ardından - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ardından



Bedeutungen von dem Begriff "ardından" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ardından after adv.
ardından subsequently adv.
ardından then adv.
ardından afterward adv.
ardından behindhand adv.
ardından second adv.
ardından so adv.
ardından in the wake of prep.
ardından in pursuit of prep.
ardından subsequent to prep.
ardından behind prep.
ardından after prep.
ardından ahind prep.
ardından with prep.
Phrases
ardından in the sequel expr.
Idioms
ardından on the back of expr.

Bedeutungen, die der Begriff "ardından" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 235 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
birbiri ardından gelme sequence n.
General
özellikle ölmüş birinin ardından övgü konuşması ya da yazısı eulogia n.
birbiri ardından gelme sequence n.
kaza vb bir olayın ardından gemiden kurtarılan eşya ve yükler salvage n.
kayak yapılan bir günün ardından gerçekleştirilen sosyal etkinlikler apres ski n.
yahudilikte ölen yakınların ardından tutulan yedi günlük yas dönemi shivah n.
kitleleri ardından sürükleyen kimse pied piper n.
anma konuşması (bir kişinin ardından) eulogy n.
anma konuşması (bir kişinin ardından) encomium n.
1945 yılında japonya'daki atom bombalarının patlamasının ardından hayatta kalan insanlar hibakusha n.
ölen kişinin ardından yapılan konuşma eloge n.
uzun süre ardından geri dönen kimse revenant n.
oyuncuların bir dizi eşyayı kısa süre inceleyip ardından hatırlayabildikleri kadarını kağıda yazdıkları bir oyun observation n.
birbiri ardından gelme consequence [obsolete] n.
sürünün ardından giden köpek skirter n.
ardından gelmek ensue v.
ardından gelmek accompany v.
birinin ardından gitmek follow the lead of someone v.
ardından gelmek supervene upon v.
ardından gelmek supervene on v.
-in hemen ardından gelmek be hard on the heels of v.
ardından kuyu kazmak lay a snare under someone v.
bir araba kazasının ardından acile getirilmek be brought to the er following a car accident v.
ardından ortaya çıkmak insue v.
ardından gelmek follow v.
ardından gelmek second [obsolete] v.
ardından ağlanmayan unwept adj.
ardından gelen ensuing adj.
birbiri ardından gelen alternate adj.
ardından gelmiş ensued adj.
ardından gelen following adj.
ardından gelen next adj.
hemen ardından gelen immediate adj.
ardından gelen acolouthic adj.
ardından gelen acoluthic adj.
ardından matem tutulmayan unlamented adj.
ardından üzülünmeyen unlamented adj.
ardından matem tutulmayan unmourned adj.
ardından üzülünmeyen unmourned adj.
birbiri ardından one after another adv.
birbiri ardından one after the other adv.
hemen ardından with this adv.
hemen ardından right after adv.
pencerenin ardından behind the window adv.
camın ardından behind the window adv.
camın ardından behind the glass adv.
dokuzuncunun ardından gelerek tenth adv.
(başkasının) hemen ardından on the coattails adv.
iki haftanın ardından fortnight adv.
in ardından after prep.
ardından ikinci second to prep.
-ardından aftermath of prep.
-ın ardından once after conj.
Phrasals
ardından bakmak look after v.
(ameliyatın ardından) dikiş atmak close up v.
ardından gözyaşı dökmek/ağlamak weep about someone v.
ardından gözyaşı dökmek/ağlamak cry about someone v.
ardından gözyaşı dökmek/ağlamak weep over someone v.
birinin ardından üzülmek/yasını tutmak moon about someone v.
birinin ardından üzülmek/yasını tutmak moon over someone v.
birinin ardından temizlik yapmak sweep up after someone v.
birini, birinin ardından/arkasından göndermek send someone after someone v.
ardından gitmek follow on after (someone or something) v.
ardından gitmek follow on after (someone or something) v.
ölen birisinin ardından ölmek follow on after (someone or something) v.
(bir felaketin/yıkımın ardından) tekrar doğmak rise out of (something) v.
(bir felaketin/yıkımın ardından) yeniden canlanmak rise out of (something) v.
(bir yıkımın/felaketin ardından) tekrar dünyaya gelmek rise out of (something) v.
(bir yıkımın/felaketin ardından) yenilenmiş şekilde tekrar ortaya çıkmak rise out of (something) v.
dönüşümlü olarak birbiri ardından gelmek alternate with v.
dönüşümlü olarak bir şeyin ardından gelmek alternate with something v.
(birinin/bir şeyin) ardından göz yaşı dökmek cry for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ardından göz yaşı dökmek cry over (someone or something) v.
ardından gelmek/gitmek follow on v.
ardından ölmek follow on v.
ardından çıkmak follow out v.
(birinin/bir şeyin) ardından çıkmak follow someone or something out v.
(birinin) ölümünün ardından hayatta kalmak linger on after (someone) v.
ardından/arkasından göndermek send after v.
(birinin/bir şeyin) ardından gözyaşı dökmek/ağlamak weep about (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ardından üzüntülerini belirtmek weep about (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ardından kederlerini ifade etmek weep about (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ardından yas tutmak weep about (someone or something) v.
ardından gözyaşı dökmek/ağlamak weep over v.
(birinin/bir şeyin) ardından gözyaşı dökmek/ağlamak weep over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ardından üzüntülerini belirtmek weep over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ardından kederlerini ifade etmek weep over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ardından yas tutmak weep over (someone or something) v.
Phrases
uykusuz geçen bir gecenin ardından after a sleepless night expr.
(bir şeyin) ardından in the wake of (something) expr.
(bir şeyin) hemen arkasından/ardından in the wake of (something) expr.
Proverb
gururun ardından yıkım gelir pride goeth before destruction
gururun ardından yıkım, kibirli ruhun ardından da düşüş gelir pride goes before destruction, a haughty spirit before a fall
her fırtınanın ardından bir güneş doğar after a storm comes a calm
her fırtınanın ardından bir güneş doğar after the storm comes a calm
her fırtınanın ardından bir güneş doğar after a storm comes a calm
her fırtınanın ardından bir güneş doğar after the storm comes a calm
fırtınanın ardından bir güneş doğar april showers bring may flowers
Colloquial
hemen ardından tekrar oynatma instant replay n.
hemen ardından gelen next in line adj.
başarıl bir mali işlemin ya da satışın ardından çıkarılan ses ching expr.
hemen ardından on the heels of expr.
ölenin ardından konuşulmaz don't speak ill of the dead expr.
ölenin ardından konuşma don't speak ill of the dead expr.
ben de ("me too" ifadesinin ardından) me three expr.
hatta ben de ("me too" ifadesinin ardından) me three expr.
artı bir olarak ben de ("me too" ifadesinin ardından) me three expr.
birbiri ardından one (thing) after the other expr.
Idioms
büyük bir düşüşün ardından söz konusu hisse senedinin az da olsa değer kazanması deadcat bounce n.
(birinin veya bir şeyin) ardından gitmek after (someone or something) v.
ardından gitmek keep in step v.
ardından göz yaşı dökmek cry over v.
birinin (ya da bir sorunun/engelin) etrafından/ardından dolanmak find a way around someone or something v.
birinin ardından yas/matem tutmak/üzülmek grieve over someone v.
hemen ardından gitmek come on the heels of v.
(dünyayı) pembe gözlüklerin ardından görmek look at something through rose-tinted glasses v.
(dünyayı) pembe gözlüklerin ardından görmek (look at something through) rose-tinted glasses v.
(dünyayı) pembe gözlüklerin ardından görmek (look at something through) rose-tinted spectacles v.
etrafından/ardından dolanmak find a way around v.
etrafından/ardından dolanmak find way around v.
ardından gitmek follow lead v.
(birinin/bir şeyin) ardından gitmek keep in step (with someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) hemen ardında/ardından hot on the heels of (someone or something) adj.
'-in hemen ardında/ardından hot on the heels of adj.
hemen ardından in the next breath adv.
hemen ardından/peşi sıra hard on someone's heels expr.
hemen ardından/peşi sıra right on someone's heels expr.
hemen ardından/peşi sıra hot on someone's heels expr.
(bir sorunun ardından) dingin on an even keel expr.
(bir sorunun ardından) durgun on an even keel expr.
hemen ardından gelen at (one's) heels expr.
hemen ardından gelen at someone's heels expr.
önce (bir yer), ardından dünya first (some place), then the world expr.
önce (bir yer) fethedilecek, ardından da dünya first (some place), then the world expr.
(birinin) hemen arkasından/ardından in (one's) train expr.
birinin hemen ardından in somebody’s train expr.
hemen ardından/arkasından on the coattails of expr.
hemen ardından/peşi sıra hard on the heels expr.
(birinin) hemen ardından/peşi sıra hard on (one's) the heels expr.
(birinin/bir şeyin) hemen ardından hard on the heels of (someone or something) expr.
birinin/bir şeyin hemen ardından hard on the heels of something expr.
birinin/bir şeyin hemen ardından hot on the heels of something expr.
(birinin) hemen ardından/peşi sıra on (one's) heels expr.
(bir şeyin) ardından on the back of (something) expr.
(birinin/bir şeyin) hemen ardında/ardından on the heels of (someone or something) expr.
ardından gelen şey ... the next thing... expr.
Formal
(akan suyun ardından kalan) toprak birikintisi depositation n.
Speaking
dökülen sütün ardından ağlamayın don't cry over spilled milk expr.
dökülen sütün ardından ağlamayın it's no use crying over spilled milk expr.
yaşadıkları onca mutsuz ilişkinin ardından after all their unhappy relationships expr.
(duygusal bir konuşmanın ardından) üzüldün mü/duygulandın mı sen? are you getting choked up? expr.
Trade/Economic
büyük bir düşüşün ardından söz konusu hisse senedinin az da olsa değer kazanması dead cat bounce n.
fransızca konuşulan ülkelerde, bazı türdeki limited şirket isimlerinin ardından kullanılan unvan sarl n.
tasfiye halinde daha öncelikli alacaklı grupların ardından gelen borçlar subordinated debt n.
yeni bir teknolojinin önce tüketici pazarına ardından iş dünyasına sunulması/uyarlanması consumerization n.
alıcının önce depozito verip ardından taksitler halinde ödeme yaptığı ve satıcının son ödeme yapılana kadar malın sahibi olduğu bir satın alım sistemi instalment plan [us/canada] n.
kısa süreli iyileşme ardından düşük talep nedeniyle ikinci bir düşüş dalgasının yaşandığı durgunluk double dip n.
Law
görüşmelerin ardından davacı tarafından mahkemeye sunulan talimat alma dilekçesi summons for direction n.
(ceza) başka bir cezanın tamamlanması ardından yürürlüğe giren cumulative adj.
Technical
birinin ardından öbürü one after the other n.
kaçmış gibi manevra yapıp ardından takip eden rakibine saldırmak için dönen dövüş horozu wheeler n.
eski lastik dişlerinin perdahlanmasının ardından yeni kauçuk kaplamayı yıpranmış açık pnömatik lastik yüzeyi ile birleştirmek retread v.
Computer
ardından eklenen recursive adj.
yazdırmanın ardından after printing expr.
Electric
elektriksel uyarının hemen ardından cihazda oluşan kısa süreli duyarsızlık aralığı dead time n.
Textile
kumaşı büyük bir makine iğnesiyle delip ardından deliklerin çevresini dikerek elle yapılan sürfile dikişi taklit etmek hemstitch v.
Aeronautic
yolculuğun başlamasının hemen ardından mürettebat tarafından yapılan tanıtım ve kullanımı ile ilgili güvenlik anonsu safety announcement n.
yarım yatışın ardından yapılan yarım luptan oluşan bir uçak manevrası renversement n.
Marine
bir dalgıcı vurgunun ardından yeniden basınca maruz bırakma recompression n.
geminin inşa veya tamir edilmesinin ardından yaptığı ilk sefer shakedown cruise n.
Medical
opak madde enjeksiyonunun ardından uterus ve fallop tüplerinin radyografi ile incelenmesi hysterosalpingography n.
Psychology
yapılan tıbbi müdahalenin ardından eski hale geri dönme detransition n.
Pathology
nöbetlerin bilinç kaybına, tonik kasılmalara ve ardından tüm vücuda yayılan titremelere neden olduğu epilepsi generalized epilepsy n.
nöbetlerin bilinç kaybına, tonik kasılmalara ve ardından tüm vücuda yayılan titremelere neden olduğu epilepsi grand mal epilepsy n.
nöbetlerin bilinç kaybına, tonik kasılmalara ve ardından tüm vücuda yayılan titremelere neden olduğu epilepsi grand mal n.
nöbetlerin bilinç kaybına, tonik kasılmalara ve ardından tüm vücuda yayılan titremelere neden olduğu epilepsi epilepsia major n.
asfiksiye neden olabilecek şekilde, uzun süreli zor soluma ve ardından kısa verimsiz nefes verme apneusis n.
Food Engineering
tek bir öğütme ardından eleme yöntemi ile un elde etme işlemi low milling n.
Gastronomy
kızartılıp ardından zeytinyağı, sirke ve baharatlarla marine edilen beyaz et escabeche n.
Physics
sistemin yer değiştirme veya ani değişimin ardından dengeye dönmesi relaxation n.
sistemin yer değiştirme veya ani değişimin ardından dengeye dönmesi relaxation behavior n.
Biology
süt dişlerinin ardından daimi dişlerini çıkaran diphyodont adj.
süt dişlerinin ardından daimi dişlerin çıkmasıyla nitelenen diphyodont adj.
Biochemistry
sinir sinyalinin sinaps üzerinden iletilmesi ardından (nörotransmitterin) geri emilimi reuptake n.
sinir sinyalinin sinaps üzerinden iletilmesi ardından (nörotransmitteri) geri emmek reuptake v.
Marine Biology
fırtınanın ardından kumsallara vuran sarımsı bir yosun hayvanı hornwrack n.
Zoology
kabuk değiştirmenin ardından yeni kabuk tabakaları oluşumu endysis n.
tek hücreli canlılarda çekirdeğin birkaç kez bölünmesi ardından sitoplazmanın yavru hücreler oluşturmak üzere bölünmesi şeklinde gerçekleşen eşeysiz üreme multiple fission n.
Botanic
pembe çiçekleri ve ardından kırmızı meyveleri olan küçük bir brezilya kaktüsü cinsi zygocactus n.
pembe çiçekleri ve ardından kırmızı meyveleri olan küçük bir brezilya kaktüsü cinsi genus zygocactus n.
abd'nin doğusuna özgü, önce sarı çiçek açıp ardından yapraksız çiçekleri olan çok yıllık bir bitki helianthemum canadense n.
abd'nin doğusuna özgü, önce sarı çiçek açıp ardından yapraksız çiçekleri olan çok yıllık bir bitki crocanthemum canadense n.
abd'nin doğusuna özgü, önce sarı çiçek açıp ardından yapraksız çiçekleri olan çok yıllık bir bitki frostwort n.
abd'nin doğusuna özgü, önce sarı çiçek açıp ardından yapraksız çiçekleri olan çok yıllık bir bitki longbranch frostweed n.
abd'nin doğusuna özgü, önce sarı çiçek açıp ardından yapraksız çiçekleri olan çok yıllık bir bitki canada frostweed n.
abd'nin doğusuna özgü, önce sarı çiçek açıp ardından yapraksız çiçekleri olan çok yıllık bir bitki rock frost n.
abd'nin doğusuna özgü, önce sarı çiçek açıp ardından yapraksız çiçekleri olan çok yıllık bir bitki frostplant n.
abd'nin doğusuna özgü, önce sarı çiçek açıp ardından yapraksız çiçekleri olan çok yıllık bir bitki frostwort n.
Agriculture
atların orak çubuğu ve elek kısmının ardından yürüyeceği şekilde tasarlanmış ufak taneli bir öğütücü push binder n.
Education
kelimelerin önce bir bütün olarak ardından fonetik ve alfabetik öğelerine göre analiz edildiği bir okumayı öğretme yöntemi word method n.
Linguistics
ara sözün ardından ana konuya veya başa dönülmesi epanados n.
History
(beş yılda bir gerçekleştirilen nüfus sayımı ardından) tüm roma halkının törenlerle arınması lustra n.
(beş yılda bir gerçekleştirilen nüfus sayımı ardından) tüm roma halkının arınması lustrum n.
altın çağın ardından gelen daha az parlak döneme ait veya ilişkili silver adj.
Religious
ilahinin ardından kutsal kitaptan okunan kısa bölüm chapter n.
mizpeh zaferinin ardından samuel tarafından dikilen taşa verilen isim ebenezer n.
(yahudilik) çardaklar bayramı'nın ardından kutlanan ve simha tora'yı kapsayan bayram shemini atseres n.
(yahudilik) çardaklar bayramı'nın ardından kutlanan ve simha tora'yı kapsayan bayram shemini atzereth n.
(yahudilik) ölen yakınların ardından tutulan yedi günlük yas dönemi shiva n.
(yahudilik) ölen yakınların ardından tutulan yedi günlük yas dönemi shibah n.
(yahudilik) ölen yakınların ardından tutulan otuz günlük yas dönemi shloshim n.
Geography
yeni ve dolunayın hemen ardından gelen med cezir spring tide n.
Military
savaşan tarafların ateşkes ardından kendi sınırlarına çekildiği coğrafi hat armistice demarcation line (adl) n.
birinci dünya savaşı'nın ardından ikinci dünya savaşı'nda da orduda görev alan kimse retread n.
Hunting
vızıldayıp ardından gürültüyle patlayan kestane fişeği whizbang n.
vızıldayıp ardından gürültüyle patlayan kestane fişeği whizzbang n.
Sport
aşamalı olarak uzayan çalışma aralıklarının ardından aşamalı olarak kısalan aralıkların geldiği spor antrenmanı ladder n.
kaykaycının arka ayağıyla basarak önce kaykayın önünü ardından da arka ayağını kaldırdığı bir kaykay hareketi ollie n.
(kar kayağı) kayakçının önce öndeki ardından arkadaki ayağını havaya kaldırdığı manevra ollie n.
birincinin hemen ardından gelmek run a close second to the winner v.
özellikle oyuncunun atılmasına neden olmak için alçak atış serisinin ardından yüksek bir atış yapmak elevate v.
Basketball
ribaundun hemen ardından yapılan atış follow shot n.
Football
başlama vuruşu, degaj, pas arası veya topun düşürülmesi ardından topa koşma return n.
başlama vuruşu, degaj, pas arası veya topun düşürme ardından (top ile) koşmak return v.
Card
(briçte) düşük bir kartın ardından koz oynamak için aynı takımdaki yüksek bir kartın oynanması down-and-out n.
Music
soul müziğin zirve yaptığı dönemin ardından ortaya çıkan bir müzik türü retro-soul n.
çalışan bacağın önce dize kadar çekilip ardından öne, yana veya arkaya doğru açılarak gerilmesi développé n.
Archaic
ardından ağlamak beweep v.
ardından getirmek survene v.
Engineering
buharın önce yüksek basınçlı bir silindirde ve ardından birkaç düşük basınçlı silindirde genleştiği birkaç katlı bir buhar makinesi compound engine n.
Slang
afrika kökenli amerikalı siyahilerin karpuz yetiştirip satmalarına gönderme olarak 1863'teki özgürlük bildirgesi'nin ardından onların özgürlüklerine karşı çıkan beyazlar tarafından kullanılan aşağılayıcı bir klişe african grape n.
afrika kökenli amerikalı siyahilerin karpuz yetiştirip satmalarına gönderme olarak 1863'teki özgürlük bildirgesi'nin ardından onların özgürlüklerine karşı çıkan beyazlar tarafından kullanılan aşağılayıcı bir klişe african golf ball n.
ilk sıradakinin ardından gelen şey second banana n.
British Slang
bir kadınla veya erkekle başka bir erkeğin beraber olmasının hemen ardından beraber olma sloppy seconds n.
Modern Slang
uzun bir uçuşun ardından kişide gelişen grip airplane flu n.