Geçmiş

zorlu

"zorlu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	zorlu	tough s.
2	Yaygın Kullanım	zorlu	compelling s.
3	Yaygın Kullanım	zorlu	formidable s.
4	Yaygın Kullanım	zorlu	difficult s.
General
5	Genel	zorlu	stiff s.
6	Genel	zorlu	powerful s.
7	Genel	zorlu	sticky s.
8	Genel	zorlu	sweaty s.
9	Genel	zorlu	insuperable s.
10	Genel	zorlu	challenging s.
11	Genel	zorlu	keen s.
12	Genel	zorlu	forcible s.
13	Genel	zorlu	intractable s.
14	Genel	zorlu	strong s.
15	Genel	zorlu	stringent s.
16	Genel	zorlu	impetuous s.
17	Genel	zorlu	grueling s.
18	Genel	zorlu	formidable s.
19	Genel	zorlu	thorny s.
20	Genel	zorlu	mighty s.
21	Genel	zorlu	influential s.
22	Genel	zorlu	violent s.
23	Genel	zorlu	striving s.
24	Genel	zorlu	demanding s.
25	Genel	zorlu	rugged s.
26	Genel	zorlu	redoubtable s.
27	Genel	zorlu	forceful s.
28	Genel	zorlu	arduous s.
29	Genel	zorlu	gruelling s.
30	Genel	zorlu	extreme s.
31	Genel	zorlu	wrenching s.
32	Genel	zorlu	redoubted s.
33	Genel	zorlu	taxing s.
34	Genel	zorlu	testing s.
35	Genel	zorlu	thwart s.
36	Genel	zorlu	trappy s.
37	Genel	zorlu	tricksy s.
38	Genel	zorlu	aukward s.
39	Genel	zorlu	gnarly s.
40	Genel	zorlu	knotted s.
41	Genel	zorlu	hardball s.
42	Genel	zorlu	hardhanded s.
43	Genel	zorlu	hard-handed s.
44	Genel	zorlu	hardnose s.
45	Genel	zorlu	hefty s.
46	Genel	zorlu	rum s.
47	Genel	zorlu	impotent [obsolete] s.
48	Genel	zorlu	difficile [obsolete] s.
49	Genel	zorlu	doubtable s.
50	Genel	zorlu	scraggy s.
51	Genel	zorlu	scragly [dated] s.
52	Genel	zorlu	smashmouth s.
53	Genel	zorlu	rough s.
54	Genel	zorlu	hard zf.
Colloquial
55	Konuşma Dili	zorlu	narly s.
56	Konuşma Dili	zorlu	knarly s.
57	Konuşma Dili	zorlu	hard-nosed s.
Idioms
58	Deyim	zorlu	plenty rugged s.
59	Deyim	zorlu	like fighting snakes expr.
60	Deyim	zorlu	against the collar expr.
Archaic
61	Eski Kullanım	zorlu	untractable s.
62	Eski Kullanım	zorlu	disobedient s.
Slang
63	Argo	zorlu	ball-busting s.
64	Argo	zorlu	rocky s.
65	Argo	zorlu	hard-ass s.

"zorlu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 200 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	zorlu iş/görev	challenge i.
General
2	Genel	zorlu sınama	ordeal i.
3	Genel	zorlu mücadele	uphill battle i.
4	Genel	zorlu ön hazırlık çalışması	spadework i.
5	Genel	uzun ve zorlu bir yolculuk	trek i.
6	Genel	zorlu görev	uphill battle i.
7	Genel	zorlu görev	great task i.
8	Genel	zorlu bir dönem	a hard period i.
9	Genel	zorlu bir dönem	a difficult period i.
10	Genel	zorlu bir süreç	a hard period i.
11	Genel	zorlu bir süreç	a difficult period i.
12	Genel	zorlu deneme	acid test i.
13	Genel	zorlu deneme	crucible i.
14	Genel	zorlu idareci	ramrod i.
15	Genel	zorlu alan	black spot i.
16	Genel	zorlu deneyim	wringer i.
17	Genel	oldukça zorlu deneyim	hell i.
18	Genel	zorlu koşullar altında kaçma	hijra i.
19	Genel	zorlu koşullar altında kaçma	hijrah i.
20	Genel	zorlu pazarlık	horse trading i.
21	Genel	(görevde) zorlu, sıkıntılı veya kritik evre	hump i.
22	Genel	uzun ve zorlu süreç	mission [south africa] i.
23	Genel	iki güçlü rakip arasındaki zorlu çarpışma	bushfighting i.
24	Genel	zorlu veya tehlikeli rakip	gentleman i.
25	Genel	zorlu standart	rigor i.
26	Genel	zorlu gereklilik	rigor i.
27	Genel	zorlu standart	rigour i.
28	Genel	zorlu gereklilik	rigour i.
29	Genel	zorlu koşullar	rigours i.
30	Genel	zorlu koşullar	rigors i.
31	Genel	zorlu hareket	impetuosity i.
32	Genel	zorlu yollar için hazır bulundurulan ekstra at	cockhorse i.
33	Genel	zorlu rakip	dragon i.
34	Genel	zorlu bulmaca	paradox i.
35	Genel	zorlu karmaşa	paradox i.
36	Genel	zorlu değişiklik	play i.
37	Genel	sıra, dizi veya topluluk halinde bulunup zorlu bir sınav teşkil eden şey	gauntlet i.
38	Genel	zorlu sınama	ordal i.
39	Genel	zorlu prosedür	shlep i.
40	Genel	zorlu çıkarmak	present a challenge f.
41	Genel	entelektüel açıdan daha zorlu hale getirmek	wise up f.
42	Genel	zorlu bir başarı elde etmek	squeeze out f.
43	Genel	daha zorlu	more difficult s.
44	Genel	daha zorlu	harder s.
45	Genel	zorlu ama ulaşılabilir	challenging yet attainable s.
46	Genel	uygulanışı zorlu teorik detaylar içeren	technical s.
47	Genel	zorlu olmayan	unchallenging s.
48	Genel	zorlu olmayan	unformidable s.
49	Genel	zorlu gereklilikleri karşılayan	high-test s.
50	Genel	zorlu (görev)	mountainous s.
51	Genel	zorlu oturum	marathon s.
52	Genel	zorlu bir biçimde	insuperably zf.
53	Genel	zorlu bir şekilde	sweatily zf.
54	Genel	zorlu bir şekilde	thornily zf.
55	Genel	daha zorlu ortamlarda	in tougher environments zf.
56	Genel	zorlu bir seviyeye kadar	wrenchingly zf.
57	Genel	zorlu bir dereceye kadar	wrenchingly zf.
Phrasals
58	Öbek Fiiller	(birini) zorlu bir süreçten kurtarmak	pull through f.
59	Öbek Fiiller	zorlu durumlara göğüs germek	weather out f.
60	Öbek Fiiller	(yaklaşan bir belaya/tehlikeye veya zorlu bir vaziyete) karşı kendini hazırlamak	steel oneself for f.
Proverb
61	Atasözü	zor zamanlar zorlu tedbirler/önlemler gerektirir	drastic times require drastic measures f.
62	Atasözü	zor zamanlar zorlu tedbirler/önlemler gerektirir	drastic times call for drastic measures
Colloquial
63	Konuşma Dili	çetin/zorlu iş/görev	bear i.
64	Konuşma Dili	zorlu rakip	a tough nut to crack i.
65	Konuşma Dili	zorlu iş	bad boy i.
66	Konuşma Dili	dişli/zorlu kimse	great gun i.
67	Konuşma Dili	(iş) zorlu	gut-busting s.
68	Konuşma Dili	zorlu/çetin bir mücadele	the struggle is real expr.
69	Konuşma Dili	asıl zorlu kısım şimdi başlıyor	(it's) all uphill from here expr.
Idioms
70	Deyim	son derece zorlu görev	backbreaker i.
71	Deyim	zorlu bir süreç	a long row to hoe i.
72	Deyim	zorlu/zahmetli/sıkıntılı dönem	a rough passage i.
73	Deyim	çok zorlu şey	a deuce of a (something) i.
74	Deyim	zorlu bir savaşın ya da içinden çıkılması güç bir durumun sonu	bitter end i.
75	Deyim	zorlu problemler karşısında bilgece kararlar veren kimse	a daniel come to judgement i.
76	Deyim	zorlu bir dönem	hard sledding i.
77	Deyim	zorlu iş	an uphill task i.
78	Deyim	zorlu bir süreç	hard sledding i.
79	Deyim	zorlu mücadele	an uphill job i.
80	Deyim	zorlu görev	an uphill task i.
81	Deyim	zorlu görev	an uphill battle i.
82	Deyim	zorlu görev	an uphill struggle i.
83	Deyim	zorlu süreç	rocky road i.
84	Deyim	zorlu iş	an uphill struggle i.
85	Deyim	zorlu görev	an uphill job i.
86	Deyim	zorlu rakip	a hard nut to crack i.
87	Deyim	(zorlu bir) ilk deneyim	baptism of fire i.
88	Deyim	zorlu mücadele	an uphill struggle i.
89	Deyim	zorlu mücadele	an uphill fight i.
90	Deyim	zorluklarla dolu/zorlu/zor yaşam	life in the raw i.
91	Deyim	zorlu iş	an uphill fight i.
92	Deyim	zorlu görev	uphill battle i.
93	Deyim	zorlu maç	a needle match i.
94	Deyim	zorlu görev	an uphill fight i.
95	Deyim	zorlu görev	uphill struggle i.
96	Deyim	zorlu iş	an uphill job i.
97	Deyim	zorlu ve zahmetli iş	the way of the cross i.
98	Deyim	zorlu iş	an uphill battle i.
99	Deyim	zorlu mücadele	uphill struggle i.
100	Deyim	zorlu mücadele	an uphill task i.
101	Deyim	zorlu bir süreç	tough sledding i.
102	Deyim	zorlu bir dönem	tough sledding i.
103	Deyim	zorlu mücadele	uphill battle i.
104	Deyim	zorlu dönem	a torrid time i.
105	Deyim	zorlu mücadele	an uphill battle i.
106	Deyim	zorlu rakip	tough egg (to crack) i.
107	Deyim	zorlu rakip	tough egg to crack i.
108	Deyim	zorlu rakip	tough nut to crack i.
109	Deyim	kendini zorlu bir sınavın içerisinde bulma	baptism of fire i.
110	Deyim	zorlu bir durumun/sınavın içine dalma	baptism by fire i.
111	Deyim	hazırlıksız bir şekilde zorlu bir durumun içine dalma	baptism by fire i.
112	Deyim	ilerlemenin/yükselmenin zorlu yolu/tırmanışı	the greasy pole [uk/australia] i.
113	Deyim	başarıya giden zorlu yol	the greasy pole [uk/australia] i.
114	Deyim	başarıya giden zorlu yol	the greasy pole i.
115	Deyim	kariyerinin zorlu basamakları	the greasy pole i.
116	Deyim	zorlu kimse/müşteri	a tough customer/cookie i.
117	Deyim	zorlu kimse	a tough cookie i.
118	Deyim	zorlu kimse	one tough cookie i.
119	Deyim	zorlu kimse	tough customer someone i.
120	Deyim	zorlu kimse	a tough nut (to crack) i.
121	Deyim	zorlu kimse	a hard nut (to crack) i.
122	Deyim	zorlu iş	a tough nut to crack i.
123	Deyim	zorlu mücadele	an uphill struggle i.
124	Deyim	zorlu iş	an uphill struggle i.
125	Deyim	zorlu mücadele	an uphill battle i.
126	Deyim	zorlu iş	an uphill battle i.
127	Deyim	zorlu mücadele	an uphill task i.
128	Deyim	zorlu iş	an uphill task i.
129	Deyim	zorlu/dişli biri/bir şey	force to be reckoned with i.
130	Deyim	(bir şeye) doğru giden/uzanan zorlu süreç	rocky road (to something) i.
131	Deyim	-e doğru giden/uzanan zorlu süreç	the rocky road to i.
132	Deyim	zorlu sınavdan geçirme	trial by fire i.
133	Deyim	zorlu bir deneme sürecinden geçirme	trial by fire i.
134	Deyim	bir sorumluluğu/zorlu bir görevi üstlenmek	belly up to the bar f.
135	Deyim	zorlu bir yol olmak	give (one) a bumpy ride f.
136	Deyim	zorlu bir yolda olmak	have a bumpy ride f.
137	Deyim	zorlu bir yol olmak	give somebody a bumpy ride f.
138	Deyim	zorlu bir yolda olmak	have a bumpy ride f.
139	Deyim	zorlu çıkmak	catch a tartar f.
140	Deyim	birine zorlu/sıkıntılı anlar yaşatmak	give somebody a rough time f.
141	Deyim	yaklaşan bir belaya/tehlikeye veya zorlu bir vaziyete karşı hazırlanmak/hazır olmak	steel oneself for someone or something f.
142	Deyim	tatsız/zorlu bir döneme girmek	go through/hit a sticky patch f.
143	Deyim	tatsız/zorlu bir döneme girmek	hit a sticky patch f.
144	Deyim	zorlu bir işle uğraşmak	be in a spot of bother f.
145	Deyim	(birine) zorlu bir sınama olmak	put (one) through the mangle f.
146	Deyim	zorlu/dişli biri olmak	be a force to be reckoned with f.
147	Deyim	zorlu olmak	be no picnic f.
148	Deyim	zorlu olmak	be not a bed of roses f.
149	Deyim	zorlu/çetin bir sınav vermek	be put through the hoop f.
150	Deyim	zorlu/çetin bir sınav vermek	be put through the wringer f.
151	Deyim	zorlu ön hazırlık çalışmasını yapmak	do the spadework f.
152	Deyim	(biriyle) zorlu bir mücadeleye girmek	play hardball (with someone) f.
153	Deyim	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the hoop f.
154	Deyim	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the hoops f.
155	Deyim	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the wringer f.
156	Deyim	zorlu/sıkıntılı (süreç vb)	handwringing s.
157	Deyim	zorlu/sıkıntılı (süreç vb)	hand-wringing s.
158	Deyim	(zorlu bir göreve karşı) tam donanımlı	loaded for bear s.
159	Deyim	bir sürecin en zorlu kısmı	where the rubber meets the road expr.
160	Deyim	dişli/zorlu (biri/bir şey)	(someone or something) to be reckoned with expr.
161	Deyim	dişli/zorlu (biri/bir şey)	a ... to be reckoned with expr.
162	Deyim	dişli/zorlu (biri/bir şey)	a ... to reckon with expr.
163	Deyim	zorlu bir iş/görev	no picnic expr.
164	Deyim	bir sürecin en zorlu kısmı	the rubber hits the road expr.
165	Deyim	bir sürecin en zorlu kısmında	when the rubber hits the road expr.
166	Deyim	bir sürecin en zorlu kısmında	when the rubber meets the road expr.
167	Deyim	bir sürecin en zorlu kısmında	where the rubber hits the road expr.
168	Deyim	zorlu bir çaba gerektirmeden	without tears expr.
Trade/Economic
169	Ticaret/Ekonomi	zorlu müşteri	hard customer i.
170	Ticaret/Ekonomi	zorlu sınavdan geçirme	trial-by-fire i.
171	Ticaret/Ekonomi	zorlu müşteri	difficult client i.
172	Ticaret/Ekonomi	zorlu müşteri	tough customer i.
Technical
173	Teknik	zorlu çekiş	forced draught i.
Informatics
174	Bilişim	zorlu işletme koşulları	rugged operating conditions i.
Medical
175	Medikal	volenter ve zorlu ekstansiyon	voluntary and forced extension i.
176	Medikal	zorlu inspirasyon	forced inspiration i.
177	Medikal	zorlu diürez	force diuresis i.
178	Medikal	zorlu ekspiratuvar volümü	forced expiratory volume i.
179	Medikal	zorlu ekspirasyon volümü	forced expiratory volume i.
180	Medikal	zorlu ekspiratuvar hacim	force expiratory volume i.
Pathology
181	Patoloji	zorlu antrenmanlar yapan sporcularda yaygın görülen genişlemiş kalp rahatsızlığı	athlete's heart i.
Education
182	Eğitim	ulaşılması zorlu okullar	though schools out reach i.
183	Eğitim	zorlu/zahmetli okullar	hard-to-staff schools i.
History
184	Tarih	erken dönem batı amerika'daki zorlu ve kanunsuz zamanları hatırlatan	woolly [us] s.
185	Tarih	erken dönem batı amerika'daki zorlu ve kanunsuz zamanları hatırlatan	wooly [us] s.
Religious
186	Dini	etik ilkeleri veya dini doktrinleri yorumlama yoluyla zorlu vicdani durumların çözümlenmesi	case divinity i.
Philosophy
187	Felsefe	ezoterik, belirsiz veya zorlu durumlar hakkında özel bilgi sahibi kimse	cabalist i.
Military
188	Askeri	zorlu bir görev için genellikle gönüllüler arasından seçilmiş askerler	a forlorn hope i.
Sport
189	Spor	sürücülerin becerilerinin zorlu zeminlerde test edildiği motosiklet müsabakası	trial i.
190	Spor	rafting araçlarının son derece zorlu su kesimlerinden ve hızlı akışlardan geçtiği ekstrem spor türü	white-water rafting i.
191	Spor	(kaya tırmanışında) zorlu rota	diff i.
Latin
192	Latince	zorlu yollardan yıldızlara	per ardua ad astra expr.
Slang
193	Argo	zor/zorlu/güç durum	conk-buster i.
194	Argo	zor/zorlu/güç durum	konk-buster i.
195	Argo	zorlu mesele	conk-buster i.
196	Argo	hapishanedeki çete üyesi zorlu bir görev verilmesi	heart check i.
197	Argo	zorlu iş	hard i.
198	Argo	zorlu iş	bitch i.
199	Argo	zorlu araştırma ve geliştirme	heavy lifting i.
200	Argo	(askerler için) üzerinde ağır teçhizatlarla zorlu bir arazide yürümek	yomp f.