collect - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
collect toplamak v.
  • Their priority is to collect sufficient food to survive.
  • Onların önceliği hayatta kalmak için yeterli gıda toplamaktır.
  • For example, what happens to data the state collects about you and your Internet surfing patterns?
  • Örneğin, devletin sizin ve internette gezinme alışkanlıklarınız hakkında topladığı verilere ne oluyor?
  • If the EU is given the power to levy and collect taxes we will be paving the way for federalism.
  • AB'ye vergi koyma ve toplama yetkisi verilirse federalizmin önünü açmış oluruz.
Show More (71)
collect koleksiyon yapmak v.
  • I collect antiques.
  • Antika koleksiyonu yaparım.
  • I collected coffee cups.
  • Kahve fincanları koleksiyonu yapardım.
  • Tom collects comic books.
  • Tom çizgi roman koleksiyonu yapıyor.
Show More (6)
collect biriktirmek v.
  • Tom's hobbies include playing chess and collecting stamps.
  • Tom'un hobileri arasında satranç oynamak ve pul biriktirmek var.
  • They collected coffee cups.
  • Onlar kahve fincanı biriktirirlerdi.
  • We collected coffee cups.
  • Kahve fincanları biriktirirdik.
Show More (2)
collect tahsil etmek (borç/vergi) v.
  • The Exchequer has collected EUR 3.5 million since March this year.
  • Maliye bu yılın Mart ayından bu yana 3.5 milyon Avro tahsil etmiştir.
  • Neither do they fight fraud satisfactorily when they collect their revenue.
  • Gelirlerini tahsil ederken de dolandırıcılıkla tatmin edici bir şekilde mücadele etmiyorlar.
  • It collects every last cent of the loans which it grants.
  • Verdiği kredilerin son kuruşuna kadar tahsil eder.
Show More (1)
collect almak v.
  • Unfortunately, no EU country would also give him a visa so that he himself could collect it.
  • Ne yazık ki hiçbir AB ülkesi de kendisine vize vermedi ki kendisi vizeyi alabilsin.
  • The car that was supposed to collect me came half an hour later than arranged.
  • Beni alması gereken araç ayarlanandan yarım saat sonra geldi.
  • I asked Tom to come over to collect my mail and feed my cat while I'm out of town.
  • Tom'dan ben şehir dışındayken gelip postalarımı almasını ve kedimi beslemesini istedim.
Show More (1)
collect birikmek v.
  • Heavy smoke and poisonous gasses collect first along the ceiling.
  • Ağır duman ve zehirli gazlar ilk olarak tavan boyunca birikir.
Show More (-2)
collect toplanmak v.
  • Heavy smoke and poisonous gasses collect first along the ceiling.
  • Ağır duman ve zehirli gazlar önce tavan boyunca toplanır.
Show More (-2)
collect derlemek v.
  • We are collecting sentences and their translations into other languages.
  • Cümleleri ve bunların diğer dillere çevrilerini derliyoruz.
Show More (-2)
collect ödemeli adj.
  • I'd like to make a collect call to Japan.
  • Japonya'ya ödemeli bir arama yapmak istiyorum.
Show More (-2)