|
- Tom pulled out his driver's license and showed it to the police officer.
- Tom ehliyetini çıkardı ve onu polis memuruna gösterdi.
- My driver's license is valid for another three years.
- Ehliyetim üç yıl daha geçerli.
- Tom said that he didn't believe that Mary had a driver's license.
- Tom Mary'nin bir ehliyeti olduğuna inanmadığını söylüyordu.
- Do you think Tom will ever get a driver's license?
- Tom'un şimdiye kadar bir ehliyet alacağını düşünüyor musun?
- Tom doesn't have a driver's license yet.
- Tom'un henüz ehliyeti yok.
- The policeman confiscated Dan's driver's license.
- Polis Dan'in ehliyetine el koydu.
- Tom asked Mary if she had a driver's license.
- Tom, Mary'ye ehliyetinin olup olmadığını sordu.
- I have a driver's license.
- Ehliyetim var.
- Tom showed his driver's license to the policeman.
- Tom polise ehliyetini gösterdi.
- Tom thinks Mary has a driver's license.
- Tom, Mary'nin ehliyetinin olduğunu düşünüyor.
- Tom asked me if I had a driver's license.
- Tom bana ehliyetim olup olmadığını sordu.
- Tom was the only one who didn't have a driver's license.
- Tom ehliyeti olmayan tek kişiydi.
- Tom doesn't have a driver's license yet.
- Tom'un henüz bir ehliyeti yok.
- May I see your driver's license?
- Ehliyetinizi görebilir miyim?
- For a bribe, a traffic policeman agreed not to take away a driver's license.
- Bir trafik polisi rüşvet karşılığında bir sürücünün ehliyetini almamayı kabul etti.
- Do you have a driver's license with you?
- Ehliyetin yanında mı?
- Pull over and show me your driver's license.
- Kenara çek ve bana ehliyetini göster.
- I thought that you had a driver's license.
- Bir ehliyetin olduğunu düşündüm.
- Tom didn't get his driver's license until he was twenty-four.
- Tom yirmi dört yaşına kadar ehliyet alamadı.
- My mother has a driver's license, but she doesn't drive.
- Annemin ehliyeti var ama araba kullanmıyor.
- Tom left his driver's license at home.
- Tom ehliyetini evde bıraktı.
- I forgot my driver's license at home.
- Ehliyetimi evde bırakmışım.
- Did you have your photograph taken for the driver's license?
- Ehliyet için fotoğraf çektirdiniz mi?
- I think you'll have very little difficulty in getting a driver's license.
- Ehliyet almakta çok az zorluk çekeceğinizi düşünüyorum.
- Tom says he wants to get a driver's license.
- Tom ehliyet almayı istediğini söylüyor.
- I have a driver's license, but I don't have a car.
- Ehliyetim var, ama arabam yok.
- I learned to drive a car and got a driver's license when I was eighteen.
- On sekiz yaşındayken araba kullanmayı öğrendim ve ehliyet aldım.
- It's possible Tom doesn't have a driver's license.
- Tom'un bir ehliyetinin olmaması mümkündür.
- Tom is old enough to get a driver's license.
- Tom ehliyet alabilecek yaşta.
- Let me take a look at your driver's license.
- Ehliyetine bakmama izin ver.
- I'm going to go and get my driver's license.
- Gidip ehliyetimi alacağım.
- Do you have a driver's license with you?
- Yanınızda ehliyet var mı?
- Tom renewed his driver's license three weeks ago.
- Tom ehliyetini üç hafta önce yeniledi.
- Tom told me he didn't have a driver's license.
- Tom bana ehliyeti olmadığını söyledi.
- She wants to get a driver's license.
- Ehliyet almak istiyor.
- Tom didn't do well enough on the driver's test to get a driver's license.
- Tom ehliyet almak için sürücü sınavında yeterince başarılı olamadı.
- Tom isn't old enough to get a driver's license yet.
- Tom henüz ehliyet alacak yaşta değil.
- Having a driver's license is an advantage for this job.
- Ehliyetinin olması bu iş için bir avantaj.
- Can I see your driver's license?
- Ben senin ehliyetini görebilir miyim?
- I thought that you had a driver's license.
- Ehliyetin olduğunu sanıyordum.
- You must have a driver's license before you can drive a car.
- Bir araba sürebilmek için önce bir ehliyete sahip olmalısın.
- I hear you had your driver's license canceled.
- Ehliyetinizi iptal ettirdiğinizi duydum.
- I finally got a driver's license.
- Sonunda bir ehliyet aldım.
- Tom reminded Mary to renew her driver's license.
- Tom, Mary'ye ehliyetini yenilemesi gerektiğini hatırlattı.
- I'm not old enough to get a driver's license.
- Ehliyet almak için yeterince yaşlı değilim.
- Can you tell me when Tom got his driver's license?
- Tom'un ehliyetini ne zaman aldığını söyleyebilir misin?
- Let me see your driver's license.
- Senin sürücü ehliyetini görelim.
- Do you still have a driver's license?
- Hâlâ ehliyetin var mı?
- I thought that Tom and Mary still didn't have driver's licenses.
- Tom ve Mary'nin hala sürücü ehliyeti olmadığını düşündüm.
- I have had my driver's license since I was 18 years old.
- Ehliyetim 18 yaşımdan beri var.
- Tom thinks Mary has a driver's license.
- Tom, Mary'nin ehliyeti olduğunu düşünüyor.
- She's not old enough to get a driver's license.
- Ehliyet alacak yaşta değil.
- Here's my driver's license.
- İşte ehliyetim.
- My driver's license is valid for three more years.
- Benim ehliyetim üç yıl daha geçerli.
- Driver's license and registration, please.
- Ehliyet ve ruhsat lütfen.
- Tom isn't old enough to get a driver's license.
- Tom ehliyet alacak kadar büyük değil.
- She's too young to get a driver's license.
- Ehliyet almak için çok genç.
- Tom asked me if he could see my driver's license.
- Tom bana ehliyetimi görüp göremeyeceğini sordu.
- I thought Tom didn't have a driver's license.
- Tom'un ehliyeti yok sanıyordum.
- Do you know when Tom got his driver's license?
- Tom'un ehliyetini ne zaman aldığını biliyor musun?
- Tom wants to get his driver's license as soon as he can.
- Tom bir an önce ehliyet almak istiyor.
- I've only had my driver's license for three months.
- Sadece üç aydır ehliyetim var.
- I'm pretty sure Tom doesn't have a driver's license.
- Eminim Tom'un ehliyeti yoktur.
- I didn't know Tom had a driver's license.
- Tom'un bir ehliyeti olduğunu bilmiyordum.
- You're still too young to get a driver's license.
- Ehliyet almak için halen çok küçüksün..
- He renewed his driver's license two weeks ago.
- İki hafta önce ehliyetini yeniledi.
- I thought you had a driver's license.
- Ehliyetin olduğunu sanıyordum.
- Does an electric wheelchair require a driver's license?
- Elektrikli tekerlekli sandalye bir sürücü ehliyeti gerektiriyor mu?
- I thought Tom didn't have a driver's license yet.
- Tom'un henüz bir ehliyeti yok sanıyordum.
- Do you still have a driver's license?
- Hâlâ ehliyetiniz var mı?
- The guy driving the truck that crashed into our car didn't have a driver's license.
- Arabamıza çarpan kamyonu kullanan adamın ehliyeti yoktu.
- I thought Tom and Mary still didn't have driver's licenses.
- Tom ve Mary'nin hala ehliyetleri yok sanıyordum.
- Tom isn't old enough to have a driver's license.
- Tom ehliyet alacak yaşta değil.
- Please show me your driver's license.
- Lütfen bana ehliyetini göster.
- My driver's license expires at the end of this month.
- Ehliyetimin süresi bu ayın sonunda doluyor.
- Tom showed his driver's license to the policeman.
- Tom ehliyetini polise gösterdi.
- I got a motorcycle driver's license when I was sixteen and a half.
- Ben on altı buçuk yaşındayken bir motosiklet ehliyeti aldım.
- Tom is too young to get a driver's license.
- Tom bir ehliyet alamayacak kadar genç.
- Having a driver's license is an advantage for this job.
- Ehliyet sahibi olmak bu iş için bir avantaj.
- Layla forgot her driver's license at home.
- Layla ehliyetini evde unutmuştu.
- My mother has a driver's license, but she doesn't drive a car.
- Annemin ehliyeti var fakat araba sürmez.
- Tom didn't tell me that he didn't have a driver's license.
- Tom bana ehliyeti olmadığını söylemedi.
- You're not old enough yet get to a driver's license.
- Henüz ehliyet alacak yaşta değilsin.
- Tom probably thought I didn't have a driver's license.
- Tom muhtemelen bir ehliyetim olmadığını düşünüyordu.
- Tom says he wants to get a driver's license.
- Tom, bir ehliyet almak istediğini söylüyor.
- I think you don't need a driver's license to buy a car.
- Araba almak için bir ehliyete ihtiyacınız olduğunu sanmıyorum.
- It's possible Tom doesn't have a driver's license.
- Tom'un ehliyeti olmaması mümkün.
- Tom forgot his driver's license at home.
- Tom ehliyetini evde unutmuştu.
- My grandfather no longer has a driver's license.
- Büyükbabamın artık bir ehliyeti yok.
- When did you find out that Tom didn't have a driver's license?
- Tom'un ehliyeti olmadığını ne zaman öğrendin?
- Tom took out his driver's license and handed it to the police officer.
- Tom ehliyetini çıkardı ve polis memuruna uzattı.
- Getting a driver's license would make me happy.
- Ehliyet almak beni mutlu eder.
- I didn't know Tom had a driver's license.
- Tom'un ehliyeti olduğunu bilmiyordum.
- How do I get a driver's license?
- Nasıl ehliyet alabilirim?
- I didn't think Tom had a driver's license.
- Tom'un bir ehliyeti olduğunu düşünmüyordum.
- My driver's license expires on my birthday next year.
- Ehliyetimin gelecek yıl doğum günümde süresi doluyor.
- Please show me your driver's license.
- Lütfen bana ehliyetinizi gösterin.
- Tom wants to get his driver's license.
- Tom ehliyetini almak istiyor.
- My driver's license will expire next week.
- Ehliyetimin süresi önümüzdeki hafta dolacak.
- You're not old enough to get a driver's license.
- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- You're not old enough to get a driver's license.
- Ehliyet almak için yeterince büyük değilsin.
- I thought Tom and Mary still didn't have driver's licenses.
- Tom ve Mary'nin hala sürücü ehliyeti olmadığını düşünmüştüm.
- My driver's license will expire next week.
- Ehliyetimin süresi haftaya dolacak.
- I thought Tom already had his driver's license.
- Tom'un ehliyetini zaten aldığını düşünüyordum.
- I've never had a driver's license.
- Asla bir ehliyetim yoktu.
- I didn't think Tom had a driver's license.
- Tom'un ehliyeti olduğunu sanmıyordum.
- I have several friends who don't have driver's licenses.
- Ehliyeti olmayan birkaç arkadaşım var.
- My mother has a driver's license, but she doesn't drive.
- Annemin ehliyeti var, ama o araba sürmez.
- Tom needs a driver's license.
- Tom'un ehliyete ihtiyacı var.
- Driver's license and registration, please.
- Ehliyet ve ruhsat, lütfen.
- Tom wanted to get a driver's license.
- Tom bir ehliyet almak istedi.
- Tom wants to get his driver's license.
- Tom ehliyet almak istiyor.
- Do you think Tom will ever get a driver's license?
- Sence Tom hiç ehliyet alacak mı?
- I'm so glad Tom was able to get his driver's license.
- Tom'un ehliyet alabilmesine çok sevindim.
- Do you have a driver's license?
- Ehliyetiniz var mı?
- You're too young to get a driver's license, aren't you?
- Ehliyet almak için çok gençsin, değil mi?
- She doesn't have a driver's license.
- Onun ehliyeti yok.
- Tom left his driver's license at home.
- Tom ehliyetini evde unutmuş.
- Tom needs to renew his driver's license.
- Tom'un ehliyetini yenilemesi gerekiyor.
- Tom told me he didn't have a driver's license.
- Tom bana ehliyetinin olmadığını söyledi.
- You're not old enough to get a driver's license.
- Ehliyet alacak yaşta değilsin.
- I forgot my driver's license at home.
- Ehliyetimi evde unuttum.
- I want to see your driver's license.
- Ehliyetinizi görmek istiyorum.
- I have a driver's license, but I don't have a car.
- Ehliyetim var ama arabam yok.
- I think you don't need a driver's license to buy a car.
- Bence araba almak için ehliyete ihtiyacınız yok.
- Tom forgot his driver's license at home.
- Tom sürücü ehliyetini evde unuttu.
- Tom says he wants to get a driver's license.
- Tom bir ehliyet almak istediğini söylüyor.
- Tom pulled out his wallet and took out his driver's license.
- Tom cüzdanını çıkardı ve sürücü ehliyetini aldı.
- My driver's license expires on my birthday next year.
- Ehliyetim gelecek yıl doğum günümde sona eriyor.
- Tom was the only one who didn't have a driver's license.
- Ehliyeti olmayan tek kişi Tom'du.
- Tom wants to get a driver's license.
- Tom ehliyet almak istiyor.
- Don't you have a driver's license?
- Bir ehliyetin yok mu?
- I got a motorcycle driver's license when I was sixteen and a half.
- On altı buçuk yaşındayken motosiklet ehliyeti aldım.
- Let me see your driver's license.
- Ehliyetinizi göreyim.
- I will have obtained a driver's license by the end of the year.
- Yılın sonuna kadar ehliyetimi edinmiş olacağım.
- Tom pulled out his driver's license and showed it to the police officer.
- Tom ehliyetini çıkardı ve polis memuruna gösterdi.
- I thought Tom didn't have a driver's license yet.
- Tom'un henüz bir ehliyeti olmadığını sandım.
- I don't think Tom has a driver's license.
- Tom'un ehliyeti olduğunu sanmıyorum.
- Tom just got his driver's license.
- Tom ehliyetini yeni aldı.
- I don't have my driver's license with me.
- Ehliyetim yanımda değil.
- She doesn't have a driver's license.
- O, bir ehliyete sahip değildir.
- Tom is the only one in our family who doesn't have a driver's license.
- Tom ailemizde ehliyeti olmayan tek kişi.
- Tom lost his driver's license.
- Tom ehliyetini kaybetti.
- Why wouldn't you let me get a driver's license?
- Neden ehliyet almama izin vermedin?
- I forgot my driver's license at home.
- Ehliyetim evde kalmış.
- Does an electric wheelchair require a driver's license?
- Elektrikli tekerlekli sandalye ehliyet gerektirir mi?
- I want to get a driver's license.
- Ehliyet almak istiyorum.
- I didn't know Tom didn't have a driver's license.
- Tom'un ehliyeti olmadığını bilmiyordum.
- Tom is the only one in our family who doesn't have a driver's license.
- Ailemizde ehliyeti olmayan tek kişi Tom.
- She wants to get a driver's license.
- O bir sürücü ehliyeti almak istiyor.
- Tom said he didn't think Mary had a driver's license.
- Tom, Mary'nin ehliyeti olduğunu düşünmediğini söyledi.
- I don't think Tom has a driver's license.
- Tom'un bir ehliyeti olduğunu sanmıyorum.
- Does Tom have a driver's license?
- Tom'un ehliyeti var mı?
- Tom wants to get his driver's license as soon as he can.
- Tom elinden geldiği kadar en kısa sürede ehliyetini almak istiyor.
- Now that you are eighteen, you can get a driver's license.
- Artık on sekiz yaşına geldiğine göre ehliyet alabilirsin.
- He pleaded guilty to drunken driving and his driver's license was suspended for six months.
- Alkollü araç kullanmaktan suçlu bulundu ve ehliyetine altı ay süreyle el konuldu.
- I've seen your driver's license.
- Ehliyetini gördüm.
- I didn't know Tom didn't have a driver's license.
- Tom'un ehliyetinin olmadığını bilmiyordum.
- Tom asked Mary if she had a driver's license.
- Tom, Mary'ye ehliyeti olup olmadığını sordu.
- Tom is old enough to get a driver's license.
- Tom ehliyet almak için yeterince yaşlı.
- Do you know when Tom got his driver's license?
- Tom'un ehliyetini ne zaman aldığını biliyor musunuz?
- Tom probably thought I didn't have a driver's license.
- Tom muhtemelen ehliyetim olmadığını düşünmüştür.
- I have had my driver's license since I was 18 years old.
- 18 yaşımdan beri ehliyetim var.
- I got my driver's license today.
- Bugün ehliyetimi aldım.
- Tom has a driver's license.
- Tom'un ehliyeti var.
- You must have a driver's license before you can drive a car.
- Araba kullanabilmeniz için ehliyetinizin olması gerekir.
- Tom didn't get a driver's license until he was thirty.
- Tom otuz yaşına kadar ehliyet almadı.
- I had no idea you didn't have a driver's license.
- Ehliyetin olmadığını bilmiyordum.
- Tom has never had a driver's license.
- Tom'un hiç ehliyeti olmadı.
- The officer asked to see Tom's driver's license.
- Polis memuru Tom'un ehliyetini görmek istedi.
- Layla forgot her driver's license at home.
- Leyla ehliyetini evde unuttu.
- I didn't realize that Tom didn't have a driver's license.
- Tom'un ehliyeti olmadığını fark etmemiştim.
- I used my driver's license to identify myself.
- Kendimi tanıtmak için ehliyetimi kullandım.
- I thought Tom didn't have a driver's license.
- Tom'un ehliyetinin olmadığını düşündüm.
- You must have a driver's license before you can drive a car.
- Araba kullanabilmeniz için önce ehliyetinizin olması gerekir.
- You didn't tell me that you didn't have a driver's license.
- Bana ehliyetin olmadığını söylememiştin.
- You don't have a driver's license?
- Ehliyetiniz yok mu?
- Tom didn't tell me that he didn't have a driver's license.
- Tom sürücü ehliyeti olmadığını bana söylemedi.
- Why wouldn't you let me get a driver's license?
- Neden ehliyet almama izin vermiyorsun?
- I didn't realize you didn't have a driver's license.
- Ehliyetin olmadığını fark etmemiştim.
- Tom might not have a driver's license.
- Tom'un ehliyeti olmayabilir.
- You must have a driver's license before you can drive a car.
- Bir araba sürebilmenden önce bir ehliyete sahip olman gerekir.
- My driver's license is valid for three more years.
- Ehliyetim üç yıl daha geçerli.
- Let me take a look at your driver's license.
- Ehliyetinize bir bakayım.
- Did you know that Tom doesn't have a driver's license?
- Tom'un ehliyeti olmadığını biliyor muydun?
- I thought that Tom and Mary still didn't have driver's licenses.
- Tom ve Mary'nin hala ehliyetleri yok sanıyordum.
- Tom opened his wallet and pulled out his driver's license.
- Tom cüzdanını açtı ve ehliyetini çıkardı.
- Tom has a driver's license.
- Tom'un bir ehliyeti var.
- May I see your driver's license, sir?
- Ehliyetinizi görebilir miyim, efendim?
- I doubt it'll be very hard for you to get your driver's license.
- Ehliyet almanın senin için çok zor olacağını sanmıyorum.
- I thought you had a driver's license.
- Bir ehliyetin olduğunu düşündüm.
- The guy driving the truck that crashed into our car didn't have a driver's license.
- Bizim arabamıza çarpan kamyonu süren adamın ehliyeti yoktu.
- The officer asked to see Tom's driver's license.
- Memur Tom'un ehliyetini görmek istedi.
- I've never had a driver's license.
- Hiç ehliyetim olmadı.
- How can I get a driver's license?
- Nasıl ehliyet alabilirim?
- I asked Tom if I could see his driver's license.
- Tom'a ehliyetini görebilir miyim diye sordum.
- It is a colossally bad idea to drive without a driver's license.
- Ehliyet olmadan araba kullanmak son derece kötü bir fikirdir.
- Can I see your driver's license?
- Ehliyetinizi görebilir miyim?
- Tom wanted to get his driver's license as soon as he could.
- Tom bir an önce ehliyet almak istiyordu.
- She bought him a car, but he didn't have a driver's license so he couldn't drive it anywhere.
- Ona bir araba aldı ama ehliyeti olmadığı için arabayı hiçbir yere süremedi.
- My mother has a driver's license, but she doesn't drive a car.
- Annemin ehliyeti var ama araba kullanmıyor.
- Did you know that Tom doesn't have a driver's license?
- Tom'un ehliyeti olmadığını biliyor muydunuz?
- Tom is too young to get a driver's license.
- Tom ehliyet almak için çok genç.
- Getting a driver's license would make me happy.
- Bir ehliyet almak beni mutlu ederdi.
- Tom's driver's license will expire next month.
- Tom'un ehliyetinin süresi gelecek ay dolacak.
- My driver's license will expire next week.
- Ehliyetimin süresi gelecek hafta sona eriyor.
- Tom said that he didn't believe that Mary had a driver's license.
- Tom, Mary'nin ehliyeti olduğuna inanmadığını söyledi.
- I'm not old enough to get a driver's license.
- Ehliyet alacak yaşta değilim.
- I'm pretty sure Tom doesn't have a driver's license.
- Tom'un ehliyeti olmadığına eminim.
- You didn't tell me that you didn't have a driver's license.
- Bir ehliyetin olmadığını bana söylemedin.
- I had no idea you didn't have a driver's license.
- Bir ehliyetin olmadığına dair hiçbir fikrim yoktu.
- I thought Tom already had his driver's license.
- Tom'un zaten ehliyeti var sanıyordum.
- Tom is the only one here with a driver's license.
- Burada ehliyeti olan tek kişi Tom'dur.
- Tom is the only one here with a driver's license.
- Tom burada ehliyeti olan tek kişi.
- Tom doesn't have a driver's license.
- Tom bir ehliyete sahip değil.
- Tom wanted to get a driver's license.
- Tom ehliyet almak istiyordu.
- Someone stole my driver's license.
- Birisi ehliyetimi çaldı.
- Tom asked me if I had a driver's license.
- Tom bana bir ehliyetim olup olmadığını sordu.
- I got my driver's license today.
- Sürücü ehliyetimi bugün aldım.
- Tom hasn't gotten his driver's license yet.
- Tom henüz ehliyetini almadı.
- I didn't realize that Tom didn't have a driver's license.
- Tom'un bir ehliyetinin olmadığını fark etmemiştim.
- Can you tell me when Tom got his driver's license?
- Tom'un ne zaman ehliyet aldığını bana söyleyebilir misiniz?
- Tom might not have a driver's license.
- Tom'un bir ehliyeti olmayabilir.
- He pleaded guilty to drunken driving and his driver's license was suspended for six months.
- Alkollü araç kullanmaktan suçlu bulunup ehliyetine altı ay süreyle el konuldu.
- Tom wanted to get his driver's license as soon as he could.
- Tom en kısa sürede ehliyetini almak istedi.
- I got a driver's license at last.
- Sonunda ehliyet aldım.
- I hear you had your driver's license canceled.
- Sürücü ehliyetini iptal ettirmişsin diye duydum.
- My driver's license expires on my birthday next year.
- Ehliyetimin süresi gelecek yıl doğum günümde doluyor.
- I've only had my driver's license for three months.
- Ehliyetimi alalı sadece üç ay oldu.
- Tom doesn't have a driver's license.
- Tom'un ehliyeti yok.
- You're still too young to get a driver's license, aren't you?
- Ehliyet almak için hâlâ çok gençsin, değil mi?
- I think you'll have very little difficulty in getting a driver's license.
- Ehliyet almakta çok az zorluk çekeceğini düşünüyorum.
- Tom asked me if he could see my driver's license.
- Tom ehliyetimi görmek istedi.
- Don't you have a driver's license?
- Ehliyetin yok mu?
- Tom reminded Mary to renew her driver's license.
- Tom Mary'ye ehliyetini yenilemesini hatırlattı.
- Tom pulled out his wallet and took out his driver's license.
- Tom cüzdanını çıkardı ve ehliyetini aldı.
- My grandfather no longer has a driver's license.
- Büyükbabamın artık ehliyeti yok.
- Tom pleaded guilty to drunken driving and his driver's license was suspended for six months.
- Tom alkollü araç kullanma suçunu kabul etmiş ve ehliyetine altı ay süreyle el konulmuştur.
- I lost my driver's license.
- Ehliyetimi kaybettim.
- When did you find out that Tom didn't have a driver's license?
- Tom'un ehliyetinin olmadığını ne zaman öğrendin?
- I will have obtained a driver's license by the end of the year.
- Yıl sonuna kadar ehliyet almış olacağım.
- Tom needs a driver's license.
- Tom'un bir ehliyete ihtiyacı var.
- I didn't realize you didn't have a driver's license.
- Bir ehliyetin olmadığını fark etmedim.
Show More (240)
|
