anlaşma - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

anlaşma



Bedeutungen von dem Begriff "anlaşma" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 86 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
anlaşma deal n.
anlaşma agreement n.
anlaşma contract n.
General
anlaşma concord n.
anlaşma concurring n.
anlaşma conspiracy n.
anlaşma composition n.
anlaşma rapport n.
anlaşma concert n.
anlaşma hookup n.
anlaşma pact n.
anlaşma understanding n.
anlaşma assent n.
anlaşma consensus n.
anlaşma alliance n.
anlaşma bargain n.
anlaşma axis n.
anlaşma entente n.
anlaşma treaty n.
anlaşma accord n.
anlaşma agreement n.
anlaşma compact n.
anlaşma covenant n.
anlaşma settlement n.
anlaşma arrangement n.
anlaşma handshaking n.
anlaşma grith n.
anlaşma convention n.
anlaşma hook-up n.
anlaşma accordment n.
anlaşma accordancy n.
anlaşma adjustment n.
anlaşma acceptance n.
anlaşma accommodation n.
anlaşma whiz n.
anlaşma whizz n.
anlaşma whack n.
anlaşma liage n.
anlaşma o.k. n.
anlaşma concertion n.
anlaşma conclusion n.
anlaşma concordancy n.
anlaşma downsitting [scotland] n.
anlaşma paction n.
anlaşma consortion n.
anlaşma convenience [obsolete] n.
anlaşma forward [obsolete] [dialect] n.
Trade/Economic
anlaşma convention n.
anlaşma arrangement n.
anlaşma accord n.
anlaşma compound n.
anlaşma amicable settlement n.
anlaşma covenant n.
anlaşma compromise n.
anlaşma entente n.
anlaşma charter n.
anlaşma composition n.
anlaşma agreement n.
Law
anlaşma accordancy n.
anlaşma accordment n.
anlaşma convention n.
anlaşma consensus n.
anlaşma treaty n.
anlaşma accord n.
anlaşma agreement n.
anlaşma astipulation n.
Politics
anlaşma accordancy n.
anlaşma pact n.
anlaşma deal n.
anlaşma agreement n.
anlaşma concordat n.
anlaşma accord n.
anlaşma determination n.
anlaşma settlement n.
anlaşma entente n.
anlaşma league n.
Technical
anlaşma convention n.
anlaşma contract n.
Computer
anlaşma handshake n.
Informatics
anlaşma handshake n.
Abbreviation
anlaşma arrgt. n.
Latin
anlaşma pactum n.
Archaic
anlaşma touch n.
anlaşma atonement n.
Modern Slang
anlaşma agreeal n.
anlaşma agreeance n.

Bedeutungen, die der Begriff "anlaşma" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
gizli anlaşma collusion n.
General
müşterek anlaşma pool agreement n.
orta yol (anlaşma vb) common way n.
geçici anlaşma provisional arrangement n.
kazanan tarafından yenilene zorla kabul ettirilen anlaşma diktat n.
bağlayıcı anlaşma obligatory agreement n.
açık anlaşma express agreement n.
anlaşma kapsamı scope of agreement n.
geçici anlaşma provisional treaty n.
kötü amaçla yapılan gizli anlaşma conspiracy n.
özel anlaşma specialty n.
sözlü anlaşma compact n.
geçici anlaşma working agreement n.
geçici anlaşma binder n.
üçlü anlaşma triple alliance n.
adil anlaşma fair agreement n.
karşılıklı anlaşma collective bargaining n.
çok taraflı anlaşma multilateral agreement n.
gizli anlaşma conspiracy n.
anlaşma koşulları terms of agreement n.
anlaşma metni contract n.
standartlar ve uygulamalarla ilgili varılan resmi anlaşma convention n.
karşılıklı anlaşma collective agreement n.
anlaşma (iki devlet arasında olan) accord n.
anlaşma taslağı draft agreement n.
anlaşma dışı out of the contract n.
anlaşma şartları terms of agreement n.
sözlü anlaşma assumpsit n.
gizli anlaşma collusion n.
sözlü anlaşma verbal agreement n.
anlaşma koşulları terms n.
sözlü anlaşma oral agreement n.
anlaşma kapsamı scope of contract n.
anlaşma ekleri contract annexes n.
anlaşma ekleri contract's annexes n.
anlaşma ekleri agreement annexes n.
anlaşma ekleri agreement's annexes n.
anlaşma formu agreement form n.
karşılıklı anlaşma agreement by mutual n.
standart anlaşma standard agreement n.
geçici anlaşma modus vivendi n.
geçici anlaşma interim agreement n.
nihai anlaşma final agreement n.
çok taraflı anlaşma multi-lateral agreement n.
üç veya daha çok taraf arasında yapılan anlaşma multi-lateral agreement n.
dinsel anlaşma covenant n.
bozma (anlaşma veya antlaşma vb) infringement n.
kilise ile devlet arasındaki anlaşma concordat n.
geçici anlaşma temporary settlement n.
karşılıklı anlaşma pledge n.
yazılı anlaşma written agreement n.
ödün vererek anlaşma compromise n.
anlaşma önergesi conciliatory proposal n.
anlaşma/sözleşme yapılabilirlik/imzalanabilirlik contractibility n.
anlaşma/sözleşme yapılabilirlik/imzalanabilirlik contractability n.
müzakere edilerek varılan anlaşma negotiated deal n.
bağlayıcı anlaşma binding deal n.
anlaşma girişimi attempt to deal n.
yenilenmiş anlaşma realliance n.
sınırlı bir süre için sağlanan anlaşma temporizing n.
karşılıklı anlaşma tryst [scottish] n.
sözlü anlaşma league n.
kamu kaynaklarına erişimi olanların yetkili konumda bulunanlarla anlaşma halinde yaptığı bir dolandırıcılık bobol n.
buluşmak için yapılan anlaşma rendezvous n.
anlaşma veya yasanın feshini isteyen kimse repealer n.
seçkin bir grubun belirli din, ırk, uluslara mensup kişileri gruba kabul etmemek üzere yaptıkları yazısız anlaşma gentleman's agreement n.
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma gentlemens agreement n.
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma gentlemen's agreement n.
seçkin bir grubun belirli din, ırk, uluslara mensup olan kişileri gruba kabul etmemek üzere yaptıkları yazısız anlaşma gentlemen's agreement n.
bir zümreye fayda sağlarken diğerlerinin hakkını yiyen adaletsiz anlaşma giveaway n.
(kar veya artan masraf nedeniyle) aynı mülkün karşılıklı anlaşma yolu ile birinden diğerine devredilmesi demise and redemise n.
belirli bir konuda bir kişinin diğerine güvence verdiği anlaşma guaranty n.
gizli anlaşma connivery n.
tam anlaşma diapason [obsolete] n.
bağlayıcı anlaşma comart [obsolete] n.
anlaşma paketi ile sağlanan hizmet ve ürünler package deal n.
tek bir faaliyetin gerçekleştirilmesi ile sona eren kısa süreli uluslararası anlaşma paction n.
kutsal anlaşma sanction [obsolete] n.
dinsel anlaşma sanction [obsolete] n.
üzerinde anlaşma yapılabilir olma contractibleness n.
anlaşma yapma contraction n.
antlaşma veya anlaşma ile başka ülkede kurulan askeri üs outpost n.
ön anlaşma preconcert n.
ön anlaşma preconcertion n.
toplantı sonucu varılan genel anlaşma sense of the meeting n.
anlaşma ifadesi veya imza olarak ismini yazan kimse signer n.
mahkemede gizli anlaşma yapma suçu işlemiş kimse prevaricator n.
anlaşma yapmak strike a deal v.
bağlamak (anlaşma) oblige v.
anlaşma yapmak stipulate v.
iptal etmek (yasa/anlaşma vb'ni) rescind v.
anlaşma gerçekleştirmek make a deal v.
anlaşma sağlamak make a deal v.
anlaşma yapmak conclude v.
anlaşma yapmak make an agreement v.
anlaşma sağlamak have an agreement v.
(anlaşma vb'nin) bittiğini haber vermek denounce v.
anlaşma yapmak contract v.
anlaşma gerçekleştirmek do a deal v.
anlaşma yapmak make a deal v.
geri çekilmek (anlaşma vb) resile v.
anlaşma gerçekleştirmek make an agreement v.
anlaşma sağlamak do a deal v.
anlaşma sağlamak come to an agreement v.
anlaşma maddesini silmek delete a clause in the contract v.
anlaşma maddesini düzeltmek amend a clause in the contract v.
anlaşma yapmak enter into an agreement with somebody v.
anlaşma sağlamak agree v.
anlaşma sağlamak get through to someone v.
anlaşma düzmek sign an agreement v.
anlaşma bozmak break the agreement v.
anlaşma bozmak terminate the agreement v.
anlaşma bozmak go back on the agreement v.
(anlaşma vb) bağlamak oblige v.
anlaşma akdetmek conclude (a treaty/a contract) v.
anlaşma akdetmek place contract v.
(anlaşma) başlamak be in hand v.
anlaşma yenilemek renew an agreement v.
anlaşma hazırlamak prepare an agreement v.
anlaşma hazırlamak prepare a contract v.
anlaşma sağlamak agree upon v.
geri almak için bir çeşit anlaşma yapmak make some sort of deal to get it back v.
anlaşma/uzlaşma yoluna gitmek seek a settlement v.
(bir anlaşma, kanun, plan yahut politikayı) iptal etmek scrap v.
yürütmek (kanun/anlaşma) police v.
uygulamak (kanun/anlaşma) police v.
anlaşma koşullarını müzakere etmek treat v.
anlaşma şartlarını görüşmek treat v.
anlaşma sağlamak agree on a compromise v.
el altından anlaşma yapmak truck v.
anlaşma sağlamak equip v.
(kamu kaynaklarına erişimi olanlar ve yetkili konumda bulunanlar anlaşma halinde) dolandırıcılık yapmak bobol v.
anlaşma koşullarını yerine getirmek honour v.
anlaşma sağlamak congrue [obsolete] v.
anlaşma sağlamak condescend [obsolete] v.
gizli anlaşma yapmak pack [obsolete] v.
anlaşma yapmak paction [scotland] v.
(anlaşma) düzenlemek firm v.
ön anlaşma yapmak precontract v.
ön anlaşma ile bağlamak precontract v.
ön anlaşma ile söz vermek precontract v.
(anlaşma üzerine) el sıkışmak strike v.
gizli anlaşma ile ilgili collusive adj.
aralarında anlaşma olan allied adj.
anlaşma içinde concurrent adj.
anlaşma eğilimli deal-prone adj.
anlaşma eğiliminde olan assentaneous adj.
anlaşma ile ilgili pactional adj.
anlaşma öncesine ait veya ilgili precontract adj.
anlaşma öncesi gelişen preconvention adj.
anlaşma ile by a pledge adv.
karşılıklı anlaşma ile by common consent adv.
genel kabul/anlaşma ile by convention adv.
Phrasals
(iki veya daha çok taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak arbitrate between v.
(iki taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak arbitrate between (someone and someone else) v.
birisiyle bir şey için anlaşma yapmak contract with someone for something v.
(sözleşme/anlaşma vb) ile/uyarınca/göre sağlamak/tedarik etmek provide something under something v.
savcıyla birinin daha hafif bir suçtan ceza almasını sağlayacak bir anlaşma yapmak plead down to (something) v.
anlaşma halinde olmak enter into v.
anlaşma yapmak stitch up v.
resmi bir anlaşma yapmak stitch up v.
ile anlaşma yapmak contract with v.
(bir anlaşma) imzalamak enter into (something) v.
(bir anlaşma) imzalamak enter in (something) v.
(anlaşma) bozmak obtrude upon v.
hukuka veya anlaşma kurallarına bakarak dahil etmek rule in v.
hukuka veya anlaşma kurallarına bakarak hariç tutmak rule in v.
(sözleşme/anlaşma) ile/uyarınca/göre sağlamak/tedarik etmek provide under v.
(bir şey) için (resmi bir ticari teklif/anlaşma) yapmak tender (something) for (something) v.
anlaşma yapmak condescend (on/upon) [scotland] v.
Phrases
anlaşma gereği as per/pursuant to the contract/agreement n.
anlaşma gereği according to the contract n.
anlaşma gereği according to the agreement n.
anlaşma olmadığı takdirde if no agreement is reached expr.
anlaşma olmadığı takdirde in case of non-agreement expr.
anlaşma süresince during the term of the agreement/contract expr.
anlaşma uyarınca according to agreement expr.
bu anlaşma kapsamında/çerçevesinde under this agreement expr.
Proverb
pazarlık/anlaşma iki kişiyle yapılır It takes two to make a bargain
Colloquial
hükmü kalmamış anlaşma a dead letter n.
iyi bir anlaşma a sweet deal n.
(anlaşma, proje) pay cut n.
şaibeli anlaşma dodgy deal [uk] n.
üç tarafın da kazandığı/karlı çıktığı bir iş, durum, etkileşim, anlaşma win-win-win n.
anlaşma yapılması gereken kimse customer n.
(bir şeyi kutlamak için veya arkadaşlık, birlik, anlaşma göstergesi olarak) yumruklarını birbirine vurmak hit the rock [us] v.
(anlaşma) sonuca bağlanmış buttoned up adj.
karşılıklı anlaşma bildiren ünlem check interj.
anlaşma anlaşmadır a bargain is a bargain expr.
Idioms
karşılıklı anlaşma meeting of (the) minds n.
karşılıklı anlaşma a meeting of minds n.
karşılıklı anlaşma a meeting of minds n.
rüşvetle varılan anlaşma sweetheart contract n.
adil anlaşma fair deal n.
adil anlaşma square deal n.
yüzde yüz güven veren söz/anlaşma cast-iron promise or arrangement n.
kapalı kapılar ardında yapılan anlaşma back-room deal n.
sözlü anlaşma gentleman's pact n.
karşılıklı güven üzerine kurulu anlaşma gentleman's pact n.
sonuçlanmış anlaşma a done deal n.
kesinlik kazanmış anlaşma a done deal n.
adil bir anlaşma a fair deal n.
karşılıklı güvene dayalı anlaşma a gentleman's agreement n.
sözlü anlaşma a gentleman's agreement n.
yasal açıdan bir bağlayıcılığı olmayan güven üzerine kurulu anlaşma a gentleman's agreement n.
adil bir anlaşma a square deal n.
eşit şartlarda bir anlaşma/pazarlık a square deal n.
riskli anlaşma dicey deal n.
tehlike arz eden durum/anlaşma dicey deal n.
kesinlik kazanmış anlaşma done deal n.
sonuçlanmış anlaşma done deal n.
iptal edilemez anlaşma done deal n.
feshedilemez anlaşma done deal n.
yararlı/faydalı anlaşma sweet deal n.
karlı anlaşma sweet deal n.
özel/iyi bir anlaşma yapmak catch a break v.
özel/iyi bir anlaşma yapmak get a break v.
anlaşma koşullarını görüşmek için masaya oturtmak bring (someone or something) to the peace table v.
anlaşma koşullarını görüşmek için bir araya gelmelerini sağlamak bring (someone or something) to the peace table v.
anlaşma görüşmeleri için bir araya getirmek bring (someone or something) to the peace table v.
anlaşma koşullarını gevşetmek sweeten up the deal v.
anlaşma sağlamak cut a deal v.
anlaşma sağlamak close a deal with v.
anlaşma yapmak cut a deal v.
anlaşma yapmak close a deal with v.
tek tarafın çıkar sağladığı bir durum/anlaşma olmak be a one-way street v.
tek tarafın yararına bir anlaşma/durum olmak be a one-way street v.
anlaşma koşullarını gevşetmek sweeten the deal v.
anlaşma için bir çözüm bulmak take a middle course v.
(bir anlaşma, mevzuat, sözleşme daha yeni/henüz yapılmış olmak the ink isn't dry (on something) v.
tam anlaşma ile on the dotted line adv.
yazıldığı kağıt kadar değeri olmayan (anlaşma, söz) not worth the paper it is written on expr.
Speaking
anlaşma buydu that was the deal expr.
anlaşma iptal deal's off expr.
bir anlaşma yapmıştık we had an agreement expr.
bir anlaşma yapalım let's make a deal expr.
onunla bir anlaşma yaptım I made a deal with him expr.
anlaşma sağlamak, vurgu için kullanılan güney afrika ifadesi ek se expr.
Trade/Economic
ticari anlaşma troke [scottish] n.
alıcının söz konusu ürüne ek olarak başka bir ürün veya hizmeti de satın alması şartıyla sağlanan yasadışı anlaşma tying agreement n.
anlaşma maddeleri articles of agreement n.
anlaşma hükümleri articles of agreement n.
anlaşma hükümleri contract provisions n.
anlaşma süresi duration of agreement n.
anlaşma sağlama reconciliation n.
anlaşma ekleri exhibits n.
anlaşma iptali abrogation of agreement n.
açık anlaşma express agreement n.
alacaklılarla anlaşma deed of arrangement n.
alacaklılarla anlaşma arrangement with creditors n.
alınan bir borcun geri ödenmeye başlanılmadan önce karşılıklı anlaşma ile geçmesi kabul edilen süre grace n.
anlaşma akdetme conclude an agreement n.
anlaşma bendi agreement clause n.
anlaşma eğrisi contract curve n.
anlaşma ekibi yardımcısı assistant to the contracting team n.
anlaşma hükmü agreement clause n.
anlaşma yoluyla fesih negotiated settlement n.
anlaşma yoluyla sözleşme negotiated contract n.
avrupa birliği ülkeleri arasında sınır denetimlerinin tümden kaldırılmasını öngören anlaşma schengen n.
bağlayıcı anlaşma binding sale agreement n.
bağlı anlaşma side agreement n.
bağlayıcı anlaşma obligatory agreement n.
bir taşınmazın mülkiyetini başkasına devretmeye yarayan yazılı anlaşma deed n.
bir grubun oyları arasında anlaşma olmayacak şekilde oluşan ayrılık division of opinion n.
bir anlaşma üzerinden genellikle el altından alınan komisyon veya pay rake-off n.
bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma non-compete agreement n.
bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma noncompete agreement n.
çok yanlı anlaşma multilateral agreement n.
çifte vergilendirilmeden kaçınmak için yapılan uluslararası anlaşma double taxation agreement n.
çok taraflı anlaşma imzacısı multilateral agreement signatory n.
çok taraflı anlaşma multilateral agreement n.
dostça varılan anlaşma amicable settlement n.
düzmece anlaşma bogus agreement n.
ek anlaşma subsidiary agreement n.
ekonomik anlaşma economic agreement n.
firmaların birbirlerinin çalışanlarını ayartıp kendi bünyelerinde çalıştırmalarını engellemek amacıyla imzaladıkları anlaşma no-poaching agreement n.
geçici anlaşma modus vivendi n.
geçici anlaşma binder n.
gizli anlaşma secret agreement n.
gizli anlaşma collusion n.
gizli anlaşma tacit collusion n.
hususi anlaşma special agreement n.
hisse devrine ilişkin anlaşma share deal n.
hizmetlerini bireysel anlaşma veya sözleşmeye göre satan taşıma firması contract carrier n.
işçi-işveren arasında yapılan anlaşma gereğince ücretlerde her yıl yapılacak ek artış improvement factor n.
ithalatçı ve ihracatçı ülke arasında yapılan ve malın fiyatını belirleyen anlaşma commodity agreement n.
iki yanlı anlaşma bilateral agreement n.
ikili anlaşma bilateral agreement n.
ikili anlaşma reciprocal agreement n.
iki taraflı anlaşma bilateral agreement n.
işveren ile işçi sendikası arasında varılan toplu sözleşmenin koşullarını belirten anlaşma abdication n.
karşılıklı anlaşma mutual agreement n.
karşılıklı anlaşma ile iş akdini sonlandırma mutual rescission n.
karşılıklı ticari anlaşma executive trade agreement n.
karşılıklı güvene dayalı anlaşma gentleman’s agreement n.
karşılıklı işlemlerin netleştirilmesine imkan veren anlaşma master netting arrangement n.
karşılıklılık esasına dayalı anlaşma reciprocity agreement n.
kesin anlaşma definitive agreement n.
korsanlığa karşı anlaşma anti-pirating agreement n.
maliyete ek anlaşma cost plus contract n.
müşterek anlaşma joint agreement n.
olası anlaşma zemini zone of possible agreement (zopa) n.
nihai anlaşma definitive arrangement n.
özel anlaşma private arrangement n.
özel anlaşma special agreement n.
ömür boyu para ödenmesi için yapılan anlaşma annuity agreement n.
ön anlaşma booking note n.
prensipte anlaşma agreement in principle n.
pursantajlı anlaşma percentage agreement n.
sendika ile işveren arasındaki bir anlaşma hot cargo clause n.
sözlü anlaşma verbal contract n.
şarta bağlı anlaşma contingent agreement n.
sözleşmeli anlaşma contractual agreement n.
sözlü anlaşma oral agreement n.
sözlü anlaşma parol contract n.
sözlü anlaşma verbal agreement n.
sözleşmeye dayalı anlaşma contractual agreement n.
sözlü anlaşma gentleman's agreement n.
tekrar anlaşma renegotiation n.
toplu pazarlık görüşmeleri için bir işçi örgütünün temsil ettiği ve anlaşma ile bir araya gelmiş işçiler grubu appropriate bargaining unit n.
taşıma şirketleri arasında yapılan anlaşma air/sea interchange n.
türkiye ile avrupa ekonomik topluluğu arasında bir ortaklık yaratan anlaşma Agreement Establishing An Association Between Turkey and the European Economic Community n.
ticari anlaşma trade agreement n.
tarafları bağlayan anlaşma binding agreement n.
tarafların rızasıyla anlaşma amicable arrangement n.
takas yoluyla ticarette ödemeleri iki yanlı denkleştirme için yapılan anlaşma bilateral payment agreement n.
ticari anlaşma commercial treaty n.
tali anlaşma subsidiary agreement n.
tek taraflı anlaşma unilateral agreement n.
temel anlaşma basic agreement n.
uluslararası çok taraflı anlaşma international multilateral agreement n.
varlıklarla ilgili anlaşma asset deal n.
yazılı anlaşma written agreement n.
zararın ödenmesi için zararı yapan ile zarara uğrayan arasında varılan anlaşma accord and satisfaction n.
yerel anlaşma local agreement n.
zımni anlaşma tacit agreement n.
yüzdeli anlaşma percentage agreement n.
zımni anlaşma implied agreement n.
şüpheli anlaşma dodgy deal n.
riskli anlaşma dodgy deal n.
anlaşma yapıcı dealmaker n.
çok iyi bir teklif veya anlaşma megadeal n.
çok büyük miktarda para içeren anlaşma veya ticari işlem megadeal n.
ürünün belirlenen fiyatın altında satılmayacağı yönünde üretici ile perakendeci arasında imzalanan anlaşma fair-trade agreement n.
satın alan tarafın ilgili ürün veya hizmet grubu için belirtilen fiyatı ödediği anlaşma package plan n.
malları veya hizmetleri takas etmek için yapılan anlaşma contra n.
anlaşma düzenlemek make an arrangement v.
anlaşma yapmak make an agreement v.
(alacaklıyla) anlaşma yapmak discharge [obsolete] v.
şartların uzatılabileceği (anlaşma) time adj.
uzun vadeli anlaşma sağlayan long-term adj.
anlaşma aşamasında sold subject to contract (sstc) expr.
anlaşma mektubu loc (letter of contract) abrev.
anlaşma metni loc (letter of contract) abrev.
Law
mahkeme dışında anlaşma accordancy n.
arazi sahibi ile papaz veya papaz yardımcısı arasında yapılan bir tür anlaşma real composition n.
anlaşma nedeniyle itiraz hakkının düşmesi estoppel by agreement n.
anlaşma yapılması fixture n.
anlaşma nedeniyle itiraz hakkının düşmesi estoppel by convention n.
açık anlaşma express covenant n.
açık anlaşma express contract n.
açık anlaşma express agreement n.
alacaklılarla anlaşma compounding with creditors n.
alacaklılarla anlaşma arrangement with creditors n.
alacaklılarla anlaşma composition with creditors n.
bağlayıcı anlaşma binding agreement n.
bağlayan anlaşma binding agreement n.
borcun istenmeyeceğine yönelik anlaşma pactum de non petendo n.
borcun ifasını dava açarak talep etmeyeceğine yönelik alacaklı tarafından -genellikle- yazılı olmadan yapılan anlaşma pactum de non petendo n.
borç ödenmediğinde merhumun mülkiyetinin devrine dair anlaşma agreement for forfeiture of chattel n.
borç tasfiyesi için anlaşma yapan borçlu compounder n.
bir suçlunun suçunu itiraf ederek ceza indiriminden yararlanmak için yaptığı anlaşma plea agreement n.
evlilik öncesi anlaşma prenupt n.
geçersiz anlaşma void agreement n.
evlilik öncesi anlaşma premarital agreement n.
evlilik öncesi anlaşma antenuptial agreement n.
evlilik öncesi anlaşma prenuptial agreement n.
evlilik öncesi anlaşma prenup n.
evlilik öncesi anlaşma marriage settlement n.
geçici anlaşma interim agreement n.
evlilik öncesi anlaşma prenuptial contract n.
gizli anlaşma collusion n.
genel anlaşma general agreement n.
gizli anlaşma collusive agreement n.
hakem yoluyla anlaşma compromise by arbitration n.
haksız fiilden doğan tazminat hakkı ile ilgili taraflar arasında varılan anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi accord and satisfaction n.
hatır için yapılan anlaşma accommodation n.
hileli anlaşma fraudulent agreement n.
hileli anlaşma agreement formed with the intent to defraud n.
hileli anlaşma collusion n.
iki taraflı anlaşma bilateral agreement n.
ikili anlaşma bilateral agreement n.
kanunsuz anlaşma chevisance n.
kadına karşı ve aile i̇çi şiddetle mücadele ve bunların önlenmesine dair anlaşma convention on preventing and combating violence against women and domestic violence n.
karşılıklı anlaşma mutual agreement n.
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil casual evidence n.
karma anlaşma mixed agreement n.
mahkeme dışında anlaşma accord n.
mahkeme dışı anlaşma accord and satisfaction n.
müşterek anlaşma joint agreement n.
ön uzlaşma/anlaşma initial settlement n.
özel anlaşma private arrangement n.
poliçe tanzimine kadar yapılan ön anlaşma binder n.
prensipte anlaşma handshake deal n.
sarih anlaşma express covenant n.
şifai anlaşma verbal agreement n.
sözlü anlaşma oral agreement n.
sözlü anlaşma parol contract n.
sözlü anlaşma verbal contract n.
sözlü anlaşma oral contract n.
sulhen anlaşma settlement in pais n.
sözlü anlaşma verbal agreement n.
şifahi anlaşma oral agreement n.
şarta bağlı anlaşma contingent agreement n.
sözlü anlaşma parol agreement n.
sözlü anlaşma parol contract n.
şifahen anlaşma handshake deal n.
tek taraflı anlaşma unilateral agreement n.
tek taraflı anlaşma unilateral contract n.
uyuyan anlaşma dormant contract n.
uluslararası anlaşma international treaty n.
yazılı anlaşma contract n.
konut derneği gibi devlet onaylı bir makam ile kiracı arasında yapılan anlaşma assured tenancy [brit] n.
ceza ödemenin yükümlülüğü yerine getirmekten daha ucuza geldiği anlaşma average agreement n.
söz konusu sözleşmenin taraflar arasındaki eksiksiz ve nihai anlaşma olduğunu belirten hüküm integration clause n.
yasa dışı anlaşma chevisance [obsolete] n.
birlikte çalışmak üzere yapılan gayriresmi anlaşma working agreement n.
konut sahibiyle anlaşma uyarınca konutta hak iddia etmeyip konutun belirli bölümünde yaşama hakkına sahip kimse lodger n.
kanunen uygulanabilir anlaşma obligation n.
başkalarıyla anlaşma veya resmi belge imzalayan kimse cosignitary n.
birden fazla kişi arasında gerçekleştirilen ve çeşitli vaatler içeren gayriresmi anlaşma pactio n.
bir şahıs veya kuruluşun bir diğerine ait kişisel ve mali meseleleri yönetmesini öngören anlaşma conservatorship n.
ticari işletmenin bir diğerinin kontrolüne girmesini öngören anlaşma conservatorship n.
resmi anlaşma fine n.
varlık devri hususunda taraflar arasındaki ihtilafı sonlandıran anlaşma fine n.
(sirkte performans öncesi yetkililer ile anlaşma yapan) arabulucu fixer n.
ön anlaşma precontract n.
yasal olarak bağlayıcı anlaşma shake n.
yazılı ve imzalı anlaşma syngraph n.
karşılıklı anlaşma ile eski yükümlülüğün yerine yenisini koymak novate v.
anlaşma bozmak break an agreement v.
dolandırma amacıyla üçüncü bir şahısla gizli anlaşma yapmak collude v.
suç işlemek üzere gizli anlaşma yapmak connive v.
karşılıklı anlaşma için zamanı olmak imparl v.
uzun vadeli anlaşma yapmak improve [scotland] v.
hatır için yapılan anlaşma ile ilgili accommodational adj.
anlaşma kabilinden conciliatory adj.
aksine anlaşma bulunmadığında in the absence of contrary agreement expr.
anlaşma yapılmıştır concluded expr.
Politics
ticari ayrıcalıklarda karşılıklılık esasına dayalı anlaşma reciprocity treaty n.
abd’de yeni anlaşma olarak bilinen ekonomik politikaları destekleyen kimse new dealer n.
üç ülke veya devletin yaptığı anlaşma trialism n.
anlaşma maddesi clause n.
anlaşma maddeleri articles of agreement n.
avrupa birliği için anlaşma projesi project of treaty on the european union n.
anlaşma muhtıraları memoranda of agreement n.
anlaşma kategorileri categories of agreements n.
anlaşma muhtırası memorandum of agreement n.
anlaşma imzalayan devlet signatory n.
anlaşma mektubu letter of agreement n.
anlaşma mektubu letter of arrangement n.
anlaşma metni letter of agreement n.
avrupa atom enerjisi topluluğunu kuran anlaşma treaty establishing the european atomic energy community n.
avrupa konseyinin imtiyaz ve muafiyetlerine müteallik genel anlaşma fourth protocol to the general agreement on privileges and immunities of the council of europe n.
avrupa konseyinin imtiyaz ve muafiyetlerine müteallik genel anlaşma general agreement on privileges and immunities of the council of europe n.
avrupa sosyal güvenlik sözleşmesi’ne ek anlaşma supplementary agreement for the application of the european convention on social security n.
batı berlin hakkında dörtlü anlaşma quadripartite agreement about west berlin n.
barış yoluyla anlaşma peaceful settlement n.
çerçeve anlaşma framework agreement n.
çok taraflı anlaşma multilateral agreement n.
çığır açan anlaşma a landmark agreement n.
çok taraflı anlaşma charter n.
dikey anlaşma vertical agreement n.
ek anlaşma additional act n.
ek anlaşma supplementary agreement n.
firmalar arası anlaşma inter-enterprise agreement n.
geçici anlaşma interim agreement n.
her iki tarafın rızası ile anlaşma amicable arrangement n.
hükümetlerarası anlaşma intergovernmental agreement n.
hemen yürürlüğe giren anlaşma self executing treaty n.
hakkındaki anlaşma intellectual property n.
icrai anlaşma executive agreement n.
işletmeler arası anlaşma inter-enterprise agreement n.
ikili anlaşma bilateral agreement n.
iki taraflı anlaşma bilateral agreement n.
iki taraflı anlaşma bilateral arrangement n.
ikili anlaşma bilateral agreement n.
karşılıklı anlaşma compromise n.
kısmi anlaşma partial agreement n.
kural koyucu nitelikleri bulunan çok taraflı anlaşma convention n.
model anlaşma model contract n.
önerilen anlaşma proposed agreement n.
önemli anlaşma a landmark agreement n.
politik anlaşma political compromise n.
politik anlaşma political compromise n.
savaş malullerinin tıbbi tedavileri maksadıyla avrupa konseyine üye ülkeler arasında değişimine dair anlaşma agreement on the exchange of war cripples between member countries of the council of europe with a view to medical treatment n.
sevkıyat öncesi kontrole ilişkin anlaşma agreement on pre-shipment inspection n.
stratejik taarruz silahlarının sınırlandırılmasına dair geçici anlaşma interim agreement on the limitation of strategic offensive arms n.
şeytanla anlaşma faustian pact n.
şeytanla anlaşma faustian bargain n.