arkasındaki - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

arkasındaki



Bedeutungen von dem Begriff "arkasındaki" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
arkasındaki back adj.

Bedeutungen, die der Begriff "arkasındaki" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 136 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
evin arkasındaki bahçe backyard n.
sahilin arkasındaki bölge hinterland n.
okun arkasındaki kiriş kertiği nock n.
bunun arkasındaki düşünce the thinking behind it n.
perde arkasındaki güç eminence grise n.
tahtın arkasındaki kuvvet eminence grise n.
perde arkasındaki asıl güç éminence grise n.
bi şeyin en arkasındaki bölüm tail-end n.
sıra sıra evlerin arkasındaki geçit backing n.
dar eteğin arkasındaki etek ucu çizgisine kadar çıkan plikaşe kick pleat n.
böceklerde, çokayaklılarda, kabuklularda ve bazı eklembacaklılarda görülen, alt çenenin arkasındaki ağız uzuvlarının ilk veya ikinci çifti maxillae n.
kişinin davranışlarının arkasındaki amaç motive n.
barda sergilenen içkilerin arkasındaki bölüm gantry n.
(termostat) cihaz faaliyeti arkasındaki duraklama kaynaklı devir çeşitliliği cycling n.
tiyatro zemininin orkestra arkasındaki kısmı parterre n.
(uçakta, motorlu araçlarda) koltuğun arkasındaki destek seatback n.
mihrabın arkasındaki heykel/tablo altar piece n.
sahne arkasındaki upstage adj.
arkasındaki parlak ışığın veya soluk renkli fonun oluşturduğu dış hatlara sahip (üç boyutlu şekil) silhouetted adj.
Phrasals
(birinin/bir şeyin) arkasındaki itici güç olmak serve as the driving force (behind someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) arkasındaki itici güç olmak serve as the driving force v.
arkasındaki (birine/bir şeye) bir göz atmak glance back at (someone or something) v.
arkasındaki (birini/bir şeyi) hızlıca kolaçan etmek glance back at (someone or something) v.
hızlıca dönüp arkasındaki (birine/bir şeye) bakmak glance back at (someone or something) v.
Colloquial
motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri crack-rack n.
motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri crack-rack n.
olayın arkasındaki güç olmak be at the back of v.
Idioms
işin perde arkasındaki kişiler back room boys [uk] n.
(bir projenin/operasyonun arkasındaki) beyin brains n.
arkasındaki itici güç the driving force behind n.
bir şeyin arkasındaki beyin the brains behind something n.
olayın arkasındaki insan driving force n.
perde arkasındaki kişiler the backroom boys n.
perde arkasındaki lider a whole nother story n.
perde arkasındaki kişileri the boys in the back room n.
perde arkasındaki kişiler the boys in the back room n.
perde arkasındaki kişi power behind the throne n.
perde arkasındaki adamlar the backroom boys n.
perdenin arkasındaki kişi the power behind the throne n.
perde arkasındaki kişileri the backroom boys n.
perde arkasındaki adamlar the boys in the back room n.
perde arkasındaki adam a backroom boy n.
perdenin arkasındaki kişi gray eminence n.
kişinin davranışının arkasındaki motivasyon base motive n.
bir şeyin/operasyonun arkasındaki asıl kişi the brains of the operation n.
bir şeyin/operasyonun arkasındaki asıl kişi the brains of this operation n.
bir şeyin/operasyonun arkasındaki asıl kişi the brains of that operation n.
bir başarının arkasındaki asıl kişi the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] n.
(birinin/bir şeyin) arkasındaki kişi a credit to (someone or something) n.
(bir şeyin arkasındaki) itici güç the driving force (behind something) n.
(bir şeyin arkasındaki) neden/sebep the driving force (behind something) n.
(bir şeyin arkasındaki) kışkırtıcı güç/unsur the driving force (behind something) n.
(bir şeyin arkasındaki) motive edici güç the driving force (behind something) n.
(bir şeyin) arkasındaki itici güç driving force behind (something) n.
(bir şeyin) arkasındaki neden/sebep driving force behind (something) n.
(bir şeyin) arkasındaki kışkırtıcı güç/unsur driving force behind (something) n.
(bir şeyin) arkasındaki motive edici güç driving force behind (something) n.
arkasındaki göz eyes in the back of (one's) head n.
perde arkasındaki adamlar the back-room boys [uk] n.
arkasındaki neden/sebep/itici güç olmak serve as the driving force (behind someone or something) v.
arkasındaki anlama inmek go behind v.
birinin arkasındaki itici güç olmak become the driving force behind someone v.
birinin arkasındaki itici güç olmak be the driving force behind someone v.
(başarı, görev) arkasındaki kişi olmak be a credit to (someone or something) v.
(bir şeyin) arkasındaki beyin olmak be the brains behind (something) v.
başarının/bir şeyin arkasındaki güç olmak be the power behind the throne v.
perdenin arkasındaki kişi olmak be the power behind the throne v.
başarının/bir şeyin arkasındaki (gerçek) güç olmak be the (real) power behind the throne v.
perdenin arkasındaki (asıl) kişi olmak be the (real) power behind the throne v.
perde arkasındaki işleyişi/süreci bilmek know how the sausage gets made v.
perde arkasındaki işleyişi/süreci görmek see how the sausage gets made v.
kamera arkasındaki off camera adv.
kamera arkasındaki off camera adv.
Technical
gemi başı süsünün arkasındaki çıta hair bracket n.
demirci ocağının arkasındaki demir plaka hair plate n.
bir kuruluşun, hareketin arkasındaki asıl yönlendirici güç wheelman n.
dokuma tezgahındaki taraklar arkasındaki rulo veya çubuk whip roll n.
hareketli nesnenin arkasındaki azalmış hava basıncı cebi draft n.
metalürji fırını arkasındaki delik floss hole n.
Textile
kadın şapkalarının arkasındaki ağ caul n.
dini cüppenin arkasındaki süs kıvrımı hood n.
Construction
binanın arkasındaki merdiven back stairs n.
Automotive
araç arkasındaki yuvarlak çıkıntı turtleback n.
eski iki kişilik arabaların arkasındaki küçük üçüncü koltuk dickey-seat n.
eski iki kişilik arabaların arkasındaki küçük üçüncü koltuk dicky-seat n.
eski iki kişilik arabaların arkasındaki küçük üçüncü koltuk dickie n.
eski iki kişilik arabaların arkasındaki küçük üçüncü koltuk dickie-seat n.
Transportation
erkek eyerinin arkasındaki hafif kadın selesi pillion n.
Railway
vagonun hemen arkasındaki kapısız tren yüklüğü platformu blind n.
Aeronautic
pervane arkasındaki hava akımı airstream n.
pervane arkasındaki hava akımı slipstream n.
uçaklarda bir koltuğun ön kenarıyla arkasındaki koltuğun ön kenarı arasındaki mesafe pitch n.
Marine
çapa kolunun demir tırnaklarının düz kısmının arkasındaki bölümü blade n.
üçten fazla direği olan yelkenli gemide mizana direğinin arkasındaki direklerden biri pusher n.
Medical
göz damarı tabakası arkasındaki parça choroid n.
midenin arkasındaki karın içinde bulunan sempatik sinirler ağı abdominal nerve plexus n.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı mastoidal n.
retinanın gözün arkasındaki damar tabakasından ayrılması ile meydana gelen görme kaybı detached retina n.
retinanın gözün arkasındaki damar tabakasından ayrılması ile meydana gelen görme kaybı detachment of the retina n.
femurun arkasındaki uzunlamasına kemikli sırt pilaster n.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı ile ilişkili mastoidal adj.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı ile ilişkili mastoideal adj.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı ile ilişkili mastoidean adj.
Anatomy
üst kol kemiğinden lateral epikondile doğru uzanan, elin arkasındaki deriye ve kol-bacak kaslarına giden sinir nervus radialis n.
boğazda küçük dilin arkasındaki kısımda yer alan lenfatik doku topluluğu third tonsil n.
boğazda küçük dilin arkasındaki kısımda yer alan lenfatik doku topluluğu tonsilla pharyngealis n.
boğazda küçük dilin arkasındaki kısımda yer alan lenfatik doku topluluğu tonsilla adenoidea n.
boğazda küçük dilin arkasındaki kısımda yer alan lenfatik doku topluluğu pharyngeal tonsil n.
boğazda küçük dilin arkasındaki kısımda yer alan lenfatik doku topluluğu luschka's tonsil n.
boğazda küçük dilin arkasındaki kısımda yer alan lenfatik doku topluluğu adenoid n.
kafatasının arkasındaki çıkıntı tylion n.
diz arkasındaki kiriş hamstring n.
talamusun arkasındaki iki küçük çıkıntıdan her biri geniculate body n.
beynin her iki yarım küresinin kafa arkasındaki kısmı occipital cortex n.
baldırın önemli bir kısmını oluşturan, bacağın arkasındaki kas gastrocnemius muscle n.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı ile ilişkili mastoid adj.
Biology
yılanlarda burun deliğinin hemen arkasındaki pullar internasal n.
Zoology
at toynağının arkasındaki iki sivri kısımdan her biri buttress n.
Agriculture
çanak yaprağın arkasındaki yuvarlak çıkıntı grain n.
Breeding
(tazı gibi köpek ırklarında) kaburgaların arkasındaki kısmın yukarı doğru yaptığı keskin eğri tuck-up n.
Fishery
balıkçı teknesinin arkasındaki akıntıyla sürüklenen çok uzun bir balık ağı drift net n.
Military
(cephane arabasını) arkasındaki iki tekerlekli el arabasından ayırmak unlimber v.
(topu) arkasındaki iki tekerlekli el arabasından ayırmak unlimber v.
Hunting
kuyruktan dolmalı silahların arkasındaki metal kapak breech closer n.
Sport
amerikan futbolunda ileriler arkasındaki oyuncu quarter back n.
(kriket) vurucunun arkasındaki oyuncu leg n.
saha arkasındaki rakip oyuncuya geçen topları durduran kimse long-stop n.
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu long-stop n.
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu long stop n.
savunma veya hedefin arkasındaki alana doğru backdoor adv.
savunma veya hedefin arkasındaki alandan backdoor adv.
Chess
(satranç oyunu) piyonların arkasındaki taşların sınırlı şekilde hareket ettiği close adj.
Bookbindery
sayfanın arkasındaki tabakayı kaldırmak için tasarlanmış bant lift-off tape n.
Archaic
çiftlik evinin arkasındaki ek binalar barton [dialect] n.
Entomology
eklembacaklılarda ağzın arkasındaki bir yükselti metastoma n.
Slang
şoförün arkasındaki koltuk shotty back n.