back with - Türkisch Englisch Wörterbuch

back with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen, die der Begriff "back with" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 111 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
seat with an adjustable back n. pulman koltuk
pay back with interest v. karşılığını fazlasıyla vermek
pay back with interest v. faiziyle ödemek
look back on one's accomplishments with satisfaction v. geriye dönüp baktığında başarılarından memnun olmak
Phrasals
circle back with somebody v. (bir konu ile ilgili) birisine geri dönmek
check back with (one) v. (birine) daha sonra tekrar sormak
check back (with someone) v. bir şeyi kontrol etmek için (biriyle) iletişimi sürdürmek
check back (with someone) v. (biriyle) tekrar iletişime geçmek
check back (with someone) v. (birine) geri dönüş yaparak takip etmek
check back (with someone) v. (birine) gidişatı tekrar sormak
check back (with someone) v. (birinden) gidişat hakkında tekrar bilgi almak
Colloquial
with one arm tied behind one's back n. gözü kapalı
with one arm tied behind one's back expr. eli arkasında bağlıyken bile
with one arm tied behind one's back expr. hiç zorluk çekmeden
with one arm tied behind one's back expr. kolayca
with the back of his/her left hand expr. sol elinin tersiyle
with the back of his/her right hand expr. sağ elinin tersiyle
Idioms
come back to earth with a bang/bump/jolt v. ayakları (tekrardan/yeniden) yere basmak
do something with one arm tied behind one's back v. hiç zorlanmadan yapmak
come back to earth with a bang/bump/jolt v. gündelik hayata dönüş yapmak
give back with interest v. faiziyle iade etmek
give back with interest v. faiziyle geri vermek
come back to earth with a bang/bump/jolt v. gerçeğe dönmek
give back with interest v. fazlasıyla karşılık vermek
give back with interest v. karşılığını fazlasıyla ödemek
could do something with one arm tied behind their back v. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
could do something with one hand tied behind their back v. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
pay something back with interest v. bir şeyi faiziyle geri ödetmek
pay something back with interest v. bir şeyi fazlasıyla geri ödetmek
pay something back with interest v. bir şeyin öcünü çok fena almak
pay something back with interest v. bir şeyin intikamını fazlasıyla almak
pay something back with interest v. bir şeye daha beter kötülükle karşılık vermek
pay something back with interest v. bir şeyin intikamı acı olmak
pay something back with interest v. bir şeyi misliyle geri ödetmek
pay something back with interest v. bir şeyin cezasını fazlasıyla vermek
pay something back with interest v. bir şeye daha beter karşılık vermek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. gerçekler birinin yüzüne tokat gibi inmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. (bir anda) gerçeklerle yüzleşmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. eşekten düşmüşe dönmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. (bir anda) gerçeğe dönmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
do something with one hand behind your back v. çocuk oyuncağı olmak
do something with one hand behind your back v. hiç zorlanmadan yapmak
do something with one hand behind your back v. tek eliyle bile yapabilmek
do something with one hand (tied) behind your back v. çocuk oyuncağı olmak
do something with one hand (tied) behind your back v. hiç zorlanmadan yapmak
do something with one hand (tied) behind your back v. tek eliyle bile yapabilmek
give (something) back (to someone) with interest v. (birine bir şeyi) faiziyle geri vermek/ödemek
pay (one) back with interest v. (birine) faiziyle ödemek
pay (one) back with interest v. (birine) karşılığını fazlasıyla vermek
pay (one) back with interest v. (birine) fena ödetmek
pay (one) back with interest v. (birinden) intikamını fazlasıyla almak
pay (one) back with interest v. (birine) misliyle karşılık vermek
pay (one) back with interest v. (birine) cezasını fazlasıyla vermek
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (biri/bir şey) canına tak etmiş
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) bıkmış
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) gına gelmiş
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) usanmış
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) illallah demiş
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) daral gelmiş
fed up to the back teeth with somebody/something adj. biri/bir şey canına tak etmiş
fed up to the back teeth with somebody/something adj. birinden/bir şeyden bıkmış
fed up to the back teeth with somebody/something adj. birinden/bir şeyden gına gelmiş
fed up to the back teeth with somebody/something adj. birinden/bir şeyden usanmış
fed up to the back teeth with somebody/something adj. birinden/bir şeyden illallah demiş
fed up to the back teeth with somebody/something adj. birinden/bir şeyden daral gelmiş
with both hands tied behind one's back expr. kolayca
with your/its back against the wall expr. köşeye sıkışmış bir halde
with your/its back against the wall expr. köşeye sıkışmış
with one hand tied behind one's back expr. kolayca
with your/its back to the wall expr. köşeye sıkışmış
with your/its back to the wall expr. köşeye sıkışmış bir halde
with one's back to the wall expr. son ümit ve son bir gayretle
with one's back to the wall expr. son ümit ve son güçle
could do something with one arm tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
with one hand tied behind one's back expr. zorlanmadan
could do something with one hand tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
with both hands tied behind one's back expr. zorlanmadan
with one's back to the wall expr. baskı altında
with one's back to the wall expr. köşeye sıkışmış
with one's back to the wall expr. kuyruğu kapana kısılmış
with one's back to the wall expr. sırtını sağlama almış
with one's back to the wall expr. kendini güvenceye almış
with one's back to the wall expr. savunmaya geçmiş
with (one's) back against the wall expr. köşeye sıkışmış
with (one's) back against the wall expr. köşeye sıkışmış bir halde
with an arm tied behind (one's) back expr. gözü kapalı
with an arm tied behind (one's) back expr. hiç zorluk çekmeden
with an arm tied behind (one's) back expr. eli arkasında bağlıyken bile
with an arm tied behind (one's) back expr. kolayca
with one hand (tied) behind your back expr. tek eliyle bile
with one hand (tied) behind your back expr. hiç zorlanmadan
with one hand (tied) behind your back expr. kolaylıkla
with one hand (tied) behind your back expr. rahatça
with one hand (tied) behind your back expr. zorlanmadan
with one hand (tied) behind your back expr. eli arkasında bağlıyken bile
with one hand tied behind back expr. tek elle bile
with one hand tied behind back expr. hiç zorlanmadan
with one hand tied behind back expr. kolaylıkla
with one hand tied behind back expr. rahatça
with one hand tied behind back expr. zorlanmadan
with one hand tied behind back expr. eli arkasında bağlıyken bile
Speaking
I am pleased to see you back here with us expr. seni tekrar aramızda görmek çok güzel
Technical
fixed seat with adjustable back n. sabit yatar koltuk
Computer
with back cover adj. arka kapaklı
Football
be found himself at the back post with ball v. arka direkte topla buluşmak