Verlauf

çok düşük

Bedeutungen von dem Begriff "çok düşük" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	çok düşük	low adj.
2	General	çok düşük	remote adj.

Bedeutungen, die der Begriff "çok düşük" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 102 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	çok düşük ücret	pittance n.
2	General	çok düşük azalma	slight reduction n.
3	General	çok düşük (fiyat/rakam vb)	nominal adj.
4	General	kalitesi çok düşük	third-rate adj.
5	General	yağ oranı çok düşük olan	fat-free adj.
Phrases
6	Phrases	çok düşük bir bütçeyle	on a shoestring adv.
7	Phrases	çok düşük bir ihtimalle olsa da	in the unlikely event expr.
8	Phrases	çok düşük bir ihtimalle olsa da	in the unlikely event of expr.
Colloquial
9	Colloquial	çok düşük fiyatlar	cutthroat prices n.
10	Colloquial	çok düşük bir ihtimalle olsa da	in the unlikely event that something happens expr.
11	Colloquial	ihtimali çok düşük	it's a hundred to one that expr.
12	Colloquial	çok düşük olasılıkla	it's a hundred to one that expr.
13	Colloquial	ihtimali çok düşük	it's a million to one that expr.
14	Colloquial	çok düşük olasılıkla	it's a million to one that expr.
Idioms
15	Idioms	çok düşük bir ihtimal	a chance in a million n.
16	Idioms	çok düşük bir ihtimal	a one-in-a-million chance n.
17	Idioms	çok düşük bir ihtimal	a one in a million chance n.
18	Idioms	çok düşük bir ihtimal	a chance in a million n.
19	Idioms	çok düşük ve önemsiz miktar	a drop in the bucket n.
20	Idioms	mal arzının talebe göre yüksek olduğu, dolayısıyla fiyatların düşük ve seçeneğin çok olduğu piyasa	a buyer's market n.
21	Idioms	çok düşük bir ücrete çalışmak	work for a pittance v.
22	Idioms	çok düşük ücret almak	get paid peanut v.
23	Idioms	çok düşük bir bütçeyle geçinmek	get along (on a shoestring) v.
24	Idioms	çok düşük bir bütçeyle geçinmek	get by (on a shoestring) v.
25	Idioms	çok düşük bir bütçeyle yaşamak	live on a shoestring v.
26	Idioms	çok düşük ve önemsiz miktar	drop in a bucket v.
27	Idioms	çok düşük bir ücrete çalışmak	work for pittance v.
28	Idioms	çok düşük bir ihtimalle olsa da	in the unlikely event of something expr.
29	Idioms	çok düşük bir ihtimal	one chance in a million expr.
Trade/Economic
30	Trade/Economic	çok düşük fiyat	knock-out price n.
31	Trade/Economic	çok düşük fiyat	rock bottom price n.
32	Trade/Economic	çok düşük ücret	pittance n.
33	Trade/Economic	hisse senedi oranı çok düşük olan karma fon	fixed income fund n.
34	Trade/Economic	karın sermayeye oranla çok düşük olması durumu	over capitalization n.
35	Trade/Economic	yapıldığı maddenin değeri sıfır veya çok düşük olan para	token money n.
36	Trade/Economic	yurtdışına çok düşük fiyata satma	dumping n.
37	Trade/Economic	çok düşük fiyatla satmak	undersell v.
38	Trade/Economic	çok düşük fiyat vermek	underprice v.
Technical
39	Technical	çok düşük frekans	very low frequency n.
40	Technical	çok düşük doğru akım tesisatı	extra-low-voltage installation n.
41	Technical	çok düşük sıklık	very low frequency n.
42	Technical	çok düşük karbonlu ostenitli paslanmaz çelikler	extra low carbon grade austenitic stainless steels n.
43	Technical	çok düşük karbonlu çelik döküm	mitis casting n.
44	Technical	çok düşük karbonlu soğuk haddelenmiş çelik	enamelling steel n.
45	Technical	çok düşük emisyonlu taşıt	ultra low emission vehicle n.
46	Technical	çok düşük geçirimli hava filtresi	ultra low penetration air filter n.
47	Technical	çok düşük sıcaklıkta yönsemez	ultralow-temperature isotropic n.
48	Technical	çok düşük gerilimli elektrik tesisatı	extra low-voltage electrical installation n.
49	Technical	çok düşük geçirimli hava filtresi	ultra-low penetration air filter n.
50	Technical	çok düşük karbonlu ferrotitan	extralow carbon ferrotitanium n.
51	Technical	çok düşük karbonlu çelikler	ultralow carbon steels n.
52	Technical	çok düşük karbonlu demir	soft iron n.
53	Technical	çok düşük genleşimli cam	ultralow-expansion glass n.
54	Technical	çok düşük karbonlu ferrokrom	extralow carbon ferrochrome n.
55	Technical	çok düşük karbonlu çelik dökümden üretilen dövülebilir demir	mitis metal n.
56	Technical	gümüş oranı çok düşük olan bir çelik ve gümüş alaşımı	silver steel n.
57	Technical	çok düşük frekans	vlf (very low frequency) abrev.
Informatics
58	Informatics	çok düşük frekans	very low frequency n.
Telecom
59	Telecom	çok düşük frekans	very low frequency n.
Electric
60	Electric	çok düşük güvenlik gerilimi	extra low safety voltage n.
Textile
61	Textile	çok keçeleşmiş yün ürünlerden ve atıklardan geri dönüştürülen düşük kaliteli ve çok kısa lifli yün	mongoe n.
Lighting
62	Lighting	çok düşük gerilimli aydınlatma sistemleri	extra low-voltage lighting systems n.
Automotive
63	Automotive	çok düşük emisyonlu araç	ultra low emission vehicle n.
64	Automotive	çok düşük kükürtlü motorin	ultra low-sulfur diesel n.
65	Automotive	çok düşük emisyon bölgesi	ultra low emission zone (ulez) n.
66	Automotive	yakıt basıncı çok düşük	fuel pressure too low n.
Traffic
67	Traffic	şehir merkezine giriş ücretinden muaf çok düşük emisyonlu araçlar	ulez exempt cars n.
Aeronautic
68	Aeronautic	çok düşük frekanslar	very low frequency n.
69	Aeronautic	çok düşük frekans	very low frequency n.
Mining
70	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	zinc blende n.
71	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	blende n.
72	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	jack n.
73	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	lead marcasite n.
74	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	mock lead n.
75	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	mock ore n.
76	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	pseudogalena n.
77	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	steel jack n.
78	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	black-jack n.
79	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	ruby jack n.
80	Mining	çinko sülfürün çok kristalli ve düşük sıcaklık formu	blackjack n.
Medical
81	Medical	çok düşük dansiteli lipoproteinler	very low density lipoprotein n.
82	Medical	ses kıvrımlarının çok düşük frekansta titreşim yaptığı ses	dry voice n.
83	Medical	çok düşük dozda tahriş edici maddeye karşı verilen alerjik tepki	hyperreactivity n.
Pharmaceutics
84	Pharmaceutics	çok düşük dozda sentetik progesteron içeren günlük doğum kontrol hapı	minipill n.
Gastronomy
85	Gastronomy	çok düşük ısıda yavaşça pişirilen sebze veya meyvelerle yapılan güveç	tsimmes n.
86	Gastronomy	çok düşük ısıda yavaşça pişirilen sebze veya meyvelerle yapılan güveç	tzimmes n.
Math
87	Math	çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik	optimization n.
88	Math	çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik	optimization n.
89	Math	çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik	optimisation n.
Physics
90	Physics	atmosferik karışıklıklardan kaynaklanan 1 ila 30 kilohertz aralığındaki çok düşük frekanslı elektromanyetik dalga	whistler n.
91	Physics	çok düşük sıcaklıklarda çalışan bir çarpıştırıcı türü	superconducting supercollider n.
92	Physics	çok düşük basınç altındaki gazların gösterdiği özelliklere sahip olan	ultragaseous adj.
Biology
93	Biology	numunelerin çok düşük sıcaklıkta saklandığı sperm bankası	cryobank n.
94	Biology	(biyolojik numuneyi) çok düşük sıcaklıktaki bir ortama maruz bırakarak ani şekilde dondurmak	flash-freeze v.
95	Biology	(canlı dokuyu) çok düşük sıcaklıkta muhafaza etmek	cryopreserve v.
Biochemistry
96	Biochemistry	çok düşük yoğunluklu lipoprotein	vldl (very low-density lipoprotein) abrev.
Astronomy
97	Astronomy	çekirdeği çok yoğun olduğu için bozulan düşük kütleli bir yıldızda meydana gelen helyumun patlayıcı bir şekilde yanması	helium flash n.
Sport
98	Sport	çok düşük dansiteli lipoprotein	very low density lipoprotein (vldl) n.
Photography
99	Photography	çok düşük derecede develope etmek	underdevelop v.
100	Photography	çok düşük derecede açındırmak	underdevelop v.
101	Photography	çok düşük derecede işlemek	underdevelop v.
102	Photography	(ışığa duyarlı materyali) çok uzun süre ışığa veya diğer ışınımlara maruz bırakıp düşük kontrastlı görüntü elde etmek	overexpose v.