|
- Scolding a child can cause psychological problems.
- Bir çocuğu azarlamak psikolojik sorunlara neden olabilir.
- She scolded me.
- O beni azarladı.
- She scolded her daughter for coming home too late.
- Eve çok geç geldiği için kızını azarladı.
- Mom scolded me for making fun of them.
- Annem onlarla dalga geçtiğim için beni azarladı.
- I gave it up after my father had given me a good scolding.
- Babam beni iyi bir azarladıktan sonra ondan vazgeçtim.
- Father scolded Junko for coming home so late.
- Baba eve çok geç geldiği için Junko'yu azarladı.
- Strange to say, the teacher didn't scold me.
- Gariptir ki, öğretmen beni azarlamadı.
- The teacher scolded the student for no reason.
- Öğretmen suçsuz yere öğrenciyi azarladı.
- I was not scolding you.
- Ben seni azarlamıyordum.
- Tom got scolded by the teacher.
- Tom öğretmeni tarafından azarlandı.
- He will be scolded by his father.
- Babası tarafından azarlanacak.
- Not only did he refuse to help me, but also he scolded me.
- Sadece bana yardım etmeyi reddetmekle kalmadı, aynı zamanda beni azarladı.
- Is Mother scolding the horse?
- Annem atı azarlıyor mu?
- There is no reason for her to scold you.
- Sizi azarlaması için bir sebep yok.
- I was scolded by my mother for being lazy.
- Tembel olduğum için annem tarafından azarlandım.
- There is no reason for her to scold you.
- Onun seni azarlaması için hiçbir sebep yoktur.
- I gave it up after my father had given me a good scolding.
- Babam beni bir güzel azarladıktan sonra bıraktım.
- I got scolded severely by that teacher.
- O öğretmen tarafından şiddetle azarlandım.
- Tom scolded Mary for not calling to say she'd be late.
- Tom, Mary'yi geç kalacağını söylemek için aramadığı için azarladı.
- He scolded them because of the noise.
- Gürültü yüzünden onları azarladı.
- She scolded him.
- Onu azarladı.
- Don't scold your children in public.
- Çocuklarınızı insan içinde azarlamayın.
- Tom couldn't bring himself to scold Mary.
- Tom, Mary'yi azarlamaya cesaret edemedi.
- Tom will be scolded by his father.
- Tom babası tarafından azarlanacak.
- Where did you scold them?
- Onları nerede azarladın?
- Have you ever scolded your daughter?
- Hiç kızınızı azarladınız mı?
- I was deeply offended by his scolding.
- Azarlamasından çok rahatsız oldum.
- I saw him being scolded by his father.
- Onun babası tarafından azarlandığını gördüm.
- The teacher scolded the student for no reason.
- Öğretmen öğrenciyi sebepsiz yere azarladı.
- She scolded him for not doing his homework.
- Ödevini yapmadığı için onu azarladı.
- He held his tongue while he was being scolded.
- O azarlanıyorken dilini tuttu.
- I didn't feel like scolding her for being late.
- Geç kaldığı için canım onu azarlamak istemedi.
- Tom scolded Mary.
- Tom Mary'i azarladı.
- I've scolded him many times.
- Onu birçok kez azarladım.
- I was not scolding you.
- Seni azarlamıyordum.
- She scolded her son for being lazy.
- Tembel olduğu için oğlunu azarladı.
- Don't scold your children in public.
- Çocuklarınızı herkesin içinde azarlamayın.
- Dan is often scolded by his mother.
- Dan, genellikle annesi tarafından azarlanır.
- He scolded me for being lazy.
- O, tembel olduğum için beni azarladı.
- If I'm late, I'll be scolded.
- Eğer geç kalırsam azarlanacağım.
- She scolded her son for being out until late.
- Geç saatlere kadar dışarıda olduğu için oğlunu azarladı.
- He scolded her.
- Onu azarladı.
- She scolds Terry about as often as she scolds me.
- O, Terry'yi neredeyse beni azarladığı kadar sık azarlıyor.
- This is the first time I've ever scolded a student.
- İlk defa bir öğrenciyi azarlıyorum.
- I saw him being scolded by his mother.
- Onun annesi tarafından azarlandığını gördüm.
- Tom scolded his son for being lazy.
- Tom tembel olduğu için oğlunu azarladı.
- Tom scolded his son for being late.
- Tom geç kaldığı için oğlunu azarladı.
- If I scold you, it is that I want you to improve.
- Seni azarlarsam, kendini geliştirmeni istediğim içindir.
- Tom scolded his son for being lazy.
- Tom oğlunu tembel olduğu için azarladı.
- She scolded him because he left the door open.
- Kapıyı açık bıraktığı için onu azarladı.
- She scolded the child for coming home so late.
- Eve çok geç geldiği için çocuğu azarladı.
- Tom scolded Mary for not arriving on time.
- Tom Mary'yi zamanında gelmediği için azarladı.
- It seems that he was badly scolded.
- Görünüşe göre çok kötü azarlanmış.
- The teacher scolded his students severely.
- Öğretmen öğrencilerini sert bir şekilde azarladı.
- They were scolded by the teacher.
- Onlar öğretmen tarafından azarlandılar.
- I'll scold Tom.
- Tom'u azarlayacağım.
- Father scolded Junko for coming home so late.
- Babam eve bu kadar geç geldiği için Junko'yu azarladı.
- Were you scolded by your teacher?
- Öğretmenin tarafından azarlandın mı?
- She scolds Terry about as often as she scolds me.
- Terry'yi beni azarladığı kadar sık azarlar.
- Tom scolded Mary.
- Tom Mary'yi azarladı.
- I saw him being scolded by his mother.
- Annesi tarafından azarlandığını gördüm.
- Who scolded Tom?
- Kim Tom'u azarladı?
- Tom scolded his son for being late.
- Tom, geç kaldığı için oğlunu azarladı.
- I got scolded severely by that teacher.
- O öğretmen beni çok azarladı.
- I saw him being scolded by his father.
- Babası tarafından azarlandığını gördüm.
- You'll be scolded when your mother comes home.
- Annen eve geldiğinde azarlanacaksın.
- She scolded him for not doing his homework.
- Ev ödevini yapmadığı için onu azarladı.
- Have you ever scolded your daughter?
- Hiç kızını azarladın mı?
- The teacher scolded her class for being noisy.
- Öğretmen gürültücü oldukları için sınıfını azarladı.
- I am scolding my students, not yours.
- Benim öğrencilerimi azarlıyorum, seninkileri değil.
- She scolded him for not mowing the lawn.
- Çimleri biçmediği için onu azarladı.
- Is Mother scolding the horse?
- Anne atı azarlıyor mu?
- The owner of the small dog gripped its neck and scolded it.
- küçük köpeğin sahibi onu boynundan tuttu ve onu azarladı.
- She scolded him for being late.
- Geç kaldığı için onu azarladı.
- The children trampled on the grass and the guard scolded them.
- Çocuklar çimleri çiğnediler ve bekçi onları azarladı.
- Tom is scolding Mary.
- Tom Mary'yi azarlıyor.
- I am scolding my students, not yours.
- Ben öğrencilerimi azarlıyorum, seninkileri değil.
- He scolded me.
- O beni azarladı.
- Who scolded Tom?
- Tom'u kim azarladı?
- She scolded me.
- Beni azarladı.
- She scolds Terry as often as me.
- Terry'yi benim kadar sık azarlıyor.
- He scolded her for having left the door open.
- Kapıyı açık bıraktığı için onu azarladı.
- He held his tongue while he was being scolded.
- Azarlanırken dilini tuttu.
- He scolded me for being lazy.
- Tembel olduğum için beni azarladı.
- I got scolded by the teacher.
- Öğretmen tarafından azarlandım.
- Tom scolded Mary for not calling to say she'd be late.
- Tom, Mary'yi geç kalacağını söylemek için aramadı diye azarladı.
- I'll scold him.
- Onu azarlayacağım.
- Tom scolded Mary for not calling to say she'd be late.
- Tom Mary'yi geç kalacağını söylemek için aramadığından dolayı azarladı.
- His father has never scolded him.
- Babası onu hiç azarlamadı.
- The professor scolded John for skipping class.
- Profesör, dersi atlattığı için John'u azarladı.
- They were scolded by the teacher.
- Öğretmenleri tarafından azarlandılar.
- My father scolded me for not being punctual.
- Babam dakik olmadığım için beni azarladı.
- Her mother scolded her for being late for supper.
- Akşam yemeğine geç kaldığı için annesi onu azarladı.
Show More (90)
|