ün - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ün



Bedeutungen von dem Begriff "ün" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Trade/Economic
un united nations
Medical
un un

Bedeutungen von dem Begriff "ün" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ün reputation n.
ün fame n.
General
ün fame n.
ün name n.
ün laurels n.
ün distinction n.
ün sound n.
ün honor n.
ün rep n.
ün report n.
ün voice n.
ün glory n.
ün repute n.
ün renown n.
ün prestige n.
ün mark n.
ün kudos n.
ün note n.
ün bays n.
ün celebrity n.
ün prominence n.
ün eminence n.
ün honour n.
ün reclame n.
ün character n.
ün reputability n.
ün brightness n.
ün renomee n.
ün renowme n.
ün loos n.
ün lose [obsolete] n.
ün star n.
Trade/Economic
ün record n.
ün publicity n.
ün brand n.
Archaic
ün savor [us] n.
ün savour [uk] n.

Bedeutungen, die der Begriff "ün" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 226 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
eylül'ün ortası mid september n.
kötü anlamda ün notoriety n.
kötü ün disrepute n.
atatürk'ün gençliğe hitabesi atatürk's address to the turkish youth n.
amman (ürdün'ün başkenti) amman n.
atatürk'ün hayatı atatürk's life n.
atatürk'ün hayatı the life of atatürk n.
atatürk'ün söylediği sözler/sözleri atatürk's sayings n.
atatürk'ün söylediği sözler/sözleri atatürk's words n.
atatürk'ün sözleri atatürk's sayings n.
atatürk'ün söylediği sözler atatürk's sayings n.
az ün demicelebrity n.
100'ün üzerindeki skor/sayı/100'lük seri century n.
3'ün katları multiples of 3 n.
atatürk'ün çocukluğu atatürk's childhood n.
a4'ün yarısı büyüklüğünde a5 n.
belirli bir alanda olağandışı ün kazanmış kimse nabob n.
büyük bir ün ya da seçkinlik yolunda ilerleyen şey newcomer n.
100'ün katları multiples of 101 n.
100'ün katları multiples of 100 n.
kötü ün esclandre n.
iki büyük peygamberin ve baştanrı hürmüz'ün felsefesine dayanan şifacılık mazdaznan n.
roma tanrısı merkür'ün heykeli mercury [obsolete] n.
vahşice veya ahlaksız faaliyetleriyle ün salmış yer hellhole n.
kalıcı ün immortality n.
ün salmak acquire fame v.
ün kazanmak acquire fame v.
ün kazanmak earn reputation v.
ün getirmek bring fame v.
ün kazanmak make one's mark v.
ün salmak become famous v.
ün kazanmak become famous v.
ün kazanmak gain a reputation v.
ün getirmek popularize v.
kötü ün kazandırmak infamize v.
ün yapmak build a reputation v.
ün kazanmak make a name for oneself v.
kötü ün kazandırmak infamise v.
ün getirmek popularise v.
ün kazanmak develop reputation v.
ün kazanmak develop reputation v.
(edebi eserde ele alarak) sonsuz ün kazandırmak immortalize v.
(edebi eserde ele alarak) sonsuz ün kazandırmak immortalise v.
(zenginlik, ün sayesinde) fazla çaba göstermeden yükselmek coast v.
(bir zümrede) ün kazanmak crack v.
kötülüğüyle ün salmış notorious adj.
ün yapmış famed adj.
ün kazanmış of good reputation adj.
herkül'ün gücüne sahip herculean adj.
herkül'ün gücünü gerektiren herculean adj.
yıllar içinde ün kazanmış old adj.
iyi şans veya ün kazandıran its adj.
eylül'ün başına kadar until the beginning of september adv.
en üst düzeyde ün kazanarak supereminently adv.
Phrasals
ün, şöhret getirmek catapult someone or something into something v.
hızla bir şey (önem, ün, başarı) kazanmak rocket into something v.
hızla bir şey (önem, ün, başarı) kazanmak rocket to something v.
ün, şöhret getirmek catapult into v.
Colloquial
ün budalası fame whore n.
interstate 93'ün bir bölümünü boston massachusetts'in altından geçirecek olan inşaat projesi big dig n.
hüküm giymiş kişileri asarak ölüme mahkum etme veya olağandışı derecede sert cezalara çarptırmakla ün salmış hakim hanging judge n.
ün getirecek bir yeteneği olmadığı halde medyada boy göstererek ünlü olan famous for being famous adj.
ile ün salmış noted for adj.
Idioms
ün peşinde koşan tip glory hound n.
büyük ün/şöhret big time n.
kaptan kirk'ün ilk uzay yolu (star trek) dizisinin başlangıcındaki sözlerinden gelen ifade boldly go where no man has gone before v.
şöhret/ün kazanmak come to (one's) kingdom v.
şöhret/ün kazanmak come into (one's) kingdom v.
şöhret/ün kazanmak come into (or to) your kingdom v.
büyük ün kazanmak set the heather alight v.
büyük ün kazanmak set the thames alight [uk] v.
büyük ün kazanmak set the world alight v.
biri için ün/şöhret/namını tehlikeye atmak stake one's reputation on someone v.
ün yapmak make a name for oneself v.
ün kazanmak win a name for oneself v.
ün kazanmak make a name for oneself v.
ün yapmak win a name for oneself v.
ün kazandırmak put something on the map v.
ün kazandırmak send (one) to glory v.
başarısıyla/bir özelliğiyle ün yapmak get a guernsey [australia] v.
başarısıyla/bir özelliğiyle ün yapmak get a guernsey [australia] v.
bir alanda ün yapmak/kazanmak take the high ground v.
bir anda ün kazanmak burst on the scene v.
bir anda ün kazanmak burst on the scene v.
kaptan kirk'ün ilk uzay yolu (star trek) dizisinin başlangıcındaki sözlerinden gelen ifade boldly go where no one has gone before v.
birden ünlü olmak/ün kazanmak burst on the scene v.
birden ünlü olmak/ün kazanmak burst upon the scene v.
şöhret/ün kazanmak come into your kingdom v.
ün kazanmak make a name v.
ün kazanmak make a name for yourself v.
ün kazanmak make your mark v.
ün kazanmak make a mark v.
(birine/bir şeye/bir yere) ün kazandırmak put (someone, something, or some place) on the map v.
(biri/bir şey) uğruna ün/şöhret/namını tehlikeye atmak stake (one's) reputation on (someone or something) v.
uğruna ün/şöhret/namını tehlikeye atmak stake reputation on v.
ün yapmış big-name adj.
Trade/Economic
çalışan sayısı 100'ün altında olan bir işletmeyi işleten kimse small businessman n.
Law
kötü ün notoriety n.
Politics
atatürk'ün devrimleri atatürk's reforms n.
atatürk'ün mozolesi atatürk's mausoleum n.
gaulle'ün politikasını takip ettirme gaullism n.
abraham lincoln'ün kölelerin azat edilmesi için verdiği savaş emri emancipation proclamation n.
gaulle'ün politikasını takip eden gaullist adj.
abraham lincoln'ün karakterine veya siyasi prensiplerine ait lincolnian adj.
abraham lincoln'ün karakteri veya siyasi prensipleri ile ilişkili lincolnian adj.
Technical
hekzasiyanoferrat'ün spektrometrik tayini determination of hexacyanoferrate by spectrometry n.
ozmol'ün binde birine eşdeğer bir osmolarite birimi milliosmol n.
Computer
microsoft network'ün orijinal kod adı marvel n.
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanan kimse freebooter n.
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanma freebooting n.
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanma freeboot n.
Lighting
lux'ün milyonda birine eşdeğer bir aydınlatma birimi microlux n.
Biology
tür'ün evrimi phylogenesis n.
Astronomy
satürn'ün en parlak iki halkası arasındaki karanlık bölge cassini division n.
satürn'ün bir uydusu tethys n.
satürn'ün en büyük uydusu titan n.
uranüs'ün bir uydusu titania n.
neptün'ün bir uydusu triton n.
neptün'ün uydularından biri nereid n.
satürn'ün uydularından biri phoebe n.
uranüs'ün dört büyük uydusunun en küçüğü ariel n.
satürn'ün 1980'de keşfedilen küçük bir uydusu atlas n.
uranüs'ün uydularından biri umbriel n.
satürn'ün küçük bir uydusu janus n.
satürn'ün uydusu titan'ın yüzeyinde bulunan ve sıvı hidrokarbonlardan oluştuğu düşünülen geniş alan mare n.
yaklaşık 400 km'lik çapı ile satürn'ün en büyük yedinci uydusu mimas n.
satürn’ün bir uydusu hyperion n.
uranüs'ün uydularından biri miranda n.
satürn'ün uydusu rhea n.
satürn'ün bir uydusu ymer n.
satürn'ün bir uydusu ymir n.
uranüs'ün bir uydusu oberon n.
satürn'ün ana halkalarını oluşturan ince veya dar halkalardan her biri ringlet n.
satürn'ün dördüncü en büyük uydusu dione n.
satürn'ün en büyük üçüncü uydusu iapetus n.
satürn'ün bir uydusu pandora n.
satürn'ün halkası ring of saturn n.
satürn'ün en dışta yer alan küçük uydusu phebe n.
güneş'in yörüngesinde bulunup neptün'ün güneş'e ortalama uzaklığından daha büyük mesafede olan cüce gezegen plutoid n.
uranüs'ün uydusu puck n.
satürn'ün altıgeni saturn's hexagon n.
satürn'ün halkaları rings of saturn n.
satürn'ün halkaları saturn's rings n.
venüs'ün güneş önünden geçişi venus transit n.
merkür'ün güneş önünden geçişi mercury transit n.
venüs'ün güneş önünden geçişi transit of venus n.
merkür'ün güneş önünden geçişi transit of mercury n.
uranüs'ün halkaları rings of uranus n.
uranüs'ün halkaları uranus' rings n.
satürn'ün halkaları saturn's rings n.
neptün'ün halkaları rings of neptune n.
neptün'ün halkaları neptune's rings n.
neptün'ün altı numaralı uydusu proteus n.
venüs'ün özelliği olan venusian adj.
astrolojik olarak merkür'ün etkisinde doğmuş veya merkür tarafından yönetilen mercurial adj.
satürn'ün merkezindeymiş gibi görünen saturnicentric adj.
Astrology
merkür'ün etkisinde doğmuş kimse mercurial [obsolete] n.
merkür'ün özelliklerine sahip kimse mercurial [obsolete] n.
merkür'ün etkisinde doğmuş (kimse) mercurially adj.
merkür'ün özelliklerine sahip (kimse) mercurially adj.
Literature
william wordsworth'ün yaptığı şekilde wordsworthian adj.
History
kudüs'ün güneybatısında, filistin'in güneyinde yer alan antik şehir lachish n.
günümüz ürdün'ün yer aldığı coğrafyada bulunmuş antik bir güneybatı asya krallığı nabataea n.
eski atina'da akropol'ün yanında bulunan bir tepe ve o tepede toplanan yüksek hukuk meclisi areopagus n.
troyalı brütüs'ün britanya üzerindeki etkilerini inceleyen çeşitli ortaçağ kayıtları brut n.
kudüs'ün kuzeybatısında tarihi bir kenan şehri gezer n.
kudüs'ün kuşatıldığı birinci haçlı seferi first crusade n.
transürdün'ün vatandaşlarıyla ilgili trans-jordanian adj.
transürdün'ün vatandaşlarıyla ilgili transjordanian adj.
eski ahit döneminde ürdün'ün doğusunda yaşamış sami halkına ait veya ilgili ammonite adj.
Religious
eski ahit'te peygamber yeremya'ya atfedilen ve kudüs'ün yıkımını anlatan dini metin ya da bu metinden uyarlanmış ilahiler lamentations n.
incil'de kudüs'ün hemen güneybatısındaki vadide bir yer tophet n.
incil'de kudüs'ün hemen güneybatısındaki vadide bir yer topheth n.
bakhüs'ün kadın müritleri ve rahibeleri bacchae n.
(incil'de) kudüs'ün doğu surunun üstünden geçtiği derin vadi kedron n.
israiloğulları'nın ürdün'e geçmeden önce kamp yaptığı ürdün'ün doğusunda bulunan yer shittim n.
büyücülük yetenekleriyle ün yapan marcus'un ikinci yüzyılda kurduğu gnostik bir tarikat marcosian n.
kudüs'ün kopyası olarak görülen cennet holy city n.
kudüs'ün eteklerindeki bahçe gethsemane n.
(eski ahit'te) ürdün'ün doğusunda bir bölge bashan n.
(eski ahit'te) çocukların kurban edilip putlara tapınılan, kudüs'ün aşağısındaki vadi gehenna n.
Geography
günümüzde ürdün'ün bulunduğu coğrafyada var olmuş bir krallık ammon n.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe mount zion n.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe sion n.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe mount sion n.
ürdün'de kudüs'ün doğusunda bir vadi kidron n.
ürdün'ün en büyük ikinci şehri zarqa n.
ukrayna kenti mariupol'ün eski adı zhdanov n.
ürdün'ün kuzeybatısında ölü deniz'in kuzeybatı kıyısına yakın bir arkeolojik sit alanı khirbet qumran n.
amman (ürdün'ün başkenti) rabbath n.
amman (ürdün'ün başkenti) rabbah n.
ürdün'ün başkenti capital of jordan n.
kudüs'ün kuzeyindeki batı şeria'da bir şehir nablus n.
isveç'te stockholm'ün güneybatısında bir şehir norrköping n.
vistül'ün lehçe adı wislany zalew n.
herkül'ün sütunlarından biri rock of gibraltar n.
kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe olives n.
kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe olives mount of n.
kudüs'ün doğusunda bir tepe olivet n.
johannesburg'ün güneybatısında siyahi afrikalıların yaşadığı bir nahiye soweto n.
Meteorology
Işık geçirgen (stratokümülüs’ün alt türü) bulut perlucidus n.
Geology
satürn’ün satürn ıı kod adlı uydusu enceladus n.
Art
washington'da bulunan ve içerisinde abraham lincoln'ün mermerden heykelini barındıran yapı lincoln memorial n.
Music
üstteki sayısı 3'ün katı olan zaman işareti compound time n.
Mythology
herkül'ün annesi alcmene n.
yunan mitolojisinde venüs'ün üzerinde aşka ilham veren süslemeler bulunan kemeri cestus n.
yunan mitolojisinde venüs'ün üzerinde aşka ilham veren süslemeler bulunan kemeri cestos n.
efsaneye göre herkül'ün on iki görevinden biri olarak öldürüp derisini yüzdüğü aslan nemean lion n.
(yunan mitolojisinde) gaea ve uranüs'ün kızlarından biri titaness n.
neptün'ün simgesi zıpkın trident n.
(yunan mitolojisinde) kral augeas'ın içinde 3000 öküz besleyip 30 yıl temizletmediği, herkül'ün içine ırmak akıtarak temizlediği ahırlar augean stables n.
herkül'ün soyundan geldiğini iddia eden kimse heraclid n.
gaia ve uranüs’ün oğlu olan bir titan hyperion n.
herkül'ün karısı ve meleager'ın kız kardeşi deianira n.
(yunan mitolojisinde) herkül'ün öldürdüğü kanatlı bir canavar geryon n.
herkül'ün iphitus'u öldürmenin kefareti olarak kölelik yapmak zorunda olduğu lidya kraliçesi omphale n.
(roma mitolojisinde) aynı zamanda satürn'ün karısı olan bolluk ve bereket tanrıçası ops n.
Abbreviation
eski ahit'te peygamber yeremya'ya atfedilen ve kudüs'ün yıkımını anlatan dini metin lam. (lamentations) n.
neptün'ün ötesinde bir gök cismi tno (trans-neptunian object) n.
Archaic
kötü ün éclat n.
Slang
hatalarıyla ün salmış askeri müfreze goon-platoon n.
Star Wars
güç'ün karanlık tarafı dark side of the force n.
köz'ün ateşi ember's fire n.
gözsüz'ün ini lair of the eyeless n.
güç'ün aydınlık tarafı light side of the force n.
jedi yolu: güç'ün öğrencileri için bir kılavuz the jedi path: a manual for students of the force n.