can't stand - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
can't stand katlanamamak v.
  • He can't stand it anymore.
  • O artık buna katlanamaz.
  • I can't stand babies crying.
  • Bebeklerin ağlamasına katlanamam.
  • Disabled people can't stand it when people pity them.
  • İnsanlar onlara acıdığında engelli insanlar buna katlanamaz.
Show More (29)
can't stand dayanamamak v.
  • I am a man who can't stand being alone.
  • Yalnız olmaya dayanamayan bir insanım.
  • I am a man who can't stand being alone.
  • Ben yalnız kalmaya dayanamayan bir adamım.
  • Mayuko can't stand living alone.
  • Mayuko yalnız yaşamaya dayanamaz.
Show More (27)
can't stand tahammül edememek v.
  • I can't stand that bloke.
  • Şu herife hiç tahammül edemiyorum.
  • Tom can't stand being disrespected.
  • Tom saygısızlığa tahammül edemez.
  • Tom can't stand you.
  • Tom sana tahammül edemiyor.
Show More (22)