çevrili - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

çevrili



Bedeutungen von dem Begriff "çevrili" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çevrili sided adj.
çevrili surrounded adj.
çevrili facing adj.
çevrili encircled adj.
çevrili limited adj.
çevrili turned round adj.
çevrili skirted adj.
çevrili entrold adj.
çevrili ingirt [obsolete] adj.
çevrili fenced adj.
çevrili semined adj.

Bedeutungen, die der Begriff "çevrili" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 266 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dik yamaçlarla çevrili vadi cove n.
içinde binalar bulunan etrafı duvarla çevrili yer compound n.
ağıl (çevresi çit veya tel örgüyle çevrili, üstü açık) pen n.
etrafı çevrili yer corral n.
kara ile çevrili liman basin n.
çevrili olan yer (duvar/çit vb ile) enclosure n.
etrafı çevrili çayır paddock n.
evin bir yanında bulunan ve üç yanı camla çevrili çok güneşli oda solarium n.
çit ya da parmaklıkla çevrili olmama fencelessness n.
üç tarafı denizlerle çevrili land surrounded by water on its three sides n.
üç tarafı denizlerle çevrili yer peninsula n.
etrafı çevrili yer confined space n.
etrafı çevrili alan precinct n.
etrafı binalarla çevrili alan piazza n.
etrafı kazık çitle çevrili yer stockade n.
etrafı çevrili güvenlikli yaşam alanı gated community n.
etrafı çevrili güvenlikli site gated community n.
etrafı duvarla çevrili şehir walled city n.
üç tarafı denizlerle çevrili surrounded on three sides by the sea n.
dağlarla çevrili ova combe n.
(tutsakların tutulduğu) etrafı çitlerle çevrili kapalı alan compound n.
etrafı telle çevrili alanda oynanan bir tür kriket cage cricket n.
çitle çevrili tarala (güney afrika) camp n.
çitle çevrili mera/tarla camp [south african] n.
etrafı çitle çevrili arazi tye [obsolete] n.
etrafı çevrili alan enclosed spaces n.
etrafı çevrili alan enclosure n.
etrafı çevrili yer enclosure n.
dört kale ile çevrili alan quadrilateral n.
polinezyalılarca ibadet, kurban etme veya diğer törenler için kullanılan etrafı çevrili tapınak alanı marai n.
şili'deki rodeolarda kullanılan çitle çevrili hilal biçimli alan medialuna n.
diğerleri tarafından çevrili olan konum middle n.
(mecazi olarak) çevrili olma durumu midst n.
sığır, at gibi hayvanları kapalı tutmak için kullanılan etrafı çevrili alan brake n.
özellikle spor için kullanılan etrafı korkuluklarla çevrili alan list [obsolete] n.
kalelerle çevrili kasaba burrowstown n.
manastırlarla çevrili avlu cloister garth n.
(metamorfik kayaçta bulunan ve kendi yüzü ile çevrili) kristal idioblast n.
çevrili küçük alan loge n.
birden fazla sur veya siper benzeri set ile çevrili antik doneme ait dairesel askeri yapı multivallate hillfort n.
etrafı çevrili yer immure [obsolete] n.
etrafı kapalı veya çitlerle çevrili alan inclosure n.
etrafı çevrili yer closure [obsolete] n.
çitle çevrili küçük arazi picle n.
etrafı çevrili küçük tarla pingle [dialect] n.
taburelerle çevrili uzun ve dar bir servis alanı counter n.
mostrası daha genç kaya tabakasıyla çevrili kaya kütlesi inlier n.
bataklık veya alüvyal arazi ile çevrili yüksek arazi parçası island n.
düz araziyle çevrili ormanlık alan island n.
bataklık veya alüvyal arazi ile çevrili yüksek arazi parçası islet n.
etrafı çitle çevrili alan paddock [australia] n.
(cetvel veya boşlukla çevrili) basılmış materyal panel n.
etrafı çevrili küçük alan parrock [uk] n.
kilisede banklar ile çevrili alan pew n.
surlar ile çevrili alan precinct n.
surlar ile çevrili alan precincts n.
vahşi hayvanların tutulduğu kafes veya etrafı çevrili avlu seraglio n.
(deri ile çevrili) balya seron n.
(deri ile çevrili) balya seroon n.
(deri ile çevrili) balya ceroon n.
cadde veya binalar ile çevrili dikdörtgen alan square n.
etrafı çevrili olmak be surrounded with v.
etrafı çevrili olmak be surrounded by v.
gözleri mor halkalarla çevrili olmak have shadows around one's eyes v.
üç tarafı denizlerle çevrili olmak be surrounded on three sides by the sea v.
su ile çevrili olmak be surrounded by water v.
etrafı çitle çevrili yere kapatmak paddock v.
kara ile çevrili landlocked adj.
etrafı denizle çevrili seagirt adj.
etrafı buzlarla çevrili (gemi) icebound adj.
çitle çevrili hedged adj.
çevresi karayla çevrili mediterranean adj.
duvarla çevrili walled adj.
çitle çevrili fenced adj.
gökyüzü ile çevrili skyed adj.
üç tarafı denizlerle çevrili surrounded on three sides by water adj.
etrafı çevrili enclosed adj.
karayla çevrili landlocked adj.
kayalarla çevrili rockbound adj.
duvar(lar)la çevrili/çevrilip tecrit edilmiş walled-off adj.
etrafı palmiyelerle çevrili palm-fringed adj.
çitle çevrili olmayan unfenced adj.
çitle çevrili olmayan fenceless adj.
denizle çevrili sea-girt adj.
etrafı denizlerle çevrili sea-girt adj.
etrafı ormanla çevrili surrounded by a forest adj.
dağlarla çevrili rangy adj.
karanlıkla çevrili nighted adj.
çevrili olmayan uninclosed adj.
kara ile çevrili olan midland adj.
neredeyse kara ile çevrili olan midland adj.
istenmeyen şey ile çevrili riddled adj.
altınla çevrili gold-bound adj.
kayalarla çevrili rock-bound adj.
kistle çevrili incysted adj.
kayalık ve yamaçlarla çevrili ironbound adj.
kenarının hemen iç tarafı olukla çevrili olan contorniate adj.
çevrili veya sınırlı bir şeyin dış hatlarına uyacak şekilde yapılmış contour adj.
eğri çizgilerle çevrili curvilineal adj.
güllerle çevrili rose adj.
denizle çevrili seabound adj.
denizle çevrili sea-walled adj.
çalılar ile çevrili shrubberied adj.
çalılıklar ile çevrili shrubberied adj.
oluklar ile çevrili fossulate adj.
boşluklar ile çevrili fossulate adj.
salyangozlar ile çevrili snaily adj.
yılanlar ile çevrili snaky adj.
pulcuklar ile çevrili squamellate adj.
banliyöler ile çevrili suburbanised [uk] adj.
yörekentlerle çevrili suburbanised [uk] adj.
banliyöler ile çevrili suburbanized [us] adj.
yörekentlerle çevrili suburbanized [us] adj.
erkeklerle çevrili bir dünyada in a world surrounded by men adv.
Idioms
her yanı (bir şeyle) çevrili olmak have (something) coming out of (one's) ears v.
her yanı (bir şeyle) çevrili olmak have something coming out of your ears v.
(kuş) etrafı çevrili yerden kaçmak fly the coop v.
Law
alçak çit ve hendekle çevrili ormanlık araziyi yıllık olarak kiralama arrentation n.
(genellikle etrafı çevrili) özel mülk close n.
(ingiliz hukuku) av hayvanlarının bulunduğu etrafı çevrili kraliyet arazisi park n.
Politics
orta afrika'da karalarla çevrili bir cumhuriyet rwandese republic n.
Technical
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim deltohedron n.
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim deltoid dodecahedron n.
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim tetragonal tristetrahedron n.
çeşitkenar üçgenlerle çevrili yarıyüzlü şekil scalenohedron n.
başı veya burnu bir tarafa çevrili headed into adj.
su ile çevrili circumfluous adj.
Textile
etrafı sarı kumaşla çevrili mavi-gri fötr şapka puggry n.
Architecture
kilisede rahip ve koronun olduğu çevrili alandan her iki yana doğru açılan koridor chancel aisle n.
kilisede rahip ve koronun olduğu çevrili alanın üstündeki ana açıklığı kaplayan kemer chancel arch n.
kilisede rahip ve koronun olduğu çevrili alandaki ana pencere chancel casement n.
dört revakla çevrili avlu tetrastoon n.
sıra sütunlar ya da duvar ile çevrili avlu peribolos n.
sıra sütunlar ya da duvar ile çevrili avlu peribolus n.
soğuktan koruyan duvarla çevrili bölme hallan n.
(eski yunan'da) dört yanı çift sıra sütunla çevrili yapı dipteros n.
duvarlarla çevrili ve üstü açık iç avlu cortile n.
orta çağ mimarisinde pervazlarla çevrili girintili panel orb n.
kulelerle çevrili towered adj.
duvar ile çevrili vallate adj.
kenar ile çevrili vallate adj.
Construction
bir yapının içinde kalan etrafı çevrili açık alan yard n.
çatı ve köprü gibi yapılarda kullanılan, çatı merteği ile çevrili makas kingtruss n.
surlarla çevrili circumvallate adj.
Lighting
lambasının etrafı silindir şeklindeki fresnel mercekleri ile çevrili fener fresnel lamp n.
Automotive
yolla peş peşe temas eden küçük uzantılarla çevrili bir çeşit traktör lastiği pedrail n.
Traffic
kenarlarında ağaçlar, uzun bitkiler, çitler veya çitle çevrili peyzaj alanları olan yol veya geçit allee n.
Railway
vagon çatısında daha iyi görüş sağlayan cam ile çevrili bölüm dome n.
Aeronautic
loblarının bir uçta olmasıyla burnu rüzgara çevrili olan baraj balonu kite balloon n.
burnu bir tarafa çevrili headed into adj.
başı bir tarafa çevrili headed into adj.
Marine
çevrili su enclosed water n.
seddelerle çevrili alanda balıkçılık bank sectioned culture n.
(düşman vuruşunun yol açtığı deliğin önlenmesi için) kenevir ipi ile çevrili ahşap payanda shot prop n.
başı çevrili olmak head v.
Mining
çeşitkenar üçgenlerle çevrili (yarıyüzlü şekil) scalenohedral adj.
Medical
sinovyal zar ile çevrili synovial adj.
Pathology
kızamıkta döküntü başlamadan önce yanaklar ve dudaklardaki mukoza zarında görülen kırmızı halkayla çevrili küçük mavimsi beyaz noktalar koplic spots n.
fibröz bağ dokuyla çevrili veya fibröz bağ doku içinde bulunan bir kistik lezyon fibrocyst n.
Geometry
dört düzlem açısı ile çevrili katı açı tetrahedral angle n.
Chemistry
içinden soğutma suyunun aktığı cam bir kılıfla çevrili cam borudan oluşan laboratuvar kondensörü liebig condenser n.
Biology
sitoplazmada bulunan zarla çevrili bir organel vacuolation n.
ortak bir yapıyla çevrili küresel tek hücreli kolonisi cenobium n.
ortak bir yapıyla çevrili küresel tek hücreli kolonisi coenobe n.
ortak bir yapıyla çevrili küresel tek hücreli kolonisi cenobe n.
bir doku türünün farklı bir doku türüyle tamamen çevrili olduğu (kimera) periclinal adj.
hücre içinde zarla çevrili küçük boşluklar içeren vacuolated adj.
Marine Biology
denizanası gibi bazı sölenterlerin altında dokunaçlarla çevrili ağzı bulunan kubbe benzeri vücut şekilleri medusa n.
gövdesinin ortası sillerle çevrili olan mesotrochal adj.
Astronomy
hızla genişleyen bir gaz katmanı ile çevrili bir grup çok sıcak, yoğun ve parlak yıldız wolf-rayet star n.
Zoology
yüzü uzun ve gür kıllarla çevrili siyah-beyaz iri bir lemur ruffed lemur (lemur varius) n.
sarısı ortasında olan ve ince berrak sitoplazma ile çevrili yumurta veren (eklem bacaklı) centrolecithal adj.
Botanic
çeşitli tüylerle çevrili küçük beyazımsı çiçekleri olan çok yıllık bir ot cinsi antennaria n.
çeşitli tüylerle çevrili küçük beyazımsı çiçekleri olan çok yıllık bir ot cinsi genus antennaria n.
çalılarla çevrili alan arboret n.
yaprak dokusunda küçük damarlarla çevrili küçük boşluk areole n.
yaprak dokusunda küçük damarlarla çevrili küçük boşluk areola n.
dikenlerle çevrili thornset adj.
çok sayıda ağaçla çevrili tree-covered adj.
dikenlerle çevrili echinulate adj.
yaprak sapının geniş tabanıyla çevrili intrapetiolar adj.
Agriculture
çiftliğin yanında bulunan ekinlerin muhafaza edildiği etrafı çevrili alan haggard [dialect] n.
atların ve besi hayvanlarının sergilenip açık arttırmayla satıldığı yuvarlak çevrili yer ring n.
pazarda çiftlik hayvanlarına ayrılmış etrafı çevrili alan salering n.
koyun veya sığırların konulduğu etrafı çevrili alan fold yard [uk] n.
(hayvanı) çevrili olan yerden çıkarmak unpen v.
Breeding
atlar veya sığırlar için kullanılan, genellikle çitlerle çevrili dar geçit chute n.
çiftlik hayvanlarını besleyip semirtmek için kullanılan, etrafı çevrili çıplak arazi drylot n.
hayvanları çitle çevrili dar alana kapatarak kısa süreli ve yoğun bir şekilde otlatma folding [uk] n.
(tarım arazilerinde) koyunların etrafı çevrili alanlarda tutulması folding n.
etrafı çevrili tuzaklı alan cubby n.
telle çevrili yükseltilmiş havadar açık hava kümesi sun parlor n.
telle çevrili yükseltilmiş havadar açık hava kümesi sun porch n.
(koyunları) toplayıp etrafı çevrili bir yere doğru gütmek wear [scotland] v.
(hayvanı) etrafı çevrili küçük bir alana kapatmak parrock v.
çit ile çevrili olmayan unenclosed adj.
çevrili olmayan unenclosed adj.
çit ile çevrili olmayan free-range adj.
Forestry
etrafı çevrili ağaçlık alan hag [dialect] [uk] n.
söğüt ağaçlarıyla çevrili willowed adj.
uzun ve odunsu çitlerle çevrili wood-bound adj.
ormanlık alanla çevrili wood-bound adj.
ağaçlık alanla çevrili wood-bound adj.
Fishery
balıklar ile çevrili fishful adj.
Social Sciences
(malezya'da) ağaçlarla çevrili kasaba meydanı aloun-aloun n.
(malezya'da) ağaçlarla çevrili kasaba meydanı alun-alun n.
polinezyalılarca ibadet, kurban etme veya diğer törenler için kullanılan etrafı çevrili tapınak alanı marae n.
(eskiden güney afrika'da) siyahi işçiler için yaşam alanları bulunduran etrafı çevrili alan compound n.
Literature
kayalarla çevrili rock-girt adj.
History
üzerinde ahşap veya taştan dış kaleye sahip kazıklı çit ile çevrili tepesi düzlenmiş toprak yığını motte-and-bailey n.
(eskiden avrupa'da) kalelerle çevrili kasaba burg n.
irlanda'da etrafı çitle çevrili açık hava okulu hedge-school [ireland] n.
Archaeology
toprakla örtülü ve taşlarla çevrili çukur biçiminde taş tabut kistvaen n.
daire şeklinde höyük veya hendeklerle çevrili tarihi irlanda tahkimatı liss n.
neolitik döneme özgü etrafı çevrili bir tür toprak yapı cursus n.
Environment
kemer oluşturacak şekilde eğilmiş ağaçlarla çevrili yürüyüş yolu cradlewalk n.
spor faaliyetlerinde kullanılan etrafı çevrili geniş alan park n.
Geography
kayalarla çevrili küçük havuz tinaja n.
çevresi buz ile çevrili toprak parçası polynia n.
çevresi buz ile çevrili toprak parçası polynya n.
etrafı kara ile çevrili sığ su lagoon n.
yüksek ve yanları dik yarlarla çevrili plato mesa n.
güneydoğu çin'de, gan nehri üzerinde yer alan, duvarla çevrili bir şehir nan-chang n.
orta ispanya'da talus nehri kıyısında yer alan, surlarla çevrili bir şehir talavera de la reina n.
new york şehrinde yer alan, hudson, east ve harlem nehirleri tarafından çevrili bir ada manhattan n.
yüksek ve yanları dik yarlarla çevrili küçük plato meseta n.
bataklık, çamurlu arazi veya suyla çevrili kuru arazi hill [dialect] n.
çölde verimli araziyle çevrili tatlı su kaynağı oasis n.
lübnan ile suriye arasında kalelerle çevrili bir tepe golan n.
etrafı sazlar veya çimenlerle çevrili bir kaynak ojo n.
kısmen tepelerle çevrili arazi girintisi bay n.
sığ sularla çevrili arazi alanı fenland n.
toskana'da surlar ile çevrili bir şehir prato n.
toskana'da surlar ile çevrili bir şehir prato in toscana n.
mercan adalarla çevrili sahil şeridi skerry n.
karayla çevrili ülke landlocked country n.
karayla çevrili ülke landlocked country n.
Geology
eğimli zeminle çevrili düz alan amphitheater n.
eğimli zeminle çevrili düz alan amphitheatre n.
tamamen lava akıntısı ile çevrili toprak parçası kipuka n.
Military
zırhlı araçlar veya vagonlarla çevrili savunma bölgesi laager n.
zırhlı araçlar veya vagonlarla çevrili savunma bölgesi lager n.
etrafı çevrili saha enceinte n.
(mızrak atmak için surlarla çevrili bir bölge duvarına sabitlenen) devasa yay ribaudequin n.
etrafı gözlemlemeyi ve doğrudan atışı kısıtlayacak şekilde topografik özelliklerle çevrili alan compartment n.
vagonlarla çevrili savunma alanı corral n.
zırhlı araçlar veya vagonlarla çevrili savunma bölgesi oluşturmak laager v.
zırhlı araçlar veya vagonlarla çevrili savunma bölgesi oluşturmak lager v.
küçük parmaklıklarla çevrili (alan) barruly adj.
Sport
yarış bittikten sonra atların semerinin çıkarıldığı ve ödüllerin verildiği etrafı çevrili alan unsaddling enclosure n.
direk ve halatlarla çevrili, boks veya güreş müsabakalarının yapıldığı dikdörtgen alan ring n.
etrafı çevrili alan court n.
Football
blok oyuncularıyla çevrili olmayan (oyuncu) naked adj.
Printery
çizgilerle çevrili harflerle karakterize olan bir yazı tipi outline n.
beyaz alanla çevrili olup kesintisiz ince çizgi ile sınırlandırılmış (harf) rimmed adj.
Latin
etrafı çevrili clausum n.
Archaic
koyun, büyükbaş hayvan ve domuzlar için yapılmış duvarla çevrili yer ree n.
çitle çevrili yer hay n.
çitlerle çevrili yer hays n.
Ornithology
ağ benzeri lobla çevrili ayrı ayak parmaklarına sahip (kuş) lobate adj.
ağ benzeri lobla çevrili ayrı ayak parmakları olan (kuş) pinnatiped adj.
Entomology
böceklerin kanat dokusunda damarlarla çevrili küçük boşluk areole n.
böceklerin kanat dokusunda damarlarla çevrili küçük boşluk areola n.
böceklerin kanat dokusunda damarlarla çevrili küçük boşluk areolet n.
(kelebek ve güve kozası gibi) sert kabuk oluşturan salgı ile çevrili kanatları ve ikincil organları olan obtect adj.
(kelebek ve güve kozası gibi) sert kabuk oluşturan salgı ile çevrili kanatları ve ikincil organları olan obtected adj.