buff - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
buff kaslı adj.
  • Eli was one of the buff men at the gym.
  • Eli, spor salonundaki kaslı adamlardan biriydi.
Show More (-2)
buff ten rengi n.
  • Buff is a light medium bright shade of Yellow.
  • Ten rengi, sarının hafif orta parlak bir tonudur.
Show More (-2)
buff parlatmak v.
  • Jenny sat on the sofa, buffing her nails.
  • Jenny kanepede oturmuş tırnaklarını parlatıyordu.
Show More (-2)
buff ten rengi adj.
  • The old love letters in buff envelopes looked romantic.
  • Ten renginde zarflardaki eski aşk mektuplarının romantik bir havası vardı.
Show More (-2)