Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
yol açmak
"yol açmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 79 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
yol açmak
cause
f.
General
2
Genel
yol açmak
open a road
f.
3
Genel
yol açmak
lie behind
f.
4
Genel
yol açmak
spark off
f.
5
Genel
yol açmak
make way for
f.
6
Genel
yol açmak
create
f.
7
Genel
yol açmak
involve
f.
8
Genel
yol açmak
elicit
f.
9
Genel
yol açmak
tend
f.
10
Genel
yol açmak
breed
f.
11
Genel
yol açmak
beat
f.
12
Genel
yol açmak
produce
f.
13
Genel
yol açmak
provoke
f.
14
Genel
yol açmak
beget
f.
15
Genel
yol açmak
invite
f.
16
Genel
yol açmak
raise
f.
17
Genel
yol açmak
beat a path
f.
18
Genel
yol açmak
make way
f.
19
Genel
yol açmak
carry with it
f.
20
Genel
yol açmak
gap
f.
21
Genel
yol açmak
entail
f.
22
Genel
yol açmak
result in
f.
23
Genel
yol açmak
set forward
f.
24
Genel
yol açmak
lead to
f.
25
Genel
yol açmak
evoke
f.
26
Genel
yol açmak
generate
f.
27
Genel
yol açmak
lead up to
f.
28
Genel
yol açmak
give rise to
f.
29
Genel
yol açmak
cut
f.
30
Genel
yol açmak
call forth
f.
31
Genel
yol açmak
bring about
f.
32
Genel
yol açmak
cause
f.
33
Genel
yol açmak
give somebody a lead
f.
34
Genel
yol açmak
pave the way
f.
35
Genel
yol açmak
pave the way for
f.
36
Genel
yol açmak
excite
f.
37
Genel
yol açmak
conduce
f.
38
Genel
yol açmak
elbow
f.
39
Genel
yol açmak
lead
f.
40
Genel
yol açmak
make inroads into
f.
41
Genel
yol açmak
bring with it
f.
42
Genel
yol açmak
catalyse
f.
43
Genel
yol açmak
catalyze
f.
44
Genel
yol açmak
tend
f.
45
Genel
yol açmak
make
f.
46
Genel
yol açmak
engender
f.
47
Genel
yol açmak
equate
f.
48
Genel
yol açmak
go
f.
49
Genel
yol açmak
occasionate [obsolete]
f.
50
Genel
yol açmak
inroad
f.
51
Genel
yol açmak
invoke
f.
52
Genel
yol açmak
outlead
f.
53
Genel
yol açmak
prepare
f.
54
Genel
yol açmak
secure
f.
55
Genel
yol açmak
see
f.
56
Genel
yol açmak
shear
f.
57
Genel
yol açmak
slice
f.
58
Genel
yol açmak
bear
f.
59
Genel
yol açmak
prompt
f.
Phrasals
60
Öbek Fiiller
yol açmak
whomp up
f.
61
Öbek Fiiller
yol açmak
bring with
f.
62
Öbek Fiiller
yol açmak
cut through
f.
63
Öbek Fiiller
yol açmak
bring about
64
Öbek Fiiller
yol açmak
call forth
65
Öbek Fiiller
yol açmak
make inroad into
Idioms
66
Deyim
yol açmak
break new paths
f.
67
Deyim
yol açmak
cut a path
f.
68
Deyim
yol açmak
blaze a trail
f.
69
Deyim
yol açmak
blaze the trail
f.
70
Deyim
yol açmak
blaze the trail
f.
71
Deyim
yol açmak
blaze a trail
f.
72
Deyim
yol açmak
give a lead
f.
73
Deyim
yol açmak
blaze the trail
74
Deyim
yol açmak
blaze a trail
75
Deyim
yol açmak
give birth to
76
Deyim
yol açmak
give cause for
77
Deyim
yol açmak
culminate in
Technical
78
Teknik
yol açmak
cause
Marine
79
Denizcilik
yol açmak
work a passage
f.
"yol açmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 189 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
kristalize olmasına yol açmak
cause to crystallize
f.
2
Genel
arızalanıp stop etmesine yol açmak (motorun)
stall
f.
3
Genel
bozulmasına yol açmak
disrupt
f.
4
Genel
sonuçlanmasına yol açmak
cause to result
f.
5
Genel
devam etmesine yol açmak
cause to continue
f.
6
Genel
seyahat etmesine yol açmak
cause to travel
f.
7
Genel
paniğe yol açmak
cause to panic
f.
8
Genel
kargaşaya yol açmak
riot
f.
9
Genel
kılıçla yol açmak
slash
f.
10
Genel
olmasına yol açmak
cause to occur
f.
11
Genel
bir grubun çılgınca kaçışmasına yol açmak
stampede
f.
12
Genel
birinin kendi nefsiyle mücadele etmesine yol açmak
tempt
f.
13
Genel
sessiz olmasına yol açmak
cause to be silent
f.
14
Genel
kesilmesine yol açmak (toplantının)
disrupt
f.
15
Genel
-e yol açmak
create
f.
16
Genel
zarara yol açmak
cause harm to
f.
17
Genel
açmak (yol)
wind
f.
18
Genel
birinin (bir başkasından) hoşlanmamasına yol açmak
put someone off
f.
19
Genel
birinin düşünmesine yol açmak
give someone pause
f.
20
Genel
ite kaka yol açmak
elbow
f.
21
Genel
kendine yol açmak
worm one's way
f.
22
Genel
karışıklığa yol açmak
lead to disorder
f.
23
Genel
karışıklığa yol açmak
cause confusion
f.
24
Genel
karışıklığa yol açmak
lead to confusion
f.
25
Genel
kazaya yol açmak
cause an accident
f.
26
Genel
-i değiştirerek bozulmasına yol açmak
tamper with
f.
27
Genel
yol açmak (bir kimsenin bir şey yapmasına)
prompt to
f.
28
Genel
krize yol açmak
result in crisis
f.
29
Genel
krize yol açmak
cause crisis
f.
30
Genel
krize yol açmak
lead to crisis
f.
31
Genel
-e yol açmak
trigger
f.
32
Genel
-e yol açmak
prompt
f.
33
Genel
-e yol açmak
occasion
f.
34
Genel
-e yol açmak
set
f.
35
Genel
aksamalara yol açmak
cause hitches
f.
36
Genel
yanlış anlaşılmaya yol açmak
cause misunderstanding
f.
37
Genel
aksamalara yol açmak
cause impediments
f.
38
Genel
probleme yol açmak
cause a problem
f.
39
Genel
soruna yol açmak
cause a trouble
f.
40
Genel
yaptırıma yol açmak
lead to a sanction
f.
41
Genel
hastanın ölümüyle sonuçlanan krize yol açmak
cause the crisis which led to patient’s death
f.
42
Genel
bir patlamaya yol açmak
cause an explosion
f.
43
Genel
huzursuzluğa yol açmak
cause discontent
f.
44
Genel
huzursuzluğa yol açmak
cause dissatisfaction
f.
45
Genel
şoka yol açmak
lead to shock
f.
46
Genel
enflasyona neden olmak/yol açmak
cause inflation
f.
47
Genel
enflasyona neden olmak/yol açmak
lead to inflation
f.
48
Genel
(zarara vb) yol açmak
wreak
f.
49
Genel
sinir krizine yol açmak
lead to a nervous breakdown
f.
50
Genel
paniğe yol açmak
affrighten [obsolete]
f.
51
Genel
karmaşık sonuç veya akıbetlere yol açmak
ramify
f.
52
Genel
inanılmamasına yol açmak
uncredit
f.
53
Genel
zarara yol açmak
wreke [obsolete]
f.
54
Genel
travmaya yol açmak
harrow
f.
55
Genel
yanlış eğilime sahip olmasına yol açmak
misincline
f.
56
Genel
(bir şeyin) yeniden geçip gitmesine yol açmak
repass
f.
57
Genel
yakarak yol açmak
burn (into)
f.
58
Genel
gürültüye yol açmak
claik [scotland]
f.
59
Genel
(zilli müzik aleti çalarken) şıngırtıya yol açmak
clam
f.
60
Genel
senkronizasyonunun bozulmasına yol açmak
desynchronize [us]
f.
61
Genel
senkronizasyonunun bozulmasına yol açmak
desynchronise [uk]
f.
62
Genel
aptalca davranmasına yol açmak
idiotise
f.
63
Genel
ahmak gibi davranmasına yol açmak
idiotise
f.
64
Genel
aptalca davranmasına yol açmak
idiotize
f.
65
Genel
ahmak gibi davranmasına yol açmak
idiotize
f.
66
Genel
aptalca davranmasına yol açmak
idiotise
f.
67
Genel
ahmak gibi davranmasına yol açmak
idiotise
f.
68
Genel
eğilmesine yol açmak
overbend
f.
69
Genel
aşırı basınca yol açmak
overpressure
f.
70
Genel
hataya yol açmak
oversimplify
f.
71
Genel
çürümeye yol açmak
russet
f.
72
Genel
kararmaya yol açmak
russet
f.
73
Genel
patlamaya yol açmak
implode
f.
74
Genel
apseye yol açmak
imposthumate
f.
75
Genel
apseye yol açmak
imposthumate
f.
76
Genel
dengesizliğe yol açmak
disequilibrate
f.
77
Genel
kimliğini kaybetmesine yol açmak
disorient
f.
78
Genel
başarısızlığına yol açmak
beguile [obsolete]
f.
79
Genel
(bir şeyin) içinden yol açmak
pierce
f.
80
Genel
kayba yol açmak
injure
f.
81
Genel
kayba yol açmak
injury [obsolete]
f.
82
Genel
kan toplanmasına yol açmak
cork [australia]
f.
83
Genel
hematoma yol açmak
cork [australia]
f.
84
Genel
patlamasına yol açmak
fire
f.
85
Genel
öncül olmasına yol açmak
precede
f.
86
Genel
yıkılmasına yol açmak
crumple
f.
87
Genel
tortuya yol açmak
sludge
f.
88
Genel
(bir şeyin) çıkıntı yapmasına yol açmak
poke out
f.
89
Genel
(bir gözün) kısılmasına yol açmak
squint
f.
90
Genel
kıtlığa yol açmak
strap
f.
91
Genel
beklenmedik bir duruma yol açmak
surprise
f.
92
Genel
beklenmedik bir duruma yol açmak
surprize
f.
93
Genel
olmasına yol açmak anlamı veren ön ek
en-
ök.
94
Genel
olmasına yol açmak anlamı veren son ek
-en
snk.
Phrasals
95
Öbek Fiiller
iterek yol açmak
sweep aside
f.
96
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
become grounds for (something)
f.
97
Öbek Fiiller
bir dedikodunun yayılmasına yol açmak
bandy about
f.
98
Öbek Fiiller
(birinde bir tepkiye, duyguya) yol açmak
elicit (something) from (someone)
f.
99
Öbek Fiiller
(birinin) bir şey yapmasına neden olmak/yol açmak
provoke (one) to
f.
100
Öbek Fiiller
(bir duruma) yol açmak
stir to (something)
f.
101
Öbek Fiiller
bir ruh haline girmesine/kapılmasına yol açmak
work into (something)
f.
102
Öbek Fiiller
bir ruh haline girmesine/kapılmasına yol açmak
work into
f.
103
Öbek Fiiller
itip kendine yol açmak
push by
f.
104
Öbek Fiiller
bir şeye yol açmak
bring something on
f.
105
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
culminate in (something)
f.
106
Öbek Fiiller
(bir şey) arasında yol açmak
cut through (something)
f.
107
Öbek Fiiller
(birinde bir tepkiye, duyguya) yol açmak
elicit from
f.
108
Öbek Fiiller
atın düşmesine yol açmak
ride down
f.
109
Öbek Fiiller
kaçmaya yol açmak
rout out
f.
110
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
lead to (something)
f.
111
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
make for (something)
f.
112
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
result in (something)
f.
113
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) olumsuz değerlendirilmesine yol açmak
weigh against (someone or something)
f.
114
Öbek Fiiller
(birinde/bir şeyde bir zarara) yol açmak
wreak (something) upon (someone or something)
f.
Colloquial
115
Konuşma Dili
paniğe yol açmak
cause a panic
f.
116
Konuşma Dili
itip kakarak yol açmak
elbow (one's) way
f.
117
Konuşma Dili
iterek yol açmak
push past
f.
Idioms
118
Deyim
onaylamamaya yol açmak
raise an eyebrow
f.
119
Deyim
infaala yol açmak
frighten the horses
f.
120
Deyim
kuşkulanmasına/şüphelenmesine yol açmak
throw (something) into question
f.
121
Deyim
ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
build up (one's) hopes
f.
122
Deyim
heyecanla beklemesine yol açmak
build up (one's) hopes
f.
123
Deyim
ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
build up somebody’s hopes
f.
124
Deyim
heyecanla beklemesine yol açmak
build up somebody’s hopes
f.
125
Deyim
ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
raise somebody’s hopes
f.
126
Deyim
heyecanla beklemesine yol açmak
raise somebody’s hopes
f.
127
Deyim
endişeye/kaygıya yol açmak
cause (one) qualms
f.
128
Deyim
duraksamasına yol açmak
cause (one) qualms
f.
129
Deyim
endişeye/kaygıya yol açmak
cause qualms
f.
130
Deyim
duraksamasına yol açmak
cause qualms
f.
131
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give pause to somebody
f.
132
Deyim
büyük bir felakete yol açmak
cause a disaster of epic proportions
f.
133
Deyim
bir çağrışıma yol açmak
strike a chord with someone
f.
134
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give somebody pause
f.
135
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give someone pause for thought
f.
136
Deyim
diğerlerini iterek kendine yol açmak
push past someone or something
f.
137
Deyim
felakete yol açmak/götürmek
spell trouble
f.
138
Deyim
kavgaya yol açmak
cause a scene or disturbance
f.
139
Deyim
kavgaya yol açmak
make the fur fly
f.
140
Deyim
kavgaya yol açmak
make a fuss of
f.
141
Deyim
zorla yol açmak
break into
f.
142
Deyim
zorla yol açmak
break in
f.
143
Deyim
(bir şeyin) gerekçesi olmak (bir şeye) yol açmak
be grounds for (something)
f.
144
Deyim
(bir hastalık) atağına/krizine yol açmak
produce an attack (of some illness)
f.
145
Deyim
bir atağa/krize yol açmak
produce an attack
f.
146
Deyim
yeni bir yol açmak/bulmak
blaze a trail
f.
147
Deyim
yeni bir yol açmak/bulmak
blaze the trail
f.
148
Deyim
birinin umutlanmasına/ümitlenmesine yol açmak
build up/raise somebody's hopes
f.
149
Deyim
kavgaya yol açmak
cause a scene
f.
150
Deyim
için yol açmak
clear the way for
f.
151
Deyim
büyük yıkıma/değişime yol açmak
cut a swathe through
f.
152
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give (one) pause
f.
153
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give (one) pause for thought
f.
154
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give (somebody) pause for thought
f.
155
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give (somebody) pause
f.
156
Deyim
(bir konuda) yol açmak
give a lead (on something)
f.
157
Deyim
düşünmesine yol açmak
give pause
f.
158
Deyim
düşünmesine yol açmak
give pause for thought
f.
159
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give pause to (one)
f.
160
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give pause to someone
f.
161
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give pause to someone (for thought)
f.
162
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give someone pause (for thought)
f.
163
Deyim
bir şeye yol açmak
give rise to something
f.
164
Deyim
(birine/bir şeye) yol açmak
make way for (someone or something)
f.
165
Deyim
(bir şeye) yol açmak/neden olmak
play a part (in something)
f.
166
Deyim
(bir şeye) yol açmak/neden olmak
play your part (in something)
f.
167
Deyim
kalabalığın arasından kendine yol açmak
shove (one's) way
f.
168
Deyim
kalabalığın arasından kendine yol açmak
shove way
f.
169
Deyim
savaşarak kendine yol açmak
shoot one's way
f.
Trade/Economic
170
Ticaret/Ekonomi
ekonomik buhrana yol açmak
squeeze
f.
Law
171
Hukuk
hasara yol açmak
damnify
f.
172
Hukuk
temel hakların ihlaline yol açmak
lead to a violation of fundamental rights
f.
Politics
173
Siyasal
ya yol açmak
lead up
f.
Technical
174
Teknik
güney afrika ve batı hint adaları'nda kamış kesmek ve yol açmak için kullanılan büyük ve ağır bir bıçak
curtal ax
i.
Medical
175
Medikal
ölüme yol açmak
lead to death
f.
176
Medikal
rüptüre yol açmak
rupture
f.
177
Medikal
apseye yol açmak
imposthume [obsolete]
f.
178
Medikal
apseye yol açmak
impostumate [obsolete]
f.
179
Medikal
apseye yol açmak
impostume [obsolete]
f.
Pathology
180
Patoloji
(damarda) tıkanıklığa yol açmak
embolise
f.
181
Patoloji
(damarda) tıkanıklığa yol açmak
embolize
f.
182
Patoloji
(damar veya organda) fazla kan birikimine yol açmak
congest
f.
183
Patoloji
doku birikimine yol açmak
congest
f.
184
Patoloji
enfeksiyona yol açmak
infect
f.
Veterinary
185
Veterinerlik
(at) tırnak iltihabına yol açmak
founder
f.
Gastronomy
186
Mutfak
istenmeyen aromaya yol açmak
revert
f.
Biology
187
Biyoloji
gebeliğe yol açmak
distend
f.
Astronomy
188
Gökbilim
tutulmasına yol açmak
eclipse
f.
Archaic
189
Eski Kullanım
muhalefete yol açmak
atone
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yol açmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy