bükülü - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bükülü



Bedeutungen von dem Begriff "bükülü" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
bükülü twisted adj.
General
bükülü crooked adj.
bükülü spun adj.
bükülü writhed adj.
bükülü inflexed adj.
bükülü dogleg adj.
bükülü scroggy adj.
bükülü sprung adj.
Textile
bükülü twisted adj.
bükülü bent adj.
bükülü wrung adj.
bükülü curled adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bükülü" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 47 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bükülü kablo twisted wire n.
bükülü tel stranded wire n.
uçları kanca gibi bükülü çubuk şeklindeki hanedan arması figürü crampon n.
bükülü kısım flexion n.
(çatı yapımında kullanılan) bükülü söğüt dalı sprays [dialect] [uk] n.
(çatı yapımında kullanılan) bükülü fındık ağacı dalı sprays [dialect] [uk] n.
bükülü veya sarılı bir şeyle çevrelemek circumvolute v.
tepesi bükülü nodding adj.
bükülü olmayan unwrung adj.
düz bükülü (halat, ip) right-hand adj.
bükülü anlamına gelen bir ön ek strepto- pref.
Technical
bükülü tel çifti twisted pair n.
bükülü tel stranded wire n.
bükülü kablo twisted wire n.
dört kollu bükülü germe halatı four strand shroud laid rope n.
sağa bükülü halat right-hand rope n.
biri müslin kaplı diğeri ise siyah camdan iki ampulü bulunan bükülü bir cam tüpten oluşan bir tür higrometre daniell's hygrometer n.
mengene veya bağlantı olarak kullanılan bükülü demir çubuk dog iron n.
çift bükülü biflex adj.
sağa bükülü (ip) right-hand adj.
sağa bükülü (halat) right-hand adj.
sağa bükülü (ip) right-handed adj.
sağa bükülü (halat) right-handed adj.
Computer
bükülü ok bent arrow n.
yukarı bükülü ok curved up arrow n.
yukarı bükülü ok bent-up arrow n.
Telecom
ekranlanmış bükülü per shielded twisted pair n.
ekranlanmış bükülü kablo çifti shielded twisted pair n.
korumasız bükülü kablo çifti unshielded twisted cable pair n.
Textile
dört kollu bükülü germe halat four-strand shroud laid rope n.
kablo bükülü iplik cabled yarn n.
Automotive
bükülü demet twisted harness n.
Marine
halatın bükülü olmayan ucu feazings n.
Anatomy
bükülü kaburgalı flexicostate adj.
yarı bükülü semiflexed adj.
Geometry
bükülü yüzey skew surface n.
Astronomy
(teleskop) dirsek gibi bükülü coudé adj.
Botanic
batı avustralya'ya özgü, gövdesi bükülü olan bir okaliptüs ağacı gimblet n.
tepesi aşağı doğru bükülü cernuous adj.
(yaprak kenarı) geriye bükülü revolute adj.
Religious
svastika gibi kol uçları dik açıda bükülü haç rebated cross n.
Sport
krikette bükülü orta parmak kullanılarak yapılan atış şekli carrom ball n.
dizler bükülü sırtüstü yatış pozisyonu back lying knees bend n.
yana bükülü atış shot in bending sideways n.
dirsekler bükülü halde çekilen barfiks bent hang n.
(dalışçının vücut pozisyonu) kalçadan bükülü ve bacaklar düz pike adj.
Photography
fotoğraf filmi veya klişesini pozlandırma sırasında tutması için kenarları bükülü olan ince metal levha sheath n.