ülke - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ülke



Bedeutungen von dem Begriff "ülke" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ülke country n.
General
ülke domain n.
ülke clime n.
ülke bourne n.
ülke soil n.
ülke nation n.
ülke region n.
ülke realm n.
ülke country n.
ülke territory n.
ülke land n.
ülke state n.
ülke home n.
ülke reaume [obsolete] n.
ülke reame [italian] n.
ülke hemisphere n.
ülke monkery [uk] n.
ülke rewme n.
Politics
ülke realm n.
ülke country n.
Technical
ülke land n.
Computer
ülke country n.
Social Sciences
ülke gentile n.
Literature
ülke fold [dialect] [obsolete] n.

Bedeutungen, die der Begriff "ülke" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
müttefik ülke ally n.
General
ülke para birimi domestic monetary unit n.
kral veya kraliçe tarafından yönetilen ülke kingdom n.
ülke ekonomisi economics n.
hassas ülke sensitive country n.
sömürge oluşturan ülke colonizer n.
dış ülke abroad n.
ülke savunması landwehr (alm) n.
gelişmeye çalışan fakir veya az gelişmiş ülke developing country n.
başında tek bir hükümdar olan devlet veya ülke monarchy n.
yabancı ülke abroad n.
yabancı ülke foreign country n.
ülke üzerindeki birkaç devletin egemenliği condominium n.
gelişmekte olan ülke developing country n.
tarafsız ülke neutral n.
az gelişmiş ülke the third world n.
denizlerin ötesinde bulunan ülke vb overseas n.
bir prens tarafından yönetilen ülke principality n.
ülke dışı overseas n.
gelişmekte olan ülke yatırımları developing country investments n.
kutsal ülke promised land n.
bir ülke veya toplumun ahlak, görgü ve davranış kalıpları customs n.
ülke ziyaretleri visits of state n.
bağımsız ülke sovereign n.
ülke içi inland n.
afrika'nın atlantik kıyısındaki ülke ivory coast n.
arka ülke backland n.
bir ülke veya bölgenin karayollarını gösteren harita road map n.
zayıf durumda olan ülke underdog n.
tahditli ülke restricted country n.
batı afrika'da ülke sierra leone n.
ülke dışı abroad n.
azgelişmiş ülke underdeveloped country n.
alıcı ülke purchasing country n.
bağımlı ülke client n.
halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet democracy n.
yardım eden ülke aid giving nation n.
fakir ülke poor country n.
komşu ülke contiguous country n.
üye olmayan ülke nonmember country n.
üçüncü ülke third country n.
ülke sınırları national boundaries n.
üye ülke member nation n.
ülke sınırları national borders n.
ülke savunması landwehr (almanca) n.
küçük ülke ya da eyalet yöneticisi toparch n.
başka devletlerin işine karışmayan ülke ya da politikacı noninterventionist n.
ülke riski country risk n.
gelişmiş ülke developed country n.
komşu ülke neighbouring country n.
ülke çalışması country study n.
yabancı ülke vatandaşı foreign citizen n.
yabancı ülke vatandaşı foreign national n.
ülke insanı countryman n.
kardeş ülke sister country n.
kardeş ülke brother country n.
ülke planlaması country planning n.
ülke kodu country code n.
ülke sevgisi love of country n.
ülke sevgisi patriotism n.
ütopik ülke cloud-cuckoo-land n.
nbc silahları üretme ve kullanma kabiliyetine sahip ülke nuclear-biological-chemical capable nation n.
(ülke) iç kısım inland n.
saldırgan ülke aggressor n.
dış ülke muhabiri correspondent n.
hemhudut ülke contiguous country n.
ülke sakinleri nation's residents n.
ülke çıkarları national interests n.
üreten ülke producing country n.
dış satımcı ülke exporter n.
vaadedilmiş ülke the promised land n.
vaadedilmiş ülke a promised land n.
müslüman ülke muslim country n.
ülke toprağı country's land n.
bu ülke vatandaşı citizen of this country n.
farklı ülke mutfaklarından örnekler sunan restoran fusion restaurant n.
müreffeh ülke prosperous country n.
serbest ülke free county n.
başka bir ülke a different country n.
müttefik ülke allied country n.
ilk beş ülke first five countries n.
denizci ülke a maritime country n.
denizci ülke a seafaring country n.
doğduğu ülke country of birth n.
afete karşı dirençli ülke disaster-resilient country n.
ülke bazlı örgütler country-based organizations n.
yabancı ülke outland n.
ülke bayrakları country flags n.
gelişen ülke developing country n.
sömürge oluşturan ülke coloniser n.
başka devletlerin işine karışmayan ülke ya da politikacı non-interventionist n.
su fakiri ülke water poor country n.
su zengini ülke water rich country n.
platform-ada şeklinde bir ülke sealand n.
çöl ülke desert country n.
hedef ülke destination country n.
hedef ülke target country n.
komşu ülke neighboring country n.
ülke takımı country team n.
büyük ülke big country n.
geleneksel ülke traditional country n.
birçok ülke several countries n.
birkaç ülke several countries n.
ülke güvenliği country safety n.
ülke güvenliği country security n.
sömürgeci (ülke) colonizer n.
denize kıyısı bulunmayan ülke landlocked state n.
ülke yöneticisi rector [obsolete] n.
bir ülke veya bölgedeki en büyük şehir primate city n.
düz ve geniş toprakları olan ülke champaign n.
düz ve geniş toprakları olan ülke champion [obsolete] n.
ekonomisinin önemli bir bölümü yasadışı uyuşturucu ticaretinden oluşan ülke narco-state n.
bir ülke içerisinde genellikle çoğunluğun mensup olduğu dini temsil eden bağımsız kilise national church n.
güneydoğu asya'da, bengal körfezi kıyısında yer alan bir ülke union of burma n.
(iki ülke arasındaki) sınır mark n.
ülke sınırlarını genişletmek veya nüfuzu artırmak için askeri güçle alınan toprak parçası land grab n.
ülke özlemi longing for one's homeland n.
ülke hasreti longing for one's homeland n.
insanları ülke dışına kaçırarak ölüm tehlikesinden kurtaran kimse scarlet pimpernel n.
az gelişmiş ülke ldc (less-developed country) n.
gelişmekte olan ülke ldc (less-developed country) n.
dünyanın yarımkürelerinde bulunan ülke ve insanlar hemisphere n.
(ada, ülke) kara kütlesinin yapısal düzenlemesi build n.
diğerleri üzerinde hakimiyeti olduğu düşünülen ülke veya devlet mistress n.
güneydoğu afrika'da portekiz sömürgesi olan eski bir ülke mocambique n.
güney avrupa'da bir antik ülke moesia n.
doğu asya'da bir ülke mongolia n.
iç ülke heartland n.
kurum, alan, uygulama, yayın veya kelimenin başka bir ülke veya dildeki karşılığı opposite number n.
aşırı ülke sevgisi overpatriotism n.
halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet commonalty [obsolete] n.
iki veya daha çok ülke/ordu tarafından ortak kullanılan parça common-user item n.
hayali ülke disneyland n.
ülke sınırı coast [obsolete] n.
ülke sınırındaki toprak coast [obsolete] n.
ülke sınırı commark n.
avlanmaya uygun ülke coverside n.
menşe ülke cradleland n.
aynı ülke vatandaşı paesano n.
(bir ülke veya hukuk sistemine ait) kanunname pandect n.
güney amerika'da bir ülke co-operative republic of guyana n.
tarıma elverişli ülke plough n.
tarıma elverişli ülke plow n.
düşman ülke public enemy n.
düşman ülke hükumeti public enemy n.
bir sınırın bağlı olduğu ülke shore n.
ülke siyasetini etkileyen grup fourth estate n.
sultan tarafından yönetilen ülke soldanrie n.
saltanat rejimi altındaki ülke soldanrie n.
büyük oranda tek bir etnisiteden insanların yaşadığı ülke ethno-state n.
petrol zengini ülke oil state n.
gelişmiş ülke first world country n.
özerk ülke sovereignty n.
bağımsız ülke sovereignty n.
sovyet sosyalist cumhuriyeti birliği'ne bağlı bir ülke soviet n.
sscb'ye bağlı ülke soviet socialist republic n.
özerk ülke sovranty n.
bağımsız ülke sovranty n.
uzaya erişim kapasitesi bulunan ülke space-faring nation n.
yabancı ülke strand n.
güneşli ülke sunland n.
ev sahibi (ülke, şehir vb.) host n.
(hükümdarın yönettiği) ülke realm n.
tecrit etmek (ülke) quarantine v.
kalkınmak (ülke/bölge) develop v.
iki ülke arasında mekik dokumak   shuttle back and forth between two countries   v.
ülke dışında evlenmek marry outside the country v.
ülke dışında yaşamak live outside the country v.
ülke dışında doğmak be born abroad v.
ülke dışına çıkarmak take something out of the country v.
açısından önde gelen bir ülke olmak be a leading country for v.
bütün ülke sathına yayılmak spread country-wide v.
ülke yönetmek govern a country v.
ülke yönetmek rule a country v.
ülke dışında yaşamak live abroad v.
ülke ekonomisini zarara uğratmak damage the country's economy v.
ülke kurmak establish a country v.
ülke kurmak found a country v.
(şehir, ülke) ikamet etmek come (from) v.
(ülke) vatandaşı olmak come (from) v.
(şehir, ülke) memleketi olmak come (from) v.
(yeni bir ülke, isim vb.) benimsemek adopt v.
ülke yasaları dışında olan extraterritorial adj.
ülke dışı foreign adj.
ülke çapında countrywide adj.
tüm ülke çapında nationwide adj.
azgelişmiş (ülke) underdeveloped adj.
kendi kendini yöneten (ülke) self governing adj.
ülke sakini olmayan nonresident adj.
ülke genelinde countrywide adj.
ülke çapında nationwide adj.
ülke dışına çıkmayla ilgili transmigratory adj.
ülke geneli country-wide adj.
ülke çapında country-wide adj.
ülke çapı country-wide adj.
belirli bir ülke ya da devletin tarafını tutmayan non-aligned adj.
ülke çapında olan nation-wide adj.
(ülke) bağlantısız nonaligned adj.
ülke geneli nation-wide adj.
ülke bazlı country-based adj.
ülke çapında country wide adj.
belirli bir ülke ya da devletin tarafını tutmayan nonaligned adj.
(ülke) bağlantısız non-aligned adj.
ülke sakini olmayan non-resident adj.
ülke içi intranational adj.
ülke içi intranational adj.
ülke dışında olan extraterritorial adj.
(ülke veya bölgede ağaç, çiçek, hayvan) çeşitliliği olmayan impoverished adj.
(ülke veya bölgede ağaç, çiçek, hayvan) seyrek impoverished adj.
ülke sınırları dahilindeki inland adj.
ülke içi ile sınırlı inland adj.
ülke sınırları dahilindeki inlandish [obsolete] adj.
ülke içi ile sınırlı inlandish [obsolete] adj.
ülke içindeki inlying adj.
ülke içinden gelen inmigrant adj.
ülke içinden gelen in-migrant adj.
ülke dışından gelen outstate adj.
ülke dışında yaşayan outstate adj.
(ekonomi, ülke içi faaliyetler) yabancı milletlere bağlı semicolonial adj.
ülke geneli statewide adj.
ülke çapında olan statewide adj.
ülke çapındaki nationwide adj.
ülke genelinde country-wide adv.
ülke dışında abroad adv.
ülke genelinde throughout the country adv.
ülke çapında throughout the country adv.
ülke ülke country-by-country adv.
tüm ülke çapında across the nation adv.
ülke genelinde across the nation adv.
ülke çapında across the nation adv.
ülke içinde on shore adv.
ülke içinde onshore adv.
ülke çapında countrywide adv.
ülke anlamına gelen son ek -dom suf.
yabancı ülke vatandaşı fn (foreign national) abrev.
Phrasals
(birisini ülke dışına) çıkarmak deport (someone) from (some place) v.
(birini) ülke dışına çıkarmak deport (someone) v.
Phrases
güçlü ordu güçlü ülke strong army strong country n.
güçlü ordu güçlü ülke powerful army powerful country n.
iki ülke arasında between the two countries expr.
tüm ülke çapında across the country expr.
ülke bazında on a country basis expr.
ülke çapında across the country expr.
ülke genelinde across the country expr.
Proverb
ne kadar çok ülke o kadar fazla adet so many countries so many customs
Colloquial
kuzey kutup dairesi'nin kuzeyinde yaz boyunca günün her saati güneş ışığı alan ülke land of the midnight sun n.
az bilinen ülke ruritania n.
ülke genelinde coast to coast adv.
ülke çapında coast to coast adv.
Idioms
ülke ile ilgili önemli kararların alındığı yerler the corridors of power n.
ülke ile ilgili önemli kararların alındığı yerler the halls of power n.
doğduğu/doğdukları ülke the old country n.
ülke çapında eğlence bread and circuses n.
yardıma muhtaç yoksul ülke a basket case n.
yabancı ülke foreign soil n.
(ülke ile ilgili önemli kararları alan) yetkililer the corridors of power n.
halkına zulmeden ülke the sow that eats her farrow [ireland] n.
halkını sömüren ülke the sow that eats her farrow [ireland] n.
vatandaşlarının üstünden geçinen ülke the sow that eats her farrow [ireland] n.
korunması gereken her şeyi yerle bir eden ülke the sow that eats her farrow [ireland] n.
vatandaşlarına sahip çıkmayan ülke the sow that eats her farrow [ireland] n.
potansiyeli yüksek olan ülke sleeping giant n.
politikasında çevresel konuların etkin rol oynadığı ülke/devlet green state n.
politikasında çevresel konulara son derece önem veren ülke/devlet green state n.
çevreci ülke/devlet green state n.
çevreye önem veren ülke/devlet green state n.
politikasında çevresel konuları gözeten ülke/devlet green state n.
politik ideolojiler/sosyal eşitsizlikler tarafından ayrıştırılmamış ülke one nation n.
ekonomik durumu oldukça bozuk/kötü ülke a basket case n.
ütopik ülke cloud-cuckoo land n.
ütopik ülke cloud-cuckoo land n.
ülke içinde düşman adına faaliyette bulunan grup üyesi fifth columnist n.
ülke içindeki düşman ülke yandaşı fifth columnist n.
halkına zulmeden ülke the sow that eats its farrow (ireland) n.
halkını sömüren ülke the sow that eats its farrow (ireland) n.
vatandaşlarının üstünden geçinen ülke the sow that eats its farrow (ireland) n.
korunması gereken her şeyi yerle bir eden ülke the sow that eats its farrow (ireland) n.
vatandaşlarına sahip çıkmayan ülke the sow that eats its farrow (ireland) n.
ülke çapında from coast to coast expr.
ülke genelinde from coast to coast expr.
başka ülkelerin zararı pahasına kendi ülke ekonomisini kalkındırma politikası beggar thy neighbor expr.
Speaking
hangi ülke which country n.
burası özgür bir ülke this is a free country expr.
iki haftalığına ülke dışında olacağım I'll be out of the country for two weeks expr.
Trade/Economic
(özellikle doğu asya'da) hızlı ekonomik büyüme sağlayan ülke tiger n.
avrupa ekonomik ülke daimi delegesi eurocrat n.
az gelişmiş ülke ekonomileri peripheral economies n.
altının bir ülke sınırlarının ötesine hareket etmesi gold flow n.
aday ülke candidate country n.
alıcı ülke customer country n.
ana ülke home country n.
ana ülke yönetimli şirket ethnocentric management n.
anlaşmaya taraf olan ülke signatory country n.
artan hayat standardı eşliğinde ekonomisi hızlı bir büyüme gösteren ülke ekonomisi tiger economy n.
az gelişmiş ülke less developed countries n.
az gelişmiş ülke less developed country n.
az gelişmişi ülke less developed country n.
azgelişmiş ülke underdeveloped country n.
bazı ülke mallarına uygulanan düşük gümrük tarifesi preferential tariff n.
baş ihracatçı ülke principal supplier n.
borç alan ülke debtor nation n.
bir şirketin maliyetlerini azaltmak amacıyla üretimin bazı aşamalarını ülke dışında gerçekleştirmesi offshoring n.
bir ülke parasını başka ülke parasına dönüştürme translation n.
borç alan ülke borrowing nation n.
borçlu ülke debtor nation n.
borç veren ülke creditor nation n.
bir ülke nüfusunun çalışan kesimi labour power n.
çok uluslu şirketin genel merkezinin içinde yer aldığı ülke home country n.
çok uluslu işletmenin yatırım yaptığı ülke host country n.
çift metal standartlı ülke bimetal standard country n.
çok uluslu işletmede yönetim kadrolarının belirli ülke yurttaşları yerine çeşitli ülkelerden nitelikli ve deneyimli insanlarla doldurulması anlayışı geocentric management n.
dışarıya ihraç olunan bir malı üreten ülke country of origin n.
dış ödemeler dengesi açık veren ülke deficit country n.
döviz kontrollü ülke parası soft currency n.
düşük ücretli ülke low-wage country n.
döviz kuru yüksek ülke high exchange rate country n.
düşük fiyatlı ülke low priced country n.
düşük ücretli ülke low wage country n.
en çok kayrılan ülke koşulu most-favored-nation clause n.
emek kıt ülke labor-scarce country n.
emek zengin ülke labor abundant country n.
en çok kayrılan ülke tarifesi most-favoured-nation-tariff n.
en cok kayrılan ülke tarifesi most favoured nation tariff n.
en az gelişmiş ülke least developed country n.
en fazla kayırılan ülke most favored nation n.
en çok kayırılan ülke most favored nation n.
egemen ülke tahvilleri sovereign bond n.
gelişmekte olan ülke less developed country n.
ev sahibi ülke host country n.
gelişmekte olan ülke developing country n.
geleneksel satıcı ülke traditional supplier n.
geri kalmış gelişmiş ülke backward country n.
gümrük vergisi koyan ülke tariff imposing country n.
gönderen ülke source country n.
gümüş para standardına bağlı ülke silver standard country n.
hemhudut ülke contiguous country n.
iştirakçi ülke participating country n.
ithal eden ülke importing country n.
ihracatı yapan ülke source country n.
işgücü bol ülke labor abundant country n.
icatçı ülke inventor country n.
işgücü kıt ülke labour scarce country n.
ithalatçı ve ihracatçı ülke arasında yapılan ve malın fiyatını belirleyen anlaşma commodity agreement n.
imza sahibi ülke signatory country n.
ihracatçı ülke country of origin n.
iki ya da daha fazla sayıdaki ülke arasındaki gümrük tarifesi rekabeti tariff war n.
ihraç eden ülke exporting country n.
ihracatçı ülke exporting country n.
iki ülke arasında çifte vergilendirmeyi önleme double taxation agreement n.
iki ülke arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması double taxation agreement n.
imzacı ülke signatory country n.
ithalatçı ülke importing country n.
işgücü kıt ülke labor scarce country n.
işgücü bol ülke labour abundant country n.
kaptanın ülke limanına girişte verdiği manifesto inward foreign manifest n.
kaynak ülke country of origin n.
kayıtlı en çok kayırılmış ülke conditional most-favored-nation n.
kaynak ülke source country n.
komşu ülke contiguous country n.
kreditör ülke creditor nation n.
koşulsuz en çok kayırılmış ülke statüsü unconditional most favored nation status n.
mal sağlayan önde gelen ülke principal supplier n.
menşei ülke country of origin n.
menşe ülke country of origin n.
menşe ülke country of origin n.
menşe ülke etiketlemesi country of origin labeling n.
menşe ülke ilkesi principle of origin n.
orta gelir düzeyindeki ülke middle income country n.
orta gelirli ülke middle income country n.
ödemeler bilançosu açık veren ülke debtor nation n.
ödemeler bilançosu kayıtlan açısından ülke üzerinde yabancılar lehine alacak hakkı doğuran işlemler debit n.
parası çift madene dayalı ülke bimetal standard country n.
parası sağlam ülke hard currency country n.
paranın ülke dışındaki değeri external value of money n.
petrol üreticisi olmayan ülke nonoil country n.
sanayici ülke industrial country n.
sanayileşmekte olan ülke less developed country n.
sermayenin ülke dışına kaçması flight of capital n.
sınır ötesi finansal kiralama işlemlerinde, ilgili ülke yasaları açısından, vergi amacıyla hem kiraya verenin hem de kiralayanın, kiralanan malın sahibi olarak kabul edilmesi durumu double dip lease n.
sömürge ülke dominion n.
sosyalist ülke ekonomileri centrally planned economies n.
şartsız en çok kayınları ülke şartı ya da uygulaması unconditional most-favored-nation treatment n.
şartlı en fazla kayrılan ülke klozu ya da şartı conditional most-favored-nation treatment n.
telgrafı gönderen ülke dilinde telegram country origin n.
telgraf gönderildiği ülke dilinde telegram country destination n.
tek ülke yatırım fonu single country fund n.
tecrit edilmiş ülke isolated country n.
ticaret yapan ülke trading nation n.
tarife koyan ülke tariff imposing country n.
türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı ülke vatandaşları non-resident foreigners in turkey n.
ülke içinde çıkarılan tahvil territorial bond n.
ülke içi harcama domestic spending n.
ülke içine akma inflow n.
ülke içi kredi domestic ererlif n.
ülke sakinleri nation's residents n.
ülke parası domestic currency n.
ülke para birimi domestic monetary unit n.
vergi uygulamayan ya da düşük vergili olup yabancı sermayeyi özendiren ülke non-tax haven n.
ülke topraklarından geçiş sırasında hiç durmadan başka bir ülkeye geçen mallar için gümrüksüz geçme transit n.
ülke sınırları içinde cereyan eden ticaret intrastate commerce n.
ülke içi poliçe inland bill n.
ufak ülke varsayımı small country assumption n.
ülke içi alım local shopping n.
üçüncü ülke third country n.
ülke sakinleri olmayanlar nonresidents n.
ülke fonları country funds n.
vergisiz ülke non-tax haven n.
ülke dışı üretimden içeride üretime dönme reshoring n.
üretimin ülke içine taşınması reshoring n.
ülke dışı üretimden içeride üretime dönme onshoring n.
üretimin ülke içine taşınması onshoring n.
ülke dışı üretimden içeride üretime dönme inshoring n.
üretimin ülke içine taşınması inshoring n.
ülke dışı üretimden içeride üretime dönme backshoring n.
üretimin ülke içine taşınması backshoring n.
ülke içi poliçe domestic bill n.
ülke riski country risk n.
üretici ülke producer country n.
ülke içinde yapılan ticaret inland commerce n.
üç ülke arasındaki ticaret triangular trade n.
üreten ülke producing country n.
ülke içindeki doğal kaynaklarda yaşanan talep artışı ile reel kur oranının yükselmesi ve özellikle reel sektör veya imalat gibi dışa bağımlı diğer endüstrilerin dış ticarette dezavantajlı duruma gelmesi dutch disease n.
ülke dışına çıkarılma renvoy n.
ülke sınırları national boundaries n.
ülke sahilleri cabotage n.
üçüncü ülke yurttaşları third country nationals n.
ülke içindeki ödemeler domestic payments n.
ülke ekonomisi national economy n.
ülke içi ticaret inland commerce n.
ülke halkının satın almış olduğu devlet tahvili, hazine bonosu vb devlet borçlanma araçları internally held public debt n.
ülke limanını terkettiği anda gümrüğe verdiği manifesto outward foreign manifest n.
üretimin bazı aşamalarının ülke içinde gerçekleştirilmesi on-shoring n.
ülke derecelendirmesi sovereign rating n.
ülke kredi notu sovereign rating n.
ülke müdürü country manager n.
ülke parasıyla ikrazat loan in local currency n.
ülke içinde sahip olunan sermaye domestically owned capital n.
ülke içinde yapılan ödemeler domestic payments n.
ülke sınırları boundaries n.
ülke riski sovereign risk n.
ülke içi karışıklıkları civil commotions n.
ufak ülke small country n.
ülke içi poliçesi domestic bill n.
ülke dışına akanlar-ülkeye gelenler outflows-inflows n.
ülke dışına akan ödemeler outflow of payments n.
ülke sakinleri olmayanlar non-residents n.
ülke düzeyinde reklam national advertising n.
ülke dışına çıkarma expulsion n.
ülke dışında fabrika şubesi branch factory abroad n.
ülke sakinleri residents n.
ülke genelinde en düşük düzey national minimum n.
ülke içi nehir taşımacılığı inland navigation n.
ülke içindeki doğal kaynaklarda yaşanan talep artışı sonrası reel kur oranının yükselerek dışa bağımlı diğer endüstrilerin dış ticarette dezavantajlı duruma düşmesi dutch disease n.
ülke sahilleri coastwise n.
ülke içinde yapılan taşımacılık inland transportation n.
ülke parası ile ikrazat loan in local currency n.
ülke içi deniz taşımacılığı inland navigation n.
ülke borçlarını yeniden yapılandırma mekanizması sovereign debt restructuring mechanism n.
ufak açık ülke small open economy n.
ülke içi ticaret intrastate commerce n.
ülke dışına akma outflow n.
ülke içinde nehir, göl vb üzerinde yapılan taşımacılık inland navigation n.
yabancı ülke paraları foreign currencies n.
yatırım alan ülke host country n.
yabancı ülke senetleri foreign bills n.
yabancı ülke parası foreign currency n.
yabancıların ülke yurttaşlığına kabul edilmesi naturalisation n.
yabancı yardımların ilgili ülke para birimine dönüştürme tekniği counterpart fund n.
yabancı ülke faaliyetlerindeki net yatırım net investment in a foreign operation n.
yabancı ülke malları foreign goods n.
yararlanıcı ülke beneficiary country n.
yabancı ülke foreign country n.
yabancı ülke para birimi foreign currency unit n.
yabancıların ülke yurttaşlığına kabul edilmesi naturalization n.
zengin ülke affluent nation n.
yüksek ücretli ülke high-wage country n.
1960 başında ingiltere'nin öncülüğünde avrupa ekonomik topluluğu'na üye olmayan bir grup ülke arasında kurulmuş european free trade association n.
en çok kayırılan ülke most-favored-nation n.
en çok gözetilen ülke most-favored-nation n.
faaliyetlerinin gerçekleştirildiği ülke dışında faaliyet göstermek üzere kayıtlı yerli şirket offshore n.
ülke ekonomisi dismal science n.
devlet harcama ve vergilendirmelerindeki ani değişikliklerin ülke ekonomisinde derin etki yaratması fiscal cliff n.
(bir ülke borçlarını ödeyemediğinde iki ülke arasında düzenlenen) erteleme sözleşmesi standstill agreement n.
ham madde sağlayan ülke/bölge supplier n.
temel ürün ihracatı yapan ülke supplier n.
ekonomik güçlük dönemlerinde bazı nakit akımlarının giriş olasılığını artırmak düşüncesi ile çok uluslu şirketin yabancı ülke şubelerinden ana merkeze yapılan nakit akımlarını lisans ücretleri farklı bölümlere ayırmak unbundle v.
(ülke, bölge) bilgi ekonomisine tabi tutulmak informatize v.
(ülke, bölge) bilgi ekonomisine tabi tutulmak informatise v.
(ticari aracı) çalıştırıldığı ülke dışındaki bir ülkeye kaydetmek flag out v.
otarşik politika izleyen (ülke) self-sufficient adj.
ülke içindeki domestic adj.
ülke çapında across-the-board adj.
ülke dışındaki foreign adj.
ülke içinde domestically adv.
menşei ülke coo (country of origin) abrev.
ihracatçı ülke coo (country of origin) abrev.
Law
ev sahibi ülke host country n.
güvenli menşe ülke olarak üçüncü ülkelerin asgari ortak listesi minimum common list of third countries as safe countries of origin n.
kendi kendine yeten ülke autarky n.
kendi kendini yönetemeyen ülke non-self-governing territory n.