|
- The girl's eyes were filled with tears.
- Kızın gözleri yaşlarla doluydu.
- Her eyes were filled with tears.
- Gözleri yaşlarla doldu.
- My eyes filled with tears.
- Gözlerim yaşla doldu.
- Her eyes filled with tears.
- Gözleri yaşlarla doldu.
- Tom's eyes filled with tears.
- Tom'un gözleri yaşlarla doldu.
- Her eyes were filled with tears when she pictured the sad scene to herself.
- Üzücü sahneyi kendi gözünde canlandırdığında gözleri yaşlarla doldu.
- My eyes filled with tears.
- Gözlerim yaşlarla doldu.
- His eyes filled with tears.
- Gözleri yaşla doldu.
Show More (5)
|
