ölçüsüz - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ölçüsüz



Bedeutungen von dem Begriff "ölçüsüz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 50 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ölçüsüz unmeasured adj.
ölçüsüz beyond measure adv.
General
ölçüsüz intemperate adj.
ölçüsüz dimensionless adj.
ölçüsüz incommensurable adj.
ölçüsüz measureless adj.
ölçüsüz unmeasured adj.
ölçüsüz excessive adj.
ölçüsüz unconscionable adj.
ölçüsüz immoderate adj.
ölçüsüz unbounded adj.
ölçüsüz extravagant adj.
ölçüsüz extreme adj.
ölçüsüz exceeding adj.
ölçüsüz unbridled adj.
ölçüsüz careless adj.
ölçüsüz inordinate adj.
ölçüsüz outrageous adj.
ölçüsüz unmeasurable adj.
ölçüsüz untemperate adj.
ölçüsüz wild adj.
ölçüsüz woundy adj.
ölçüsüz rhythmless adj.
ölçüsüz over-the-top adj.
ölçüsüz rude adj.
ölçüsüz immensurate adj.
ölçüsüz immoderate [obsolete] adj.
ölçüsüz devilish adj.
ölçüsüz disordeined [obsolete] adj.
ölçüsüz disproportionate adj.
ölçüsüz distemperate adj.
ölçüsüz insolent [obsolete] adj.
ölçüsüz fanatic adj.
ölçüsüz fanatical adj.
ölçüsüz insane adj.
ölçüsüz shrill adj.
ölçüsüz super adj.
ölçüsüz superfluous adj.
Phrases
ölçüsüz out of all measure expr.
Colloquial
ölçüsüz over the score adj.
Idioms
ölçüsüz a bit too much adj.
Trade/Economic
ölçüsüz inordinate adj.
Technical
ölçüsüz abnormal adj.
ölçüsüz immeasurable adj.
ölçüsüz unmeasured adj.
ölçüsüz measureless adj.
Literature
ölçüsüz unmetrical adj.
Linguistics
ölçüsüz informal adj.
Slang
ölçüsüz ripe adj.
British Slang
ölçüsüz gormless adj.

Bedeutungen, die der Begriff "ölçüsüz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ölçüsüz cesaret derring do n.
ölçüsüz olma durumu measurelessness n.
ölçüsüz yiyip içmek gilravage [scotland] v.
aşırı hevesli ve çoğu zaman aşırı veya ölçüsüz hog-wild adj.
fazlasıyla ölçüsüz overextravagant adj.
atalara veya geleneğe gösterilen ölçüsüz hürmete ait filiopietistic adj.
atalara veya geleneğe gösterilen ölçüsüz hürmet ile ilişkili filiopietistic adj.
Colloquial
ölçüsüz davranmak lay on v.
ölçüsüz şekilde with a heavy hand expr.
Idioms
ölçüsüz olmak push the boat out v.
ölçüsüz içki içmek lift the elbow v.
ölçüsüz içki içmek lift your elbow v.
Trade/Economic
ölçüsüz sözleşme unconscionable bargain n.
Logic
ölçüsüz mantık uygulamak logic v.
Literature
(şiirde) ölçüsüz extrametrical adj.
ölçüsüz heceli rove-over adj.
Music
müziğe veya melodiye duyulan ölçüsüz ilgi melomania n.
Archaic
ölçüsüz olmak outray v.
Slang
ölçüsüz içki içmek lift one's elbow v.