ateşli - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ateşli



Bedeutungen von dem Begriff "ateşli" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 105 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ateşli fiery adj.
ateşli ardent adj.
ateşli hot adj.
ateşli febrile adj.
ateşli feverish adj.
ateşli fervent adj.
ateşli fevered adj.
General
ateşli vehement adj.
ateşli igneous adj.
ateşli expansive adj.
ateşli eager adj.
ateşli amatory adj.
ateşli flaming adj.
ateşli hectic adj.
ateşli in a glow adj.
ateşli evangelical adj.
ateşli aglow adj.
ateşli zealous adj.
ateşli vibrant adj.
ateşli perfervid adj.
ateşli gallant adj.
ateşli racy adj.
ateşli mettled adj.
ateşli mettlesome adj.
ateşli flamboyant adj.
ateşli gut adj.
ateşli sulphurous adj.
ateşli spirited adj.
ateşli torrid adj.
ateşli sulfurous adj.
ateşli passionate adj.
ateşli enthusiastic adj.
ateşli skittish adj.
ateşli burning adj.
ateşli fierce adj.
ateşli sultry adj.
ateşli fervid adj.
ateşli impassioned adj.
ateşli high spirited adj.
ateşli het up adj.
ateşli on fire adj.
ateşli hot-blooded adj.
ateşli hot-headed adj.
ateşli red-hot adj.
ateşli fiercest adj.
ateşli steaming adj.
ateşli red hot adj.
ateşli ablaze adj.
ateşli agog adj.
ateşli trigger-happy adj.
ateşli amatorial adj.
ateşli amatorian [obsolete] adj.
ateşli amatorious [obsolete] adj.
ateşli animose [obsolete] adj.
ateşli ardurous adj.
ateşli zealed adj.
ateşli zealful adj.
ateşli zealot adj.
ateşli zealotical adj.
ateşli white-hot adj.
ateşli white adj.
ateşli whot adj.
ateşli high-hearted adj.
ateşli high-mettled adj.
ateşli high-spirited adj.
ateşli mouvementé adj.
ateşli armed adj.
ateşli ringing adj.
ateşli ignite [obsolete] adj.
ateşli impassionate adj.
ateşli incandescent adj.
ateşli incendiary adj.
ateşli combustible adj.
ateşli fell adj.
ateşli fervorous adj.
ateşli fervourous adj.
ateşli feverish adj.
ateşli feverous adj.
ateşli fevery adj.
ateşli firie adj.
ateşli flamy adj.
ateşli flashy adj.
ateşli romantic adj.
ateşli sportive adj.
ateşli strenuous adj.
Colloquial
ateşli (all) fired up adj.
Idioms
ateşli hot blood n.
ateşli fire-breathing adj.
Technical
ateşli igneous adj.
ateşli febrile adj.
Medical
ateşli agued adj.
ateşli aguish adj.
ateşli pyretic adj.
ateşli febriculose adj.
ateşli febrific adj.
ateşli fevered adj.
Zoology
ateşli homoeothermal adj.
ateşli homoiothermal adj.
Literature
ateşli ignipotent adj.
Archaic
ateşli forward adj.
ateşli sportive adj.
Slang
ateşli piffy n.
ateşli hot adj.
ateşli smoking hot adj.
ateşli hawt adj.

Bedeutungen, die der Begriff "ateşli" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 255 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ateşli taraftar drumbeater n.
ateşli silahlar firearms n.
ateşli olma feverishness n.
geri tepme (ateşli silah) flareback n.
ateşli silahlar ve suç firearms and crime n.
ateşli silahla yapılan rasgele vuruş potshot n.
ateşli silah gun n.
ateşli silah firearm n.
ateşli silahların atılması shooting n.
ateşli ve salgın bir hastalık dang n.
ateşli hastalık inflammatory disease n.
ateşli bir tartışma combat n.
ateşli bir tartışmaya katılan kimse combatant n.
ateşli vaazlar veren gezici protestan evangelist n.
ateşli silahla birinin yaralanması veya öldürülmesi shooting n.
ağır ateşli silah siperi terreplein n.
uzun namlulu bir ateşli silah hackbut n.
ateşli taraftar votary n.
ateşli konuşmacı a vehement speaker n.
yüksek ısıya fazla maruz kalmaktan kaynaklanan ateşli hastalık heat-stroke n.
ateşli konuşmacı tub-thumper n.
ateşli savunucu vigorous advocate n.
ateşli silah ruhsatı firearms license n.
ateşli silah ruhsatı gun license n.
ateşli tartışma heated debate n.
ateşli tartışma cut-and-thrust n.
mükerrer ateşli tüfek a repeating rifle n.
ateşli destekçi ardent supporter n.
ateşli silahla yapılan rasgele vuruş pot-shot n.
ateşli kadın tigress n.
ateşli kimse zealant n.
ateşli savunucu zealot n.
ateşli kimse zealot n.
ateşli olma zealotism n.
ateşli kimse zealotist n.
bir davayı ateşli bir şekilde savunma evangelism n.
bir davayı ateşli bir şekilde savunan kimse evangelist n.
ateşli taraftar votarist n.
ateşli taraftarlık feverish partisanship n.
uzun namlulu taşınabilir ateşli bir silah hackbuss n.
uzun namlulu ateşli bir silah haquebut n.
ateşli taraftar buff n.
ateşli mücadele holy war n.
ateşli silahtan çıkan sesin bir kısmını azaltmak için kullanılan bir cihaz moderator n.
ateşli silah dolduran loader n.
ateşli arzu desiderium n.
ateşli destekçi groupie n.
ateşli tartışma rumpus n.
ateşli taraftar devotary n.
iskoçya'nın dağlık bölgelerinde toplanma sinyali olarak kullanılan ateşli haç crantara n.
ateşli savunucu fan n.
ateşli savunucu polemist n.
ateşli tartışma crossfire n.
ateşli partizan sectary n.
ateşli tartışma slugging match n.
ateşli tartışma passionate debate n.
ateşli hayran superfan n.
ateşli taraftar superfan n.
birini ateşli silahla vurmak gun someone down v.
ateşli bir silahla öldürmek kill with a gun v.
ateşli bir silahla öldürmek kill with a pistol v.
ateşli bir silahla öldürmek kill with a firearm v.
ateşli kampanya yürütmek crusade v.
ateşli yandaş stalwart adj.
ateşli (cinsel açıdan) hot-blooded adj.
cinsel olarak ateşli hot-blooded adj.
son derece ateşli ve saldırgan take-no-prisoners adj.
ateşli olmayan unexpansive adj.
ateşli silahla yapılmış gunshot adj.
fazlasıyla ateşli overhot adj.
aşırı ateşli overpassionate adj.
çok ateşli superhot adj.
ateşli bir şekilde hectically adv.
ateşli bir halde racily adv.
gençliğin ateşli çağında in the early prime of one's life adv.
ateşli bir şekilde sultrily adv.
ateşli bir şekilde vibrantly adv.
ateşli bir şekilde amatorially adv.
ateşli bir şekilde fervently adv.
ateşli bir şekilde feverishly adv.
ateşli bir şekilde feverously adv.
ateşli bir şekilde fierce adv.
ateşli bir şekilde fiercely adv.
ateşli bir şekilde fierily adv.
ateşli bir şekilde fiery adv.
Phrasals
ateşli taraftarlığını yapmak clamor for n.
(bir şeyin) ateşli taraftarlığını yapmak clamor for (something) v.
Colloquial
heyecanlı/ateşli çevreci duck-squeezer n.
ateşli/tutkulu çevreci eco nut n.
ateşli/tutkulu çevreci eco freak n.
ateşli tartışma slugfest n.
ateşli çift hot item n.
ateşli silahlarla yapılan savaş bang-bang n.
ateşli öpücük soul kiss n.
ateşli savunucu moonie n.
ateşli öpüşmek soul kiss v.
ateşli ve yoğun hot and heavy adj.
ateşli ve tutkulu hot and heavy adj.
Idioms
ateşli hayran ardent admirer n.
ateşli dövüş flare up n.
kiliselerde en ateşli müminlerin oturdukları sıralar amen corner n.
ateşli taraftarlar amen corner n.
ateşli konuşmacı son of thunder n.
ateşli tartışma cut and thrust n.
ateşli silahla yapılan rasgele vuruş pot shot n.
ateşli kimse ring-tailed snorter [old-fashioned] n.
ateşli konuşmacı soapbox orator n.
ateşli bir şekilde fikirlerini paylaşmak get on (one's) soapbox v.
ateşli bir şekilde fikirlerini paylaşan on (one's) soapbox expr.
ateşli bir şekilde fikirlerini paylaşan on your soapbox expr.
Trade/Economic
ateşli piyasa hectic market n.
Law
ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanun law on firearms and knives and other tools n.
ateşli silah yaralanmasına bağlı ölüm death by wounding by firearms n.
ateşli silahlar kanunu firearms law n.
suç işlendiğinde/işlendiği sırada ateşli silah taşıma/bulundurma possession of firearm during the commission of a crime n.
birini ateşli silahla öldürme gunning n.
alkol, tütün, ateşli silahlar ve patlayıcılar bürosu batf (bureau of alcohol, tobacco, firearms and explosives) n.
Politics
ateşli silahlar fire arms n.
ateşli savunucu superloyalist n.
Institutes
alkol, tütün ürünleri, ateşli silahlar ve patlayıcılar ile ilgili federal yasaları düzenleyen hazine bakanlığı birimi bureau of alcohol tobacco and firearms n.
Industry
paslanmamaları için ateşli silahların boyasız metal yüzeylerini yağlayan işçi greaser n.
Technical
atış/dakika (ateşli silah) rounds per minute n.
ateşli blisterarıtma blister fire refining n.
çapraz ateşli ocak cross fired furnace n.
ufak kalibreli ateşli silahlar small arms n.
(kaynak gibi) ateşli işler welding works n.
(ateşli silah havalandırma deliğini/kartuşu delmek için) sivri uçlu tel priming wire n.
(ateşli silah) namlu yerleştirmek barrel v.
(ateşli silah) mermi dolu loaded adj.
yaylım ateşli rf (rapid fire) abrev.
Computer
(video oyunları) genellikle ateşli silah oyunlarında parçalanmış bir karakterin parçaları gib n.
Automotive
(ingiltere'de) ateşli silahların olduğu olaylara müdahale için eğitilmiş silahlı ekipleri taşıyan polis aracı armed response vehicle n.
Medical
gastroenterit ve hafif sarılık ile karakterize insanlarda ve köpeklerde görünen akut ateşli bir hastalık canicola fever n.
ateşli silah yaralanmaları gunshot injuries n.
ateşli silah yaralanmaları firearm injuries n.
akut ateşli hastalık acute pyretic disease n.
akut romatizmal ateşli hasta patient with acute rheumatic fever n.
ateşli hastada görülen yüz kızarıklığı hectic flush n.
ateşli hastalıklar bilimi pyretology n.
ateşli romatizma rheumatic fever n.
hemorajik ateşli renal sendrom hemorrhagic fever with renal syndrome n.
kan naklinin ateşli reaksiyonları febrile n.
şiddetli eklem ve adale ağrıları veren ateşli ve bulaşıcı hastalık dengue n.
yüksek ateşli olma febricity n.
toz solumanın neden olduğu, nefes darlığı ve bronşit ile karakterize olan ateşli bir hastalık shoddy fever n.
ateşli romatizma rf (rheumatic fever) abrev.
Psychology
ateşli nöbet febrile seizure n.
ateşli silahlara duyulan korku hoplophobia n.
Pathology
sıçan (fare) ısırığından kaynaklanan akut bulaşıcı ateşli bir hastalık ratbite fever n.
sıçan (fare) ısırığından kaynaklanan akut bulaşıcı ateşli bir hastalık ratbite disease n.
sıçan (fare) ısırığından kaynaklanan akut bulaşıcı ateşli bir hastalık rat-bite fever n.
her dokuz günde bir meydana gelen ateşli hastalık nonary n.
ebola virüsün neden olduğu insan ve insansı olmayan primatlarda görülen ateşli hastalık ebola fever n.
zehirli gazlarla enfekte olmuş havadan bulaştığına inanılan ateşli bir hastalık malaria n.
yabani kuşlarda ve kümes hayvanlarında görülen, fizyolojik olarak sıtmaya benzeyen ateşli bir hastalık bird malaria n.
bir mikroorganizmanın neden olduğu ateşli akut bir hastalık black measles n.
ateşli romatizma sırasında oluşan ana atardamar yangısı rheumatic aortitis n.
ateşli romatizma rheumatism n.
hektik ateşli kimse hectic n.
ateşli hastada görülen yüz kızarıklığı hectic n.
genellikle büyük eklemleri etkileyen ateşli bir romatizma türü inflammatory rheumatism n.
ateşli hastalık fever n.
ateşli sıtma fever and ague n.
aziz anthony'nin mucizevi bir şekilde tedavi ettiği düşünülen ateşli bir hastalık st. anthony's fire n.
Pharmaceutics
aromatik bitkilerden üretilen, ateşli silah yaralarını iyileştirmekte kullanılan damıtılmış su arquebusade n.
Veterinary
sahraaltı afrika'daki ehli hayvanlara çeçe sinekleriyle bulaşan ateşli ve ölümcül bir hastalık nagana n.
sığır, manda, koyun gibi hayvanlarda parazit kaynaklı bir ateşli hastalık east coast fever n.
bulaşıcı ve ateşli bir at hastalığı pinkeye n.
bulaşıcı ve ateşli bir at hastalığı shipping fever n.
atlarda virüsün yol açtığı bulaşıcı ve ateşli bir hastalık shipping fever n.
atlarda virüsün yol açtığı bulaşıcı ve ateşli bir hastalık pinkeye n.
Astrology
ateşli özelliği bulunan hot adj.
Social Sciences
ateşli taraftar liegeman n.
Religious
(özellikle din ile ilgili konuları) ateşli bir şekilde savunan kimse evangelist n.
(bir öğretiyi, fikri, teoriyi) ateşli bir şekilde açıklamak evangelize v.
(bir öğretiyi, fikri, teoriyi) ateşli bir şekilde açıklamak evangelise v.
bir davayı ateşli bir şekilde savunan evangelistic adj.
Military
ateşli silah emniyeti firearms safety n.
ateşli silah firearm n.
ateşli silah gun n.
ateşli silahlar firearms n.
ateşli silahları gizli taşıma yetkisi authority to bear concealed firearm n.
ateşli silahların acil durum kullanımı emergency use of firearms n.
nükleer ateşli silah repeating gun n.
otomatik ateşli silah automatic firearm n.
seri ateşli silah rapid fire weapon n.
tek ateşli silah single loader n.
tek ateşli silah single shot weapon n.
uzun namlulu taşınabilir ateşli bir silah arcubus n.
uzun namlulu taşınabilir ateşli bir silah hagbut n.
uzun namlulu taşınabilir ateşli bir silah harquebus n.
(ingiltere'de) silahsız polis memurlarının tehlikede olduğu durumlarda ateşli silahla müdahale etmek üzere eğitilmiş bir polis birimi armed response unit n.
ateşli silahla kısa menzilde hızlı nişan alınmasını sağlayan nişangah ayarı battlesight n.
ingiltere'de üretilen makineli, seri ateşli, kıyı ve saha silahlarını içeren mühimmat sistemlerinden biri vickers-maxim gun n.
eski bir ateşli silah culver n.
eski bir ateşli silah culverin n.
16. yüzyılda kullanılan bir ateşli silah currier n.
yağışlı havalarda ateşli silahı ıslanmaktan korumak için alınan bir pozisyon secure arms n.
ateşli silah shooter n.
ateşli silah shooting iron n.
ateşli silahla ateş etmek discharge of a firearm v.
yetkisi olmadığı halde bir ateşli silahla ateş etmek unauthorized discharge of a firearm v.
ateşli silahı ıslanmaktan korumak secure arms v.
yaylım ateşli rapid fire adj.
seri ateşli quick-fire adj.
susturucu takılmış (ateşli silah) silenced adj.
seri ateşli top qf (quick-firing) abrev.
Hunting
patladıktan sonra yarı sıçrayan horozlu ateşli silah türü rebounding lock n.
ateşli silahların geri tepme kuvvetini ölçen alet recoil dynamometer n.
arkasında patlayıcısı olan, içine ince bir iğne veya pim sürülerek patlayan ateşli silah needle gun n.
ateşli bir silahta dolgu veya şarjı patlatmak için kullanılan mekanizma lock n.
ateşli silahlar firearms n.
ateşli silahlar incendiary weapons n.
gövde (ateşli silahların parçalarının takıldığı kısım) receiver n.
ateşli silahın hedefi vurmasını sağlayan görüş düzeneği zero n.
ateşleme pozisyonuna otomatik olarak gelen mermiler için bir haznesi bulunan, tüfek gibi taşınabilir bir ateşli silah magazine gun n.
eskiden top, misket tüfeği gibi ateşli silahları ateşlemede veya barut zincirini tutuşturmada kullanılan, her tarafı eşit oranda yanması için kimyasal işlem görmüş fitil match n.
emniyet kilitli ateşli silah wheel lock n.
ateşli silahtan ateşlenen merminin çapı ile namlu çapı arasındaki fark windage n.
(ateşli silahta) gez hindsight n.
(ateşli silahlarda) harcanan kartuş kovanlarının yeniden kullanılabilmeleri için yeni kapsüller takmaya yarayan donanım reprimer n.
ateşli silahın tek seferlik mühimmat dolumu load n.
belirli özelliklere sahip ateşli silah fişeği loading n.
ateşli silahta namlunun arkasının dayandığı kabzanın omzu rimbase n.
geri tepmeyi azaltması için ateşli silahın namlu ucuna takılan alet compensator n.
ateşli silah gezindeki geçiş hareketi click n.
ateşli silahlarda kama kapanma mekanizması fermeture n.
(ateşli silah) döner namlulu revolving adj.
(ateşli silah) fişek şarjöründen otomatik dolan clip-fed adj.
Music
ateşli bir tonda con fuoco adv.
Abbreviation
alkol, tütün, ateşli silahlar ve patlayıcılar bürosu atf (bureau of alcohol, tobacco, firearms and explosives) n.
Slang
acayip ateşli kız smoking hot girl n.
ateşli bir öpücük sonrası cilt üzerinde kalan kızarıklık hickie n.
ateşli bir öpücük sonrası cilt üzerinde kalan kızarıklık lovebite n.
ateşli bir öpücük sonrası cilt üzerinde kalan kızarıklık hickey n.
ateşli silah heat (rap slang) n.
ateşli olgun kadın red-hot mama n.
azgın, ateşli kadın red-hot mama n.
ateşli parça piece n.
ateşli çevreci eagle freak n.
ateşli/tutkulu çevreci eco-freak n.
ateşli/tutkulu çevreci eco-nut n.
ateşli silah heat n.
ateşli öpüşmek play tonsil hockey v.
dilini kullanarak ateşli/tutkulu bir şekilde öpüşmek play tonsil hockey v.
(genellikle ateşli silah ile) birine saldırmak hose v.
(genellikle ateşli silah ile) birini öldürmek hose v.
ateşli biçimde öpüşmek swap spit v.
ateşli biçimde öpüşmek swap spits v.
ateşli silahla birini vurmak gat v.
yakıyor/ateşli phat (pretty hot and tempting) expr.
British Slang
ateşli öpüşme tonsil tennis n.
ateşli öpüşme tonsil hockey n.
ateşli biçimde öpüşmek swap spit v.
Star Wars
lasan-malamut ateşli silahlar şirketi lasan-malamut firearms corporation n.