Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | misbehave v. | yaramazlık yapmak | ||
Mom said if I misbehave, she'll take away the computer for a week. Annem yaramazlık yaparsam bilgisayarı bir haftalığına alacağını söyledi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | misbehave v. | kötü davranmak | ||
Tom was misbehaving. Tom kötü davranıyordu. More Sentences |
||||
General | misbehave v. | yaramazlık etmek | ||
The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables. Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi. More Sentences |
||||
General | misbehave v. | edepsizlik etmek | ||
General | misbehave v. | terbiyesizlik etmek | ||
General | misbehave v. | uygunsuz davranmak | ||
General | misbehave v. | korkakça hareket etmek | ||
General | misbehave v. | askeri standartlara uymayan şekilde davranmak |