aracılık - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

aracılık



Bedeutungen von dem Begriff "aracılık" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 23 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
aracılık mediation n.
General
aracılık agency n.
aracılık procuration n.
aracılık intermediate trade n.
aracılık intervention n.
aracılık agency business n.
aracılık mediatorship n.
aracılık intercession n.
aracılık intermediacy n.
aracılık intermedium n.
aracılık interposition n.
aracılık agentship n.
aracılık ministry n.
aracılık internuncioship n.
aracılık intervening n.
aracılık through the agency of prep.
Trade/Economic
aracılık mediation n.
aracılık brokerage n.
aracılık intermediate trade n.
aracılık brokering n.
aracılık financial intermediation n.
Law
aracılık intermediation n.
aracılık intervention n.

Bedeutungen, die der Begriff "aracılık" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 109 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
aracılık etmek mediate v.
General
aracılık eden intermediary n.
aracılık yapan kimse contact n.
bir işte aracılık yapan kimseye bırakılan yüzdelik (simsariye) commission n.
aracılık etme mediation n.
aracılık yapan transmitter n.
muhtemel alıcılar ile satıcılar arasında aracılık yapan sanat tüccarı art runner n.
ruhani boyutla maddi dünya arasında aracılık yapma sanatı veya faaliyeti mediumism n.
aracılık etme commission n.
aracılık yapan kimse disceptator [obsolete] n.
aracılık eden second hand n.
aracılık etmek intercede v.
aracılık etmek intervene v.
aracılık yapmak stand between v.
aracılık yapmak arbitrate v.
aracılık yapmak broker v.
aracılık etmek mean [obsolete] v.
aracılık yapmak intervene v.
aracılık yapmak stickle [obsolete] v.
aracılık eden intercessory adj.
aracılık ile ilişkili mediatory adj.
aracılık eden intermedial adj.
aracılık eden intervenient adj.
Phrasals
(biri/bir şey) için aracılık etmek intercede for (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle (biri/bir şey) arasında aracılık yapmak intercede with (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) arasında aracılık yapmak intercede (for someone) (with someone or something) v.
Idioms
aradaki anlaşmazlıkları gidermek, barıştırmak için aracılık yapan kimse/şey ice breaker n.
tanıştırmak için aracılık yapan ice breaker n.
aracılık yapan/elçilik yapan kişiye kızmak shoot the messenger v.
aracılık yapan/elçilik yapan kişiyi cezalandırmak shoot the messenger v.
Trade/Economic
aracılık sözleşmesi brokerage contract n.
aracılık faaliyeti intermediation n.
aracılık ücreti spotters fee n.
aracılık faaliyeti brokerage n.
aracılık firması brokerage firm n.
aracılık ücreti broker fee n.
aracılık ücreti introduction fee n.
aracılık maliyetleri agency costs n.
aracılık faaliyeti agency business n.
aracılık hizmeti brokerage service n.
aracılık hizmeti brokering service n.
aracılık yüklenimi sendikası underwriting syndicate n.
aracılık hizmetleri intermediary services n.
aracılık faaliyetleri brokerage operations n.
aracılık hizmeti agency service n.
aracılık işlemleri brokerage operations n.
ana aracı/aracılık hesabı prime brokerage account n.
aracılık ücreti finder's fee n.
aracılık şirketi brokerage firm n.
aracılık yüklenimi anlaşması underwriting agreement n.
alım satıma aracılık intermediation for trading in securities n.
aracılık etme intervention n.
aracılık komisyonu finder's fee n.
aracılık komisyonu spotters fee n.
aracılık komisyonu introduction fee n.
aracılık taahhüdü underwriting n.
aracılık yüklenimi underwriting n.
aracılık yüklenimi komisyonu underwriting commission n.
aracılık  intermediation  n.
borsa para piyasası aracılık komisyonları commissions on money market transactions n.
dibs alım/satım aracılık komisyonları commissions on public sector bonds and bills trading n.
döviz alıcısı ile satıcısı arasında aracılık yaparak anlaşmalarını sağlamaya çalışan ancak anlaşmaya kendisi taraf olmayan kişi veya firma foreign exchange broker n.
doğrudan aracılık yüklenimi firm underwriting n.
doğrudan aracılık yüklenimi direct underwriting n.
finansal aracılık financial intermediation n.
hisse senedi alım satım aracılık komisyonları commissions on common stock trading n.
halka arz aracılık komisyonları sales commissions on public offerings n.
halka arza aracılık intermediation for public offering n.
mali aracılık financial intermediation n.
mali aracılık financial intermediation n.
menkul değer alım ve satımıyla uğraşan mali aracılık şirketi stock broker n.
menkul kıymet alım-satımında aracılık etme intermediation n.
özel sektör sgmk alım/satım aracılık komisyonları commissions on private sector bonds and bills trading n.
pazarlıklı menkul değer aracılık ücreti negotiated commission n.
satışa aracılık eden komisyoncunun satıcıya karşı, bedel ödenmediği takdirde, ödemenin sorumluluğunu kendisinin üstlenmesi del credere n.
repo/ters repo aracılık komisyonları commissions on repo transactions n.
sermaye artırımı ve temettü dağıtımı aracılık komisyonları commissions on capital increases and dividend distributions n.
senet ihracına aracılık taahhütleri commitment of mediation for security issue n.
şirkete ait hisse senetlerinin alım ve satımına aracılık yapan kurum transfer agent n.
vadeli işlemler alım satım aracılık komisyonları commissions on derivatives trading n.
yabancı menkul kıymet alım/satım aracılık komisyonları commissions on foreign securities trading n.
işletme satın alma veya birleşmesi aracılık komisyonları commissions on mergers and acquisitions n.
asyalı hizmetçi tarafından talep edilen aracılık ücreti squeeze n.
aracılık etmek mediate v.
menkul kıymet alım-satımında aracılık etmek intermediation v.
Law
aracılık yapmak intermediate v.
aracılık yapmak interpose v.
aracılık döneminde intermediate prep.
Politics
aracılık komitesi mediation committee n.
Insurance
sigorta/aracılık eksperliği underwriting expertise n.
sigorta aracılık hizmetleri insurance intermediary services n.
Technical
aracılık yapan transmitter n.
bantlı aracılık tape relay n.
zayıf nükleer kuvvete aracılık eden taşıyıcı parçacıklar w particle n.
Computer
aracılık etme mediation n.
bir başkasına erişime aracılık eden birim veya modül wrapper n.
Medical
t hücrelerinin aracılık ettiği otoimmün süreç t-cell-mediated autoimmune process n.
Psychology
aracılık yapan nörotransmitterler mediating neurotransmitters n.
Physiology
vücut dokusunda özel bir tepkinin oluşmasına aracılık eden madde veya yapı mediator n.
Statistics
aracılık çözümlemesi intervention analysis n.
Physics
parçacıkların yüklerinin değişmediği zayıf etkileşimlere aracılık eden nötr ara vektör bozonu z boson n.
parçacıkların yüklerinin değişmediği zayıf etkileşimlere aracılık eden nötr ara vektör bozonu z particle n.
zayıf nükleer kuvvete aracılık eden taşıyıcı parçacıklar w boson n.
Biology
biyolojik bir etkiye aracılık eden hormon gibi madde messenger n.
Linguistics
aracılık kuramı mediation theory n.
Philosophy
karl jaspers'in varoluşçuluk felsefesinde var olanla insan bilincinin sınırlarını aşan arasında aracılık eden bir simge cipher n.
Art
(tuval, edebi biçim) sanatın ifade edilmesine aracılık eden malzeme veya teknik medium n.
Mythology
insanlarla bazı hayvan türleri arasında aracılık yapan, sayısı azalan canlıları türeten ve hayvanları avlamayı hak eden avcılara yollayan doğaüstü bir yaratık master n.
Archaic
aracılık eden middle adj.