çekirdek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

çekirdek



Bedeutungen von dem Begriff "çekirdek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 49 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
çekirdek core n.
çekirdek kernel n.
General
çekirdek seed n.
çekirdek pip n.
çekirdek core memory n.
çekirdek pippin n.
çekirdek stone n.
çekirdek sunflower seed n.
çekirdek cystoblast n.
çekirdek hard core n.
çekirdek edible sunflower seed n.
çekirdek nucleus n.
çekirdek quorum n.
çekirdek core n.
çekirdek kern n.
çekirdek middle third n.
çekirdek hard-core n.
çekirdek root n.
çekirdek seminal [obsolete] n.
Technical
çekirdek germ n.
çekirdek the core n.
çekirdek middle third n.
çekirdek kern n.
çekirdek core adj.
Computer
çekirdek nucleus n.
çekirdek kernel n.
Informatics
çekirdek kernel n.
Telecom
çekirdek kernel n.
Mechanic
çekirdek pip n.
Automotive
çekirdek inner cone n.
çekirdek core n.
Food Engineering
çekirdek core n.
çekirdek kernel n.
çekirdek nucleus n.
Gastronomy
çekirdek pit n.
Math
çekirdek kernel n.
Physics
çekirdek nucleus n.
Biology
çekirdek endoplast n.
Biochemistry
çekirdek nuclear n.
çekirdek karyo n.
çekirdek caryon n.
Botanic
çekirdek stone n.
Linguistics
çekirdek core n.
çekirdek kernel n.
çekirdek nucleus n.
Geology
çekirdek barysphere n.
Military
çekirdek bullet n.
Hunting
çekirdek pip squeek n.
Archaic
çekirdek germen n.

Bedeutungen, die der Begriff "çekirdek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 456 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
çekirdek (elma/portakal vb'nde) pip n.
General
çekirdek kadro skeleton n.
manyetik çekirdek bellek magnetic core storage n.
çekirdek kadro cadre n.
çekirdek yükü nuclear charge n.
çekirdek içi kernel n.
çekirdek fiziği nuclear physics n.
çekirdek kadro hard core n.
çekirdek kadro elemanı cadre n.
alçak çekirdek low core n.
çekirdek boyası nuclear stain n.
çekirdek içi kernel of a seed n.
çekirdek zarı nuclear membrane n.
ufak çekirdek pip n.
çekirdek kahve coffee bean n.
çekirdek kadro skeleton crew n.
kaplanmış çekirdek laminated core n.
çekirdek (etli meyvelerde) stone n.
çekirdek (meyve) stone n.
çekirdek kitle core audience n.
çekirdek ekip core team n.
çekirdek piyasa core market n.
çekirdek pazar core market n.
çekirdek (kahve vb) bean n.
(meyvede) çekirdek stone n.
çekirdek beceriler core skills n.
dış çekirdek outer core n.
çekirdek özellik core feature n.
çekirdek birlik skeleton force n.
(karpuz) çekirdek tükürme yarışı seed spitting contest n.
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar wider family n.
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar extended family n.
çekirdek kadro cader n.
daha fazla büyüme veya gelişmeyi teşvik eden çekirdek veya başlangıç birikimi nest egg n.
çekirdek kısmı inner core n.
çekirdek bölge hearth n.
çekirdek yetkinlik core competency n.
meyvenin etli kısmına yapışık olmayan çekirdek freestone n.
iki dirhem bir çekirdek olma fangleness [obsolete] n.
çekirdek gibi görev gören merkezi kütle cytoblast n.
çekirdek çıkarıcı şey pitter n.
(meyve) çekirdek coke [dialect] [uk] n.
çekirdek halat ipi core n.
çekirdek kordon core n.
çekirdek kadro core n.
çekirdek kadro core group n.
kimyasal bileşikteki atomların veya grupların (çekirdek etrafındaki) göreli konumları orientation n.
cisimden çıkarılan çekirdek veya küçük parça plug n.
çekirdek inanç core belief n.
(meyve) çekirdek core n.
(gezegen) çekirdek core n.
(reaktör) çekirdek core n.
iki dirhem bir çekirdek olmak be dressed up fit to kill v.
çekirdek çitlemek eat sunflower seeds v.
çekirdek çitlemek crack the seeds v.
iki dirhem bir çekirdek olmak deck oneself out v.
(çekirdek, tahıl) ısı ile kurutmak parch v.
(çekirdek, tahıl) sıcakta çevirmek parch v.
çekirdek numunesi almak core v.
iki dirhem bir çekirdek dapper adj.
iki dirhem bir çekirdek dressed up to kill adj.
iki dirhem bir çekirdek spiffy adj.
iki dirhem bir çekirdek dressed up to the nines adj.
iki dirhem bir çekirdek dressed up fit to kill adj.
iki dirhem bir çekirdek spick-and-span adj.
çekirdek dışı noncore adj.
iki dirhem bir çekirdek neat adj.
iki dirhem bir çekirdek as if came out of a bandbox adv.
çekirdek anlamı veren ön ek caryo- pref.
tohum veya çekirdek anlamını veren bir ön ek grani- pref.
içli çekirdek anlamı veren ön ek cocco- pref.
içli çekirdek anlamı veren ön ek cocc- pref.
içli çekirdek anlamı veren ön ek cocci- pref.
çekirdek anlamına gelen ön ek spor- pref.
çekirdek anlamına gelen ön ek spori- pref.
çekirdek anlamına gelen ön ek sporo- pref.
Colloquial
iki dirhem bir çekirdek giyinmek get gussied up v.
iki dirhem bir çekirdek giyinmek get all gussied up v.
iki dirhem bir çekirdek dap adj.
çok sayıda çekirdek içeren (meyve) pippy adj.
Idioms
model gibi/iki dirhem bir çekirdek erkek beau brummel n.
çekirdek kadro a skeleton crew n.
çekirdek mürettebat a skeleton crew n.
çekirdek kadro a skeleton staff n.
çekirdek mürettebat a skeleton staff n.
çekirdek kadro a skeleton service n.
çekirdek mürettebat a skeleton service n.
iki dirhem bir çekirdek olmak/giymek get into (one's) sunday best v.
iki dirhem bir çekirdek look as if one has come out of a bandbox v.
iki dirhem bir çekirdek all dolled up v.
iki dirhem bir çekirdek olmak be dressed to kill v.
iki dirhem bir çekirdek neat as a bandbox adj.
iki dirhem bir çekirdek olmuş all sharped up adj.
iki dirhem bir çekirdek (şık ve bakımlı) spruce and shipshape expr.
iki dirhem bir çekirdek dressed up fit to kill expr.
Trade/Economic
çekirdek enflasyon core inflation n.
çekirdek bölüm core segment n.
çekirdek yetkinlik core competency n.
çekirdek enflasyon oranı core inflation rate n.
çekirdek yetenek core competency n.
çekirdek marka core brand n.
çekirdek sermaye core capital n.
çekirdek enflasyon core inflation n.
çekirdek göstergeler core indicators n.
çekirdek yetkinlik core competence n.
çekirdek segmen core segment n.
çekirdek kesit core segment n.
çekirdek yeterlilik core competence n.
firma çekirdek veri formu company core data sheet n.
Law
çekirdek suçlar core crimes n.
Politics
çekirdek fonlar seed funds n.
çekirdek fon core funding n.
çekirdek enflasyon core inflation n.
çekirdek koalisyon core coalition n.
çekirdek kaynak core funding n.
çekirdek sermaye seed capital n.
sert çekirdek hard core n.
Technical
nükleer reaktörün çekirdeğinin aşırı ısınarak çekirdek erimesi ve radyasyon çıkışına neden olması nuclear meltdown n.
ağır çekirdek heavy nucleus n.
atom ve çekirdek fiziğinde kullanılan büyüklükler ve birimler quantities and units of atomic and nuclear physics n.
bileşik çekirdek compound nucleus n.
bobin çekirdek düzeneği coil–core assembly n.
beton çekirdek duvar concrete core wall n.
çekirdek kipi kernel mode n.
çekirdek süreç nesnesi kernel process object n.
çekirdek sistem core assembly n.
çekirdek kabuk nanokristalleri core-shell nanocrystals n.
çekirdek lifi seed fibre n.
çekirdek filo core fleet n.
çekirdek hendeği core trench n.
çekirdek kaynağı kernel source n.
çekirdek parçacığı nucleon n.
çekirdek kapsülü seed capsule n.
çekirdek kabiliyet core capability n.
çekirdek duvarı core wall n.
çekirdek tabanlı uygulamalar core based applications n.
çekirdek bellek ünitesi core memory unit n.
çekirdek sıvısı nucleoplasm n.
çekirdek iş parçası nesnesi kernel thread object n.
çekirdek sıcaklığı core temperature n.
çekirdek numunesi core sample n.
çekirdek tipi transformatör core type transformer n.
çekirdek ağ network core n.
çekirdek bellekte sürekli kalıcı program core memory resident n.
çekirdek tepkimeleri sonucu oluşan radyoaktivite induced radioactivity n.
çekirdek alt yapı network core n.
çekirdek bellek birimi core memory unit n.
çekirdek bellek core storage n.
çekirdek dökümü core dump n.
çekirdek reaksiyonları ve iyonlayıcı ışınların büyüklükleri ve birimleri quantities and units of nuclear reactions and ionizing radiations n.
çekirdek alanı core area n.
çekirdek potansiyeli nuclear potentials n.
çekirdek zarı nuclear membrane n.
çekirdek ısısı core temperature n.
çekirdek merserizasyonu core mercerizing n.
çekirdek tipi endüksiyon ısıtıcı core type induction heater n.
çekirdek iş kanalı nesnesi kernel thread object n.
çekirdek değer core value n.
çekirdek kuvvet core fleet n.
çekirdek bellek tahsisi core allocation n.
çekirdek bellekte kalıcı core memory resident n.
çekirdek içi kernel n.
demir çekirdek iron core n.
demir tozu çekirdek iron-dust core n.
dengesiz çekirdek unstable nucleus n.
geçirimsiz çekirdek impervious core n.
geçirimsiz çekirdek watertight core n.
ferrit çekirdek ferrite core n.
etkin çekirdek yükü effective nuclear charge n.
geçirimsiz kil çekirdek paddled clay cutoff n.
ışınetkin çekirdek radionuclide n.
kara çekirdek black core n.
kil çekirdek clay core n.
kritik çekirdek yarıçapı critical nucleus radius n.
manyetik olarak yumuşak demirden yapılan çekirdek core made of magnetically soft ferrite n.
manyetik çekirdek magnetic core n.
manyetik oksitlerden yapılmış alçak profil çekirdek low-profile core made of magnetic oxides n.
pozitif çekirdek positive nucleus n.
radyoaktif çekirdek radionuclide n.
sarılmış çekirdek wound core n.
radyoaktif çekirdek radioactive nucleus n.
saç paketli çekirdek laminated core n.
sıvı çekirdek liquid core n.
şerit çekirdek tape core n.
şerit sargılı çekirdek tape-wound core n.
su geçirmez çekirdek watertight core n.
sugeçirmez çekirdek watertight core n.
toz çekirdek dust core n.
tepkin çekirdek reactive core n.
tek-tekli çekirdek odd-odd nucleus n.
tek-çiftli çekirdek odd-even nucleus n.
tutucu çekirdek malzeme restraining core material n.
tohum ve çekirdek gibi maddelerde yağ çıkarıldıktan sonra geriye kalan artıkları oil cake n.
yuvarlak çekirdek ring core n.
çekirdek çıkarma aleti seeder n.
manyetik çekirdek core n.
köpük çekirdek foam board n.
ışınetkin çekirdek radioactive nucleus v.
çekirdek olarak işlev gören nucleal adj.
çekirdek şeklinde olan nuclear adj.
çekirdek içi intranuclear adj.
çekirdek dışında aynı sayıda elektronlara sahip isoelectronic adj.
çekirdek anlamı veren ön ek nucle- pref.
Computer
çekirdek cpu kernel cpu n.
çekirdek dökümü core dump n.
çekirdek sürücüler kernel drivers n.
çekirdek bellekte sürekli kalıcı program core memory resident n.
çekirdek bellek birimi core memory unit n.
çekirdek bellek core storage n.
çekirdek geliştirici core developer n.
çekirdek sürücüsü kernel driver n.
çekirdek yeterli quorum capable n.
çekirdek bellek core memory n.
çekirdek bellek tahsisi core allocation n.
çekirdek sürücü kernel driver n.
çekirdek bellek core n.
çekirdek zamanı kernel time n.
grafik çekirdek sistemi graphical kernel system n.
mach çekirdek mach kernel n.
manyetik çekirdek bellek magnetic core storage n.
manyetik çekirdek magnetic core n.
netmeeting çekirdek netmeeting core n.
sac paketli çekirdek laminated core n.
şerit çekirdek tape core n.
windows kullanıcı arabirimi çekirdek bileşeni windows user-interface core component n.
bilgisayar çekirdeği hafızasında kullanılan bir manyetik çekirdek ferrite core n.
geniş alan ağı çekirdek bölümü core n.
metropol alan ağı çekirdek bölümü core n.
çekirdek hafıza core store n.
çekirdek matrisinden oluşan bilgisayar hafızası core store n.
çekirdek anlamına gelen son ek -core suf.
Informatics
çekirdek virüsü kernel virus n.
manyetik çekirdek magnetic core n.
Telecom
çekirdek ağ core network n.
çekirdek-temel ağacı core-based tree n.
çekirdek boşaltma core dump n.
optik lif çekirdek sertleştirmesi optical fiber nuclear hardening n.
tabakalaşmış çekirdek paketleri laminated core packages n.
yüklenebilir çekirdek modülü loadable kernel module n.
Electric
biner manyetik çekirdek binary magnetic core n.
çekirdek korumalı core shield n.
çekirdek görüntüsü core image n.
elektrik sacı çelikleri çekirdek tavlaması electrical sheet steels core annealing n.
ferrit çekirdek ferrite core n.
sac paketli çekirdek laminated core n.
Textile
çekirdek merserizasyonu core mercerizing n.
Construction
beton çekirdek concrete core wall n.
çekirdek çubuk mandrel n.
kil çekirdek clay core n.
köpük çekirdek foam core n.
Automotive
çekirdek malzeme core material n.
çekirdek malzeme core n.
çekirdek tapa core plug n.
kayıp çekirdek tekniği lost-core technique n.
manyetik çekirdek magnetic core n.
Mining
çekirdek numunesi core sample n.
(kömür veya kireç taşı) sert ve yanmamış çekirdek bölüm core n.
Medical
çekirdek semptom core symptom n.
çekirdek boyanma özellikleri nuclear staining characteristics n.
çekirdek tablet core tablet n.
çekirdek eğitim programı core education program n.
kaudat çekirdek caudate nucleus n.
kırmızı çekirdek sendromu syndrome of the red nucleus n.
santral/çekirdek ısı core temperature n.
Anatomy
beyin tabanının yakınında bulunan talamus ve yakınındaki diğer gri maddelerden oluşan çekirdek kitleleri basal ganglia n.
bazal çekirdek basal nucleus n.
bazal çekirdek basal ganglion n.
bazal çekirdek basal nucleus n.
subtalamik çekirdek subthalamic nucleus n.
(küçük çekirdek) optik kiazmayı kaplayan supraoptic adj.
Psychology
çekirdek beceriler core competencies n.
çekirdek aile nuclear family n.
çekirdek olay core incident n.
çekirdek kompleks nuclear complex n.
çekirdek aile elementary family n.
dişsi çekirdek dentate nucleus n.
paraventriküler çekirdek paraventricular nucleus n.
üst kiyazmatik çekirdek suprachiasmatic nuclei n.
yaysı çekirdek arcuate nucleus n.
Food Engineering
çekirdek çıkartma pitting n.
çekirdek yağı kernel oil n.
çiğ çekirdek kahve green coffee bean n.
çekirdek kültür seed culture n.
çekirdek kakao cacoa bean n.
yenilebilir çekirdek edible seed n.
Gastronomy
çekirdek kahve coffee beans n.
Logic
çekirdek önermenin öznesi olabilecek şey particular n.
Statistics
çekirdek tahmini kernel estimate n.
stokastik çekirdek stochastic kernel n.
uyarlayıcı çekirdek tahmini adaptive kernel estimation n.
Physics
iki hafif elementin çekirdek reaksiyonlarıyla birleşerek daha ağır bir element oluşturması nuclear fusion reaction n.
çekirdek kaynaşımı nuclearfusion n.
bileşik çekirdek compound nucleus n.
çekirdek fiziği atomic physics n.
çekirdek proteini nucleoprotein n.
çekirdek fiziği uygulamaları nucleonics n.
çekirdek tepkimeci kalkan gereçleri nuclear reactor shielding material n.
çekirdek bilgisi nuclear physics n.
çekirdek döngüsü nuclear spin n.
çekirdek tepkimeci gereçleri nuclear reactor materials n.
çekirdek devinimi nuclear motion n.
çekirdek fiziği nuclear physics n.
çekirdek elektronları core electrons n.
çekirdek kuvvetleri nuclear forces n.
çekirdek tepkimeci nuclear reactor n.
çekirdek sayısı nuclear number n.
çekirdek ekleme seed charge n.
çekirdek yükü nuclear charge n.
çekirdek parçacığı merkezi nucleor n.
çekirdek bölünmesi nuclear fission n.
çekirdek özü laetrile n.
çekirdek parçalanması nuclear fission n.
çekirdek metalbilimi nuclear metallurgy n.
çekirdek dönüşümleri nuclear transmutations n.
çekirdek bilimi nucleonics n.
çekirdek kaynaşımı nuclear fusion n.
çekirdek potansiyel kuyusu nuclear potential well n.
çekirdek tepkimesi nuclear reaction n.
çekirdek yapısı nuclear structure n.
çekirdek tepkimeci yakıtları nuclear reactor fuels n.
çekirdek kesit alanı nuclear cross section n.
çekirdek kuvveti nuclear force n.
çekirdek yarıçapı nuclear radius n.
çekirdek zarı nuclear envelope n.
çekirdek parçalanması nuclear disintegration n.
çift-çift çekirdek even-even nucleus n.
evlat çekirdek daughter nucleus n.
toz çekirdek dust core n.
zayıf çekirdek kuvveti weak nuclear force n.
zincir reaksiyonda bir önceki setten doğrudan oluşmuş çekirdek dizisi generation n.
on üzeri eksi elli iki metre kareye eşdeğer olan eski bir çekirdek kesit alanı birimi shed n.
benzer tipteki ve yaklaşık olarak eşit enerjideki çekirdek parçacığı grubu shell n.
çekirdek içi intranuclear adj.
çekirdek dışı extranuclear adj.
Chemistry
evrenin erken dönemlerinde önceden var olan çekirdek parçacıklarından yeni atomik elementlerin oluşması süreci nucleosynthesis n.
çekirdek kimyası nuclear chemistry n.
çekirdek seven nucleophile n.
etkin çekirdek yükü effective nuclear charge n.
türetilmiş bir oluşuma öncü olan (çekirdek, iyon) parent adj.
Biology
hayvan hücresinin çekirdek zarında ağsı tabaka oluşturan, replikasyon ve transkripsiyon gibi çekirdek fonksiyonlarına sahip filamentli protein sınıfı lamin n.
hücrede çekirdek zarının içinde protein liflerinden oluşan ince tabaka lamina n.
kromozomun çekirdek bölünmesinden sonra çekirdekçikle ilişkili olan kısmı nucleolar organiser n.
kromozomun çekirdek bölünmesinden sonra çekirdekçikle ilişkili olan kısmı nucleolar organizer n.
kromozomun çekirdek bölünmesinden sonra çekirdekçikle ilişkili olan kısmı nucleolus organiser n.
kromozomun çekirdek bölünmesinden sonra çekirdekçikle ilişkili olan kısmı nucleolus organizer n.
çekirdek uyku core sleep n.
çekirdek ve organellerin genomları tarafından ifade edilen tüm proteinler proteome n.
çekirdek özsuyu nuclear juice n.
çekirdek enzim core enzyme n.
çekirdek zarı nuclear membrane n.
çekirdek özsuyu nuclear sap n.
çekirdek yapı taşı nucleon n.
çekirdek parçacığı nucleon n.
çekirdek bilgisi nucleonics n.
çekirdek özü nuclein n.
hücre çekirdeğinin asıl maddesi olan çekirdek plazması nucleoplasm n.
iç çekirdek inner nucleus n.
içli çekirdek coccus n.
nukleus veya çekirdek içermeyen hücreler anucleate cells n.
prokaryatik hücrenin dnayı barındıran çekirdek kısmı nucleoid n.
(hücre) çekirdek oluşumu nuclear assembly n.
metafaz plakasını oluşturan mitotik çekirdek başkalaşımı anachromasis n.
hücrenin çekirdek kısmını çıkarma enucleation n.
çekirdek yapısı ve işlevi ile ilgilenen hücrebilim branşı karyology n.
çekirdek zarı ile çevrelenmiş bir çeşit protoplazma kytoplasma n.
merceksi çekirdek lenticular nucleus n.
lentiküler çekirdek lenticular nucleus n.
merceksi çekirdek lentiform nucleus n.
lentiküler çekirdek lentiform nucleus n.
çekirdek kılıfı nuclear envelope n.
mitoz hücre bölünmesinde bölünüp ayrılan kromozomların yeni çekirdek oluşturmadan önce kutuplara yakın şekilde gruplandığı aşama diaster n.
(bazı mantarlarda) genetik olarak farklı iki çekirdek içeren hücre dikaryon n.
(bazı mantarlarda) genetik olarak farklı iki çekirdek içeren hücre dicaryon n.
ek çekirdek paranucleus n.
kutup cisimlerinden türeyen çekirdek paranucleus n.
çekirdek haricindeki hücre protoplazması cytol n.
hücrenin (çekirdek haricindeki) sitoplazmik kısmı cytosome n.
hücre bölünmesi sırasında birden fazla çekirdek oluşturan çekirdek parent nucleus n.
çekirdek segmentasyonu segmentation nucleus n.
diploit çekirdek subnucleus n.
ikili çekirdek subnucleus n.
çekirdek biçiminde nucleiform adj.
çekirdek şeklinde nucleoid adj.
çekirdek plazması ile ilgili nucleoplasmic adj.
mayozun ikinci çekirdek bölünmesini ifade eden homeotypic adj.
mayozun ikinci çekirdek bölünmesiyle ilgili homeotypic adj.
çekirdek bölünmesini takiben gerçekleşen (sitoplazma bölünmesi) cytokinetic adj.
(çekirdek veya çekirdek hareketi) hücreler arasında geçiş yapan planetic adj.
çekirdek ile beslenen seminivorous adj.
çekirdek anlamı veren ön ek nucleo- pref.
Biochemistry
çekirdek sıvısı caryoplasm n.
çekirdek bölünmesi caryokinesis n.
çekirdek sıvısı caryolymph n.
çekirdek bölünmesi karyokinesis n.
çekirdek sıvısı karyolymph n.
Marine Biology
birbirinin ayna tersi görüntüsü olan iki parçaya ayrılmış gövdesi çekirdek içeren bir köprü ile birleşen ve dikenli bir dış yüzeye sahip olan, desmidiaceae familyasına mensup tek hücreli tatlısu alglerine verilen ad desmid n.
Astronomy
galaktik çekirdek galactic nucleus n.
çift çekirdek double nucleus n.
galaktik çekirdek galactic core n.
çekirdek çöküşü core collapse n.
yıldız öncesi çekirdek pre-stellar core n.
etkin galaktik çekirdek active galactic nucleus n.
aktif galaktik çekirdek active galactic nucleus n.
Zoology
hayvanda sperm hücresinin çekirdek ile flagellum arasında kalan kısmı neckpiece n.
hayvanda sperm hücresinin çekirdek ile flagellum arasında kalan kısmı middle piece n.
büyük çekirdek macronucleus n.
küçük çekirdek little kernel n.
Botanic
(meyve) çekirdek kılıfı rag n.
çekirdek içi kernel n.
serbest çekirdek free drupe n.
çiçekli bitki embriyosunun çekirdek veya kalaza hücresinden gelişimi apospory n.
çekirdek zarı endocarp n.
çekirdek kabuğu hool [scotland] n.
kutupsal çekirdek polar nucleus n.
dışkı yoluyla taşınan (tohum, çekirdek) endozoic adj.
Agriculture
kaysı ve çekirdek makinesi apricot and seed machine n.
(çekirdek) tohumundan ayırmak degerm v.
Social Sciences
aile biriminin çekirdek aile formuna dönüşmesi nuclearization n.
aile biriminin çekirdek aile formuna dönüşmesi nuclearisation n.
çekirdek grup (bir organizasyonda) cell n.
Linguistics
çekirdek tümce kernel sentence n.
çekirdek hece core syllable n.
çekirdek anlam central meaning n.
çekirdek hece nuclear syllable n.
çekirdek yapı öncesi prenuclear adj.
Archaeology
çekirdek bölge core region n.
Philosophy
çekirdek önerme atomic proposition n.
Environment
fisyonlaşmış çekirdek üretme breed n.
Geography
çekirdek kabuğu mantle n.
Meteorology
kararlı çekirdek stable core n.
soğuk çekirdek cold core n.
Geology
çekirdek kompleks core complex n.
çekirdek çapı core diameter n.
çekirdek kabuğu mantle n.
diyatom çekirdek diatom core n.
çekirdek-manto sınırı core-mantle boundary n.
çekirdek-manto sınırı core-mantle boundary (cmb) n.
Military
çekirdek erat enlisted cadre n.
çelik çekirdek steel core n.
çekirdek mürettebat skeleton crew n.
çekirdek eri cadreman n.
çekirdek insan gücü manpower core n.
çekirdek kadro sütunu cadre strength column n.
Hunting
avda kullanılan doku içinde genişleyen çekirdek expanding bullet n.
av fişeklerinde veya havalı silahlarda kullanılan saçma veya çekirdek pellet n.
çekirdek enerjisi bullet energy n.
çekirdek dönme hızını tayin eden yiv hadve boyu twist n.
çok küçük kurşun çekirdek slug n.
metal gömlekli çekirdek hardball n.
metal parlak gömlekli çekirdek türü solid gilding metal jacket n.
oyuk uçlu çekirdek hollow point n.
yuvarlak çekirdek yapısı ball ammunition n.
yuvarlak uçlu çekirdek solenold n.
Sport
çekirdek kuvveti core strength n.
Star Wars
çekirdek gemi core ship n.
enerji toplayıcı çekirdek energy collector core n.