run short - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
run short bitmek v.
  • I'm afraid I've run short of coffee.
  • Korkarım kahvem bitmiş.
  • Father ran short of money and had to borrow some.
  • Babamın parası bitmiş ve biraz borç almak zorunda kalmış.
  • We've run short of oil.
  • Benzinimiz bitti.
Show More (5)
run short azalmak v.
  • I had a great deal to say about Iraq and the Middle East peace process as well, but my time is running short.
  • Irak ve Orta Doğu barış süreci hakkında da söyleyecek çok şeyim vardı ancak zamanım azalıyor.
  • Time is running short.
  • Zaman azalıyor.
Show More (-1)