a pass - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

a pass



Bedeutungen, die der Begriff "a pass" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 111 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
pass for a wise man v. akıllı geçinmek
pass over (a matter) lightly v. şakaya vurmak
pass a bill v. kanun tasarısını kabul etmek
pass over (a matter) with humour v. espriye vurmak
pass over (a matter) lightly v. espriye vurmak
pass a course v. ders geçmek
pass a worm v. kurt dökmek
pass over (a matter) with a joke v. espriye vurmak
pass without creating a problem v. sorunsuz atlatmak
pass a bill v. yasa tasarısını kabul etmek
make a pass at v. pas vermek
pass a bend (in a road) v. dönemeçten geçmek
pass a critical point v. dönemeçten geçmek
pass a turning point v. dönemeçten geçmek
pass a curve (in a road) v. dönemeçten geçmek
pass a decree v. kararname çıkarmak
pass a test v. sınav vermek
pass a law v. yasa çıkartmak
happen to pass (a place) v. yolu düşmek
pass a kidney stone v. böbrek taşı düşürmek
pass a remark v. görüşlerini açıklamak
pass a remark v. fikir beyan etmek
pass a dividend v. kar hissesini ödememek
pass a kidney stone v. taş düşürmek
look for a teammate to pass v. pas verecek bir arkadaşını aramak
take a pass v. bir şeyi (teklif,öneri) reddetmek
pass a remark v. fikrini söyleyivermek
Colloquial
make a pass (at) v. ayartmaya çalışmak
make a pass (at) v. pas vermek
make a pass (at) v. tavlamaya çalışmak
reach a pretty pass expr. işler öylesine berbat bir noktaya geldi ki
come to a pretty a pass expr. işler öyle bir noktaya geldi ki
reach a pretty pass expr. işler öyle bir noktaya geldi ki
come to a pretty a pass expr. işler öylesine berbat bir noktaya geldi ki
Idioms
a pretty pass n. zor bir durum
a pretty pass n. berbat bir nokta
a pretty pass n. nahoş bir durum
a pretty pass n. kötü bir nokta
a pretty pass n. beter bir nokta
a pretty pass n. zor bir aşama
a pretty pass n. sıkıntılı bir hal
a pretty pass n. zor/kötü bir hal
a pretty pass n. berbat bir hal
a pretty pass n. boka sarmış bir hal/durum
a pretty pass n. sarpa sarmış bir hal/durum
pass a bum check v. karşılıksız çek vermek
pass a bum check v. sahte çek vermek
pass a bum check v. karşılıksız/sahte çek yazmak
pass a bum check v. geçersiz çek yazmak/vermek
pass a bum check v. sahte/karşılıksız çek vermek
come to such a pass v. sıkıntılı bir noktaya gelmek
come to such a pass v. çıkmaza girmek
come to such a pass v. açmaza girmek
come to such a pass v. çözümsüz bir hale gelmek
come to such a pass v. zora binmek
come to a pretty pass v. nahoş bir duruma gelmek/erişmek
come to a pretty pass v. üzücü bir hal almak
make a pass at someone v. birine asılmak
make a pass at someone v. birine duyulan erotik hisleri belli etmek
make a pass at someone v. birine pas atmak
make a pass at someone v. birine kur yapmak
make a pass at someone v. birine iş atmak
make a pass at someone v. birine pas vermek
would pass in a crowd v. ilk bakışta güzel gözükmek
make a pass v. iş atmak
would pass in a crowd v. incelenmedikçe yeterli gözükmek
make a pass at v. kur yapmak
come to a pretty pass v. kötü bir noktaya gelmek
make a pass at v. birine asılmak
make a pass at v. birine duyulan erotik hisleri belli etmek
make a pass at v. pas vermek
come to a pretty pass v. sarpa sarmak
make a pass v. pas vermek
make a pass at something v. üzerinden geçmek/uçmak
make a pass v. yakınlık göstermek
bring to a pretty pass v. üzücü bir noktaya gelmesine neden olmak
bring to such a pass v. üzücü bir noktaya gelmesine neden olmak
throw a hail mary pass v. ya tutarsa atışı yapmak
give (one) a pass v. (birinin) uygunsuz davranışlarını görmezden gelmek
give (one) a pass v. (birini) sineye çekmek
give (something) a pass v. (bir şeyi) es geçmek
give (something) a pass v. (bir şeyi) pas geçmek
give (something) a pass v. (bir şeyi) yapmamaya karar vermek
give (something) a pass v. (bir şeyi) almamaya/edinmemeye/kullanmamaya karar vermek
give (something) a pass v. (bir şeyi) boş vermek
make a pass at (one) v. (birine) kur yapmak
make a pass at (one) v. (birine) iş atmak
make a pass at (one) v. (birine) asılmak
make a pass at (one) v. (birine) yazılmak/yazmak
pass in a crowd v. kabul edilebilir olmak
pass in a crowd v. orta karar olmak
things have reached a pretty pass expr. işler sarpa sardı
things have come to a pretty pass expr. işler kötü bir noktaya geldi
things have come to a pretty pass expr. işler sarpa sardı
things have reached a pretty pass expr. işler kötü bir noktaya geldi
Speaking
did she make a pass at you? expr. sana iş attı mı?
Trade/Economic
come to a strange pass v. beklenmedik bir dönüm noktasına varmak
pass a check v. çeki tahsil etmek
pass a cautionary judgment v. ihtiyati tedbir koymak
pass a dividend v. temettü ödememek
Law
pass a law n. kanunu onaylama
Politics
pass a resolution v. önergeyi onaylamak
pass a resolution v. önergeyi meclisten geçirmek
pass a resolution v. önergeye onay vermek
pass a bill v. yasa tasarısını onaylamak
Education
receive a conditional pass v. şartlı geçmek
receive a conditional pass v. sorumlu geçmek
Sport
intercept a pass v. pası kesmek
Football
a clever pass n. akıl dolu bir pas
a deft-flicked pass from n. al da at dercesine pas
request a pass v. pas istemek

Bedeutungen, die der Begriff "a pass" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
make a pass at iş atmak v.