a string - Türkisch Englisch Wörterbuch

a string

Bedeutungen, die der Begriff "a string" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 53 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
string out a utility line v. kablo çekmek
fasten with a string v. iple bağlamak
like beads-on-a-string adj. art arda dizili/dizilmiş
on a string adv. sermayesiz olarak baskı veya kontrol altında
on a shoe string adv. çok az para ile
on a string adv. baskı veya kontrol altında
like beads-on-a-string adv. sıra halinde/birbiri ardına gelen
Colloquial
junkie with a long string of convictions n. sabıkası kabarık bir keş
having (thousands/hordes/a string of) men/women at her/his beck and call expr. elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
Idioms
a string of bad luck n. talihsiz/şanssız bir dönem
a string of bad luck n. şanssızlıklar/talihsizlikler serisi
a string of bad luck n. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a string of bad luck n. üst üste gelen talihsizlikler
a string of (good) luck n. talihin yüze güldüğü dönem
a string of (good) luck n. üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem
a string of bad luck n. bir dizi şanssızlık/talihsizlik
a string of bad luck n. talihsizlik zinciri
a string of (good) luck n. şansın yaver gittiği dönem
a string of (good) luck n. şanslı dönem
a string of (good) luck n. bir dizi şanslı olay
a string of bad luck n. şanssızlıklar silsilesi
have somebody on a string v. parmağının ucunda oynatmak
have someone on a string v. parmağında oynatmak
have somebody on a string v. dizginlerini elinde tutmak
have the world on a string v. her şey lehinde gittiği için mutlu/kendinden emin hissetmek
have the world on a string v. dünyanın dizginlerini elinde gibi hissetmek
have the world on a string v. dünya kendi etrafında dönüyor gibi hissetmek
have a second string to your bow v. bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
have/keep somebody on a string v. birine her istediğini yaptırmak
have/keep somebody on a string v. birini parmağında oynatmak
have a second string to your bow v. bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
keep (one) on a string v. (birinin) dizginlerini elinde tutmak
have a second string to (one's) bow v. bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
keep (one) on a string v. (birini) kukla gibi oynatmak
have/keep somebody on a string v. birini istediği gibi yönetmek
have/keep somebody on a string v. birini kontrolü altına almak
have a second string to (one's) bow v. bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
have/keep somebody on a string v. birinin dizginlerini elinde tutmak
have a second string to your bow v. ilk çare başarısız olursa devreye sokabileceği alternatif bir çaresi olmak
have a second string to your bow v. ikinci/alternatif bir eylem planı olmak
have/keep somebody on a string v. birinin iplerini elinde tutmak
keep (one) on a string v. (birini) parmağında oynatmak
have a second string to your bow v. yedek bir yol haritası olmak
have a second string to your bow v. bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
have/keep somebody on a string v. birini kukla gibi oynatmak
keep (one) on a string v. (birinin) iplerini elinde tutmak
have a second string to (one's) bow v. bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
how long is a piece of string expr. kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı soru
how long is a piece of string expr. ahiret sorusu
how long is a piece of string expr. ahret sorusu
how long is a piece of string expr. kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı sorulan soru
Trade/Economic
run on a shoe-string v. az parayla işletmek
Gastronomy
walnuts on a string dipped in starch grape molasses n. cevizli sucuk