şut - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

şut



Bedeutungen von dem Begriff "şut" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
şut shot n.
şut kick n.
şut chute n.
şut drop n.
Technical
şut chute n.
Construction
şut chute n.
Sport
şut shot n.
şut kick n.
Basketball
şut basketball shot n.

Bedeutungen, die der Begriff "şut" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 94 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
şut (top için) shot n.
basketbolda uzaktan atılan şut skyhook n.
şut çekmek shoot v.
Colloquial
potadan/çemberden dönen top/atış/şut brick n.
başarısız atış/şut brick n.
topun sert şekilde panyaya veya çembere çarpıp uzağa sekmesine yol açan dengesiz şut brick n.
tuğla atış/şut brick n.
Technical
borulu şut barrel drop n.
Traffic
şut duvarı break wall n.
Aeronautic
şut altı belt conveyor n.
Mining
şut/chute kapılarında yer alan küçük eğim pocket n.
şut/chute kapılarında yer alan küçük çıkıntı pocket n.
Sport
ragbide gol çizgisinin önünde şut çekmek için topu yere bırakma touchdown n.
sert şut hard shot n.
şut atan kicker n.
uzaktan şut long distance shot n.
(amerikan futbolunda) karşı takımın oyuncusu tam şut atacakken mola isteme taktiği icing the kicker n.
şut çekilmiş top kick n.
şut çekilmiş topun aldığı mesafe kick n.
(kriket) kaleyi bulmamış şut wide n.
futbolda şut çekildikten sonra havada kalma süresi hang time n.
şut atan veya pas veren oyuncuyu geçme rush n.
yerden sekmek üzere olan topa çekilen şut drop kick n.
(futbolda) yere düşen top zemine değer değmez şut atan oyuncu dropkicker n.
isabetli şut atabilme shotmaking n.
sıçrayarak şut atmak jump shoot v.
şut çekmek shoot the ball v.
şut atmak shoot the ball v.
(amerikan futbolunda) karşı takımın oyuncusu tam şut atacakken mola istemek ice the kicker v.
topun tutulduktan hemen sonra serbest bırakıldığı (pas, şut) two-touch adj.
Basketball
arkalığa çarptırılarak atılan şut bank shot n.
basket olması olası şut snowbird n.
baş üzerinden atılan şut overhead shot n.
bir adım geri çekilerek atılan şut step-back jumper n.
bir adım geri çekilerek atılan şut step-back jumper n.
çembere değmeden giren şut nothing but net n.
çok yüzdeli şut atma fire the rock n.
çemberin ardındaki dik düzleme çarptırılarak atılan şut bank shot n.
çok seyrek şut kaçıran oyuncu deadly shooter n.
dripling sonunda aniden atılan şut pop shot n.
geriye doğru sıçrayarak şut atabilen oyuncu fadeaway jumper n.
hareketli halde atılan şut running jumper n.
hakemin girmemiş olan bir şut için sayı kararı vermesi goaltending n.
hücum seti sırasında boş kalıp sıçramadan atılan şut set shot n.
iyi şut atamayan stone hand n.
köşeden atılan şut corner shot n.
şut saati shooting clock n.
pas verirken veya şut atarken el ve parmakların topun gidiş yolunu takip etmesi follow through n.
potalı şut bank shot n.
sahanın bir ucundan diğerine atılan şut coast-to-coast n.
son derece serbest pozisyonda atılan şut bunny n.
şut veya smaç için sıçramış oyuncunun havada kalma süresi hang time n.
sürekli şut denemesi yapan oyuncu gunner n.
şut atıldığında topun ne çembere ne de potaya değmesi airball n.
tek elle atılan şut one-hand shot n.
topun panyaya yahut çembere çarpıp uzağa sekmesine neden olan şut brick n.
uzak mesafeden atılan şut long shot n.
uzak mesafeden atılan şut bomb n.
uzaktan atılan bombeli şut rainbow n.
üst üste 2 şut feyk yapılması double pump n.
zıplayarak atılan şut jump shot n.
geriye doğru çekilerek atılan şut fadeaway n.
sıçrayarak atılan şut jump shot n.
sıçrayıp en yüksek noktaya ulaşılarak atılan şut jumper n.
havaya giden şut airball n.
havaya giden şut air ball n.
havaya giden şut airball n.
havaya giden şut air ball n.
şut atmak twirl v.
çok hızlı koşarken potaya şut atmak running right-hander v.
şut atarken önce topu kaldırıp sonra geri çekip savunmacı rakibi aldatmak pump fake v.
takım arkadaşına şut atma pozisyonu sağlamak set someone up v.
basketbolda rakip takım oyuncusuna ve potaya sırtını dönerek topu şut atabileceği veya potaya yaklaştırabileceği bir konuma getirmeye çalışmak post up v.
zıplayarak şut atmak pull up v.
Football
şut çekmesi için takıma alınmış futbolcu toe n.
koşma, şut çekme ve ileri pas atmada yetenekli futbolcu triple threat n.
çerçeveyi bulan şut shot on goal n.
çerçeveyi bulan şut shot on target n.
isabetli şut shot on target n.
kaleyi bulan şut shot at goal n.
kaleyi bulan şut shot on target n.
kaleyi bulan şut shot on goal n.
plase şut finesse shot n.
şut çekme shooting n.
şut atma shooting n.
uzaktan çekilen şut long-range shot n.
dalan şut dipping shot n.
yükselen şut rising shot n.
şut atmak shoot at goal v.
yere düşen top zemine ulaşır ulaşmaz şut çekerek gol atmak drop v.
yere düşen top zemine değer değmez şut atmak dropkick v.
yere düşen top zemine değer değmez şut atmak drop-kick v.
birinin kafasının üstünden çekilen (şut) overhead adj.
Slang
potaya şut atmak shoot (some) hoops v.