ayrılmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ayrılmak



Bedeutungen von dem Begriff "ayrılmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 196 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ayrılmak break up v.
ayrılmak leave v.
ayrılmak divorce v.
ayrılmak separate v.
ayrılmak split v.
General
ayrılmak pull away v.
ayrılmak desist v.
ayrılmak sunder v.
ayrılmak part v.
ayrılmak divorce from v.
ayrılmak got off v.
ayrılmak split off v.
ayrılmak move off v.
ayrılmak dissever v.
ayrılmak lead away from v.
ayrılmak resign v.
ayrılmak break with somebody v.
ayrılmak vacate v.
ayrılmak graduate v.
ayrılmak withdraw from v.
ayrılmak tear oneself away v.
ayrılmak break away v.
ayrılmak walk out of v.
ayrılmak splinter off v.
ayrılmak check out v.
ayrılmak get clear of v.
ayrılmak be separated v.
ayrılmak take one's farewell of v.
ayrılmak wander from v.
ayrılmak split up v.
ayrılmak crack v.
ayrılmak sever v.
ayrılmak diverge v.
ayrılmak disperse v.
ayrılmak break with v.
ayrılmak decamp v.
ayrılmak fall v.
ayrılmak give up v.
ayrılmak stray v.
ayrılmak get v.
ayrılmak revolt v.
ayrılmak deviate v.
ayrılmak get off v.
ayrılmak part from v.
ayrılmak part company v.
ayrılmak divide v.
ayrılmak part with v.
ayrılmak go away v.
ayrılmak parted with someone v.
ayrılmak fork v.
ayrılmak withdraw v.
ayrılmak divaricate v.
ayrılmak walk out v.
ayrılmak defect v.
ayrılmak buzz v.
ayrılmak pull out v.
ayrılmak take leave v.
ayrılmak part company with v.
ayrılmak apostatize v.
ayrılmak dissent v.
ayrılmak differ v.
ayrılmak secede v.
ayrılmak come v.
ayrılmak come unstuck v.
ayrılmak hive off v.
ayrılmak furcate v.
ayrılmak mosey v.
ayrılmak draw away v.
ayrılmak disunite v.
ayrılmak cast v.
ayrılmak go v.
ayrılmak walk off v.
ayrılmak be unstuck v.
ayrılmak fissure v.
ayrılmak draw apart v.
ayrılmak cleave v.
ayrılmak revolt from v.
ayrılmak be off v.
ayrılmak segregate v.
ayrılmak desert v.
ayrılmak drop out v.
ayrılmak cut the painter v.
ayrılmak cut loose v.
ayrılmak detach v.
ayrılmak leave v.
ayrılmak depart v.
ayrılmak quit v.
ayrılmak break apart v.
ayrılmak make departure v.
ayrılmak come away v.
ayrılmak disintegrate v.
ayrılmak differentiate v.
ayrılmak get along v.
ayrılmak get out v.
ayrılmak throw over v.
ayrılmak throw up v.
ayrılmak fly off v.
ayrılmak peel v.
ayrılmak apostatise v.
ayrılmak dirempt v.
ayrılmak twin [scottish] v.
ayrılmak twine [scottish] v.
ayrılmak unhinge v.
ayrılmak unlink v.
ayrılmak unmingle v.
ayrılmak pull v.
ayrılmak vacate v.
ayrılmak unship v.
ayrılmak untwine v.
ayrılmak beleave v.
ayrılmak lete v.
ayrılmak break v.
ayrılmak hike [dialect] [uk] v.
ayrılmak mog v.
ayrılmak move v.
ayrılmak bust v.
ayrılmak gap v.
ayrılmak git [dialect] v.
ayrılmak off v.
ayrılmak roust v.
ayrılmak rout v.
ayrılmak run v.
ayrılmak run off v.
ayrılmak devow [obsolete] v.
ayrılmak disentwine v.
ayrılmak dishaunt v.
ayrılmak disjoin v.
ayrılmak dismiss v.
ayrılmak cut v.
ayrılmak diffind v.
ayrılmak diffract v.
ayrılmak disband [obsolete] v.
ayrılmak discede [obsolete] v.
ayrılmak forego v.
ayrılmak outrive [obsolete] v.
ayrılmak precipitate v.
ayrılmak sejein v.
ayrılmak shove v.
ayrılmak sliver v.
ayrılmak spalt [dialect] v.
ayrılmak stand by v.
ayrılmak subscribe [obsolete] v.
ayrılmak branch v.
ayrılmak designate v.
ayrılmak devote v.
Phrasals
ayrılmak cut off v.
ayrılmak dig out v.
ayrılmak leave out [dialect] v.
ayrılmak depart with v.
ayrılmak branch off v.
ayrılmak pluck away v.
ayrılmak fall from v.
ayrılmak go away v.
ayrılmak split apart v.
ayrılmak be through v.
ayrılmak bail out v.
ayrılmak cash in v.
ayrılmak break (from) v.
ayrılmak peel away v.
ayrılmak shove along v.
Colloquial
ayrılmak bone out v.
ayrılmak dust v.
ayrılmak uncouple v.
ayrılmak bounce [us] v.
ayrılmak shuffle off v.
Idioms
ayrılmak be through with v.
ayrılmak pull (up) chocks v.
ayrılmak pull chocks v.
ayrılmak pull up stakes v.
ayrılmak come to life v.
ayrılmak go one's separate ways v.
ayrılmak take one's leave v.
ayrılmak be through with v.
ayrılmak take leave v.
ayrılmak cut bait v.
ayrılmak pull stakes v.
ayrılmak haul off v.
ayrılmak bid adieu v.
ayrılmak break free v.
ayrılmak get going v.
ayrılmak get the push [uk] v.
ayrılmak go your separate ways v.
Technical
ayrılmak burst v.
ayrılmak disconnect v.
ayrılmak leave v.
ayrılmak depart v.
Automotive
ayrılmak pull away v.
Marine
ayrılmak clear v.
ayrılmak sheer off v.
Archaic
ayrılmak pass away v.
ayrılmak avoid v.
ayrılmak discompany v.
ayrılmak shift v.
Slang
ayrılmak shag (off) v.
ayrılmak butt out v.
ayrılmak pull one's freight v.

Bedeutungen, die der Begriff "ayrılmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ayrılmak üzere ayağa kalkma move n.
ayrılmak (esas konudan) wander off v.
iki kola ayrılmak bifurcate v.
ayrılmak (üyelikten) drop out v.
ikiye ayrılmak sever v.
ayrılmak (işten) resign v.
kol olarak ayrılmak branch off v.
ayrılmak (iş) retire v.
parçalara ayrılmak be shattered v.
hesabını ödeyip ayrılmak (otelden vb) check out v.
incecik ayrılmak sliver v.
bir şirketten ayrılmak disincorporate v.
emekliye ayrılmak bow out v.
ikiye ayrılmak go into division v.
parçalarına ayrılmak fragmentize v.
ikiye ayrılmak cleave v.
kollara ayrılmak branch off v.
kollara ayrılmak branch v.
ayrılmak (bağlantı) become disjoint v.
bağlanıp ayrılmak engage disengage v.
emekliye ayrılmak step down v.
dallara ayrılmak branch v.
ele alınan konudan ayrılmak wander from the subject at hand v.
hiddetle ayrılmak storm out v.
bir yerden ayrılmak depart from v.
ayrılmak (hedeften/fikirden/inançtan) swerve v.
(arılar) oğul halinde kovandan ayrılmak swarm v.
kollara ayrılmak fork v.
iki parçaya ayrılmak shear off v.
asıl konudan ayrılmak stray from v.
parçalara ayrılmak fall apart v.
derecelere ayrılmak graduate v.
birbirinden ayrılmak part company v.
işten ayrılmak leave the job v.
araçla bir yerden ayrılmak drive off v.
otelden ayrılmak check out v.
diğerlerinden ayrılmak vary from v.
ayrılmak (sevdiğinden) break up v.
ayrılmak (asıl konudan) stray from v.
sürüden ayrılmak go astray v.
büyük bir cisimden ayrılmak segregate v.
birbirinden ayrılmak diverge v.
satılık bir şey biri için ayrılmak be spoken for v.
bir sınıftan ayrılmak declass v.
ayrılmak (uçak vb) depart v.
ayrılmak (siyasal/dinsel bir örgütten/bir devletten/federasyondan) secede v.
kampı bozup ayrılmak decamp v.
ayrılmak (sevgiliden vb) leave v.
emekliye ayrılmak retire v.
ayrılmak (gruplara vb) split up v.
konudan ayrılmak digress v.
diğerlerinden ayrılmak differ from v.
sürüden ayrılmak straggle v.
ayrılmak (bir yerden/gruptan) cut loose from v.
ayrılmak (bir yerden taşınarak) take off v.
ayrılmak (bir yerden) cut loose from v.
kollara ayrılmak ramify v.
ortaklıktan ayrılmak leave a partnership v.
ortaklıktan ayrılmak retire from a partnership v.
ülkesinden ayrılmak leave one's country v.
plandan ayrılmak abandon the plan v.
bölgelere ayrılmak be divided into regions v.
konudan ayrılmak wander from the subject v.
konudan ayrılmak wander off v.
şirketten ayrılmak leave the company v.
oradan ayrılmak leave that place v.
oradan ayrılmak depart from there v.
oradan ayrılmak leave there v.
kısımlara ayrılmak be segmented v.
kısımlara ayrılmak be divided v.
kısımlara ayrılmak be bisected v.
kısımlara ayrılmak be separated into sections v.
parçalara ayrılmak break apart v.
yayalara ayrılmak be pedestrianized v.
yayalara ayrılmak be pedestrianised v.
yığından ayrılmak unpile v.
bir yerden ayrılmak make departure v.
ofisten ayrılmak leave the office v.
okuldan ayrılmak leave the school v.
eşinden ayrılmak separate from one's spouse v.
karısından ayrılmak separate from his wife v.
kocasından ayrılmak separate from her husband v.
eşinden ayrılmak divorce v.
eşinden ayrılmak get divorced v.
eşinden ayrılmak get a divorce from v.
kocasından ayrılmak get a divorce from v.
karısından ayrılmak get a divorce from v.
karısından ayrılmak divorce v.
kocasından ayrılmak divorce v.
parçalara ayrılmak chip off v.
parçalara ayrılmak break to pieces v.
parçalara ayrılmak fall to pieces v.
evden ayrılmak leave the house v.
izinsiz ayrılmak take french leave v.
-den ayrılmak break with v.
-den ayrılmak absent from v.
-den ayrılmak depart from v.
-den ayrılmak dissociate oneself from v.
-den ayrılmak dissent from v.
dizginleri koparıp -den ayrılmak cut loose from v.
-den ayrılmak differ from v.
-den ayrılmak part company with v.
-e ayrılmak split v.
-den ayrılmak vary from v.
-den ayrılmak wander from v.
-den ayrılmak part from v.
gruplara ayrılmak group v.
gövdeden ayrılmak disembody v.
dolaşarak ayrılmak (bulunması gereken yerden) stray from v.
sevgiliden ayrılmak break up with the lover v.
sevgilisinden ayrılmak break up with the lover v.
istasyondan ayrılmak pull out v.
-den ayrılmak quit v.
işinden ayrılmak quit one’s job v.
doğru yoldan ayrılmak wander v.
yolları ayrılmak break up v.
parçalara ayrılmak come apart v.
erken ayrılmak leave early v.
sahneden ayrılmak retire from the scene v.
üniversiteden ayrılmak leave the university v.
rotadan ayrılmak turn aside v.
görevden ayrılmak resign v.
limandan ayrılmak leave the port v.
malulen emekliye ayrılmak be retired due to disability v.
hızla ayrılmak leave promptly v.
hızla ayrılmak leave swiftly v.
hızla ayrılmak leave rapidly v.
hızla ayrılmak leave quickly v.
maçtan galip ayrılmak win the game v.
maçtan galip ayrılmak win the match v.
(sevgiliden vb) ayrılmak break up with somebody v.
bir yerden ayrılmak depart from some place v.
resmi olarak ayrılmak separate legally v.
bir yere gitmek için ayrılmak depart for some place v.
yasal olarak ayrılmak separate legally v.
gruptan ayrılmak quit the band v.
ülkeden ayrılmak leave the country v.
bir yerden aceleyle ayrılmak absquatulate v.
eşinden ayrılmak separate from/divorce/split up with one's husband/wife/spouse v.
okuldan ayrılmak drop out of school v.
okuldan ayrılmak drop out v.
(birisiyle) vedalaşıp gitmek/ayrılmak say good-bye to someone and leave v.
havadayken ikiye ayrılmak/kopmak break off mid-air v.
bir yerden ayrılmak leave a place v.
bir yerden ayrılmak quit a place v.
moleküllere ayrılmak dissolve into molecules v.
ikiye ayrılmak split in half v.
eşinden ayrılmak break up v.
birbirinden ayrılmak dissociate v.
ortodoks kilisesinden ayrılmak dissent v.
parçalarına ayrılmak fragmentise v.
(askerlikten vb) tazminat ödeyerek ayrılmak buy yourself out v.
gruba ayrılmak be separated into groups v.
küçük parçalara ayırmak/ayrılmak break up into small pieces v.
takımdan ayrılmak leave the team v.
izne ayrılmak go on leave v.
birinden ayrılmak break up with someone v.
görevden ayrılmak leave the office v.
işten ayrılmak quit work v.
gruplara ayrılmak aggroup v.
galip ayrılmak emerge victorious v.
galibeyetle ayrılmak emerge victorious v.
zaferle ayrılmak emerge victorious v.
galip ayrılmak emerge triumphant v.
galibeyetle ayrılmak emerge triumphant v.
zaferle ayrılmak emerge triumphant v.
işten ayrılmak strike work v.
(bir yerden) ayrılmak walk [obsolete] v.
işinden ayrılmak quit v.
bir yerden hızla ayrılmak jump v.
oturduğu çevresinden ayrılmak unroot v.
tabakalara ayrılmak layer v.
katmanlara ayrılmak layer v.
dört dala ayrılmak quadrifurcated v.
bir yerden ayrılmak check out v.
haber vermeden ayrılmak blanch v.
birinden ayrılmak break v.
(dikiş, oluk veya eklemde) katlanmak, bükülmek veya ayrılmak break v.
aceleyle ayrılmak breeze v.
(ulus) gruplara ayrılmak rend v.
kavga edip ayrılmak bust up v.
(dernek veya katılım alanından) ayrılmak depart v.
(bir yerden) ayrılmak chuck [south africa] v.
resmi şekilde ayrılmak congee [dialect] v.
rotadan ayrılmak deturn [obsolete] v.
sıradan ayrılmak dismiss v.
parçalara ayrılmak disshiver v.
rotadan ayrılmak disturn v.
aceleyle ayrılmak cut v.
bir anda ayrılmak pike v.
lor ve peynir altı suyuna ayrılmak curd v.
(gruptan, oluşumdan) ayrılmak peel (off) v.
küçük parçalara ayrılmak corrade v.
kümeden ayrılmak disaggregate v.
kitleden ayrılmak disaggregate v.
parçalara ayrılmak disassemble v.
kamptan ayrılmak discamp [obsolete] v.
aniden ayrılmak plump v.
parçalarına ayrılmak section v.
başçık veya kabuktan ayrılmak shell v.
apar topar ayrılmak skirr v.
apar topar ayrılmak scur v.
apar topar ayrılmak skive [dialect] v.
apar topar ayrılmak put v.
parçalara ayrılmak spall v.
-den ayrılmak split v.
(oturduğu yerden) ayrılmak stir v.
parçalara ayrılmak sunder v.
Phrasals
bir yerden zorla/istemeyerek ayrılmak tear (oneself) away (from someone or something) v.
hızla ayrılmak tear away v.
farklı dallara ayrılmak branch off v.
çiftler halinde bir yerden ayrılmak pair off v.
çekilerek ayrılmak pull apart v.
(gemi) limandan ayrılmak put forth v.
evden ayrılmak run away v.
görevden ayrılmak step aside v.
parçalara ayrılmak pull apart v.
aniden bulunduğu yerden ayrılmak burst out v.
aniden bulunduğu yerden ayrılmak burst out (of something) v.
aceleyle ayrılmak zoom off v.
aceleyle ayrılmak hurry away v.
aceleyle ayrılmak hurry off v.
aceleyle ayrılmak/gitmek bustle off v.
bir yere gitme için (bir yerden) ayrılmak leave for some place v.
bir yerden aceleyle çıkmak/ayrılmak rush off from v.
bir yerden hareket etmek/ayrılmak leave from some place v.
birinden ayrılmak split up (with someone) v.
bir şeyden ayrılmak split off from v.
emekliye ayrılmak bow out of something v.
hesabı keserek ayrılmak check out of v.
hızla ayrılmak light out v.
hızla ayrılmak light out of v.
küçük parçalara ayrılmak chip away v.
konudan ayrılmak digress from something v.
küçük parçalara ayrılmak crumble away v.
küçük parçalara ayrılmak crumble something up v.
kimseye haber vermeden işten ayrılmak quit on someone v.
küçük parçalara ayrılmak crumble up v.
sürüden ayrılmak stand out v.
(at veya bisiklikte vb.) bir yerden ayrılmak ride away v.
(bir yerden) biri ile gitmek/ayrılmak/çıkmak leave with someone v.
-den ayrılmak separate off from something v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak split up with v.
(bir yerden) ayrılmak tear out of v.
(belli bir ücretle) emekliye ayrılmak retire on something v.
(bir yerden başka bir yer) için ayrılmak desert (someone or something) for (someone or something) v.
(bir yerden başka bir yer) için ayrılmak desert (someone or something) to (someone or something) v.
ikili gruplara ayrılmak double up v.
kategoriye ayrılmak fall in v.
gruba ayrılmak fall in v.
-e ayrılmak fall in v.
kategoriye ayrılmak fall into v.
gruba ayrılmak fall into v.
-e ayrılmak fall into v.
ikiye ayrılmak fork out v.
başka bir kola ayrılmak fork out v.
gruptan ayrılmak peel off v.
gruptan ayrılmak peel off v.
bir yerden ayrılmak proceed from v.
bir yerden ayrılmak proceed from v.
(bir konuda) ayrılmak differ about (something) v.
(bir konuda) ayrılmak differ on (something) v.
kimseye görünmeden ayrılmak slip out v.
bir yerden ayrılmak go out v.
tekerlekli bir araçla ayrılmak wheel out v.
apar topar ayrılmak jet off v.
(biriyle) ayrılmak split with (one) v.
apar topar ayrılmak beetle off v.
tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) ayrılmak wheel out of (something or some place) v.
hızla ayrılmak speed off v.
bir hışımla çıkmak/ayrılmak speed off v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak peel off from (someone or something) v.
(birinden) ayrılmak bail on (one) v.
birinden ayrılmak bail on someone v.
(birinden) ayrılmak bail out on (one) v.
(bir şeyden) kollara ayrılmak branch off (from something) v.
(bir şeyden) farklı dallara ayrılmak branch off (from something) v.
(bir şeye) ayrılmak branch out (into something) v.
dallanarak (bir şeye) ayrılmak branch out (into something) v.
yeni yollara/bölümlere ayrılmak branch out (into something) v.
ana yoldan ayrılmak branch off v.
ana yoldan patikaya ayrılmak branch off v.
(bir şeylere) ayrılmak break (up) (into something) v.
kırılıp (bir şeylere) ayrılmak break (up) (into something) v.
küçük parçalara ayrılmak break (up) (into something) v.
toplanıp kamp alanından ayrılmak break camp v.
(biriyle) ayrılmak break off (with someone) v.
(birinden) ayrılmak break off (with someone) v.
(biriyle) ayrılmak break with someone v.
(birinden) ayrılmak break with someone v.
birinden ayrılmak break someone up v.
(birinden) ayrılmak break up with (one) v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak break with (someone or something) v.
(bir şeyden/bir yerden) aniden ayrılmak burst out of (somewhere or something) v.
(rıhtımdan/iskeleden) ayrılmak cast off (from something) v.
otel odasından ayrılmak check out from (something) v.
otel odasından ayrılmak check out of (something) v.
(bir yerden) ayrılmak clear off (of some place) v.
(bir yerden) ayrılmak clear out (of some place) v.
(bir dinden) ayrılmak convert from (something) v.
dizginleri koparıp'-den ayrılmak cut from v.
için ayrılmak desert for v.
için ayrılmak desert to v.
(bir konuda) ayrılmak differ about v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak differ from (someone or something) v.
-den ayrılmak differentiate from v.
konudan ayrılmak digress from v.
(bir şeyden) ayrılmak diverge from (something) v.
sessizce ayrılmak ease out v.
tantana çıkarmadan ayrılmak ease out v.
sessiz sedasız bırakmak/ayrılmak ease out v.
sakince ayrılmak ease out v.
sessizce ayrılmak ease on out v.
tantana çıkarmadan ayrılmak ease on out v.
sessiz sedasız bırakmak/ayrılmak ease on out v.
sakince ayrılmak ease on out v.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş ayrılmak ease away (from someone or something) v.
(bir yerden) ayrılmak/dağılmak fan out (from some place) v.
konuşmadan ayrılmak log off v.
görüşmeden ayrılmak log off v.
(bölge veya aktiviteden) ayrılmak ride off v.
geri dönmemek üzere ayrılmak ride off v.
(bir yerden ayrılmak üzere) yola çıkmak ride off v.
(bir yerden uçakla) gitmek/ayrılmak fly from (something) v.
(biriyle/bir şeyle) acilen ayrılmak/yola çıkmak fly off with (someone or something) v.
'-den hemen ayrılmak fly out v.
(bir yerden) hemen ayrılmak fly out of (some place) v.
(birini) istifa etmek/pozisyonundan ayrılmak zorunda bırakmak force (someone) out of (something) v.
başka yöne ayrılmak fork off v.
ikiye ayrılmak fork off v.
başka bir kola ayrılmak fork off v.
(ordudan) para vererek ayrılmak buy out v.
sahneden ayrılmak go off v.
aceleyle ayrılmak rush away v.
aceleyle ayrılmak rush off v.
(bir şeyden/yerden) ayrılmak get out of (something) v.
gözleri ayrılmak glaze up v.
(bir yerden) usulca/dikkatlice çıkmak/ayrılmak nose out (of something) v.
ile gitmek/ayrılmak/çıkmak leave with v.
'-den usulca/dikkatlice çıkmak/ayrılmak nose out of v.
-den dolayı yollarını ayırmak/ayrılmak part over v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak part with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ayrılmak part with (someone or something) v.
birden işten ayrılmak quit on (one) v.
(biri/bir şey) yüzünden işten ayrılmak quit over (someone or something) v.
(belli bir ücretle) emekliye ayrılmak retire on v.
(belli bir ücretle) emekliye ayrılmak retire on (some amount of money) v.
(bir şeyden/bir yerden) ayrılmak secede from (something or some place) v.
-den ayrılmak separate from v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak/kopmak separate from (someone or something) v.
daha küçük (gruplara/parçalara) ayrılmak/bölünmek separate into (something) v.
-den ayrılmak separate off v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak separate off (from someone or something) v.
-den ayrılmak separate off from v.
-den ayrılmak separate out of v.
(bir şeyden) ayrılmak separate out of (something) v.
(dijital bir hesaptan/ağdan) ayrılmak sign out of (something or some place) v.
(bir şeyden) kırılıp ayrılmak splinter off (from something) v.
(bir şeyden) ayrılmak splinter off (from something) v.
(bir şeyden) kırılıp ayrılmak splinter off (of) (something) v.
parçalara/gruplara ayrılmak splinter up v.
-e ayrılmak split in v.
(tam bir sayıya/parçaya) bölünmek/ayrılmak split in (number or fraction) v.
(eşit olarak bir sayıya/parçaya) bölünmek/ayrılmak split in (number or fraction) v.
(tam bir sayıya/parçaya) bölünmek/ayrılmak split into (number or fraction) v.
(eşit olarak bir sayıya/parçaya) bölünmek/ayrılmak split into (number or fraction) v.
ile ayrılmak split with v.
-den akın akın gitmek/çıkmak/ayrılmak stampede out v.
-den güruh halinde gitmek/çıkmak/ayrılmak stampede out v.
(bir yerden) akın akın gitmek/çıkmak/ayrılmak stampede out of (some place) v.
(bir yerden) güruh halinde gitmek/çıkmak/ayrılmak stampede out of (some place) v.
(buharlı bir araç) uzaklaşmak/yola çıkmak/ayrılmak steam out v.
öfkeyle/bir hışımla oradan ayrılmak steam out v.
(buharlı bir araç bir şeyden/bir yerden) uzaklaşmak/yola çıkmak/ayrılmak steam out of (something or some place) v.
öfkeyle/bir hışımla (bir şeyden/bir yerden) ayrılmak steam out of (something or some place) v.
(bir yerden) hiddetle ayrılmak storm out of (some place) v.
(daha küçük parçalara) ayrılmak subdivide into (something) v.
(alt bölümlere) ayrılmak subdivide into (something) v.
(alt sınıflara) ayrılmak subdivide into (something) v.
(bir şeyden) hızla/anında kalkmak/ayrılmak tear off of (something) v.
-den güruh halinde çıkmak/ayrılmak throng out v.
'-den kalabalık halde çıkmak/ayrılmak throng out v.
(bir yerden) güruh halinde çıkmak/ayrılmak throng out of (some place) v.
(bir yerden) kalabalık halde çıkmak/ayrılmak throng out of (some place) v.
birer ikişer çıkmak/ayrılmak trickle out (of something) v.
(bir şeyden/bir yerden) birer ikişer çıkmak/ayrılmak trickle out (of something or some place) v.
(hedeften, fikirden, inançtan) ayrılmak/sapmak veer off (of) (something) v.
(birinin/bir şeyin) yanından ayrılmak wander away (from someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yanından ayrılmak wander from (someone or something) v.
(bir öğretiden, ideolojiden, prensipten) uzaklaşmak/ayrılmak wander from (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yanından ayrılmak wander off (from someone or something) v.
ayrılmak istemek want out v.
(bir şeyden) ayrılmak withdraw from (something) v.
ana gruptan ayrılmak peel away v.
esas bölümden ayrılmak peel away v.
Phrases
senden ayrılmak o kadar zor ki it's so hard to leave you expr.
Colloquial
çalıştığı şirketten ayrılmak üzere olan bir çalışanın çalışmadan maaş aldığı dönem gardening leave [uk] n.
taşrada gezmek için arabayla yoldan ayrılmak boon v.
ayrılmak üzere olmak be on the rocks v.
doğru yoldan ayrılmak go astray v.
işten ayrılmak hang up one's boots v.
temelli/geri dönmemek üzere ayrılmak leave for good v.
erken ayrılmak sag off [uk] v.
sıradan ayrılmak break rank v.
sıradan ayrılmak break ranks v.
(toplantıdan veda etmeden ayrılmak ghost v.
(bir şeyden/yerden) ayrılmak get outta (something) v.
birden ayrılmak/çıkıp gitmek peace out v.
(bir yerden) çıkmak/ayrılmak quit (some place) v.
acele ile ayrılmak cut along [uk] v.
arkasını dönüp bir şey yapmak (gitmek, ayrılmak) turn round and do something [brit] expr.
(birisi) ayrılmak zorunda (one) has to push off expr.
(birisi) ayrılmak zorunda (one) has to run along expr.
Idioms
(sevgililer) ayrılmak call it quits v.
işten/görevden ayrılmak apply for chiltern hundreds v.
ayrılmak ya da ayrılmaya hazırlanmak hoist the blue peter v.
iyi ki (bir şeyden veya kişiden) ayrılmak be well out of (something) v.
iyi ki (bir şeyden veya kişiden) ayrılmak be well out of v.
tartışmalı ayrılmak/boşanmak part brass rags with (one) v.
kavgalı ayrılmak/boşanmak part brass rags with (one) v.
tartışarak ayrılmak/boşanmak part brass rags with (one) v.
kavga ederek ayrılmak/boşanmak part brass rags with (one) v.
tartışmalı ayrılmak/boşanmak part brass rags with v.
kavgalı ayrılmak/boşanmak part brass rags with v.
tartışarak ayrılmak/boşanmak part brass rags with v.
kavga ederek ayrılmak/boşanmak part brass rags with v.
bir toplantıdan ayrılmak cash (one's) chips in v.
bir şeyden dolayı yollarını ayırmak/ayrılmak part over something v.
bir bütün halinde ayrılmak leave in a body v.
evden ayrılmak fly the nest v.
haber vermeden işten ayrılmak take french leave v.
gitmek/ayrılmak hit the trail v.
gelenekten ayrılmak break with tradition v.
evden ayrılmak leave the nest v.
izinsiz ayrılmak take french leave v.
konudan ayrılmak get off the point v.
küçük parçalara ayrılmak crumble away v.
telaşla ayrılmak/çıkmak cut out for some place v.
toplu halde ayrılmak leave in a body v.
telaşla ayrılmak/çıkmak light out for some place v.
(soğuk/tehlikeli) bir yerden ayrılmak beat a retreat v.
(birisiyle) vedalaşıp gitmek/ayrılmak take one's leave of someone v.
(bir yerden) gitmek/ayrılmak make a move v.
(söylenenden) erken ayrılmak leave ahead of time v.
(arkadaş vb) ayrılmak grow away from v.
(rahat bir yerden) kalıcı olarak göç etmek/ayrılmak pull up roots v.
(bir yerden) ayrılmak take leave of somewhere v.
bir yerden ayrılmak cut a path v.
(anlaşamayan taraflar) ikiye bölünmek/ayrılmak split something down the middle v.
iki karşıt gruba ayrılmak/bölünmek split something down the middle v.
(birinin) karşısından ayrılmak get out of (one's) face v.
bu dünyadan ayrılmak depart from this world v.
sıkıcı/iç bayıcı bir yerden ayrılmak get out of this popsicle stand v.
(birinden) ayrılmak give (one) the shove [uk/australia] v.
yedeğe ayrılmak go spare [uk] v.
gözü ayrılmak go wide v.
işten ayrılmak/çıkmak hang up (one's) hatchet v.
görevden istifa etmek/ayrılmak send in your papers v.
hesabı ödemeden ayrılmak shoot the moon v.
seçimden/yarıştan ayrılmak bow out of the running v.
işten ayrılmak pull the pin [us] v.
emekliye ayrılmak pull the pin [us] v.
kamptan/kamp yerinden ayrılmak pull up stumps [uk/australia] v.
kampı toplayıp ayrılmak/gitmek pull up stumps [uk/australia] v.
bir yerden aniden ayrılmak be off like a prom dress (in may) v.
bir yerden ayrılmak üzere olmak be on the way out v.
emekliye ayrılmak zorunda bırakılmak be put out to grass v.
(bir şeyden) ayrılmak/vazgeçmek bid (something) adieu v.
-den ayrılmak bid adieu to v.
(bir şeyden) ayrılmak/sıyrılmak break loose from (something) v.
birinden/bir şeyden ayrılmak break/cut/tear loose from somebody/something v.
emekliye ayrılmak call it a day v.
işten ayrılmak call it quits v.
bir topluluktan çıkmak/ayrılmak cash in chips v.
(birini) istifa etmek/pozisyonundan ayrılmak zorunda bırakmak force (one) out of office v.
karşısından ayrılmak get out of face v.
(birinden) ayrılmak give (one) the boot v.
(birinden) ayrılmak give (one) the push [uk/australia] v.
işten ayrılmak hang up your boots v.
ayrılmak zorunda olmak have to be moving along v.
kaçmak/gitmek/ayrılmak zorunda olmak have to run along v.
(biriyle) öpüşüp ayrılmak kiss (someone) goodbye v.
(biriyle) öpüşüp ayrılmak kiss goodbye to (someone) v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak take leave of (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak wash (one's) hands of (someone or something) v.
işten ayrılmak snatch one's time v.
(sporda) emekliye ayrılmak hang up one's spikes v.
(birisi) ayrılmak zorunda (one) has got to be shoving off expr.
(birisi) ayrılmak zorunda (one) has got to push off expr.
(birisi) ayrılmak zorunda (one) has got to shove off expr.
'-den ayrılmak üzere not long for expr.
işten çıkmak/ayrılmak turn in (one's) badge
Speaking
kaçmak/gitmek/ayrılmak zorundayım I have to run along expr.
senden ayrılmak istemiyorum I don't want to break up with you expr.
Trade/Economic
emekliye ayrılmak retire v.
görevden ayrılmak retire v.
görevden ayrılmak secede v.
görevden ayrılmak retire from office v.
işten ayrılmak quit job v.
ortaklıktan ayrılmak withdraw from partnership v.