açık havada - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

açık havada



Bedeutungen von dem Begriff "açık havada" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
açık havada hypethral adj.
açık havada hypaethral adj.
açık havada alfresco adv.
açık havada outside adv.
açık havada out of doors adv.
açık havada outdoors adv.
açık havada in the open adv.
açık havada in the open air adv.
açık havada outdoor adv.
açık havada under the open sky adv.
açık havada out-of-doors adv.
açık havada al fresco adv.
Phrases
açık havada out of doors adv.
Trade/Economic
açık havada outdoor adj.
Art
açık havada en plein air (in the open air) expr.

Bedeutungen, die der Begriff "açık havada" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 54 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
büyük gösteri (genellikle açık havada yapılan) spectacle n.
açık havada fuar yeri fairground n.
açık havada oynanan bir oyun bowls n.
açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform bandstand n.
açık havada yakılan ateş bonfire n.
açık havada yenilen yemek picnic n.
genelde açık havada giyilen kolsuz ceket tabard n.
genelde açık havada giyilen kolsuz ceket taberd n.
açık havada çukur açılarak yapılmış fırın maori oven n.
açık havada çukur açılarak yapılmış fırın umu n.
açık havada çukur açılarak yapılmış fırın hangi n.
açık havada yapılan parti, kabul töreni veya sergi gibi organizasyonlar için kurulan büyük bir çadır markee n.
(açık havada) gün ışığı plein air n.
açık havada gecelemek bivouac v.
açık havada çalışmak work outdoors v.
açık havada yapılan sporlara düşkün outdoorsy adj.
açık havada yapılan alfresco adj.
açık havada olan hypethral adj.
açık havada olan outside adj.
açık havada olan hypaethral adj.
açık havada yapılan al fresco adj.
açık havada meydana gelen open-air adj.
açık havada meydana gelen open-air adj.
açık havada mevcut olan open-air adj.
açık havada bulunan out-of-door adj.
açık havada gerçekleşen out-of-door adj.
açık havada resim yapma ile ilişkili plein air adj.
açık havada yapılan resim ile ilişkili plein air adj.
açık havada yapılan (resim) plein air adj.
açık havada gerçekleşen plein-air adj.
Phrasals
dışarıda/açık havada pişirmek (barbekü vb) cook out v.
bir bitkiyi açık havada yaşayabilsin diye açık hava şartlarına maruz bırakmak harden off v.
bir bitkiyi açık havada yaşayabilsin diye normal hava şartlarına alıştırmak harden something off v.
açık havada yatmak/uzanmak lay out v.
(bir şeyi) dışarıda/açık havada pişirmek cook (something) out v.
Speaking
tv izlemeyi açık havada yürümeye tercih ediyor musun? do you prefer watching tv to walking in the open air? expr.
tv izlemeyi açık havada yürümeye tercih eder misin? do you prefer watching tv to walking in the open air? expr.
Law
saksonların açık havada halka açık toplantılar veya mahkemeler düzenlediği yüksek yer mute-hill [scotland] n.
Tourism
hawaiililerin açık havada gerçekleştirdikleri eğlenceli şenlik iuau n.
Technical
açık havada bakım air curing n.
açık havada kurutma air seasoning n.
açık havada kurutulan air-seasoned adj.
açık havada kür edilmiş air-cured adj.
Aeronautic
açık havada yanan atık gaz alevi flare n.
(fışkıran atık yakıtı) açık havada yakmak flare v.
Physics
açık havada hızlıca su kaynatmakta kullanılan bir cihaz thermette [nz] n.
Religious
çadırda veya açık havada düzenlenen ve genellikle birkaç gün süren dini toplantı camp meeting n.
özellikle doğu kilisesinde açık havada giyilen kapüşonlu bir papaz cüppesi anabata n.
Military
açık havada gecelemek bivouac v.
Sport
açık havada oynanan petank gibi çeşitli top atma oyunlarına verilen ad boules n.
açık havada oynanan buz hokeyi pond hockey n.
Cinema
açık havada çevirme location shooting n.
açık havada çevirme outdoor shooting n.
Entomology
açık havada yuvalanıp yiyecek için evleri işgal eden, küçük ve parlak siyah bir karınca little black ant (monomorium minimum) n.