bütünleyici - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bütünleyici



Bedeutungen von dem Begriff "bütünleyici" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bütünleyici supplement n.
bütünleyici supplemental adj.
bütünleyici integrative adj.
bütünleyici integrant adj.
bütünleyici integral adj.
bütünleyici subsidiary adj.
bütünleyici supplementary adj.
bütünleyici complementary adj.
bütünleyici added adj.
bütünleyici orbicular adj.
bütünleyici succursal adj.
bütünleyici supp (supplementary) adj.
bütünleyici suppl (supplementary) adj.
bütünleyici suppletive adj.
bütünleyici supplyant [obsolete] adj.
Law
bütünleyici fixture n.
bütünleyici complementary adj.
Politics
bütünleyici complementary adj.
Technical
bütünleyici integrator n.
bütünleyici supplementary adj.
Linguistics
bütünleyici complementary adj.
Archaic
bütünleyici suppletory adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bütünleyici" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bütünleyici şey complement n.
hükümetin sunduğu sağlık hizmetlerinin kapsamını bütünleyici özel sağlık sigortası medigap n.
bir şeyin kayıp olan bütünleyici parçası missing link n.
bütünleyici şey satellite n.
bütünleyici şey supplemental n.
bütünleyici şey supplementary n.
(soru, mesele) bütünleyici parçasını inceleyerek açıklamak unpack v.
(bir şeye) bütünleyici fon sağlamak match v.
bütünleyici olmayan disintegrative adj.
bütünleyici bir şekilde subsidiarily adv.
Phrasals
bütünleyici bir parçası olarak yapmak/kurmak/imal etmek build into v.
birini bir şeyin bütünleyici bir parçası yapmak build someone into something v.
Law
bütünleyici parça component part n.
bütünleyici parça fixture n.
bütünleyici parça integral part n.
bütünleyici parça fixture n.
Politics
bütünleyici müzakere integrative negotiation n.
bütünleyici rezerv kolaylığı supplemental reserve facility n.
Technical
bütünleyici alt sistem integral subsystem n.
bütünleyici metal oksit yarı i̇letken cmos (complementary metal oxide semiconductor) abrev.
Telecom
bütünleyici servislerin testi test of supplementary services n.
Construction
bütünleyici parça integral part n.
Automotive
bütünleyici metal oksit yarıiletken sensör complementary metal-oxide semiconductor sensor n.
Marine
bütünleyici tesisler supplemental facilities n.
Medical
bütünleyici tıp integrative medicine n.
Psychology
bütünleyici çözüm integrative solution n.
Geometry
bütünleyici açı yay supplement n.
Linguistics
bütünleyici dağılım complementary distribution n.
bütünleyici güdülenme integrative motivation n.
Religious
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri theological virtue n.
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri supernatural virtue n.
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdem: inanç, umut ve merhamet theological virtues n.
Military
bütünleyici ikmal replenishment n.
Abbreviation
bütünleyici ve alternatif tıp cam n.