arasında gidip gelmek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

arasında gidip gelmek



Bedeutungen von dem Begriff "arasında gidip gelmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
arasında gidip gelmek shuttle between v.
arasında gidip gelmek go between v.
Phrasals
arasında gidip gelmek hover between v.

Bedeutungen, die der Begriff "arasında gidip gelmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 61 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
gidip gelmek (arasında) run v.
birkaç yer arasında gidip gelmek shuttle v.
iki şey arasında gidip gelmek hover v.
banliyödeki ev ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelmek commute v.
arasında gidip gelmek (iki durum) alternate between v.
ev ile iş arasında gidip gelmek commute v.
gidip gelmek (sarkaç gibi iki nokta arasında) lurch v.
Phrasals
(iş, okul) arasında her gün gidip gelmek commute (something) into (something) v.
(ev ile iş) (iki şehir/yer vb) arasında gidip gelmek commute between v.
iki yer/şey arasında araçla gidip gelmek drive between v.
iki yer/şey arasında araçla gidip gelmek drive between v.
(iki şey arasında) gidip gelmek hover between (something) and (something else) v.
(iki şey arasında) gidip gelmek hover between something (and something else) v.
(iki durum/hal) arasında gidip gelmek vacillate between (thing) and (another) v.
seçenekler arasında gidip gelmek bounce (something) back and forth v.
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek alternate between (someone and someone else) v.
biriyle başka biri arasında gidip gelmek alternate between something and something else v.
(insanlar/bir şeyler) arasında gidip gelmek alternate between (people or things) v.
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek alternate between (someone and someone else) v.
biriyle başka biri arasında gidip gelmek alternate between something and something else v.
(insanlar/bir şeyler) arasında gidip gelmek alternate between (people or things) v.
seçenekler arasında gidip gelmek bounce back and forth v.
(iş/okul ve ev) arasında her gün gidip gelmek commute between (places) v.
(iki yer) arasında sürekli gidip gelmek commute between (places) v.
her gün (yaşadığı ve çalıştığı yer) arasında gidip gelmek commute between (places) v.
(iş, okul arasında her gün) gidip gelmek commute into v.
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek fluctuate between (someone and someone else) v.
(bir şeyle bir şey) arasında gidip gelmek fluctuate between (something) and (something) v.
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında gidip gelmek hover between (something) and (something else) v.
(iki kişi veya şey) arasında gidip gelmek oscillate between (two people or things) v.
(birileri/bir şeyler) arasında gidip gelmek run between (someone or something) v.
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında gidip gidip gelmek shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
(iki veya daha fazla şey) arasında gidip gelmek vary between (something) v.
(iki veya daha fazla farklı seçenek, olasılık) arasında gidip gelmek vary between (something) v.
(iki veya daha fazla durum, hal) arasında gidip gelmek vary between (something) v.
(bir şeyle bir şey) arasında gidip gelmek vary between (something) and (something else) v.
(iki veya daha fazla farklı seçenek, olasılık) arasında gidip gelmek vary between (something) and (something else) v.
(bir durumla/halle başka bir durum/hal) arasında gidip gelmek vary between (something) and (something else) v.
(bir şeyle bir şey) arasında değişmek/gidip gelmek vary from (something) v.
(bir durumla/halle başka bir durum/hal) arasında değişmek/gidip gelmek vary from (something) v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında gidip gelmek waver between (someone or something) and (someone or something else) v.
Colloquial
iki seçenek arasında gidip gelmek be a toss-up v.
iki seçenek arasında gidip gelmek be a toss-up (between a and b) v.
(iki seçenek arasında) gidip gelmek be of two minds v.
(iki seçenek arasında) gidip gelmek be in two minds v.
başarıyla başarısızlık arasında gidip gelmek be up and down v.
Idioms
iki seçenek arasında gidip gelmek have (someone) coming and going v.
düşünceleri arasında gidip gelmek alternate in between thinking v.
iki seçenek arasında gidip gelmek blow hot and cold v.
yaşam ile ölüm arasında gidip gelmek hover between life and death v.
(iki seçenek arasında) gidip gelmek be in two minds v.
(iki seçenek arasında) gidip gelmek be of two minds v.
yaşamla ölüm arasında gidip gelmek lie hovering between life and death v.
(iki şey) arasında ince bir çizgide gidip gelmek tread a fine line between (something) v.
istekli olmakla olmamak arasında gidip gelmek be hot and cold v.
hevesli olmakla olmamak arasında gidip gelmek be hot and cold v.
ilgilenmekle ilgilenmemek arasında gidip gelmek be hot and cold v.
sıcak davranmakla soğuk davranmak arasında gidip gelmek be hot and cold v.
yakın davranmakla uzak davranmak arasında gidip gelmek be hot and cold v.
iki zıt şey arasında gidip gelmek sway to and fro v.
iki seçenek arasında gidip gelmek blow hot and cold v.