aracı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

aracı



Bedeutungen von dem Begriff "aracı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 69 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
aracı middleman n.
aracı intermediary n.
aracı mediator n.
General
aracı contact n.
aracı mediator n.
aracı intermediate n.
aracı jobber n.
aracı interceder n.
aracı solicitor n.
aracı intercessor n.
aracı broker n.
aracı internuncio n.
aracı gobetween n.
aracı agent n.
aracı go-between n.
aracı medium n.
aracı mediary n.
aracı thirdsman n.
aracı yeast n.
aracı entrepreneur n.
aracı facient n.
aracı mean [obsolete] n.
aracı medium n.
aracı middler [obsolete] n.
aracı buffer n.
aracı in-between n.
aracı in-betweener n.
aracı instrument n.
aracı vessel [rare] n.
aracı comprador n.
aracı compradore n.
aracı door n.
aracı doorway n.
aracı pacificator n.
aracı contact man n.
aracı instrumentality n.
aracı intermeddler [obsolete] n.
aracı intermedial n.
aracı intermediary n.
aracı intermedium n.
aracı internuncius n.
aracı intervenient n.
aracı placater n.
aracı rope n.
aracı second hand n.
aracı stickler [obsolete] n.
aracı in-between adj.
aracı intervenient adj.
aracı servile adj.
Phrasals
aracı go-between n.
Trade/Economic
aracı jobber n.
aracı mediator n.
aracı finder n.
aracı missionary n.
aracı broker n.
aracı reseller n.
aracı middleman n.
aracı broker agent n.
aracı intermediary n.
aracı doorman n.
Law
aracı mesne n.
aracı intermediary adj.
Politics
aracı mediator n.
Food Engineering
aracı agent n.
Linguistics
aracı means n.
aracı mediator n.
Archaic
aracı intermede n.
Engineering
aracı instrumentation n.
Slang
aracı cutout n.

Bedeutungen, die der Begriff "aracı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kar küreme aracı snow plower n.
çöp toplama aracı garbage truck n.
bir yarda uzunluğundaki ölçü aracı yardstick n.
ulaşım aracı transportation vehicle n.
üç tekerlekli taşıma aracı pedicab n.
aracı karı commission n.
nakliye aracı transportation n.
aracı kuruluş factor n.
kar temizleme aracı snowplough n.
taşıt aracı vehicle n.
aracı yarışa hazırlama scrutineering n.
keşif aracı scout car n.
tanrı ile insan arasında bir rahibin aracı olarak bulunması gerektiğine inanan bir inanç sacerdotalism n.
uzay aracı space craft n.
üç tekerli toplu taşıma aracı cycle rickshaw n.
sokak süpürme aracı mechanical street sweeper n.
çöp toplama aracı dustcart n.
nakliye aracı transport n.
eğitim aracı educational appliance n.
yangın söndürme aracı fire engine n.
keşif aracı reconnaissance vehicle n.
makam aracı official car n.
dağıtma aracı dispenser n.
yangın aracı fire engine n.
itfaiye aracı fire brigade truck n.
kar temizleme aracı snowplow n.
kenetlenme (uzay aracı) docking n.
aracı kurumlar intermediary institutions n.
çöp toplama aracı refuse collection vehicle n.
çöp toplama aracı dustbin lorry n.
uzay aracı spaceship n.
finansal aracı kurumu financial intermediary n.
gezici kütüphane aracı bookmobile n.
çöp toplama aracı garbage van n.
toplu taşıma aracı public service vehicle n.
aracı kurumlar stockbrokers n.
uzay aracı space vehicle n.
çöp toplama aracı rubbish truck n.
iletişim aracı pulpit n.
çıkarma aracı landing craft n.
ulaşım aracı means of transport n.
çöp toplama aracı waste collection vehicle n.
aracı dil mediating language n.
acil durum müdahale aracı emergency response vehicle n.
iki yer arasında sürekli sefer yapan yolcu aracı shuttle n.
uzay aracı spacecraft n.
aracı firmalar stockbrokers n.
meslekte bir ilerleme aracı steppingstone n.
karayolu aracı road vehicle n.
taşıt aracı transportation n.
yayın aracı (radyo/tv) airwave n.
huzur ve barış sağlama aracı irenicon n.
aracı firma intermediary firm n.
ifade aracı a means of expression n.
görsel eğitim aracı visual aid n.
servis aracı service vehicle n.
aracı simsar broker n.
aracı simsar agent n.
radyo televizyon yayın aracı airwaves n.
test aracı test tool n.
deniz aracı marine vessel n.
sokak süpürme aracı street sweeper n.
dağıtım aracı dispersion medium n.
yol yıkama aracı street washer n.
taşıma aracı vehicle n.
kar aracı snow mobile n.
arazi aracı land vehicle n.
arazi aracı terrain vehicle n.
raporlama aracı reporting tool n.
motorlu ulaşım aracı motor vehicle n.
binek aracı passenger car n.
deniz aracı vessel n.
yansız aracı arbitrator n.
motorlu deniz aracı motor vessel n.
kamera aracı dolly n.
dip tarama aracı dredge n.
aküsü bitmiş motorun aküsünden başka bir motorun aküsüne tel bağlayarak aracı çalıştırma jump-start n.
arazi aracı off-road vehicle n.
giriş aracı denetimi re-entry vehicle inspection n.
taşıma aracı haulage vehicle n.
nakil aracı haulage vehicle n.
ingiltere'de tekerlekli, motorlu veya motorsuz kara taşıma aracı car n.
sondaj aracı jumbo n.
koruma aracı protection n.
çöp aracı garbage hauler n.
çöp aracı garbage carter n.
kar aracı snowcat n.
kara nakil aracı land transport vehicle n.
kara nakil aracı land freight vehicle n.
kara nakil aracı road transport vehicle n.
kara nakil aracı road freight vehicle n.
toplu taşıma aracı public transportation vehicle n.
yemek servis aracı catering truck n.
cenaze aracı funeral vehicle n.
devriye aracı patrol car n.
engebeli arazi aracı rough terrain vehicle n.
çetin arazi (şartları) aracı rough terrain vehicle n.
senenin aracı vehicle of the year n.
senenin aracı car of the year n.
yılın aracı vehicle of the year n.
yılın aracı car of the year n.
deniz taşıt aracı vessel n.
aracı desteği intermediary support n.
tazyikli su fışkırtma aracı water cannon n.
tazyikli su fışkırtma aracı watercannon n.
tanımlanamayan hava aracı/taşıtı bogie n.
tanımlanamayan hava aracı/taşıtı bogy n.
tanımlanamayan hava aracı/taşıtı bogey n.
ulaşım aracı medium of transport n.
servis aracı shuttle n.
servis aracı shuttle vehicle n.
cenaze aracı funeral coach n.
itfaiye aracı fire engine n.
itfaiye aracı fire truck n.
itfaiye aracı fire appliance n.
itfaiye aracı fire apparatus n.
su ikmal aracı (itfaiyede) water tender n.
merdiven aracı ladder truck n.
yangına ilk müdahale aracı first responder vehicle n.
imdat klavuz aracı (itfaiyede) emergency guide vehicle n.
ilk müdahale aracı first responder vehicle n.
insansız hava aracı drone n.
oksijen tüplü dalma aracı aqualung n.
borsa hisselerinden vurgun yapan aracı kurum bucket shop n.
yolcu taşıma aracı carryall n.
yol tuzlama aracı salt truck (us) n.
merdiven aracı aerial ladder platform n.
toplumsal olaylara müdahale aracı (toma) riot control vehicle n.
sosyal yardım kamyonu/aracı outreach van n.
nasa'nın mars’taki kutup bölgesini incelemek üzere gönderdiği uzay aracı mars surveyor '98 lander n.
nasa'nın mars’taki kutup bölgesini incelemek üzere gönderdiği uzay aracı mars polar lander n.
keşif aracı scout vehicle n.
harç taşıma aracı pannel n.
medya aracı media tool n.
aracı rol intermediary role n.
su ulaşım aracı river bus n.
su ulaşım aracı water taxi n.
su ulaşım aracı commuter boat n.
su ulaşım aracı water bus n.
hizmet aracı utility truck (ute) n.
itfaiye aracı pump n.
geniş gezinti aracı coach and six n.
uzay aracı space shuttle n.
sonda (insansız küçük uzay aracı) space probe n.
moda aracı fashion tool n.
müzakere aracı negotiation tool n.
yazı aracı medium of writing n.
aracı ajan liaison n.
kamufle aracı cover n.
güvenlik aracı pace car n.
güvenlik aracı safety car n.
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı runcible spoon n.
mızrak atma aracı spearthrower n.
mızrak atma aracı woomera n.
mızrak atma aracı atlatl n.
tedavi aracı treatment tool n.
çamurun başka bir yere taşınması için kullanılan büyük deniz aracı mud boat n.
öndeki aracı çok yakından takip eden sürücü tailgater n.
tantra aracı tantrayana n.
merdiven aracı aerial ladder truck n.
nakliye aracı moving van n.
patladığında parlak ışık verecek şekilde doldurulmuş kartondan sinyal aracı candlebomb n.
kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı t-bar lift n.
kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı surface lift n.
hedefe ulaşma veya yükselme aracı olarak kullanılan yol ya da yöntem ladder n.
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma channel n.
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma channelling n.
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma channeling n.
kavrayıp hissetme aracı (mecaz) tentacle n.
ifade aracı medium of expression n.
en ideal değerlendirme aracı the gold standard n.
istenen şeye ulaşma aracı ticket n.
görme engelliler için sesli betimleme aracı audio description n.
motorlu bir aracı içeren suç autocrime n.
başarı aracı engine n.
atı burnunu kıstırarak zapt etmeye yarayan alete benzer bir işkence aracı barnacle [obsolete] n.
refakat aracı escort n.
(hava aracı) kaldırıcı kuvvet lift n.
kadın aracı factoress [dated] n.
italya'ya özgü dört tekerlekli aracı kiralayan veya kullanan kimse vetturino n.
iki tekerlekli ve açık gezinti aracı village cart n.
ortaçağ'da iskoçya'nın batı kıyılarında ve adalarında kullanılan bir deniz aracı birlinn [scotland] n.
manevra yapabilir atmosfere dönüş aracı maneuverable reentry vehicle n.
atmosfere dönüş safhasında önceden planlanmış uçuş manevralarını yapabilen atmosfere dönüş aracı maneuverable reentry vehicle n.
erişim aracı window n.
gözetleme aracı window n.
uçma aracı wings n.
yükselme aracı wings n.
kan bağışı aracı bloodmobile n.
doğrudan ölçülemeyen, gözlemlenemeyen veya temsil edilemeyen bir şeyi ölçme veya belirtme aracı measure n.
doğru ifade aracı medium n.
değişim aracı medium n.
ev sahibi ile kiracı arasındaki aracı middleman n.
hizmet etme aracı help n.
ilerleme aracı bootstrap n.
başarı aracı bootstrap n.
iki ucundan kova sarkan bir su taşıma aracı temsili bouget n.
(gemi, uçak, uzay aracı) kumanda merkezi brain n.
merdivenli itfaiye aracı hook-and-ladder truck n.
savunma aracı horn n.
atlar tarafından sürülen deniz aracı horse boat n.
at taşıma aracı horse car n.
at taşıma aracı horsecar n.
itfaiye aracı hose carriage n.
ulaştırma aracı mode-of-transport n.
değişim aracı, zenginlik göstergesi veya ödeme aracı olarak kullanılan eşya money n.
değişim aracı, zenginlik göstergesi veya ödeme aracı olarak kullanılan madde money n.
ses çıkarma aracı mouth [obsolete] n.
acil durum aracı sireni yelper n.
temel ifade aracı olarak ampul, güneş ve lazer ışınından yararlanan bir heykel formu light sculpture n.
bir sovyet uzay aracı buran n.
gitme aracı gang n.
idam aracı garotte n.
idam aracı garrote n.
idam aracı garrotte n.
karar verme aracı decidement n.
ilaç uygulama aracı delivery system n.
gizli polis aracı ghost car [canada] n.
sivil polis aracı ghost car [canada] n.
kavrama aracı olarak el gripe [obsolete] n.
yol tuzlama aracı gritter n.
(gemi veya hava aracı) buzlanma icing n.
doğum kontrol aracı olarak geri çekilme metodunu kullanan erkek onanist n.
aracı kontrol eden kimse operator n.
iki yer arasında iletişim aracı olarak hizmet veren seyahat veya ulaşım yolu road n.
(dedikodu, bilgi veya haberlerin yayıldığı) aracı round n.
erişim aracı route n.
altın üretim aracı chrysosperm n.
zırhlı para taşıma aracı armored vehicle n.
zırhlı para taşıma aracı armored cash transport car n.
zırhlı para taşıma aracı security van n.
zırhlı para taşıma aracı armored truck n.
dağıtma aracı dispensator [obsolete] n.
aracı veya yardımcı olarak kullanılan kimse instrument n.
hükümlü birini idam etme aracı instrument of execution n.
hükümlü birini cezalandırma aracı instrument of punishment n.
gizleme aracı concealment n.
örtbas etme aracı cover-up n.
uçan aracı istenen şekle ya da yere sokan kimse driver n.
uzay aracı veya roketten fırlatılan üçgen paraşüt paraglider n.
polis devriye aracı police cruiser n.
yol tuzlama aracı gritter [uk] n.
hesaplama aracı counter n.
çapraz kontrol aracı cross-check n.
fikir alışverişi aracı currency n.
ölçüm aracı item n.
eski geçit törenlerinde kullanılan bir tür taşıma aracı pegm [obsolete] n.
kurye aracı post n.
doğrulama aracı control n.
itfaiye aracı firetruck [us] n.
aracı kimse fixer n.
hava aracı flyer n.
pagan tanrısının gizli bilgisini veya ilahi amacını bildiren aracı oracle n.
uzay aracı orbiter n.
ifade aracı outlet n.
çekme aracı prime mover n.
kement aracı rope n.
pislik temizleme aracı scummer n.
aracı kimse second hand n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway® n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway human transporter® n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway ht® n.
bekarların eş bulmasına aracı olan yahudi kimse shadchen n.
iki yer arasında sürekli sefer yapan yolcu aracı shittle n.
hava gemisinden bırakılan bir çeşit kontrol aracı sidecar n.
sivil polis aracı undercover car [uk] n.
sivil polis aracı unmarked police vehicle [uk] n.
sivil polis aracı unmarked car [uk] n.
(gazete, radyo) kitle iletişim aracı forum n.
doğum kontrol aracı preventative n.
önizleme aracı previewer n.
çizim yapma aracı sketcher n.
deri kenar parlatma aracı kullanan deri işçisi slicker n.
kar aracı snowmachine n.
kar aracı operatörü snowmobiler n.
kar aracı operatörü snowmobilist n.
uzay aracı space asset n.
çalınan aracı takip ederek polisin yaklaştığını haber veren haydut spotter n.
(arazi aracı) hummer hummer n.
motivasyon aracı motivator n.
sürmek (tekerlekli bir aracı) wheel v.
aracı olmak mediate v.
aracı hızlı sürmek drive fast v.
(aracı) hızlı sürmek race v.
aracı bakıma almak take the vehicle to service v.
aracı terk etmek abandon the car v.
aracı terk etmek leave the car v.
aracı incelemek inspect the vehicle v.
aracı incelemek check the car v.
aracı incelemek check the vehicle v.
mümkün olan her aracı kullanmak use every means possible v.
(aracı vb) bir yere çekmek stop somewhere v.
(aracı vb) bir yere çekmek pull up somewhere v.
(aracı vb) bir yere çekmek haul up somewhere v.
(aracı) sağlamak overtake on the right v.
(bir aracı) sağlamak overtake on the right-hand side v.
aracı/arabayı boşa almak let the car idle v.
aracı/arabayı boşta bekletmek let the car idle v.
bankete çıkmak (aracı bankete doğru kırmak) veer onto the shoulder v.
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olmak channel v.
aracı kaldırım taşına çarparak tekerleklere hasar vermek kerb [uk] v.
(bir aracı) karaya indirmek land v.
(bir aracı) zemine indirmek land v.
ölçme aracı olmak measure v.
(bir şey için) ulaşım aracı ayarlamak book v.
kamyon veya aracı zorla durdurup (kargo, yük) çalmak highjack v.
kamyon veya aracı zorla durdurup (kargo, yük) çalmak hijack v.
aracı durmaya zorlayarak soymak hijack v.
(aracı) özenle baştan sona temizleyip parlatmak detail [us] v.
aracı olmak implement v.
(sualtı aracı/nesnesi) yüzeye çıkmak porpoise v.
(uçak veya yüzey aracı) geçmek porpoise v.
(uçak veya yüzey aracı) yüzeyi yarmak porpoise v.
hava veya uzay aracı kullanmak fly v.
öpüşüp koklaşmak için aracı tenha bir yere çekmek park v.
(aracı) hazırlamak prep v.
(aracı) test sürüşüne hazır hale getirmek prep v.
aracı tam gaz sürmek drive at full throttle v.
aracı olan instrumental adj.
aracı ile ilişkili mediatorial adj.
aracı olan ministerial adj.
değişim aracı olarak para kullanmayan moneyless adj.
kaçış aracı olarak kullanılan getaway adj.
aracı olan inservient [obsolete] adj.
icra edilebilmesi için oyuncu, gösterici gibi bir aracı gerektiren (sanat) interpretive adj.
(uzay aracı, füze) kalkış öncesi prelaunch adj.
arazi (aracı) off-road adj.
(deniz aracı) su almak waterlogged adj.
bir aracı vasıtasıyla through an intermediary adv.
bir aracı aracılığıyla through an intermediary adv.
(dili) iletişim aracı olarak kullanan in prep.
aracı anlamına gelen ön ek sesqui- pref.
belirli bir hareketin somut aracı anlamını veren bir son ek -ment suf.
ölçüm aracı anlamı veren son ek -meter suf.
bir nasa uzay aracı pogo (polar orbiting geophysical observatory) abrev.
kişisel deniz aracı pwc (personal watercraft) abrev.
Phrasals
aracı çekmek/getirmek pull around v.
aracı kenara çekmek pull over v.
aracı sağa çekmek pull off v.
aracı sağa çekmek pull over v.
bir aracı bir yere çekmek tow something into something v.
bir aracı bir yere çekmek tow something in v.
bir aracı çekerek götürmek tow something away v.
(birini) aracı olarak kullanmak go through someone v.
yere inmek (hava aracı/hava aracıyla) put down v.
tekerlekli bir aracı aşağı doğru sürmek/itmek roll down v.
(hava aracı/hava aracıyla) yere inmek set down v.
yere inmek (hava aracı) set down v.
bir aracı bulunulan konumun kuzeyine doğru sürmek drive up v.
bir aracı kuzeye sürmek drive up v.
bir aracı daha yüksek bir yere doğru sürmek drive up v.
bir aracı bir yol boyunca sürmek drive up v.
aracı kuzeye sürmek drive up v.
aracı daha yüksek bir yere doğru sürmek drive up v.
aracı bir yol boyunca sürmek drive up v.
bir aracı tahliye etmek/boşaltmak get off v.
(uzay aracı) havalanmak blast off v.
(uzay aracı) bir gezegene doğru havalanmak blast off v.
(uzay aracı) havalanmak blast off v.
(uzay aracı) havalanmak blast off v.
arabayı, aracı geriye doğru sürerek (bir yere) girmek back into (someone or something) v.
(bir aracı) vasıtasıyla iletişim kurmak go through (one) v.
(bir aracı/hayvanı) amaçsızca sürmek ride about (something) v.
(aracı zor/olumsuz bir koşulda) sürebilmek steer through (something) v.
(aracı tehlikeli bir koşulda) sürebilmek steer through (something) v.
tekerlekli bir aracı bir yerde iterek yürütmek wheel around v.
tekerlekli bir aracı bir yerde iterek gezdirmek wheel around v.
(aracı) bir yere çekmek pull in v.
(bir yere/şeye) bir aracı sürerek gitmek wheel into (something or some place) v.
tekerlekli bir aracı (bir yere/şeye) sürmek wheel into (something or some place) v.
bir yere yanaşmak (deniz aracı) land at v.
bir yere inmek (hava aracı) land at v.
aracı yüklemek pick up v.
tekerlekli bir aracı sürmek wheel off v.
tekerlekli bir aracı itmek wheel off v.
tekerlekli bir aracı ilerletmek wheel off v.
tekerlekli bir aracı bir yerin dışına sürmek wheel off v.
tekerlekli bir aracı bir şeyin dışına itmek wheel off v.
arabayı/aracı bir yerin etrafında dolandırmak drive something around something v.
aracı bir yere sürmek drive something down v.
aracı bir yere götürmek drive something down v.
bir aracı bir şeye/yere sokmak drive something into something v.
bir aracı içeri sokmak drive something into something v.
bir aracı bir şeye/yere sokmak drive something in v.
bir aracı içeri sokmak drive something in v.
(aracı)'-e sürmek drive to v.
(bir ölçüm aracı) farklı bir ölçüm göstermek flick over v.
(bir ölçüm aracı) bir durumdan başka bir duruma dönmek flick over v.
(aracı) yavaşça bir yerin dışına doğru sürmek nudge out v.
(aracı) yavaşça bir yerden dışarı çıkarmak/sürmek nudge out v.
aracı döndürüp (bir şeye/bir yere) çekmek/getirmek pull around to (something or some place) v.
(aracı) bir yere çekmek pull into a place v.
bir aracı (bir şeyden/bir yerden) çıkarmak run out of (something or some place) v.
bir aracı (bir şeyden/bir yerden) dışarı sürmek run out of (something or some place) v.
(aracı) geri geri giderek çıkartmak back out v.
(bir aracı bir şeye/bir yere) çekmek tow (something) into (something or some place) v.
(bir aracı) çekiciyle veya başka bir araçla (bir şeye/bir yere) çekmek/getirmek tow (something) into (something or some place) v.
(bir aracı bir şeyden/bir yerden) çekmek tow (something) out of (something or some place) v.
(bir aracı) çekiciyle veya başka bir araçla (bir şeyden/bir yerden) çekip çıkarmak tow (something) out of (something or some place) v.
-e çekmek (bir aracı) tow in v.
-e çekmek (bir aracı) tow into v.
-e çekmek (bir aracı) tow out v.
'-e bir araçla çekip çıkarmak (bir aracı) tow out v.
-den çekmek (bir aracı) tow out v.
'-den bir araçla çekip çıkarmak (bir aracı) tow out v.
tekerlekli bir aracı sürmek wheel away v.
tekerlekli bir aracı sürerek uzaklaştırmak wheel away v.
(bir aracı) durdurmak pull up v.
(bir aracı) kenara çekmek pull up v.
öndeki aracı aniden sollayıp önüne geçmek carve someone up v.
Phrases
amaç aracı meşru kılar the end justifies the means n.
Colloquial
altının en önemli yatırım aracı olduğuna inanan kimse gold bug n.
altının en önemli yatırım aracı olduğuna inanan kimse goldbug n.
ambulans ya da polis aracı gibi acil servis araçları blues and twos [uk] n.
kamp aracı wheel estate n.
önde sürücünün arkada tekerleklerin olduğu bir çiftlik aracı koneke [new zealand] n.
belli bir konunun tartışılmasına aracı olan ve genelde kolektif olarak yönetilen instagram hesabı flop account n.
bakımda veya serviste uçuştan fazla vakit geçiren hava aracı hangar queen n.
sürekli bakımda/serviste olan hava aracı hangar queen n.
uçuş hayatını tamamlamış hava aracı hangar queen n.
temelli olarak uçuşuna son verilmiş hava aracı hangar queen n.
artık uçmayacak olan hava aracı hangar queen n.
ıskartaya çıkarılmış ve parçaları başka hava araçlarının tamirinde kullanılabilecek olan hava aracı hangar queen n.
çakarlı ve sirenli acil durum aracı blues and twos [uk] n.
çabuk bozulan malları taşıyan hızlı nakliye aracı hot-shot n.
kar aracı skidoo n.
kar aracı sled n.
yeni bir aracı denemek/test etmek shake down v.
aracı (bulunulan noktanın kuzeyindeki bir yere) sürmek/götürmek drive up to (some place or thing) v.
Idioms
çabuk ve erişimi kolay taşıma aracı a magic carpet n.
dökme taşıma yapan nakliye aracı bibo (bulk in, bags out) n.
kaykayı bir ulaşım aracı olarak kullanan kimse sidewalk surfer n.
(aracı) önüne kırmak pull out in front of someone v.
bir aracı vasıtasıyla iletişim kurmak go through one v.
aracı olmak be a go-between v.
(bir aracı) biraz sürmek take (something) for a drive v.
(bir aracı) biraz sürmek take (something) for a ride v.
(bir aracı) biraz sürmek take (something) for a spin v.
Trade/Economic
üretim aracı agent of production n.
üç aydan kısa vadeli likit borçlanma aracı cash equivalent n.
aracı tüccar transient vendor n.
aracı tüccar transient dealer n.
aracı tüccar transient merchant n.
aracı şahıs faaliyeti intermediary activity n.
aracı mevduatları brokered deposits n.
açık deniz aracı seagoing vessel n.
ana aracı/aracılık hesabı prime brokerage account n.
aracı kurum verileri syndicated data n.
aracı denkleştirme ödemesi agency compensating sum n.
aracı malları intermediate goods n.
ana aracı prime broker n.
aracı firmanın müşteri hissesini genel bir hesapta tutması street name n.
abd'de menkul değer aracı kurumları ulusal birliği'nin bilgisayar ağı ile sağladığı menkul değer alım satım hizmeti nasdaq n.
aracı ücreti broker fee n.
aracı ücreti commission n.
asıl aracı prime broker n.
aracı nakliyeci intershipper n.
abd'de federal rezerve bank ile doğrudan alışveriş yapma ve hazine ihalelerine katılma yetkisine sahip olan kırk kadar menkul değer aracı kurumu primary dealer n.
abd'de yabancı şirketi temsil eden aracı kuruluşun yabancı ülkedeki şirket adına amerika'da ihraç ettiği menkuller american shares n.
adına akreditif açılan tarafın seçmiş olduğu aracı banka negotiating bank n.
akreditif lehtarının seçmiş olduğu aracı banka negotiating bank n.
alıcı-satıcı arasındaki aracı kurum middleman n.
aracı banka intermediary bank n.
aracı banka intermediary bank n.
aracı banka negotiating bank n.
aracı emtia intermediate goods n.
aracı hesap liaison account n.
aracı ile ticaret trade away n.
aracı komisyonu factorage n.
aracı komisyonu brokerage commission n.
aracı kuruluş financial intermediary n.
aracı kuruluş intermediary firm n.
aracı kuruluş financial intermediary n.
aracı kuruluş conduit n.
aracı kuruluş varantı covered warrant n.
aracı kuruluşlar intermediary institutions n.
aracı kurum stock broker n.
aracı kurum intermediary n.
aracı kurum equity house n.
aracı kurum brokerage house n.
aracı kurum intermediary firm n.
aracı kurum brokerage house n.
aracı para birimi vehicle currency n.
aracı satın alan intermediate buyers n.
aracı vasıtasıyla ticaret trade away n.
başkası adına alım satım yapan aracı broker n.
bazı hileci aracı kurumların piyasada az prim yapan hisse senetlerini çok çekici bir yatırım aracıymış gibi gösterip kendilerine haksız komisyon geliri sağlamaları churning n.
bağımsız aracı satış temsilcisi free-wheeling sales reps n.
borçlanma aracı debt instrument n.
bir şirketin alacaklarını devralan aracı kişi veya komisyoncu factor n.
değer biriktirme aracı store of value n.
dağıtma aracı rationing device n.
deniz aracı water carriage n.
değer saklama aracı store of value n.
değişim aracı means of exchange means n.
değişim aracı medium of exchange n.
dolaşım aracı circulating medium n.
doğrusal tahmin aracı linear estimator n.
düşük komisyonlu aracı discount broker n.
finansal riskten korunma aracı hedging instrument n.