |
pair-bond i.
|
|
83 |
Genel |
ölüme yakın deneyim |
near-death experience i.
|
|
84 |
Genel |
çam türüne çok yakın bir orman ağacı |
ladin i.
|
|
85 |
Genel |
yakın erkek dostluğu |
male bonding i.
|
|
86 |
Genel |
erkekler arasındaki yakın arkadaşlık |
male bonding i.
|
|
87 |
Genel |
(çocuğun ihtiyaç duyduğu) yakın ilgi |
tender loving care i.
|
|
88 |
Genel |
(çocuğun ihtiyaç duyduğu) yakın ilgi |
tlc (tender loving care) i.
|
|
89 |
Genel |
en yakın komşu |
nearest neighbour i.
|
|
90 |
Genel |
-e yakın olma |
approximation i.
|
|
91 |
Genel |
-e yakın bir şey |
approximation i.
|
|
92 |
Genel |
yakın zamanda yapılmış bir araştırma |
a recent study i.
|
|
93 |
Genel |
saçının rengi beyaza yakın bir sarı olan kimse |
bottle blonde i.
|
|
94 |
Genel |
yakın benzerlik |
close similarity i.
|
|
95 |
Genel |
yakın temas |
close touch i.
|
|
96 |
Genel |
yakın bağ |
close tie i.
|
|
97 |
Genel |
bataklığa yakın bir bölgede yaşayan kimse |
swamper i.
|
|
98 |
Genel |
en yakın mirasçı |
next to kin i.
|
|
99 |
Genel |
en yakın akraba |
next to kin i.
|
|
100 |
Genel |
yakın takip |
close follow-up i.
|
|
101 |
Genel |
yakın ilgi |
close interest i.
|
|
102 |
Genel |
yakın ve uzak görme alanı |
near and far visual space i.
|
|
103 |
Genel |
yakın dönem |
recent period i.
|
|
104 |
Genel |
yakın alaka |
close interest i.
|
|
105 |
Genel |
yakın dönem |
recent era i.
|
|
106 |
Genel |
yakın zamanda yapılan araştırmalar |
recent searches i.
|
|
107 |
Genel |
en yakın komşu |
closest neighbour i.
|
|
108 |
Genel |
en iyi/en yakın arkadaş |
best friend i.
|
|
109 |
Genel |
yakın arkadaş |
a close friend i.
|
|
110 |
Genel |
yakın bir arkadaş |
a close friend i.
|
|
111 |
Genel |
yakın arkadaşlar |
close friends i.
|
|
112 |
Genel |
yakın dostluk |
close friendship i.
|
|
113 |
Genel |
siyaha yakın koyu kahverengi |
sepia i.
|
|
114 |
Genel |
erkek arkadaşların birbirlerine çok yakın olması |
bromance i.
|
|
115 |
Genel |
yakın benzeşim |
close analogy i.
|
|
116 |
Genel |
yakın benzeştirme |
close analogy i.
|
|
117 |
Genel |
yakın temas |
close encounter i.
|
|
118 |
Genel |
yakın akrabalar arasında yapılan evlilik |
inmarriage i.
|
|
119 |
Genel |
yakın akrabalar arasında yapılan evlilik |
intermarriage i.
|
|
120 |
Genel |
sarıya yakın kumral saç |
fair hair i.
|
|
121 |
Genel |
yakın çevre |
immediate vicinity i.
|
|
122 |
Genel |
(birinin) yakın arkadaş çevresi |
someone's close circle of friends i.
|
|
123 |
Genel |
yakın akrabası |
one's next of kin i.
|
|
124 |
Genel |
yakın/birbirine kenetlenmiş aile |
close-knit family i.
|
|
125 |
Genel |
sıfıra yakın saç kesimi |
buzz cut i.
|
|
126 |
Genel |
sıfıra yakın saç kesimi |
wiffle i.
|
|
127 |
Genel |
sıfıra yakın saç kesimi |
induction cut i.
|
|
128 |
Genel |
iş yerinde veya iş yerine yakın bir tesiste yapılan bakım |
on-site daycare i.
|
|
129 |
Genel |
(bir kurumda) (birinin) yakın çevresi |
inner circle i.
|
|
130 |
Genel |
yakın çevre |
inner circle i.
|
|
131 |
Genel |
yakın olma |
impendency i.
|
|
132 |
Genel |
yakın olma |
imminence i.
|
|
133 |
Genel |
yakın olma |
impendence i.
|
|
134 |
Genel |
yakın olma |
imminency i.
|
|
135 |
Genel |
yakın olma |
imminentness i.
|
|
136 |
Genel |
yakın olma |
forthcomingness i.
|
|
137 |
Genel |
yakın dövüş silahı |
melee weapon i.
|
|
138 |
Genel |
yakın plan |
close-up i.
|
|
139 |
Genel |
yakın dövüş |
melee i.
|
|
140 |
Genel |
yakın bağlantı |
close link i.
|
|
141 |
Genel |
yakın dost olmaları mümkün olmayan |
unlikely bedfellows i.
|
|
142 |
Genel |
yakın çevre |
immediate environment i.
|
|
143 |
Genel |
ölüme yakın deneyim |
near-death experience (nde) i.
|
|
144 |
Genel |
yakın mesafeden çekilen fotoğraf |
closeup i.
|
|
145 |
Genel |
yakın bağ |
close bond i.
|
|
146 |
Genel |
yakın ilişki |
close link i.
|
|
147 |
Genel |
yakın izleme |
close monitoring i.
|
|
148 |
Genel |
güneşe en yakın gezegen |
the nearest planet to the sun i.
|
|
149 |
Genel |
güneşe en yakın gezegen |
the closest planet to the sun i.
|
|
150 |
Genel |
kısa erkek saçına yakın kısalıkta kesilmiş saç |
pixie cut i.
|
|
151 |
Genel |
yakın anlam |
close meaning i.
|
|
152 |
Genel |
tek yakın |
only relative i.
|
|
153 |
Genel |
(savaşta) yakın dövüş bıçağı |
trench knife i.
|
|
154 |
Genel |
yakın dövüş bıçağı |
punch knife i.
|
|
155 |
Genel |
yakın çevre |
immediate circle i.
|
|
156 |
Genel |
(birinin) yakın çevresi |
immediate circle i.
|
|
157 |
Genel |
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar |
wider family i.
|
|
158 |
Genel |
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar |
extended family i.
|
|
159 |
Genel |
yakın komşu |
immediate neighbour i.
|
|
160 |
Genel |
yakın komşu |
immediate neighbor i.
|
|
161 |
Genel |
filipin yerlileri olan visayanlara yakın yaşayan malezya ırkı |
tagal i.
|
|
162 |
Genel |
ölümü yakın bir kişinin hayaleti |
taisch i.
|
|
163 |
Genel |
doğu myanmar ve tayland'ın yakın kısımlarında yaşayan budist halk |
talaing i.
|
|
164 |
Genel |
doğu myanmar ve tayland'ın yakın kısımlarında yaşayan budist halk |
mon i.
|
|
165 |
Genel |
yakın takip |
close watch i.
|
|
166 |
Genel |
yakın ilişki |
adfiliation i.
|
|
167 |
Genel |
bayraklarda üst köşede, gönder direğine yakın bulunan dikdörtgen kısım |
canton i.
|
|
168 |
Genel |
şimdiye çok yakın zaman dilimi |
recency i.
|
|
169 |
Genel |
yakın geçmişte olma |
recency i.
|
|
170 |
Genel |
yakın zamanda olma |
recentness i.
|
|
171 |
Genel |
şimdiye çok yakın zaman dilimi |
recentness i.
|
|
172 |
Genel |
bir kurum tarafından hizmet verilen yakın alan/çevre (okul, hastane, sosyal hizmetler vs.) |
catchment area i.
|
|
173 |
Genel |
brezilya'ya özgü, partnerlerin birbirine sıkıca sarılıp yakın temasta bulunduğu balo salonu dansı |
lambada i.
|
|
174 |
Genel |
yakın gözlüğü |
reading glasses i.
|
|
175 |
Genel |
temsilin orijinaline olabildiğince yakın olması |
naturalness i.
|
|
176 |
Genel |
kardeş gibi yakın arkadaş |
neighbor i.
|
|
177 |
Genel |
yakın konuma yerleştirmek |
neighbor i.
|
|
178 |
Genel |
yakın olma |
neighborship i.
|
|
179 |
Genel |
kardeş gibi yakın arkadaş |
neighbour i.
|
|
180 |
Genel |
yakın konuma yerleştirmek |
neighbour i.
|
|
181 |
Genel |
birbirine yakın olacak veya birbiri içine sığacak şekilde yerleştirilmiş bir grup nesne |
nest i.
|
|
182 |
Genel |
yakın zamanda ortaya çıkmış |
new-sprung i.
|
|
183 |
Genel |
yakın zamanda var olmuş |
new-sprung i.
|
|
184 |
Genel |
(liderin/birincinin) en yakın rakibi |
someone’s nearest rival/challenger i.
|
|
185 |
Genel |
(lidere/birinciye) en yakın rakip |
someone’s nearest rival/challenger i.
|
|
186 |
Genel |
akla yakın şey |
thinkable i.
|
|
187 |
Genel |
yakın sesleri art arda söyleme zorluğu |
cacophony i.
|
|
188 |
Genel |
başın tepe noktasına yakın bukle |
tourbillion i.
|
|
189 |
Genel |
başın tepe noktasına yakın bukle |
tourbillon i.
|
|
190 |
Genel |
cana yakın, hoşgörülü ve sakin kişilik tipi |
type b i.
|
|
191 |
Genel |
cana yakın olma |
associableness i.
|
|
192 |
Genel |
en yakın yerleşim |
nearest inhabited area i.
|
|
193 |
Genel |
en yakın yerleşim bölgesi |
nearest inhabited area i.
|
|
194 |
Genel |
cana yakın olmama |
unapproachability i.
|
|
195 |
Genel |
cana yakın olunmadığı için sevilmeme |
unfriendliness i.
|
|
196 |
Genel |
yakın çevre |
bailiwick i.
|
|
197 |
Genel |
yakın takip |
hot pursuit i.
|
|
198 |
Genel |
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay |
epilog i.
|
|
199 |
Genel |
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay |
epilogue i.
|
|
200 |
Genel |
cana yakın olmama |
unwelcomeness i.
|
|
201 |
Genel |
cana yakın olmama |
unreceptiveness i.
|
|
202 |
Genel |
ipin veya telin bitmeye yakın bükülmesi |
kneck i.
|
|
203 |
Genel |
yakın arkadaş |
belamy i.
|
|
204 |
Genel |
bir yerin yakın çevresi |
verge [obsolete] i.
|
|
205 |
Genel |
birbirine yakın konumlanmış ve grup olarak kabul edilen bir dizi yer |
vicinage i.
|
|
206 |
Genel |
yakın ilişki |
vicinity i.
|
|
207 |
Genel |
yakın zamanda sütten kesilmiş çocuk |
weanel [dialect] i.
|
|
208 |
Genel |
çok yakın bitiş |
blanket finish i.
|
|
209 |
Genel |
yakın ilişki |
habitude [obsolete] i.
|
|
210 |
Genel |
yakın dövüş |
half-sword i.
|
|
211 |
Genel |
bir yere yakın olma |
whereabout i.
|
|
212 |
Genel |
çok yakın ve uzak mesafelerin arası |
midfield i.
|
|
213 |
Genel |
yakın birliktelik |
harness i.
|
|
214 |
Genel |
saman yığınına yağmur suyu girmemesi için yüzeye yakın samanları çapraz yerleştirme |
haystack dressing i.
|
|
215 |
Genel |
yakın çevre |
bosom i.
|
|
216 |
Genel |
yakın arkadaş |
buddie i.
|
|
217 |
Genel |
tepede veya tepeye yakın yaşayan birine verilen bir soyadı |
hill i.
|
|
218 |
Genel |
yakın izleyen mücadele |
horse race i.
|
|
219 |
Genel |
yakın yarış |
horserace i.
|
|
220 |
Genel |
yakın izleyen mücadele |
horserace i.
|
|
221 |
Genel |
yakın izleyen mücadele |
horse-race i.
|
|
222 |
Genel |
yakın dövüş |
mix-up i.
|
|
223 |
Genel |
yok olmaya yakın olma |
moribundity i.
|
|
224 |
Genel |
ağza yakın bulunan yapı veya uzantı (böcek) |
mouth organ i.
|
|
225 |
Genel |
yakın geçmiş |
yesterdays i.
|
|
226 |
Genel |
yakın geçmiş |
yesteryear i.
|
|
227 |
Genel |
kömür madeni çatısının maden yüzeyine yakın olan alt kısmı |
lip i.
|
|
228 |
Genel |
yakın çevre |
loop i.
|
|
229 |
Genel |
yakın ilişki |
loved one i.
|
|
230 |
Genel |
yakın zamanda vefat etmiş kimse |
loved one i.
|
|
231 |
Genel |
yakın ilişkiler |
loved ones i.
|
|
232 |
Genel |
misyalıların konuştuğu, frigce'ye yakın olduğu düşünülen dil |
mysian i.
|
|
233 |
Genel |
fıçının ortasına en yakın demir çember |
bulge hoop i.
|
|
234 |
Genel |
yakın birliktelik |
lockstep i.
|
|
235 |
Genel |
yakın arkadaş |
musketeer i.
|
|
236 |
Genel |
en yakın arkadaş |
musketeer i.
|
|
237 |
Genel |
(kılıç veya bıçak) sapa yakın bilenmeyen bölüm |
ricasso i.
|
|
238 |
Genel |
ölüme yakın hasta |
near-death patient i.
|
|
239 |
Genel |
elin bileğe yakın kısmı |
butt i.
|
|
240 |
Genel |
yakın akraba |
german [obsolete] i.
|
|
241 |
Genel |
yakın arkadaş buluşması |
gossiping i.
|
|
242 |
Genel |
yakın dövüş |
graplement i.
|
|
243 |
Genel |
yakın dövüşte karşıdakini sımsıkı tutma |
graplement i.
|
|
244 |
Genel |
yakın dövüş |
grapplement [obsolete] i.
|
|
245 |
Genel |
yüzeye yakın toprak |
grass roots i.
|
|
246 |
Genel |
(uzay uçuşunda) çekim alanı sayesinde enerji elde etmek için gezgin bir cisme yakın geçen güzergah |
gravity-assist i.
|
|
247 |
Genel |
yere yakın duran şey |
groundling i.
|
|
248 |
Genel |
yakın taraf |
hitherside i.
|
|
249 |
Genel |
yakın gelecek |
offing i.
|
|
250 |
Genel |
yakın gelecekte |
offing i.
|
|
251 |
Genel |
tek bir kişinin filme alındığı yakın çekim |
one-shot i.
|
|
252 |
Genel |
yakın kimse |
running mate i.
|
|
253 |
Genel |
yakın kimse |
running-mate i.
|
|
254 |
Genel |
yakın arkadaş |
chummy i.
|
|
255 |
Genel |
yakın ilişki |
consanguinity i.
|
|
256 |
Genel |
yakın münasebet |
consanguinity i.
|
|
257 |
Genel |
yetkili makama ve iktidara yakın kimse |
in i.
|
|
258 |
Genel |
cana yakın olmama |
inaffability i.
|
|
259 |
Genel |
yakın akrabasıyla çiftleşen kimse |
inbreeder i.
|
|
260 |
Genel |
birbirine yakın veya paralel yerleştirilen iki küçük parmaklık |
bars gemel i.
|
|
261 |
Genel |
bilinen bir türün çok yakın benzeri |
bastard i.
|
|
262 |
Genel |
yakın dövüş |
close quarters i.
|
|
263 |
Genel |
rahatsız edici derecede yakın durma |
close quarters i.
|
|
264 |
Genel |
yakın plan çekim |
closeup i.
|
|
265 |
Genel |
yakın mesafe efekti vermek için yükseltilmiş ses |
close-up i.
|
|
266 |
Genel |
yakın dövüş |
close-quarter fighting i.
|
|
267 |
Genel |
(bir şeye) yakın özellikte olan şey |
coadjacent i.
|
|
268 |
Genel |
yakın olduğu biriyle ilişkisini kesen kimse |
cutter i.
|
|
269 |
Genel |
yakın arkadaş |
family i.
|
|
270 |
Genel |
(i. ve ii. dünya savaşında ölenlerin anıldığı) 11 kasıma en yakın pazar günü |
poppy day i.
|
|
271 |
Genel |
iki nesnenin en yakın yüzeyleri arasındaki mesafe |
clear i.
|
|
272 |
Genel |
yakın kadın arkadaş |
cummer [scotland] i.
|
|
273 |
Genel |
yakın arkadaşlar |
cup and can i.
|
|
274 |
Genel |
yakın mesafe takip |
insecution [obsolete] i.
|
|
275 |
Genel |
en yakın nokta |
inside i.
|
|
276 |
Genel |
en yakın bölüm |
inside i.
|
|
277 |
Genel |
yakın ilişki |
internection [obsolete] i.
|
|
278 |
Genel |
(bir kişiyle, durumla) yakın ilişkili kimse |
intimate i.
|
|
279 |
Genel |
yakın arkadaş |
inward [obsolete] i.
|
|
280 |
Genel |
hırvatistan'da veya yakın çevresinde çalışan silahlı memur |
pandoor i.
|
|
281 |
Genel |
yakın arkadaş |
cod [dialect] i.
|
|
282 |
Genel |
yakın tehlike uyarısı |
code red i.
|
|
283 |
Genel |
yakın tehlike sinyali |
code red i.
|
|
284 |
Genel |
yakın yaştaki kimseler |
coevals i.
|
|
285 |
Genel |
yakın ilişki |
converse [obsolete] i.
|
|
286 |
Genel |
yakın dost |
fly [obsolete] i.
|
|
287 |
Genel |
yakın dikkat |
focus i.
|
|
288 |
Genel |
yakın temas |
osculation i.
|
|
289 |
Genel |
(yol, kaldırım) yola en yakın kısım |
outside i.
|
|
290 |
Genel |
en yakın nokta |
perigee i.
|
|
291 |
Genel |
yakın arkadaş |
pewfellow i.
|
|
292 |
Genel |
ham haline yakın kıymetli taş |
preform i.
|
|
293 |
Genel |
sosyal çevreyle kurulan yakın bağ |
root i.
|
|
294 |
Genel |
yakın bağlar |
root i.
|
|
295 |
Genel |
kırılma anının yakın olduğu durum |
scale i.
|
|
296 |
Genel |
yakın alan |
shadow i.
|
|
297 |
Genel |
yakın çevre |
suburb i.
|
|
298 |
Genel |
yakın mıntıka |
suburb i.
|
|
299 |
Genel |
yakın bölge |
suburb i.
|
|
300 |
Genel |
yakın çevre |
surrounding i.
|
|
301 |
Genel |
yakın ilişki |
sympathy i.
|
|
302 |
Genel |
erkekler arası yakın dostluk |
bromance i.
|
|
303 |
Genel |
akla yakın olmak |
be believable f.
|
|
304 |
Genel |
akla yakın olmak |
add up f.
|
|
305 |
Genel |
birbirine yakın koymak |
juxtapose f.
|
|
306 |
Genel |
birbirine yakın bulunmak |
be in juxtaposition f.
|
|
307 |
Genel |
yarış alanının en iç kısmına yakın olmak |
have the inside track f.
|
|
308 |
Genel |
yakın olmak |
overhang f.
|
|
309 |
Genel |
çok yakın olmak |
be hard by f.
|
|
310 |
Genel |
yakın olmak |
be in sight f.
|
|
311 |
Genel |
yakın olmak |
impend f.
|
|
312 |
Genel |
yakın olduğu için işitebilmek |
be within earshot f.
|
|
313 |
Genel |
ile yakın ilişki içinde olmak |
be hand in and glove with f.
|
|
314 |
Genel |
yakın hissetmek |
feel close to f.
|
|
315 |
Genel |
yakın hissetmek |
feel intimate with f.
|
|
316 |
Genel |
yakın hissetmek |
feel drawn to f.
|
|
317 |
Genel |
yakın hissetmek |
feel intimate f.
|
|
318 |
Genel |
yakın davranmak |
act in a warm way f.
|
|
319 |
Genel |
yakın davranmak |
behave sympathetically f.
|
|
320 |
Genel |
yakın akraba olmak |
be closely related f.
|
|
321 |
Genel |
yakın takibe almak |
follow someone closely f.
|
|
322 |
Genel |
yakın takibe almak |
not to let someone off the sight f.
|
|
323 |
Genel |
yakın mesafeden ateş etmek |
(shoot a weapon) at close range f.
|
|
324 |
Genel |
yakın mesafeden ateş etmek |
shoot a weapon at close range f.
|
|
325 |
Genel |
yakın takipçisi olmak |
be a close follower f.
|
|
326 |
Genel |
-e yakın olmak |
be close to f.
|
|
327 |
Genel |
-e yakın olmak |
be in the same ballpark f.
|
|
328 |
Genel |
-e yakın olmak |
approximate f.
|
|
329 |
Genel |
yakın ilişki kurmak (iki hayvan arasında) |
pair-bond f.
|
|
330 |
Genel |
yakın arkadaşlık kurmak |
get off with f.
|
|
331 |
Genel |
ile yakın çalışmak |
work closely with f.
|
|
332 |
Genel |
ile yakın çalışmalar içinde olmak |
work closely with f.
|
|
333 |
Genel |
yakın ilgi göstermek |
devote close attention to f.
|
|
334 |
Genel |
yakın ilgi göstermek |
give close attention to f.
|
|
335 |
Genel |
en yakın arkadaşlarından birisi olarak saymak |
count someone among one's closest friends f.
|
|
336 |
Genel |
çok yakın birisini/birini kaybetmek |
lose someone so close f.
|
|
337 |
Genel |
yakın takibe almak |
watch/monitor closely f.
|
|
338 |
Genel |
yakın takibe almak |
scrutinize f.
|
|
339 |
Genel |
her iki tarafa yakın olmak |
straddle f.
|
|
340 |
Genel |
akla yakın gelmek |
find something believable f.
|
|
341 |
Genel |
akla yakın gelmek |
sound believable f.
|
|
342 |
Genel |
akla yakın gelmemek |
be hardly believable f.
|
|
343 |
Genel |
akla yakın bulmak |
find something believable f.
|
|
344 |
Genel |
akla yakın gelmemek |
sound unbelievable f.
|
|
345 |
Genel |
birine yakın durmak |
remain close to someone f.
|
|
346 |
Genel |
yakın arkadaş olmak |
chum f.
|
|
347 |
Genel |
çok yakın mesafeden takip etmek |
follow too close f.
|
|
348 |
Genel |
yakın takibe almak |
scrutinise f.
|
|
349 |
Genel |
yakın olmaya devam etmek |
remain close f.
|
|
350 |
Genel |
yakın ilişkiler kurmak |
forge closer ties f.
|
|
351 |
Genel |
bir kişi ya da grubu yakın takip altına almak |
surveil f.
|
|
352 |
Genel |
birbirlerine yakın durmak |
stand close to one another f.
|
|
353 |
Genel |
yakın ilişki kurmak |
truck f.
|
|
354 |
Genel |
yakın ilişki kurmak |
apparent f.
|
|
355 |
Genel |
yakın ilişkide olmak |
jostle f.
|
|
356 |
Genel |
yakın işbirliğinde bulunmak |
match [obsolete] f.
|
|
357 |
Genel |
yakın çevreye yerleştirmek |
match [obsolete] f.
|
|
358 |
Genel |
birbirine yakın koymak |
juxtaposit f.
|
|
359 |
Genel |
olması yakın ve kesin olmak |
brew f.
|
|
360 |
Genel |
yakın çalışmak |
buddy f.
|
|
361 |
Genel |
(rotasız bir şekilde) zemine yakın uçmak |
mosquito f.
|
|
362 |
Genel |
güneşe çok yakın uçmak |
fly too close to the sun f.
|
|
363 |
Genel |
(kalem, fırça) parmağını ucuna yakın tutmak |
choke f.
|
|
364 |
Genel |
yakın olmak |
depend [obsolete] f.
|
|
365 |
Genel |
yakın arkadaş olmak |
hobanob f.
|
|
366 |
Genel |
yakın ilişki kurmak |
crony f.
|
|
367 |
Genel |
birbirine yakın şekilde tutturmak |
fay f.
|
|
368 |
Genel |
(özellikle edat veya bağlaç) sona yakın koymak |
postpone f.
|
|
369 |
Genel |
(özellikle edat veya bağlaç) sona yakın koymak |
postpose [obsolete] f.
|
|
370 |
Genel |
(özellikle edat veya bağlaç) sona yakın koymak |
postposit f.
|
|
371 |
Genel |
kaynamaya yakın suda pişirmek |
codle f.
|
|
372 |
Genel |
rüzgara daha yakın seyretmek |
outpoint f.
|
|
373 |
Genel |
yakın takibe almak |
scrutiny [obsolete] [rare] f.
|
|
374 |
Genel |
sınıra yakın hareket etmek |
snug f.
|
|
375 |
Genel |
yakın durmak |
snuggle f.
|
|
376 |
Genel |
yakın pozisyonda yerleştirmek |
snuggle f.
|
|
377 |
Genel |
yakın bir şekilde sosyalleşmek |
sororise [uk] f.
|
|
378 |
Genel |
yakın bir şekilde sosyalleşmek |
sororize [us] f.
|
|
379 |
Genel |
cana yakın |
mellow s.
|
|
380 |
Genel |
cana yakın |
sympathetic s.
|
|
381 |
Genel |
akla yakın |
reasonable s.
|
|
382 |
Genel |
cana yakın |
homely s.
|
|
383 |
Genel |
birbirine çok yakın dikilmiş (bitkiler) |
thickset s.
|
|
384 |
Genel |
yakın (arkadaş) |
close s.
|
|
385 |
Genel |
olması yakın |
impendent s.
|
|
386 |
Genel |
olması yakın ve muhakkak |
imminent s.
|
|
387 |
Genel |
sahile yakın |
littoral s.
|
|
388 |
Genel |
cana yakın |
pleasant s.
|
|
389 |
Genel |
akla yakın |
plausible s.
|
|
390 |
Genel |
daha yakın |
closer s.
|
|
391 |
Genel |
çiçekli ksımları yumurtalığa yakın olan |
epigynous s.
|
|
392 |
Genel |
doruğa yakın |
zenithal s.
|
|
393 |
Genel |
yakın arkadaş |
hail fellow well met s.
|
|
394 |
Genel |
akla yakın |
sensible s.
|
|
395 |
Genel |
cana yakın olmayan |
frigid s.
|
|
396 |
Genel |
kıça en yakın olan |
sternmost s.
|
|
397 |
Genel |
en yakın |
closest s.
|
|
398 |
Genel |
günümüze en yakın tarihte hazırlanmış |
updated s.
|
|
399 |
Genel |
yakın ilişkili |
affined s.
|
|
400 |
Genel |
cana yakın |
affable s.
|
|
401 |
Genel |
sınıra yakın olan |
borderline s.
|
|
402 |
Genel |
cana yakın |
lovable s.
|
|
403 |
Genel |
cana yakın |
charming s.
|
|
404 |
Genel |
cana yakın |
forthcoming s.
|
|
405 |
Genel |
yere yakın yerde yetişen bitki |
epigeal s.
|
|
406 |
Genel |
mektup niteliğine yakın |
near letter quality s.
|
|
407 |
Genel |
cana yakın |
conversable s.
|
|
408 |
Genel |
kıyıya yakın olan |
onshore s.
|
|
409 |
Genel |
göbeğe yakın |
umbilical s.
|
|
410 |
Genel |
yakın civar |
ambient s.
|
|
411 |
Genel |
yakın kızılaltı |
near infrared s.
|
|
412 |
Genel |
cana yakın |
warmhearted s.
|
|
413 |
Genel |
cana yakın |
approachable s.
|
|
414 |
Genel |
cana yakın |
companionable s.
|
|
415 |
Genel |
birbirine yakın |
close s.
|
|
416 |
Genel |
zirveye yakın |
zenithal s.
|
|
417 |
Genel |
denize yakın |
maritime s.
|
|
418 |
Genel |
cana yakın |
personable s.
|
|
419 |
Genel |
cana yakın |
outgoing s.
|
|
420 |
Genel |
en yakın |
proximate s.
|
|
421 |
Genel |
yakın (arkadaş) |
thick s.
|
|
422 |
Genel |
en yakın |
nearest s.
|
|
423 |
Genel |
cana yakın |
amiable s.
|
|
424 |
Genel |
kadar yakın |
as near as s.
|
|
425 |
Genel |
cana yakın |
congenial s.
|
|
426 |
Genel |
olması yakın |
impending s.
|
|
427 |
Genel |
çok yakın (arkadaş) |
intimate s.
|
|
428 |
Genel |
cana yakın |
genial s.
|
|
429 |
Genel |
çok yakın |
too close s.
|
|
430 |
Genel |
cana yakın |
warm s.
|
|
431 |
Genel |
cana yakın |
gracious s.
|
|
432 |
Genel |
en yakın |
next s.
|
|
433 |
Genel |
kıyıya yakın |
littoral s.
|
|
434 |
Genel |
olması yakın |
imminent s.
|
|
435 |
Genel |
yakın akraba |
closely related s.
|
|
436 |
Genel |
yakın aralıkta |
closely spaced s.
|
|
437 |
Genel |
akraba ve yakın arkadaşları kayırma ile ilgili |
nepotistic s.
|
|
438 |
Genel |
bu tarafa en yakın |
hithermost s.
|
|
439 |
Genel |
tamamına yakın |
almost all s.
|
|
440 |
Genel |
bir adım daha yakın |
one step closer s.
|
|
441 |
Genel |
yakın ilişki |
affinitative s.
|
|
442 |
Genel |
tamamına yakın |
almost whole s.
|
|
443 |
Genel |
tamamına yakın |
almost entire s.
|
|
444 |
Genel |
kutuplara yakın |
high s.
|
|
445 |
Genel |
öne yakın olan |
anterior s.
|
|
446 |
Genel |
-e yakın |
closed by s.
|
|
447 |
Genel |
cana yakın |
hail-fellow-well-met s.
|
|
448 |
Genel |
yakın menzilli |
point-blank s.
|
|
449 |
Genel |
cana yakın |
warm-hearted s.
|
|
450 |
Genel |
-e yakın |
neighboring on s.
|
|
451 |
Genel |
yakın mesafeden yapılan |
point-blank s.
|
|
452 |
Genel |
performansta en iyiye bir yakın başarı |
second-best s.
|
|
453 |
Genel |
çok yakın geçen |
point-blank s.
|
|
454 |
Genel |
pek yakın |
imminent s.
|
|
455 |
Genel |
cana yakın |
likable s.
|
|
456 |
Genel |
aşırı yakın |
overfamiliar s.
|
|
457 |
Genel |
yakın mesafe |
close-range s.
|
|
458 |
Genel |
gerçeğe yakın |
real-like s.
|
|
459 |
Genel |
yakın geçmiş |
the recent past s.
|
|
460 |
Genel |
yakın zamana ait (olan) |
of recent vintage s.
|
|
461 |
Genel |
(kişinin kendisine) en yakın |
ownmost s.
|
|
462 |
Genel |
kırka yakın |
fortyish s.
|
|
463 |
Genel |
sahile yakın |
beachfront s.
|
|
464 |
Genel |
sahile yakın |
beachside s.
|
|
465 |
Genel |
kıyıya yakın |
near-coastal s.
|
|
466 |
Genel |
beyaza yakın toz pembe |
pinkish-white s.
|
|
467 |
Genel |
yere yakın |
low-slung s.
|
|
468 |
Genel |
ışık hızına yakın hızda |
ultrarelativistic s.
|
|
469 |
Genel |
en uyguna yakın |
suboptimal s.
|
|
470 |
Genel |
yakın tehdit (altında) |
near threatened s.
|
|
471 |
Genel |
tolstoy'un tarzına yakın |
tolstoyesque s.
|
|
472 |
Genel |
oldukça yakın |
pretty close s.
|
|
473 |
Genel |
cana yakın |
friendful s.
|
|
474 |
Genel |
olması yakın |
upcoming s.
|
|
475 |
Genel |
gerçekleşmesi yakın |
upcoming s.
|
|
476 |
Genel |
özellikle samimi veya yakın ilişkide olan iki kişiye özgü |
à deux s.
|
|
477 |
Genel |
yakın ilişkili |
affinitive s.
|
|
478 |
Genel |
cana yakın |
acquaintable s.
|
|
479 |
Genel |
uzaktan (yakın olmayan) |
casual s.
|
|
480 |
Genel |
siyaha yakın koyu kahverengi |
seal-brown s.
|
|
481 |
Genel |
daha yakın |
narre [obsolete] s.
|
|
482 |
Genel |
cana yakın |
nice s.
|
|
483 |
Genel |
yakın olmayan (samimi olmayan) |
nodding s.
|
|
484 |
Genel |
özellikleri çok yakın olan |
near s.
|
|
485 |
Genel |
yakın olan |
nearer s.
|
|
486 |
Genel |
yakın gelecekte |
nearer s.
|
|
487 |
Genel |
daha yakın |
nerre [obsolete] s.
|
|
488 |
Genel |
zemine yakın |
terre à terre s.
|
|
489 |
Genel |
ayaklar zemine yakın olacak şekilde dans eden |
terre à terre s.
|
|
490 |
Genel |
birbirine yakın ekilmiş |
thick-sown s.
|
|
491 |
Genel |
akla yakın |
thinkable s.
|
|
492 |
Genel |
akla yakın bir şekilde |
thinkably s.
|
|
493 |
Genel |
yakın geçmişe/geleceğe ait |
this s.
|
|
494 |
Genel |
cana yakın |
towardly s.
|
|
495 |
Genel |
cana yakın, hoşgörülü ve sakin kişilik tipine ait |
type b s.
|
|
496 |
Genel |
cana yakın, hoşgörülü ve sakin kişilik tipiyle ilgili |
type b s.
|
|
497 |
Genel |
cana yakın |
associable s.
|
|
498 |
Genel |
en yakın |
eftest [obsolete] s.
|
|
499 |
Genel |
yakın olmayan |
unakin s.
|
|
500 |
Genel |
yakın olmayan |
unalike s.
|
|