attraction - Türkisch Englisch Wörterbuch

attraction

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "attraction" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 21 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
attraction n. çekicilik
What's the big attraction?
Bu kadar ilgi çekici olan ne?

More Sentences
attraction n. cazibe
The coral reef is the region's prime attraction.
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.

More Sentences
Technical
attraction n. çekim
Do you feel any attraction for this book?
Bu kitaba karşı bir çekim hissediyor musunuz?

More Sentences
Physics
attraction n. çekim
The attraction was mutual.
Aralarındaki çekim karşılıklıydı.

More Sentences
General
attraction n. sempati
attraction n. alımlılık
attraction n. atraksiyon
attraction n. albeni
attraction n. çekicilik
attraction n. eğlence programı
Tourism
attraction n. turistik cazibe merkezi
Advertising
attraction n. (müşterilerden gelen) ilgi
Television
attraction n. geniş kitleleri çeken şovmen
Physics
attraction n. zıt yüklü parçacıkların uyguladığı çekim kuvveti
attraction n. elektrik çekim kuvveti
attraction n. manyetik çekim kuvveti
attraction n. bir nesnenin diğerini çektiği fiziksel kuvvet
Biochemistry
attraction n. çekme
Linguistics
attraction n. çekicilik
attraction n. dil öğesinin biçiminde başka bir öğenin yakınlığından kaynaklı değişiklik
attraction n. sözdizimsel olarak bağlantılı olmayan ve birbirine yakın iki kelime arasındaki gramer uyumu

Bedeutungen, die der Begriff "attraction" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 124 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
law of attraction n. çekim yasası
These days there is a lot of talk about the Law of Attraction, but I don't think such a thing exists.
Bugünlerde Çekim Yasası hakkında çok konuşuluyor ama ben böyle bir şeyin var olduğunu sanmıyorum.

More Sentences
Physics
universal attraction n. evrensel çekim
The mass of the planets is calculated according to the law of universal attraction.
Gezegenlerin kütlesi evrensel çekim yasasına göre hesaplanır.

More Sentences
General
sporting attraction n. ziyaretçilerin bir spor veya rekreasyon etkinliğine katılma veya ondan keyif almasına odaklanan etkinlik
center of attraction n. çekim merkezi
historical attraction n. geçmişte önemli veya ünlü oluşundan dolayı ilgi çekici kabul edilen atraksiyon
heritage attraction n. miras atraksiyonu
cultural attraction n. sanat ve benzeri entelektüel uğraşlar açısından önemi vurgulanan atraksiyon
historical attraction n. tarihi atraksiyon
gravitational attraction n. yerçekimi
natural attraction n. doğal atraksiyon
sporting attraction n. spor atraksiyonu
cultural attraction n. kültürel atraksiyon
heritage attraction n. tarihsel miras boyutu ön plana çıkarılan atraksiyon
physical attraction n. fiziksel cazibe
center of attraction n. dikkat merkezi
electrical attraction n. elektriksel çekim
centre of attraction n. cazibe merkezi
centre of attraction n. ilgi odağı
attraction centre n. cazibe merkezi
attraction center n. cazibe merkezi
attraction center n. ilgi odağı
attraction of gravity n. yerçekimi
sexual attraction n. cinsel cazibe
star attraction n. yıldız çekimi
sexual attraction n. cinsel çekicilik
force of attraction n. çekme kuvveti
mutual attraction n. karşılıklı çekim
irresistible attraction n. karşı konulmaz cazibe
irresistible attraction n. dayanılmaz cazibe
center of attraction n. cazibe kaynağı
interpersonal attraction n. kişilerarası çekicilik
sexual attraction n. seksapel
roadside attraction n. yolüstü turistik yerler
attraction point n. cazibe noktası
counter-attraction n. karşı çekim
physical attraction n. fiziksel çekim
physical attraction n. cinsel yakınlık arzusu
be the centre of attraction v. ilgi odağı olmak
lose attraction v. çekiciliğini yitirmek
have an attraction for v. beğenilmek
have an attraction for v. istenmek
have attraction v. çekiciliği olmak
hold attraction v. çekiciliği olmak
have attraction v. albenisi olmak
hold attraction v. albenisi olmak
Idioms
fatal attraction n. kötü birine bağlanma
fatal attraction n. kötünün cezbediciliği
fatal attraction n. ölümcül cazibe
fatal attraction n. takıntılı aşk
fatal attraction n. ölümcül cazibe
fatal attraction n. takıntılı aşk
the center of attraction n. dikkat merkezi
the center of attraction n. çekim merkezi
the center of attraction n. cazibe merkezi
the center of attraction n. cazibe kaynağı
the center of attraction n. ilgi odağı
Trade/Economic
natural attraction n. doğal cazibe
Tourism
themed attraction n. konulu atraksiyon
special-interest attraction n. özel bir hobi veya merakı doyurmaya yönelik turistik atraksiyon
special-interest attraction n. özel merak atraksiyonu
a tourist attraction n. turistlerin cazibe odağı
tourism attraction center n. turizm çekim merkezi
tourist attraction n. turizm merkezi
tourist attraction n. turistik atraksiyon
tourist attraction n. ziyaretçi çeken her şey
visitor attraction n. ziyaretçilerin ilgisini çekecek etkinlikler
Advertising
coming attraction n. müşteri çekmek için reklamı yapılan film
Technical
mutual attraction n. çekişim
force of attraction n. çekme kuvveti
coulombic attraction n. coulomb çekimi
attraction force n. çekim kuvveti
domain of attraction n. çekim yöresi
centre of attraction n. çekim merkezi
law of electrostatic attraction n. elektrostatik çekim yasası
electrostatic attraction n. elektrostatik çekimi
electromagnetic attraction n. elektrikli mıknatıssal çekim
electromagnetic attraction n. elektromanyetik çekim
electrostatic attraction n. elektrostatik çekim
capillary attraction n. kapiler çekme
mutual attraction n. karşılıklı çekim
chemical attraction n. kimyasal çekim
capillary attraction n. kılcal çekim
molecular attraction n. moleküler çekim
universal attraction n. yerçekimi
Computer
domain of attraction n. çekim yöresi
Telecom
lunisolar attraction n. ay-gün çekimi
Electric
law of electrostatic attraction n. elektrostatik çekim yasası
electrical attraction n. elektriksel çekim
electrostatic attraction n. elektrostatik çekim
electromagnetic attraction n. elektromanyetik çekim
magnetic attraction n. manyetik çekim
Automotive
magnetic attraction n. manyetik çekim
Marine
local attraction n. pusula ibresini doğru yönden saptıran çekim gücü
Medical
capillary attraction n. kılcal çekme
Psychology
gain-loss theory of attraction n. çekimde kazanç-kayıp teorisi
reward theory of attraction n. ödülle çekim teorisi
Statistics
index of attraction n. çekim indeksi
Physics
adhesive attraction n. çekim
atomic attraction n. atomsal çekim
centre of attraction n. çekim merkezi
magnetic attraction and repulsion n. manyetik çekme ve itme
Chemistry
mutual attraction n. karşılıklı çekim
molecular attraction n. molekül çekimi
molar attraction constants n. molar çekim değişmezleri
molecular attraction n. moleküler çekim
intermolecular attraction n. moleküllerarası çekim
Biology
attraction sphere n. asterin sentrozom haricindeki kısmı
attraction sphere n. mitotik hücre bölünmesinde asterin merkezi kütlesi
attraction sphere n. merkez küre
attraction sphere n. hücrenin sentrozom haricindeki merkezi kısmı
Linguistics
predicative attraction n. yüklemsel çekim
predicate attraction n. yüklemsel çekim
predicative attraction n. yükleme yanaşma
Environment
wildlife attraction n. yaban hayatı atraksiyonu
Cinema
montage of attraction n. çarpıcı kurgu
Modern Slang
a fatal attraction n. ölümcül çekim
a fatal attraction n. karşı koyulamaz çekim
a fatal attraction n. çok güçlü bir çekim
a fatal attraction n. kişinin aklını başından alan güçlü çekim
aesthetic attraction n. estetik olarak çekici bulma
aesthetic attraction n. estetik açıdan etkilenme
alterous attraction n. birine karşı arkadaşlıkla aşk arasında beslenen bir duygu/sevgi
alterous attraction n. biriyle arkadaşlıkla romantik bir ilişki arasında yakın olma isteği uyandıran bir duygu
Star Wars
gravity well (tourist attraction) n. yer çekimi kuyusu (turist merkezi)