a little of - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

a little of

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "a little of" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
a little of adj. -in birazını

Bedeutungen, die der Begriff "a little of" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 26 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
a little of us n. biraz bizden
a little bit of both adv. ikisinden de biraz
Phrases
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. sarı yelve'nin ötüşünü belirtmek üzere kullanılan yansıtma ifade
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. sarı çintenin (sarı kiraz kuşu) ötüşünü andıran bir yansımalı/onomatopeik ifade
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. sarı yelve'nin ötüşünü belirtmek üzere kullanılan yansıtma ifade
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. bir parça ekmek, peynir istemez
Proverb
beware of little expenses; a small leak will sink a great ship küçük harcamalara dikkat et, küçük bir sızıntı kocaman bir gemiyi batırır
beware of little expenses; a small leak will sink a great ship görünmeyen küçük harcamalar zamanla tüm kaynakları/sermayeyi tüketir
Colloquial
a little of this a little of that expr. biraz ondan biraz şundan
Idioms
use (a little) (bit of) elbow grease v. güçlü bir şekilde ovmak/fırçalamak
use (a little) (bit of) elbow grease v. kuvvetlice ovmak/fırçalamak
use (a little) (bit of) elbow grease v. sertçe çitilemek
use (a little) (bit of) elbow grease v. kol gücüyle temizlemek
use (a little) (bit of) elbow grease v. biraz kol gücü kullanmak
use (a little) (bit of) elbow grease v. biraz fiziksel güç uygulamak
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. kuşun ötüş şeklinden anlamı bir cümle çıkarma
a little bit (of something) goes a long way expr. (bir şeyin) birazı yeter
a little bit (of something) goes a long way expr. az miktarda (bir şey) yeterli olur
a little bit (of something) goes a long way expr. az miktarda (bir şey) iş görür
a little bit (of something) goes a long way expr. azıcık (bir şey) yeterli olur
Speaking
you remind me a little of myself expr. bana bir parça kendi halimi anımsatıyorsun
you remind me a little of myself expr. bana bir parça kendimi hatırlatıyorsun
I'm just a little out of it expr. biraz bunaldım
a little time apart would be good for both of us expr. biraz ayrı kalmak ikimiz için de iyi olur
things got a little out of hand expr. işler biraz kontrolden çıktı
there's been a little change of plans expr. planda ufak bir değişiklik oldu