aklı başında - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

aklı başında



Bedeutungen von dem Begriff "aklı başında" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 39 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
aklı başında levelheaded adj.
aklı başında in one's right mind adj.
aklı başında compos mentis adj.
aklı başında amenable adj.
aklı başında collected adj.
aklı başında of sound mind adj.
aklı başında judicious adj.
aklı başında in his right mind adj.
aklı başında sensible adj.
aklı başında lucid adj.
aklı başında sane adj.
aklı başında rightminded adj.
aklı başında clear-headed adj.
aklı başında level-headed adj.
aklı başında sober-minded adj.
aklı başında balanced adj.
aklı başında rational adj.
aklı başında well-balanced adj.
aklı başında hard-headed adj.
aklı başında clearheaded adj.
aklı başında tidy adj.
aklı başında unhysterical adj.
aklı başında wise-like adj.
aklı başında right-thinking adj.
aklı başında fit adj.
aklı başında present [obsolete] adj.
Colloquial
aklı başında down-to-earth adj.
aklı başında grounded adj.
aklı başında earthy adj.
aklı başında in your right mind expr.
aklı başında up top expr.
Idioms
aklı başında right in the head adj.
aklı başında cool and collected expr.
aklı başında all there expr.
aklı başında in one's right mind expr.
aklı başında calm and collected expr.
aklı başında with both feet on the ground expr.
aklı başında in right mind expr.
Slang
aklı başında froody adj.

Bedeutungen, die der Begriff "aklı başında" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 79 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
aklı başında olma presence of mind n.
aklı başında olma collectedness n.
aklı başında olma sanity n.
gerçek dünyada yaşayan aklı başında bir insan a rational person living in the real world n.
aklı başında olmak have both one's feet on the ground v.
aklı başında olmak be in one's right mind v.
aklı başında biri olmak have a good head on one's shoulders v.
aklı başında biri olmak have one's head screwed on right v.
aklı başında biri olmak have one's head screwed on the right way v.
kendine hakim/aklı başında together adj.
aklı başında olmayan madbrained adj.
aklı başında olan self-composed adj.
aklı başında olarak soberly adv.
aklı başında bir şekilde unhysterically adv.
aklı başında bir şekilde healthily adv.
Proverb
aklı başında adam yıkılmaz you can't keep a good man down
aşıkken aklı başında olunmaz one cannot love and be wise
Colloquial
aklı başında olmak be in one's right mind v.
aklı başında olmamak be not all there v.
aklı başında değil not in the right mind adj.
aklı başında olan hiç kimse (bir şeyi yapmaz) no one in his/her/their right mind would (do something) expr.
Idioms
aklı başında olmayan out to lunch n.
aklı başında herkes/herhangi biri anyone in their right mind n.
aklı başında herkes/herhangi biri anyone in their right mind n.
aklı başında olmamak be beside one's self v.
aklı başında olmak have all (one's) buttons v.
aklı başında olmak have all one's buttons v.
aklı başında olmamak be missing some of (one's) buttons v.
aklı tümüyle yerinde/başında olmak have all (one's) buttons v.
aklı tümüyle yerinde/başında olmak have all one's buttons v.
aklı tümüyle yerinde/başında olmak have all one's marbles v.
aklı başında olmamak lose (one's) buttons v.
aklı başında olmamak not have all (one's) buttons v.
aklı başında olmak have a clear head v.
aklı başında olmak keep a clear head v.
aklı başında davranmak have one's feet on the ground v.
aklı başında davranmak keep one's feet on the ground v.
aklı başında olmak have all one's marbles v.
aklı başında olmak have got it all together to v.
aklı başında olmak have one's head screwed on v.
aklı başında olmak have it all together v.
aklı başında olmak have one's head screwed on the right way v.
aklı başında olmamak not be right in the head v.
aklı başında olmak have all one's buttons v.
aklı başında olmamak be in another world v.
aklı başında olmamak be missing some of (one's) marbles v.
aklı başında olmak be compos mentis v.
aklı başında olmamak be not right in the head v.
aklı başında olmak be of sound mind v.
aklı başında biri olmak have your head screwed on (the right way) v.
aklı başında olmak have your head screwed on (the right way) v.
aklı başında olmak have a good head on shoulders v.
aklı başında biri olmak have a good head on your shoulders v.
aklı tümüyle yerinde/başında olmak have all marbles v.
aklı başında olmak have all marbles v.
aklı başında olmak have both feet on the ground v.
aklı başında davranmak have feet on the ground v.
aklı tümüyle yerinde/başında olmak have got all (one's) marbles v.
aklı başında olmak have got all (one's) marbles v.
(bir şey yapmak için) aklı başında olmak have got it (all) together to (do something) v.
aklı başında olmak have got it (all) together v.
aklı başında davranmak have your feet on the ground v.
aklı başında olmak have your head screwed on v.
aklı başında olmak have/keep a clear head v.
aklı başında davranmak keep feet on the ground v.
aklı başında olmamak not feel (oneself) v.
aklı başında olmamak not feel yourself v.
aklı başında olmayan not all there expr.
aklı başında olmayan as daft as a brush expr.
birinin henüz aklı başında değilken before someone's time expr.
aklı başında davran keep your feet on the ground expr.
aklı başında hiç kimse nobody in their right mind expr.
aklı başında hiç kimse no one in their right mind expr.
(pek) aklı başında değil not (quite) right in the head expr.
aklı başında değil not right in the head expr.
Speaking
aklı başında biri he has a good head on his shoulders expr.
Slang
dengesiz/aklı başında olmayan kimse head case n.
aklı başında olmamak be out of (one's) head v.
aklı başında olmamak be as daft as a brush [uk] v.