bütünleme - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bütünleme



Bedeutungen von dem Begriff "bütünleme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bütünleme integration n.
bütünleme completion n.
bütünleme make-up examination n.
bütünleme condition n.
bütünleme suppletion n.
Construction
bütünleme verification n.
bütünleme completion n.
Education
bütünleme resit exam n.
Military
bütünleme replenishment n.

Bedeutungen, die der Begriff "bütünleme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 44 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bütünleme sınavı makeup exam n.
bozuk para bütünleme makinesi coin cashing machine n.
yeniden bütünleme redintegration n.
yeniden bütünleme reintegration n.
Informatics
disk bütünleme disk defragmentation n.
Transportation
kapıdan kapıya taşıma alanında bütünleme yöntemi vasıtasıyla en az iki farklı ulaşım biçimi kullanılmasını öneren taşımacılık sistemi intermodality n.
Marine
bütünleme yolu path of integration n.
Medical
duyu bütünleme bozukluğu sensory processing disorder n.
Physiology
duyu bütünleme bozukluğu sensory integration dysfunction n.
Education
bütünleme sınavı make-up n.
bütünleme sınavı retake n.
bütünleme sınavı make-up examination n.
bütünleme sınavı repeat examination n.
bütünleme sınavı resit exam n.
bütünleme sınavı resit examination n.
bütünleme sınavına girmek resit v.
Military
avrupa'ya bütünleme ikmali resupply of europe n.
bütünleme isteği replenishment requisition n.
bütünleme ikmali replenishment n.
bütünleme ikmal safhası replenishment supply phase n.
bütünleme ikmali unsurları elements of resupply n.
bordadan bütünleme ikmali abeam replenishment n.
bütünleme ikmali kapasitesi resupply capacity n.
bütünleme deposu integral reservoir n.
bütünleme ve tüketim ihtiyaçları replacement and consumption requirements n.
bütünleme devresi miktarı replenishment cycle quantity n.
bütünleme ikmali alan gemi receiving ship n.
bütünleme ikmal maddeleri replenishment supplies n.
bütünleme yedek parçaları replenishment spare parts n.
bütünleme ikmali resupply n.
düşey bütünleme ikmali vertical replenishment n.
erken bütünleme ikmali early resupply n.
eldeki mevcutla erken bütünleme ikmali improvised early resupply n.
ilk bütünleme ikmali initial resupply n.
planlanmış bütünleme ikmali planned resupply n.
seyir halinde bütünleme ikmal kuvvetleri underway replenishment force n.
seyir halinde bütünleme ikmal varlıkları underway replenishment assets n.
seyir halinde bütünleme ikmal grubu underway replenishment group n.
uçak bütünleme aircraft replenishing n.
otomatik bütünleme ikmali automatic resupply n.
acil bütünleme ikmali emergency resupply n.
askeri birimin, bütünleme ikmalinin veya değişen personelin boşaltma limanına varacağı ve operasyona destek vereceği son gün latest arrival date n.
özel harekat timinin operasyona başlamasından önce planlanıp timin talebi üzerine uygulamaya konan bütünleme ikmali görevi on-call resupply n.
ilk erken dönem bütünleme ikmali initial early resupply n.