ayırt etmek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ayırt etmek



Bedeutungen von dem Begriff "ayırt etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 50 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ayırt etmek distinguish v.
General
ayırt etmek sag v.
ayırt etmek pick out v.
ayırt etmek choose v.
ayırt etmek recognize v.
ayırt etmek descry v.
ayırt etmek know v.
ayırt etmek tell the difference v.
ayırt etmek individuate v.
ayırt etmek select v.
ayırt etmek discern v.
ayırt etmek contradistinguish v.
ayırt etmek separate v.
ayırt etmek spot v.
ayırt etmek tell apart v.
ayırt etmek discriminate v.
ayırt etmek contradistinguish from v.
ayırt etmek severalise v.
ayırt etmek differentiate v.
ayırt etmek disentangle v.
ayırt etmek tell v.
ayırt etmek sever v.
ayırt etmek severalize v.
ayırt etmek recognise v.
ayırt etmek recognosce [obsolete] v.
ayırt etmek tell v.
ayırt etmek excerp v.
ayırt etmek descrive v.
ayırt etmek distinguish of [obsolete] v.
ayırt etmek difference v.
ayırt etmek pierce v.
ayırt etmek discern v.
ayırt etmek discover [obsolete] v.
ayırt etmek scern v.
ayırt etmek secern v.
ayırt etmek single v.
ayırt etmek sort [obsolete] v.
ayırt etmek stamp v.
Phrasals
ayırt etmek discern between v.
ayırt etmek know something from something v.
ayırt etmek discern from v.
ayırt etmek pick out v.
ayırt etmek know from v.
Idioms
ayırt etmek tell the difference between v.
ayırt etmek keep things straight in one's mind v.
ayırt etmek keep things straight v.
Law
ayırt etmek distinguish v.
Logic
ayırt etmek divide v.
Archaic
ayırt etmek scan v.
ayırt etmek scerne v.

Bedeutungen, die der Begriff "ayırt etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 54 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
iki kişinin normalde aynı olan eşyalarını ayırt etmek için armaya yapılan ilave ya da değişiklik difference n.
insanları birbirinden ayırt etmek tell people apart v.
hangisinin hangisi olduğunu ayırt etmek tell which is which v.
incelemek (iyiyi kötüden ayırt etmek amacıyla) screen v.
taramak (iyiyi kötüden ayırt etmek amacıyla) screen v.
nesneleri birbirinden ayırt etmek tell things apart v.
-den ayırt etmek distinguish from v.
dikkat çekici şekilde belli etmek: ayırt edilir kılmak remark [obsolete] v.
(benzeri ile karıştırılan şeyi) ayırt etmek distinguish v.
(birini) diğerinden ayırt etmek diversify [obsolete] v.
Phrasals
bir şeyi diğerinden ayırt etmek tell something from something (else) v.
birini/bir şeyi benzer şeyler arasından ayırt etmek pick from v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek differentiate (someone or something) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek discern (someone or something) from (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) ayırt etmek differentiate between (someone or something and someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırt etmek differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi) ayırt etmek differentiate between (someone or something) v.
-den ayırt etmek differentiate from v.
birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırt etmek discern someone or something from something (else) v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek discern between (someone or something) and (someone or something) v.
(biriyle birini/bir şeyle bir şeyi) birbirinden ayırt etmek discern between (someone or something) and (someone or something) v.
birbirinden ayırmak/ayırt etmek discern between and v.
(birilerini/bir şeyleri) ayırt etmek discriminate between (someone or something) v.
(birilerini/bir şeyleri) birbirinden ayırmak/ayırt etmek discriminate between (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek know (someone or something) from (someone or something else) v.
(bir şeyden/bir şeyinden) tanımak/ayırt etmek know by (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeylerin/bir grubun) içinden ayırt/tespit etmek pick (someone or something) out of (something) v.
(bir şeyi bir şeyden) ayırt etmek/ayırmak sift (something) from (something else) v.
(bir şeyi bir şeyden) ayırt etmek/ayırmak sift (something) out of (something else) v.
'-den ayırt etmek/ayırmak sift from v.
'-den ayırt etmek/ayırmak sift out of v.
(birilerini/bir şeyleri) birbirinden ayırt etmek tell (someone or something) apart v.
(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırt etmek tell (someone or something) from (someone or something else) v.
(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırt etmek tell (someone or something) from (someone or something else) v.
-den ayırt etmek tell from v.
Colloquial
sapla samanı ayırt etmek not to compare apples to oranges v.
Idioms
kolayca ayırt etmek tell it a mile off v.
(insanları/ikizleri vb) ayırt etmek keep people straight in one's mind v.
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek see something a mile off v.
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek tell something a mile off v.
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek spot something a mile off v.
iki şeyi birbirinden çok iyi ayırt etmek know a hawk from a handsaw v.
sapı samanı ayırt etmek separate the wheat from the chaff v.
değerli insanları beş para etmez insanlardan ayırt etmek separate the wheat from the chaff v.
sapı samanı ayırt etmek sort the wheat from the chaff v.
değerli insanları beş para etmez insanlardan ayırt etmek sort the wheat from the chaff v.
(insanları/ikizleri) ayırt etmek keep people straight v.
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek see, spot, smell something a mile off v.
sapı samanı ayırt etmek separate wheat from chaff v.
(birinden/bir şeyden) ayırt etmek tell the difference between (someone or something) v.
Computer
bilgisayarda diğerlerinden ayırt etmek için bir dosyaya verilen ad computer file name n.
bilgisayarda diğerlerinden ayırt etmek için bir dosyaya verilen ad computer filename n.
Radio
anlatımı diyalogdan ayırt etmek için konuşmacının ses kalitesinde yapılan bir değişiklik down n.
Math
büyüklüğün veya kümenin elemanlarından birini diğerlerinden ayırt etmek için gereken yeterli sayıdaki koordinat sayısını içeren koordinat grubu dimension n.