Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | açlıkla | hungrily adv. | ||
Tom quickly unwrapped the sandwich and began to eat it hungrily. Tom sandviçi hızla açtı ve iştahla yemeye başladı. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | açlıkla savaşım | famine relief n. |
General | bilgiye veya ustalığa duyduğu açlıkla gözü kör olan | faustian adj. |