Verlauf

önünde olmak

Bedeutungen von dem Begriff "önünde olmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	önünde olmak	precede v.
2	General	önünde olmak	get ahead of v.
3	General	önünde olmak	keep ahead of v.
4	General	önünde olmak	be ahead of v.
5	General	önünde olmak	remain ahead of v.
6	General	önünde olmak	stay ahead of v.

Bedeutungen, die der Begriff "önünde olmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	göz önünde olmak	be in the limelight v.
2	General	bir adım önünde olmak	be one step ahead of v.
3	General	topluluk/insanların/kalabalık önünde hitabeti/konuşma yapmakta iyi/olmak	excel at public speaking v.
4	General	topluluk/insanların/kalabalık önünde hitabeti/konuşma yapmakta iyi/olmak	be good at public speaking v.
5	General	(rakibin, düşmanın) bir adım önünde olmak	one-up v.
Phrasals
6	Phrasals	herkesin önünde olmak	be ahead of v.
7	Phrasals	herkesin önünde olmak	be ahead v.
8	Phrasals	(birinin/bir şeyin) biri veya bir şey önünde avukatı, vekili olarak temsilcisi olmak	represent to (someone or something) v.
9	Phrasals	(birinin/bir şeyin) önünde olmak	keep ahead (of someone or something) v.
10	Phrasals	önünde olmak/kalmak	remain ahead v.
11	Phrasals	(birinin/bir şeyin) önünde olmak/kalmak	remain ahead of (someone or something) v.
12	Phrasals	(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak	romp all over (someone or something) v.
13	Phrasals	(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak	romp on (someone or something) v.
14	Phrasals	önünde belirgin/görünür olmak	stick out against v.
Colloquial
15	Colloquial	göz önünde olmak	be in view v.
16	Colloquial	göz önünde olmak	be in evidence v.
17	Colloquial	göz önünde olmak	be in sight v.
Idioms
18	Idioms	önünde birçok fırsat/imkan/olanak olmak	be wide open v.
19	Idioms	hep bir adım önde/önünde olmak	stay one jump ahead v.
20	Idioms	hep bir adım önde/önünde olmak	be one jump ahead v.
21	Idioms	(hep) bir adım önünde/ilerisinde olmak	be/stay one jump a head (of somebody/something) v.
22	Idioms	sonunda/önünde sonunda (bir şey) olmak	end up as (something) v.
23	Idioms	bir şeyin önünde belirgin/görünür olmak	stick out against something v.
24	Idioms	göz önünde olduğundan emin olmak	keep someone in sight v.
25	Idioms	kitlenin önünde olmak	be ahead of the pack v.
26	Idioms	toplumun göz önünde olmak	be in the public eye v.
27	Idioms	yediği önünde yemediği arkasında olmak	live on the fat of the land v.
28	Idioms	bir adım önünde olmak	have the drop on v.
29	Idioms	önünde sonunda (bir şey) olmak	end up (as) (something ) to become something v.
30	Idioms	gözünün önünde olmak	be looking (one) in the face v.
31	Idioms	planların bir adım önünde olmak	be ahead of the game v.
32	Idioms	göz önünde olmak	be in sight v.
33	Idioms	göz önünde olmak	be within sight v.
34	Idioms	yediği önünde, yemediği ardında olmak	be living high on the hog v.
35	Idioms	(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak	be one jump ahead (of somebody/something) v.
36	Idioms	(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak	stay one jump ahead (of somebody/something) v.
37	Idioms	bir şeyi düşünmeye/göz önünde bulundurmaya istekli olmak	be open to something v.
38	Idioms	gözünün önünde olmak	be staring (one) in the face v.
39	Idioms	gözünün önünde olmak	be staring someone in the face v.
40	Idioms	gözünün önünde olmak	be staring someone in the face v.
41	Idioms	hep bir adım önde/önünde olmak	be one jump ahead v.
42	Idioms	hep bir adım önde/önünde olmak	stay one jump ahead v.
43	Idioms	(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak	be one jump ahead (of somebody/something) v.
44	Idioms	(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak	stay one jump ahead (of somebody/something) v.
45	Idioms	önünde sonunda (bir şey) olmak	end up to become v.
46	Idioms	önünde zor bir iş/görev olmak	have one's work cut out for (one) v.
47	Idioms	birinin önünde yapması gereken birçok iş olmak	have one's work cut out for one v.
48	Idioms	önünde yapması gereken birçok iş olmak	have work cut out for v.
49	Idioms	(birinin/bir şeyin sürekli) bir adım ilerisinde/önünde olmak	keep one step ahead (of someone or something) v.