|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
idari olarak ayrı olan bölge veya alan |
district n.
|
|
2 |
General |
a, b ve c tabakalarının dikey bir şekilde üç ayrı katman olarak görülebildiği toprak |
abc soil n.
|
|
3 |
General |
a, b ve c tabakalarının düşey düzlemde üç ayrı katman olarak göründüğü toprak |
abc soil n.
|
|
4 |
General |
öncesinde bir parçası olarak içinde yer aldığı yayınlanmış dergi veya kitaptan sonrasında ayrı olarak tekrar basılan yazı |
separatum n.
|
|
5 |
General |
giysilerin altına ayrı parça olarak giyilip gömlek önü veya yakasına benzeyen giysi |
shirt front n.
|
|
6 |
General |
giysilerin altına ayrı parça olarak giyilip gömlek önü veya yakasına benzeyen giysi |
shirtfront n.
|
|
7 |
General |
ayrı olarak düşünmek |
dissociate v.
|
|
8 |
General |
ayrı topluluk olarak bir araya getirmek |
incanton v.
|
|
9 |
General |
ayrı ünite olarak satmak |
package v.
|
|
10 |
General |
ayrı ünite olarak değerlendirmek |
package v.
|
|
11 |
General |
bundan ayrı olarak |
apart from this adv.
|
|
12 |
General |
ata biner gibi bacakları birbirinden ayrı olarak |
astride adv.
|
|
13 |
General |
-den ayrı olarak |
differently from adv.
|
|
14 |
General |
-den ayrı olarak |
independently of adv.
|
|
15 |
General |
birbirinden ayrı olarak |
astride adv.
|
|
16 |
General |
her biri ayrı olarak |
respectively adv.
|
|
17 |
General |
-den ayrı olarak |
apart from adv.
|
|
18 |
General |
diğerlerinden ayrı olarak |
nakedly adv.
|
|
19 |
General |
-den ayrı olarak |
as distinguished from prep.
|
|
20 |
General |
-den ayrı olarak |
differently from prep.
|
|
|
Phrases |
|
21 |
Phrases |
ayrı ayrı taraf birlikte taraflar olarak anılacaklardır |
may hereafter be referred to individually as a party and collectively as the parties expr.
|
|
22 |
Phrases |
bundan ayrı olarak |
more than that expr.
|
|
23 |
Phrases |
-den ayrı olarak |
apart from the fact that expr.
|
|
Colloquial |
|
24 |
Colloquial |
aile toplantılarında çocukların ayrı olarak bir arada oturduğu masa |
kiddie table n.
|
|
Idioms |
|
25 |
Idioms |
vücuttan ayrı olarak görülen/düşünülen zihin |
the ghost in the machine n.
|
|
26 |
Idioms |
dış olay ve etkilerden uzak/ayrı olarak bir şey yapmak |
do something in a vacuum v.
|
|
27 |
Idioms |
konudan ayrı olarak |
in parenthesis expr.
|
|
Trade/Economic |
|
28 |
Trade/Economic |
resmi muhasebeden ayrı olarak tutulan muhasebe |
confidential accounting n.
|
|
29 |
Trade/Economic |
ayrı olarak sorumlu |
severally liable adj.
|
|
30 |
Trade/Economic |
ayrı olarak tanımlanabilir |
separately identifiable adj.
|
|
31 |
Trade/Economic |
ayrı bir kalem olarak |
as a separate item expr.
|
|
Law |
|
32 |
Law |
evli kadının kocasından ayrı olarak sahip olduğu mülk |
separate estate n.
|
|
33 |
Law |
eşlerin yasal olarak boşanmadan ayrı yaşamaları |
divorce from bed and board n.
|
|
Politics |
|
34 |
Politics |
etnik grupların kendi temsilcilerini ayrı olarak belirledikleri seçim sistemi |
communalism n.
|
|
35 |
Politics |
fransız kökenli kanadalıların konfederasyondaki ayrı bir kültürel güç olarak varlığı |
french fact [canada] n.
|
|
Insurance |
|
36 |
Insurance |
poliçenin düzenlenmesi için sigortacının primden ayrı olarak tahakkuk ettirdiği ücret |
policy fee n.
|
|
Tourism |
|
37 |
Tourism |
her tabağın ayrı olarak fiyatlandırıldığı menü |
a la carte n.
|
|
Textile |
|
38 |
Textile |
posttan alınıp ayrı olarak satılan yün parçaları |
oddment [new zealand] n.
|
|
Construction |
|
39 |
Construction |
ayrı olarak monte edilmiş |
separately-mounted adj.
|
|
Medical |
|
40 |
Medical |
vücutları ayrı ayrı oldukça gelişmiş olup bir veya daha fazla iç organı ortak olarak kullanan yapışık ikizler |
diplopagus n.
|
|
Physics |
|
41 |
Physics |
yukarı ve aşağı kuarkları içeren, fakat garip maddeden ayrı olarak, garip kuarklar içermeyen kuark maddesi |
nonstrange quark matter n.
|
|
Chemistry |
|
42 |
Chemistry |
üç ayrı tuzun moleküler kombinasyonu olarak oluşan tuz |
triple salt n.
|
|
Biology |
|
43 |
Biology |
talofitlerin altında sınıflandırılıp likenlerden oluşan ve genellikle ayrı bir grup olarak görülen büyük bir kategori |
lichenes n.
|
|
44 |
Biology |
talofitlerin altında sınıflandırılıp likenlerden oluşan ve genellikle ayrı bir grup olarak görülen büyük bir kategori |
division lichenes n.
|
|
Marine Biology |
|
45 |
Marine Biology |
bazı sınıflandırmalarda ayrı bir cins olarak da kabul edilen bir alabalık altcinsi |
trutta n.
|
|
46 |
Marine Biology |
morina balıkları ile akraba olup mezgitgiller familyasında sınıflandırılan, günümüzde ayrı bir familya olarak da ele alınan bir balık cinsi |
merluccius n.
|
|
47 |
Marine Biology |
morina balıkları ile akraba olup mezgitgiller familyasında sınıflandırılan, günümüzde ayrı bir familya olarak da ele alınan bir balık cinsi |
genus merluccius n.
|
|
Zoology |
|
48 |
Zoology |
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları |
zonule n.
|
|
49 |
Zoology |
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları |
zoonule n.
|
|
50 |
Zoology |
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları |
zoonite n.
|
|
Botanic |
|
51 |
Botanic |
çoğunlukla amerika'ya özgü tropik otlardan meydana gelen, tüp gibi taçyaprakları bulunan çiçeklere sahip ve genellikle susamgiller familyasına dahil edilip ayrı bir familya olarak görülmeyen küçük bir familya |
family martyniaceae n.
|
|
52 |
Botanic |
çoğunlukla amerika'ya özgü tropik otlardan meydana gelen, tüp gibi taçyaprakları bulunan çiçeklere sahip ve genellikle susamgiller familyasına dahil edilip ayrı bir familya olarak görülmeyen küçük bir familya |
martyniaceae n.
|
|
53 |
Botanic |
otsu bitkinin kökten ayrı olarak düşünülen yapraksı üst kısmı |
herb n.
|
|
Linguistics |
|
54 |
Linguistics |
izlerine etrüsk alfabesinde yazılmış az sayıdaki yazıtta rastlanmış, falerii kentinde ve kentin bulunduğu etrürya bölgesinde yaşayan halkın kullandığı, bazen latince'den ayrı bir dil olarak kabul edilen latince lehçesi |
faliscan n.
|
|
Religious |
|
55 |
Religious |
önceden ayrı olarak kabul edilen tanrıların özdeşleştirilmesi |
theocrasy n.
|
|
56 |
Religious |
önceden ayrı olarak kabul edilen tanrıların özdeşleştirilmesi |
theocrasia n.
|
|
57 |
Religious |
önceden ayrı olarak kabul edilen tanrıların özdeşleştirilmesi |
theokrasia n.
|
|
Philosophy |
|
58 |
Philosophy |
ruhun bedenden ayrı olarak var olabileceği inancı |
animism n.
|
|
59 |
Philosophy |
insan ediminden ayrı olarak görülen olay |
event n.
|
|
Military |
|
60 |
Military |
birimin ana birimden ayrı olarak konuşlandırılması planlanan ast unsuru |
mobility echelon n.
|
|
|
Bookbindery |
|
61 |
Bookbindery |
ciltleme için bir bölümün çevresine sarılıp ayrı olarak basılmış sayfa |
wrapround n.
|
|
62 |
Bookbindery |
ciltleme için bir bölümün çevresine sarılıp ayrı olarak basılmış sayfa |
outsert n.
|
|
Printery |
|
63 |
Printery |
ayrı olarak koparılıp katlanan matbu kağıt parçası |
offcut n.
|
|
Engineering |
|
64 |
Engineering |
moleküllerin elektriksel özelliklerinin ayrı mikroskopik elektrik bileşenleri olarak kullanılmasına imkan verecek şekilde düzenlendiği bir elektronik bilimi dalı |
molecular electronics n.
|
|
Entomology |
|
65 |
Entomology |
bok böcekleri familyasına mensup olup bazen ayrı bir familya olarak da sınıflandırılan bir alt familya |
melolonthidae n.
|
|
66 |
Entomology |
bok böcekleri familyasına mensup olup bazen ayrı bir familya olarak da sınıflandırılan bir alt familya |
subfamily melolonthidae n.
|
|